Bazı kediler do---güs---tan sinirlidir. Sabah afyonu patlamamış ya da bir bardak çay içmeden sosyalleşemeyen huysuz insanlara benzerler.
Bazı kediler do---güs---tan sinirlidir. Sabah afyonu patlamamış ya da bir bardak çay içmeden sosyalleşemeyen huysuz insanlara benzerler. Kimilerine göre ise tekir kediler do---güs---tan biraz geçimsizdir. Gerçekten de huzursuzluğu bir tarz olarak benimsemiş kediler vardır. En azından ben kendi namıma sadist bir kedi gördüğüme yemin bile edebilirim.
Oldukça iri bir sarmandı ve mahallenin tek efendisi, pardon hanımefendisi idi. Ne sokaktaki baba kediler ne de köpekler onun yanına bile yaklaşamazlardı. O da bu gücünü pek hayra kullanmaz, sebepli sebepsiz kedileri pataklamaya girişirdi. Pataklamaktan özel bir zevk alır gibi bir hali vardı. Kindar olduğu su götürmez ve kaçanın peşini asla bırakmazdı. Bazen saatler boyu kurbanı saklandığı yerden çıkması için sabırla bekler ve son darbeyi de indirdikten sonra istifini bozmadan günlük progr..... kaldığı yerden devam ederdi.
çılgın kedi ile başetmenin altın kurallarına hem fizyolojik hem de psikolojik sağlığınız için kulak verin;
- öncelikle onunla mücadele etmekten vazgeçin. Bu savaşın galibi her daim odur. Hiç böbürlenmeyin. Süngünüzü ne yapıp edip düşürecektir. En iyisi siz baştan yenilgiyi kabullenin ki, karizmanıza daha fazla zarar gelmesin.
- çılgın kediler eğitilemezler, terbiye edilemezler. Terbiye etmek ne demek! Bu bile onların tepesini attıracak bir düşünce, hatta bir hakarettir.
- çılgın kediler kendilerinin efendisidir. Programlarını kendileri yapar, nasıl yaşayacaklarına kendileri karar verirler. Zaman ve mekan onlarındır. Yoluna çıkan herşey yıkılmaya do---güs---tan mahkumdur.
- Onları kandıramazsınız. Yalanı ve sahtekarlı gözünden tanırlar. “Gel pisi pisi”ler ya da “canım sana yaş mama vereyim”ler çok iyi yakaladığı seslenişlerdir. Kanlı bir ciğere bile aldırış etmeden sizi süzerler ve eğer bir katakülli durumu var ise bunu size pahalıya ödetirler.
- Dost olmaya kalkışmayın! Siz olsanız olsanız itaat eden kişi olabilirsiniz. Dost olmak gibi onun mertebesine çıkmaya kalkmak da affedilmeyecek bir hatadır. Hiyerarşiye riayet etmemek kabul edilemez.
- Sakın ola, fiziksel bir müdahale girişmeyin. Yakalamak, kucaklamak, tutmak gibi eylemler karşısında tırmıklar ve hatta dişler devreye girecektir. Unutmayın kraliyet ailesi üyelerine dokunulamaz.
- Sorumlulukların unutulması affedilmezdir. Yemek sağlıyorsanız iyilik yapmıyorsunuzdur, sadece ödevinizi yerine getirmişsiniz demektir. öğün atlatmak, az yemek, çok yemek, de---gıs---ik yemek, yemek yeri de---gıs---tirmek cezayı gerektirir ve bu konuda ustadırlar.
- O başkaları ile ya da başka kedilerle samimiyet halinde iken araya girmek densiz bir davranış olarak yorumlanır ve haddiniz anında size bildirilir. Nerede konuşulacağını ve nerede susulacağını öğrenmelisiniz. Tercihen de susmak size en yakışan eylem olacaktır.
Ama ne kadar huysuz, arsız ve çılgın olurlarsa olsunlar böylesi bir kedinin karizmasını solumak, izlemek de bana sorarsanız bir o kadar zevklidir. şu içinizde bastırdığınız isyanı temsil eder gibidirler. Dört ayaklı kahramanlar gibi salınırlar. Onlara her baktığınızda Erich Fromm’un kulağını çınlatırsınız, “Sadist ile mazohist arasında aslında ortak bir yaşam vardır. Biri olmadan diğeri var olamaz.”
