İran Şah’ını devirmek isteyen ‘Mollalar ve komünistler’in birlik oluşturduğunu, Abdülhamid döneminde de onu devirmek isteyen Jön Türkler, Ulemadan Hoca Muhittin ve Emanuel Karasu gibi farklı fikirlere sahip isimlerin bir araya geldiğini söyleyen Çelik, “AK Parti’nin gitmesini isteyen unsurlar bir araya gelmiştir” dedi
Vatan Gazetesi'nin haberine göre; AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, davet kriziyle ilgili muhalefetin tutumunu eleştirdi.
Başbakan Erdoğan’ın Toronto’dan döndükten sonra, “Davet ederiz, biz ziyaret ederiz” dediğini söyleyen Çelik, “Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Başbakan bütün liderleri bir yere toplayacak diye anladı veya öyle işine geldi.
Sayın Başbakanın kast ettiği bu değil. ‘Davet edeceğiz’ derken hepsini toplu davet edeceğiz demedi. Ana muhalefet lideri davet de edebilir kendisi de gidebilir.
Sayın Başbakan bu açık kapıyı zaten bıraktı” diye konuştu. Çelik, şöyle devam etti:
“Anladığım kadarıyla CHP’deki eski tüfekler, Baykal dönemindeki politikaların devam etmesi telkininde bulunuyorlar. Sayın Başbakan ‘ben görüşürüm’ dedikten sonra bu sefer yan çizmeye başladılar.
Sayın Başbakan daha önce CHP grubu oluştuğunda gidip ziyaret etti. CHP Genel Merkezi açıldıktan sonra gidip ‘Hayırlı olsun’ dedi. Ama bu jestlerimize karşılık görmedik” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun “Sayın Başbakan kendisini Cumhurbaşkanı mı zannediyor” eleştirisine ise Çelik, şöyle yanıt verdi: “Başbakan kendisini cumhurbaşkanı falan zannetmiyor.
İcranın başındaki bir insan olarak, yasamanın en büyük kanadını oluşturan bir grubun başkanı olarak parti liderleriyle fikir teatisinde bulunmak, cumhurbaşkanı zannetmek anlamına gelmez.
Bu nasıl zihniyettir? Sayın Cumhurbaşkanı elbette çağrı yapabilir, hepsini bir arada davet edebilir. Kendisi bunu devlet adına yapar. Sayın Başbakan’ın ise iki şapkası var:
Hem iktidarın hem TBMM’deki en büyük grubun başkanıdır. Bu meselenin de hem hükümeti hem TBMM’yi ilgilendiren bir tarafı var.”
Vatan Gazetesi'nin haberine göre; AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik, davet kriziyle ilgili muhalefetin tutumunu eleştirdi.
Başbakan Erdoğan’ın Toronto’dan döndükten sonra, “Davet ederiz, biz ziyaret ederiz” dediğini söyleyen Çelik, “Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Başbakan bütün liderleri bir yere toplayacak diye anladı veya öyle işine geldi.
Sayın Başbakanın kast ettiği bu değil. ‘Davet edeceğiz’ derken hepsini toplu davet edeceğiz demedi. Ana muhalefet lideri davet de edebilir kendisi de gidebilir.
Sayın Başbakan bu açık kapıyı zaten bıraktı” diye konuştu. Çelik, şöyle devam etti:
“Anladığım kadarıyla CHP’deki eski tüfekler, Baykal dönemindeki politikaların devam etmesi telkininde bulunuyorlar. Sayın Başbakan ‘ben görüşürüm’ dedikten sonra bu sefer yan çizmeye başladılar.
Sayın Başbakan daha önce CHP grubu oluştuğunda gidip ziyaret etti. CHP Genel Merkezi açıldıktan sonra gidip ‘Hayırlı olsun’ dedi. Ama bu jestlerimize karşılık görmedik” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun “Sayın Başbakan kendisini Cumhurbaşkanı mı zannediyor” eleştirisine ise Çelik, şöyle yanıt verdi: “Başbakan kendisini cumhurbaşkanı falan zannetmiyor.
İcranın başındaki bir insan olarak, yasamanın en büyük kanadını oluşturan bir grubun başkanı olarak parti liderleriyle fikir teatisinde bulunmak, cumhurbaşkanı zannetmek anlamına gelmez.
Bu nasıl zihniyettir? Sayın Cumhurbaşkanı elbette çağrı yapabilir, hepsini bir arada davet edebilir. Kendisi bunu devlet adına yapar. Sayın Başbakan’ın ise iki şapkası var:
Hem iktidarın hem TBMM’deki en büyük grubun başkanıdır. Bu meselenin de hem hükümeti hem TBMM’yi ilgilendiren bir tarafı var.”