ashli
Bayan Üye
Tanrı dedi ki:
Uyanın canlarım. Yüreğimde bir şarkı var, duyuyor musunuz? Sizi kendisine çağırıyor mu bu şarkı? Kainata sabahın ilk ışıklarını, kalbinize ise müziği getiren bu sevgi şarkısını benimle birlikte söyleyecek misiniz peki?
Kuşlar benimle birlikte şarkı söylüyorlar. Benim şarkımı duyuyor onlar.
Yüreğimin ritmine göre ayaklarınız tempo tutmaya başladı mı peki?
Haydi, dans edin benimle. Müzik kulağınızın, ritim duygunuzun olup olmaması umurumda değil. Dans edin benimle. Gelin birlikte dans edelim, birlikte şarkılar söyleyelim. Şenlik yapalım. Bu şenlik için doğdunuz sizler. Gelin, coşup eğlenelim beraber.
Yüreğinizden sevinç çağlayacak; böylelikle benim şarkımı duyabildiğinizi ve ona yanıt vermekte olduğunuzu bileceksiniz. Burada olduğumu bilmek için beni gözlerinizle görmeniz nasıl gerekmiyorsa, şarkımı işitmek için de onu yüksek bir sesle duymanız gerekmiyor. Sizi harekete sevk eden görünmez etkenim ben, sizi motive edenim. Size neşe verenim. Onları kutsamaktan ve yüreklendirmekten başka ne yapabilirim ki canlarıma ben? Benim olduğunuzu bilmenizi istiyorum sizden. Gelin dans edin benimle.
Kutlu bir danstaki eşler olduğumuzu bilin artık. Tüm danslar dahildir buna. Vals yaparcasına kayarız pistte. Tango yaparız. Birlikte tüm dansları yapar ve nasıl da bir çift oluştururuz böyle. Hayatın dans pistinde bir’iz biz.
Birlikte soliter oynarız, çok hoştur ve bu asla yalnızlık içinde değildir.
Sizi yüreğime öyle yakın tutarım ki ben. Siz Benim yıldızımsınız, ben de sizin rehber ışığınızım.
Dans etmeyi hiç bırakmayız. Ebediyen biri birimizin sevgi kollarındayız biz. Örtüşür, uyuşur, birlikte oluşuruz. Dansımızdan ve biri birimizi kucaklayışımızdan başka bir şey yoktur. Elinizi öper ve onun benim elim olduğunu görürüm. Siz benimsiniz. Ben de sizinim.
Yeryüzü denilen bir dans pistinde dans ederiz biz, lakin buna rağmen cennet katında dans ederiz. Asıl devinimin cereyan ettiği yer orasıdır. Dünyadaki dans pisti size somut ve sağlam görünür ama Cennet’in hakiki dans pisti sevginin sağlamlığındadır, onun gücüne sahiptir; zamanın ve mekanın göreli somutluğu değil, sadece sevginin sağlamlığı vardır onda. Sevgimiz güneşin ve yıldızların altında dans eder. Dansımız; zamanı ve mekanı olmayan, bunların tamamen dışında kalan dansımız sevgi doludur bizim.
Cennet’in gökkubbesinde dans ederken ayaklarımız hiç ses çıkarmaz. Hareket etmemiz dahi gerekmez. Ruhsal bir dans yaparız biz. Ruhlarımız dans eder. El ele tutuşmamız bile gerekmez. Yüreklerimiz dans eder. Sevgiye teslim oluruz. Dansımız sevgidir bizim. Tek bir sevgiyiz biz.
Bu dansı bana lütfeder misiniz peki?
Nasıl dans edeceğinizi bilmediğinizi söylüyorsunuz.
Ben rehberlik edeceğim size, beni takip edeceksiniz. Nasıl yapacağınızı bilmeniz gerekmiyor. Sadece beni takip edin, adımlarıma uyun. Sizi sevgimin ihtişamı etrafında döndürürken yüreğimin atışlarını duyun. Sevgiden sevgiye akan bu fırsatı kabul edin, bu sonsuz sevgiyi alın çünkü biz bir’iz, bir sevgi’yiz, tek bir harika’yız.
Ve dans biziz, biz dansçıyız, müziğiz, dansın kendisiyiz ve sevgiyiz. Sevginin atomlarıyız, işte böylelikle Cennet’in dans pisti boyunca süzülerek dönüyor ve dönüyoruz; bu da benim yüreğimin enginliğinde dans ettiğimizi söylemekle aynı anlama geliyor. Dansçılarız biz, şarkıcılarız; sevginin şarkısıyla dans ediyor, bu şarkıyı söylüyoruz; yaptığımız budur işte, tüm yaptığımız budur bizim. Sevginin Balo Salonunda öylesine sessiz dans ediyoruz biz; sevgimizse, benim bir yüreğimin sessizliğindeki “Bir” ebedi şarkıdır bu nedenle. Dans ediyoruz, yüreğimin atışlarıyla dans ediyoruz biz.
