Mehmet Deveci
¢Dünyanın bütün meşgalesine, acelesine
ve anlamsızlığına verilecek en güzel cevaptır
"Beş dakika çay molası"
¢Aslında insan çayı kendisi için ısmarlar dostuna.
Sıcacık içsin Sıcacık gülümsesin Sıcacık konuşsun diye.
¢Çayı namazdan sonra içelim.
¢İyi olduğunda
Mutlu olduğunda
Sessiz ol...
Kafan bozuksa,
Çözümlenmezlerdeysen
Kafanı vuracak yerler arıyorsan
Bul beni
Gel,bir çay içelim....
"dostum" dersen yeter...
¢Biz ötekileriz bayım!
Kendi gibi kalanlarız yani
Yüreğindeki ağırlıkları sicim sicim salanlarız
Göz kapaklarından gizli.
Bazen bir köşe başında rastlanan
çarpanlarız adama.
Kaldırımlarda yürüyenler
Aldırmadan hayata büyüyenler
Ama bir tarafı hep çocuk kalanlarız
Tahta taburelerde ardı ardına çay içenler yani
Umudunu kaybetmeyenler...
¢Buralarda açık bir çaycı da yoktur, sıcacık çay da. Olsa olsa çayın resmi ve sözü bulunur.
Gerçek hayatta çayın sallamasına bile tahammül edemezken burada resmine fit olursun.
Sadece çay mı?
¢Bir gün oturup çay içelim seninle,
dalıp gidecek çok boşluk var...
¢Şurada, çay ocağının en kuytu köşesinde,
bir bardak şekersiz çayın tam kıyısında,
aklımın gidemeyeceği hiç bir yer bırakmadan,
fütursuzca dolaşmak istiyor içim..
¢Tamam ...geçti....dünyanıza geri döndüm
şimdi bana iki çay ...şekersiz olsun...
hepsini kendim içeçeğim....
¢Biraz pazar,
biraz uzak şehir manzarası,
biraz sessizlik, biraz çay Allah'ım...
¢Uzun bir yürüyüşün ardından köşede ki bayiden açık bir sigara aldım.
Çay ocağına oturdum
Garsona ses çıkarmadan parmağımla "bir" işareti yaptım.
Geldi çay.
Önce çayı içtim sıcacık
... Ardından sigarayı...
Çakmağım yoktu,garson yaktı...
Önümde duran boş kağıda kendimi ve memleketi
kurtaracak o kelimeyi yazdım sonra
" La İlahe İllallah..."
Sonra bir çay daha...
¢Bilmem kaç kez dinlediğim bir türkünün,
en son nakaratında çıkıp gelecekmişsin
hissi var hâlâ içerimde.
Biten bir bardak çayın hemen doldurulup,
yudum yudum içilmesi hevesi gibi
sıcak,kekremsi ve de yakıcı...
¢Çay kadar sıcaklık, kahve kadar yalnızlık ister kimileri¦
¢Çay sadece ihtiyaç değildir, bir etkinliktir de.
Taze demlenmiş sıcacık bir çayın etrafında alınamayacak karar, kurulamayacak hayal yoktur.
¢Sen bir çay demle sıcacık.
Ben tüm soğuk yanlarımı.
Elimi. Yüzümü.
Gönlümü alıp geleyim¦
¢İyi ki varsın pazar; sen olmasan ne pazartesi olurdu ne de bu kadar sessizlik.
Anneme de söyledim, pazar olsun da balkonda çay içelim¦
¢ İstanbul varken,
yağmur yağarken,
çayın buğusu süzülürken
şiir yazmak fuzûli¦
¢ Bazı insanlar demliğin dibi gibi; acı, koyu, bayat, çöplü.
¢ Güzel ahlakın
çay içmeye de faydası vardır;
Kaşığı yavaşça karıştırır,
ilk yudumdan önce besmele çeker,
küçük bir yudum alır sonra gözlerinin içine bakarak
eline sağlık der.
¢ Sonra çay, bize bir gerçeği daha öğretti;
Bekleyen her şey soğur, acır ve bayatlar.
¢ ¦Bahar, paketi açılmamış bir hediyesin masamın üzerinde.
Ve ben demli bir çay tadındayım, az daha dursa acıyacak¦
¢ Dünyanın bütün meşgalesine, acelesine
ve anlamsızlığına verilecek en güzel cevaptır
Beş dakika çay molası
¢ Gelseydin, nerede kaldın demeyecektim
Gelseydin
Hiç gitmemiş birinin yarım kalan sözünü dinler gibi dinleyecektim.
Yeni doldurulmuş bir çay gibi
yudum yudum.
¢ Bir şehirde sevdiğiniz biri öldüğünde; o şehir de ölür
O şehre giden yollar da ölür,
O şehirde ki otogarlar, çay ocakları, adres sorduğunuz sarhoşlar,
metrolar, taksi şoförleri, yağmurunda ıslandığınız soğuk kış ayları
da ölür.
En çok da, yaşayan ölür¦
¢ Rabbim dilerse, insanlar oturup çay içebilirler.
¢ Ben seninle konuşamam.
Çay bile içemem ya çay bile!
Öyle bakar kalırım görmediğim gözlerinle, bir görsem.
Ben seninle konuşamam, bakıp da kalamam üstelik
Dalar giderim
Bu memleketten
Bu şehirden
Bu yerlerden
İnce bağ yaprakları döşeli bozkırlara, düşlerinle düşlerim.
Sesim bile çıkmaz her düşüşümde
Vuslata hasret bir sessizlikle¦
Susturamadığım gerçeklerin kelimelerini
İnce ince,sızı sızı çeker de düşerim
Tutmassan düşlerimden¦