Sitem
Bayan Üye
İslam’ın ibadet anlayışı Kur’an ve Sünnet’te ortaya konulmuştur. Kur’an ve Sünnete muhalif olmamak kaydıyla insanların bir araya toplanması kardeşlik ve muhabbetin tesisine vesile olması açısından gayet faydalıdır. Bu toplantılarda Allah’ın zikredilmesi, Allah Resûlüne (a.s.m.) salâvat getirilmesi, Ehl-i Beyt’in ve Hz. Ali’nin (r.a.) yâd edilmesi, din büyüklerinin hayatlarından kesitler anlatılması, dualar edilerek Cenab-ı Hakka yakarışta bulunulması gibi ameliyeler ifa edilirse elbette pek çok sevap da kazanılır ve nafile nevinden ibadet de edilmiş olunur. Bütün bunlara, bir nevi tasavvuf çerçevesindeki zikir adabı da denilebilir. Elbette bilinir ki bunlar farz değildir, farzın yerine geçemezler. Farz, Allah’ın emridir ve Kur’an’da sabittir. Cem’e gitmek ve semaha dönmek, elbette farz değildir, farzın yerinide almazlar. Farzın alternatifide değildir. Nasılki mevlevi’ler mevlevihane’ye giderler, öyle de aleviler de cemevine giderler. Cami yerine cem’e gitmek, namaz yerine semahı tercih etmek ise son derece yanlıştır; bunları onların yerine koymaya çalışmanın Alevîlikle uzaktan yakından alakası yoktur. Doğrusu; cem’e gitmek ise alevi adabına göre farzdır denilir, islam’a nafile ibadettir ve amacı ise, bidâlara meydan vermeden toplanmak, Kur’an ve Sünnete uygun şekilde zikir, sohbet, dua boyutlu içtimalar tesis etmektir. Cem, kelime manası toplanmak, birlik olmak, sosyal içtima demektir.