Çeviren: Engin Zeyno Vural
Uyanın canlarım. Yüreğimde bir şarkı var, duyuyor musunuz? Sizi kendisine çağırıyor mu bu şarkı? Kainata sabahın ilk ışıklarını, kalbinize ise müziği getiren bu sevgi şarkısını benimle birlikte söyleyecek misiniz peki?
Kuşlar benimle birlikte şarkı söylüyorlar. Benim şarkımı duyuyor onlar.
Yüreğimin ritmine göre ayaklarınız tempo tutmaya başladı mı peki?
Haydi, dans edin benimle. Müzik kulağınızın, ritim duygunuzun olup olmaması umurumda değil. Dans edin benimle. Gelin birlikte dans edelim, birlikte şarkılar söyleyelim. Şenlik yapalım. Bu şenlik için doğdunuz sizler. Gelin, coşup eğlenelim beraber.
Yüreğinizden sevinç çağlayacak; böylelikle benim şarkımı duyabildiğinizi ve ona yanıt vermekte olduğunuzu bileceksiniz. Burada olduğumu bilmek için beni gözlerinizle görmeniz nasıl gerekmiyorsa, şarkımı işitmek için de onu yüksek bir sesle duymanız gerekmiyor. Sizi harekete sevk eden görünmez etkenim ben, sizi motive edenim. Size neşe verenim. Onları kutsamaktan ve yüreklendirmekten başka ne yapabilirim ki canlarıma ben? Benim olduğunuzu bilmenizi istiyorum sizden. Gelin dans edin benimle.
Kutlu bir danstaki eşler olduğumuzu bilin artık. Tüm danslar dahildir buna. Vals yaparcasına kayarız pistte. Tango yaparız. Birlikte tüm dansları yapar ve nasıl da bir çift oluştururuz böyle. Hayatın dans pistinde bir’iz biz.
Birlikte soliter oynarız, çok hoştur ve bu asla yalnızlık içinde değildir.
Sizi yüreğime öyle yakın tutarım ki ben. Siz Benim yıldızımsınız, ben de sizin rehber ışığınızım.
Dans etmeyi hiç bırakmayız. Ebediyen biri birimizin sevgi kollarındayız biz. Örtüşür, uyuşur, birlikte oluşuruz. Dansımızdan ve biri birimizi kucaklayışımızdan başka bir şey yoktur. Elinizi öper ve onun benim elim olduğunu görürüm. Siz benimsiniz. Ben de sizinim.
Yeryüzü denilen bir dans pistinde dans ederiz biz, lakin buna rağmen cennet katında dans ederiz. Asıl devinimin cereyan ettiği yer orasıdır. Dünyadaki dans pisti size somut ve sağlam görünür ama Cennet’in hakiki dans pisti sevginin sağlamlığındadır, onun gücüne sahiptir; zamanın ve mekanın göreli somutluğu değil, sadece sevginin sağlamlığı vardır onda. Sevgimiz güneşin ve yıldızların altında dans eder. Dansımız; zamanı ve mekanı olmayan, bunların tamamen dışında kalan dansımız sevgi doludur bizim.
Cennet’in gökkubbesinde dans ederken ayaklarımız hiç ses çıkarmaz. Hareket etmemiz dahi gerekmez. Ruhsal bir dans yaparız biz. Ruhlarımız dans eder. El ele tutuşmamız bile gerekmez. Yüreklerimiz dans eder. Sevgiye teslim oluruz. Dansımız sevgidir bizim. Tek bir sevgiyiz biz.
Bu dansı bana lütfeder misiniz peki?
Nasıl dans edeceğinizi bilmediğinizi söylüyorsunuz.
Ben rehberlik edeceğim size, beni takip edeceksiniz. Nasıl yapacağınızı bilmeniz gerekmiyor. Sadece beni takip edin, adımlarıma uyun. Sizi sevgimin ihtişamı etrafında döndürürken yüreğimin atışlarını duyun. Sevgiden sevgiye akan bu fırsatı kabul edin, bu sonsuz sevgiyi alın çünkü biz bir’iz, bir sevgi’yiz, tek bir harika’yız.
Ve dans biziz, biz dansçıyız, müziğiz, dansın kendisiyiz ve sevgiyiz. Sevginin atomlarıyız, işte böylelikle Cennet’in dans pisti boyunca süzülerek dönüyor ve dönüyoruz; bu da benim yüreğimin enginliğinde dans ettiğimizi söylemekle aynı anlama geliyor. Dansçılarız biz, şarkıcılarız; sevginin şarkısıyla dans ediyor, bu şarkıyı söylüyoruz; yaptığımız budur işte, tüm yaptığımız budur bizim. Sevginin Balo Salonunda öylesine sessiz dans ediyoruz biz; sevgimizse, benim bir yüreğimin sessizliğindeki “Bir” ebedi şarkıdır bu nedenle. Dans ediyoruz, yüreğimin atışlarıyla dans ediyoruz biz.
Çeviren: Engin Zeyno Vural
