Celalettin Can'dan Tüyler Ürperten Açıklamalar

'Kartaliçe

Bayan Üye
“12 EYLÜLDE ÜLKÜCÜLERE DAHA ÇOK İŞKENCE EDİLDİ”

Yılma Durak “Hiçbir ülkücü yanlışın yanında olmamıştır. Yani biz devletin yanında oldukta devlet bize ne yaptı? Bana göre 12 Eylül’ün iki temel nedeni var. Birincisi hiyerarşi, rütbeli askerden rütbesiz askere kadar herkesi sorumlu kılmışlardır. İkinci ise tarafsızlık vasfıdır. Tarafsızlık vasfı şöyle tecelli etmiştir. Ülkücülere daha çok işkence yapılmıştır. Bunu birçok devrimci arkadaşım kabul etmeyebilir. Ama ben işkencelerden hastanede yatmış ve rapor almış birisiyim. Hangi devlet anlayışıdır ki ülkücüleri hem kendine yardımcı gibi görüp hem de işkence yapsın“ dedi.

MAMAK’TA BİZE VE DEVRİMCİLERE AYNI MUAMELE YAPILDI

Yılma Durak “12 Eylül’de 650 bin kişi yargılandı, 1 milyon 683 bin kişi fişlendi, 230 bin kişiden 7bin kişi idamla yargılandı. Fişlenenlerin devrimcisi solcusu olamaz. Ben Mamak cezaevinde kaldım, orda kalan arkadaşlar bilirler ki devrimcilere de, ülkücülere aynı muamele yapıldı.”dedi

BENİ TUTUKLAYIP BİR ARAÇLA SÜRÜKLEDİLER

Celalettin Can” Gözaltına alındığım andan itibaren çok ağır işkenceler gördüm. Köy meydanında bana işkence yapıp İstiklal Marşı söyletmek ve kendi değerlerime hakaret etmemi istediler. İşkence köy meydanında başladı bu sadece bana değil çeşitli yerlerde insanlara uyguladılar. Sonrasın da ise beni jibe bindirdiler, yer yer aşağı indirip sürüklediler. İşkence ceza evinde de devam etti. Beni askıya asıp kırbaçladılar, vücudumun çeşitli organlarına elektrik verdiler. Ellerinde somut bir delil yoktu, işkenceyle aleyhlerine delil oluşturmaya çalışıyorlardı” dedi

İŞKENCEDE HAYALİ İFADELERE İMZA ATTIM

Emniyetin sorgulama merkezlerinde insanlar Filistin askılarında işkenceye maruz kaldı. En kaba işkencelerden tutunda, cinsel organlarımıza, kulak memelerinize ve burun deliklerimize kadar elektrik verilerek bir takım hayali ifadeleri imzalatma yöntemine muhatap olduk. Bununla birlikte önümüze konan ifadeleri imzalamasak 8.kattan bizi atıp, kendinizi attınız diye rapor tutarız dediler. Sadece bize değil arkadaşlarımızın aileri 60-70 yaşındaki annelerine 20-25 yaşlarında hanımlarına çok ağır işkenceler uyguladılar” dedi.

SEKİZ GÜN SONRA AYAKLARIM PARÇALANMIŞTI

Otobüs durağında polis direk kimliğimi söyleyerek beni tutukladı. Benden önce bu dönemde pek çok insanın işkenceyle ifadesi alınmış. Beni yakaladıktan sonra çok mutlu oldular birbirlerine sarıldılar. Beni İzmir Emniyet’ine götürdüklerinde, çok ciddi bir şekilde arandığımı orada fark ettim. Sonrasında ise gözlerimi bağlayıp beni bir odaya kapattılar. O odadan sekiz gün sonra çıktığımda ayaklarım parçalanmış, yüzüm, gözüm tanınmaz haldeydi.


Abdürrahim Semavi; "O cezaevinin bize öğrettiği bir şey vardı. Biz o cezaevinde benlikten vazgeçtik, sadece dışarıda onurlarımız kaldı. Orada yaşanan vahşet birçok şehirde başladı. 96 gün sorguda kaldım. Mardin'de Diyarbakır'da onlarca insan katledildi. foseptik çukurlarından tutun, insanlara insan dışkısı yedirmeye kadar, jop kullanmaktan tutun kardeşi kardeşin üzerine pislemeye kadar anlatmakta zorluk çekeceğim bir çok şey yaşandı."
ARKADAŞIMIN EŞİNE İNSANLIK DIŞI ŞEYLER SÖYLEDİ


Sorgu metodlarında bayanlara yapılan işkencelere ben de şahit oldum. Faili meçhul giden bir arkadaşım vardı. İki evliydi ve iki eşini de getirmişlerdi ve onu konuşturmak için o iki eşine de herkesin önünde insanlık dışı şeyler yaptılar. Ama o kadınlara yapılanlar dile getirilebilecek şeyler değiller.

