Aslı
toprak olan, üzeri sırlanarak çeşitli şekillerle nakışlanıp, pişirilmek sûretiyle, meydana getirilen bir sanat
eseri ve bunu gerçekleştirme sanatı. Başka bir ifâdeyle çini, porselen ve kaolinin özel olarak
pişirilmesiyle elde edilen seramik ve fayans işlerine denir. Bugünkü Türkistan, Orta Asya ve İranda
ise, sertleşmiş Toprak anlamına gelen ve Kâşî diye adlandırılan çini, porselen ve fayansların ilk
defâ Çinden getirilmiş olmasından dolayı, Çin işi anlamında ortaya çıkmış bir kelimedir. Çinde bu
sanatın şâheser örneklerini veren büyük ustalar yetişmiştir.
Çinicilik pek eski olup, târih bakımından tâ Asurlular zamânına varan bir doğu sanatıdır. Orta Asyada
Turfan, Aşkar ve Koça bölgelerinde yapılan araştırmalarda, nefis Türk çini ve resimlerinin ele geçirilmiş
olması, Türlerin çok eski devirlerde, 8. yüzyıldan önce, bu sanat dalında da ne kadar ileri gitmiş
olduklarını göstermektedir.
Orta Asyadan itibâren asırlar boyu âbideleşen Müslüman-Türk sanat eserlerinin tezyinâtında, Güzel
Sanatların çeşitli dallarından faydalanılmış, bu arada çini ve çinicilik sanatının şâheser örnekleri
sergilenmiştir.
Türklerde çinicilik: İlk olarak Türkler, Orta Asyada çini îmâl etmişlerdir. Orta Asyadaki Kâşân
şehrinden dolayı çiniye Kâşî denildiği bilinmektedir. Kâşân şehrinde yapılan kazılarda bulunan fırın
artıkları ve parça çiniler gösteriyor ki, çini, Türkler tarafındn bir sanat olarak değerlendirilmiş ve
birbirinden güzel eserler verilmiştir.
Orta Asyadaki Hunlar, Karahanlılar, Uygurlar, Gazneliler çini ve seramik sanatını kitâbelerde ve
binâlarda yapı malzemesi olarak kullanmışlardır. Aralarında ihtilaflar olmasına rağmen Türkler
genellikle aynı sanat anlayışı ve üslûp içinde yapmışlardır. Mengüçler, Selçuklular, Eratnaoğulları,
Germiyanoğulları, Karamanoğulları ile Ramazanoğullarına âit eserlerde teknik ve desen bakımından
birçok benzerlikler bunu açıkça meydana koymuştur.
toprak olan, üzeri sırlanarak çeşitli şekillerle nakışlanıp, pişirilmek sûretiyle, meydana getirilen bir sanat
eseri ve bunu gerçekleştirme sanatı. Başka bir ifâdeyle çini, porselen ve kaolinin özel olarak
pişirilmesiyle elde edilen seramik ve fayans işlerine denir. Bugünkü Türkistan, Orta Asya ve İranda
ise, sertleşmiş Toprak anlamına gelen ve Kâşî diye adlandırılan çini, porselen ve fayansların ilk
defâ Çinden getirilmiş olmasından dolayı, Çin işi anlamında ortaya çıkmış bir kelimedir. Çinde bu
sanatın şâheser örneklerini veren büyük ustalar yetişmiştir.
Çinicilik pek eski olup, târih bakımından tâ Asurlular zamânına varan bir doğu sanatıdır. Orta Asyada
Turfan, Aşkar ve Koça bölgelerinde yapılan araştırmalarda, nefis Türk çini ve resimlerinin ele geçirilmiş
olması, Türlerin çok eski devirlerde, 8. yüzyıldan önce, bu sanat dalında da ne kadar ileri gitmiş
olduklarını göstermektedir.
Orta Asyadan itibâren asırlar boyu âbideleşen Müslüman-Türk sanat eserlerinin tezyinâtında, Güzel
Sanatların çeşitli dallarından faydalanılmış, bu arada çini ve çinicilik sanatının şâheser örnekleri
sergilenmiştir.
Türklerde çinicilik: İlk olarak Türkler, Orta Asyada çini îmâl etmişlerdir. Orta Asyadaki Kâşân
şehrinden dolayı çiniye Kâşî denildiği bilinmektedir. Kâşân şehrinde yapılan kazılarda bulunan fırın
artıkları ve parça çiniler gösteriyor ki, çini, Türkler tarafındn bir sanat olarak değerlendirilmiş ve
birbirinden güzel eserler verilmiştir.
Orta Asyadaki Hunlar, Karahanlılar, Uygurlar, Gazneliler çini ve seramik sanatını kitâbelerde ve
binâlarda yapı malzemesi olarak kullanmışlardır. Aralarında ihtilaflar olmasına rağmen Türkler
genellikle aynı sanat anlayışı ve üslûp içinde yapmışlardır. Mengüçler, Selçuklular, Eratnaoğulları,
Germiyanoğulları, Karamanoğulları ile Ramazanoğullarına âit eserlerde teknik ve desen bakımından
birçok benzerlikler bunu açıkça meydana koymuştur.