Bazı kediler do---güs---tan sinirlidir. Sabah afyonu patlamamış ya da bir bardak çay içmeden sosyalleşemeyen huysuz insanlara benzerler. Kimilerine göre ise tekir kediler do---güs---tan biraz geçimsizdir. Gerçekten de huzursuzluğu bir tarz olarak benimsemiş kediler vardır. En azından ben kendi namıma sadist bir kedi gördüğüme yemin bile edebilirim.
Oldukça iri bir sarmandı ve mahallenin tek efendisi, pardon hanımefendisi idi. Ne sokaktaki baba kediler ne de köpekler onun yanına bile yaklaşamazlardı. O da bu gücünü pek hayra kullanmaz, sebepli sebepsiz kedileri pataklamaya girişirdi. Pataklamaktan özel bir zevk alır gibi bir hali vardı. Kindar olduğu su götürmez ve kaçanın peşini asla bırakmazdı. Bazen saatler boyu kurbanı saklandığı yerden çıkması için sabırla bekler ve son darbeyi de indirdikten sonra istifini bozmadan günlük progr..... kaldığı yerden devam ederdi.
çılgın kedi ile başetmenin altın kurallarına hem fizyolojik hem de psikolojik sağlığınız için kulak verin;
- öncelikle onunla mücadele etmekten vazgeçin. Bu savaşın galibi her daim odur. Hiç böbürlenmeyin. Süngünüzü ne yapıp edip düşürecektir. En iyisi siz baştan yenilgiyi kabullenin ki, karizmanıza daha fazla zarar gelmesin.
- çılgın kediler eğitilemezler, terbiye edilemezler. Terbiye etmek ne demek! Bu bile onların tepesini attıracak bir düşünce, hatta bir hakarettir.
- çılgın kediler kendilerinin efendisidir. Programlarını kendileri yapar, nasıl yaşayacaklarına kendileri karar verirler. Zaman ve mekan onlarındır. Yoluna çıkan herşey yıkılmaya do---güs---tan mahkumdur.
- Onları kandıramazsınız. Yalanı ve sahtekarlı gözünden tanırlar. “Gel pisi pisi”ler ya da “canım sana yaş mama vereyim”ler çok iyi yakaladığı seslenişlerdir. Kanlı bir ciğere bile aldırış etmeden sizi süzerler ve eğer bir katakülli durumu var ise bunu size pahalıya ödetirler.
- Dost olmaya kalkışmayın! Siz olsanız olsanız itaat eden kişi olabilirsiniz. Dost olmak gibi onun mertebesine çıkmaya kalkmak da affedilmeyecek bir hatadır. Hiyerarşiye riayet etmemek kabul edilemez.
- Sakın ola, fiziksel bir müdahale girişmeyin. Yakalamak, kucaklamak, tutmak gibi eylemler karşısında tırmıklar ve hatta dişler devreye girecektir. Unutmayın kraliyet ailesi üyelerine dokunulamaz.
- Sorumlulukların unutulması affedilmezdir. Yemek sağlıyorsanız iyilik yapmıyorsunuzdur, sadece ödevinizi yerine getirmişsiniz demektir. öğün atlatmak, az yemek, çok yemek, de---gıs---ik yemek, yemek yeri de---gıs---tirmek cezayı gerektirir ve bu konuda ustadırlar.
- O başkaları ile ya da başka kedilerle samimiyet halinde iken araya girmek densiz bir davranış olarak yorumlanır ve haddiniz anında size bildirilir. Nerede konuşulacağını ve nerede susulacağını öğrenmelisiniz. Tercihen de susmak size en yakışan eylem olacaktır.
Ama ne kadar huysuz, arsız ve çılgın olurlarsa olsunlar böylesi bir kedinin karizmasını solumak, izlemek de bana sorarsanız bir o kadar zevklidir. şu içinizde bastırdığınız isyanı temsil eder gibidirler. Dört ayaklı kahramanlar gibi salınırlar. Onlara her baktığınızda Erich Fromm’un kulağını çınlatırsınız, “Sadist ile mazohist arasında aslında ortak bir yaşam vardır. Biri olmadan diğeri var olamaz.”