YARIM FARE YEMİŞTİM

İşkenceler sırasında fare yedim. Küçücük hücrelerde insan dışkısı içinde 22 kişinin istiflendiği zamanlar oldu. Ben yarım fare yemiştim hatta artık aramızda fareyi yedikten sonra gülüyorduk. Çünkü ancak bu şekilde ayakta kalabiliyorduk. Onların direncini kırabilecek tek şey gülebilmekti. ağzımda diş yok o yaşlarda bütün dişlerimizi söktürdük." ifadesini kullandı.


ESAT YILDIRAN KENDİNİ KÖPEK YERİNE KOYARDI

Semavi ayrıca Diyarbakır Cezaevi'nde Esat Yıldıran'ın meşhur bir köpeği olduğu ve Esat Yıldıran olmadığı zamanlarda Jo'ya tekmil verdiklerini anlattı.

12 EYLÜL SOLA KARŞI YAPILMIŞ BİR DARBEDİR

12 Eylül sola karşı yapılmış bir darbedir bu çok nettir. Darbe sağ sol aynıdır, ülkücü, devrimciler aynı işkencelere muhatap oldu tarzı sözler bana yanlış geliyor. Çünkü 12 Eylül öncesi sonuçta devrimi talep eden bir sol kesim vardı.
Soruşturma aşamasına bakıldığında hemen hemen bütün solcular ceza evine alınmıştır. Askerin içinde ne kadar solcu, sol eğilimli asker demokrat varsa hepsi tutuklanmıştır, emekli yapılmış yada görevden çektirilmiştir. Fakat şunu unutmamak lazım solcuların önemli bir kesimi ceza evlerinde direnmiştir. Askeri yaptırımlara uymamıştır. Eğer biz orada ki baskılara uysaydık sürekli kişiliğimizden ödün vermek zorunda kalacaktık.İşkencelerle daha fazlasını isteyeceklerdi.

KENAN EVREN’İN MUTLAKA YARGILANMASINI İSTERİM

Bu simgesel bir soru. Kenan Evren’in yargılanmasını elbette isterim. Ve tüm 78’lerin ve halkın orada olması gerekir. Yani Kenan Evren’i ve Tahsin Sarıkaya’yı yargılamak sorunu çözmüyor. Biz hala 12 Eylül’ü yaşıyoruz. Bu bir adımdır iyi niyetli görmek istiyorum. Burada tutukluluk süreleri çok uzun deniliyor. Biz en ufak bir gözaltında dolayı 3 yıl hiç mahkemeye çıkmadan o ağır işkenceler altında o süreyi bekleyen arkadaşlarımızın olduğunu biliyorum.

DARBECİLERİN MAL VARLIKLARINA EL KONULMALI

12 Eylül cuntacıları bu milletin milli servetini de soymuşlardır. Bugün milyar dolarlık servetlerden bahsediliyorsa. 12 Eylül döneminde cunta kademesinde bulunan bir takım insanların servetlerin bahsediliyorsa bu milletin varlığı ve servetidir. Bu darbecilerin mal varlığına el konulmalıdır.

Şunu da söylemeden geçmeyeceğim 12 Eylül’den kalma hiçbir devrimci şuan içerde yatmamaktadır. Fakat 12 Eylül’den kalma 20 ye yakın ülkücü arkadaşımız içerde yatmaktadır. Bu bir çifte standarttır. 12 Eylül bu ülkenin üzerinden silindir gibi geçmiş, haksız bir davadır.

DARBELER İHTİLALLER TÜRKİYE DEVLETİNİ 50 YIL GERİYE GÖTÜRDÜ

12 Eylül ve bütün ihtilallar Türkiye Devlet’ini 50 yıl geriye götürmüştür. Ekonomik, siyaset, sosyal alanda bunun örneklerini çoğaltmak mümkün. Bunun sebebi her ihtilaldan sonra siyaset geleneği darma dağın edilmiştir. Bugün siyasette görülen problemler bu darbelerin ara sistemlerinden kaynaklanmaktadır. Bilinen bir şey var ki toplumda siyaset sürgit yani kesintisiz devam ederek geleneklerini oluşturur. Maalesef siyasetin Türkiye’de aydınlar seviyesinde bir geleneği yok.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst