Buğra1
Kayıtlı Üye
(1786 – 1826)
Romantizmin başlangıcı sayılan ilk kuşağın-dandır ve gerçek Alman operasının ilk büyük bestecisidir. Müzisyen bir ailenin çocuğu olarak Kuzey Almanya'da dünyaya gelir. Annesi ve babası gezgin bir opera kumpanyasının sanatçıları olduğundan küçük yaşta çok gezmiş, değişik kentlerde müziği tanımıştır. İlk temel müzik derslerini Joseph Haydn'ın kardeşi, Michael Haydn'dan alır.
Henüz on iki yaşında ilk operasını besteler: Aşkın ve Şarabın Gücü. On dört yaşında yazdığı ikinci operası, Das Waldmadchen, Freiberg'de gösterime girer. On sekiz yaşında Breslau (şimdiki Polonya)'da müzik yönetmeni olarak göreve başlar. 1807'de Stuttgart sarayında iş bulur. Bu arada müzikte yapmak istediği reform tasarılarına karşı çıkılmaktadır. Ardından Heidelberg, Münih, Düsseldorf gibi Almanya'nın pek çok kentinde müzikçilik yapar.
1811'de Münih'te iki klarinet konçertosu, bir fago konçertosu ve Abu Hassan adlı komik operasını besteler. 1813'te Prag Operası'na müzik yönetmeni olduktan sonra yaşamı düzene girer. Tutkulu bir Alman vatandaşı olarak Alman operasında İtalyan etkisinden kurtulmayı özlemektedir. Der Freischütz (1821) operası, Alman dilinde yazılmıştır ve Weber'e büyük bir başarı getirir. Weber Euryanthe operasını bestelediği dönemde verem olduğunu ve fazla uzun bir yaşam süresi kalmadığını öğrenmiştir.
1825'te Londra'dan gelen bir çağrıyı, İngilizler için bir opera bestelemeyi, bir yıllık gecikmeyle kabul eder. Londra'daki sıcak karşılanmaya karşın hastalığı giderek artmaktadır. Metnini İngilizce olarak yazdığı Oberon (Perilerin Kralı) operasını ilk kez 12 Nisan 1826'da Covent Garden'da yönetmesi büyük coşkuyla karşılanır. Ancak sağlığı iyice zayıflayan Weber Londra'da, evinden ve ailesinden uzakta, Haziran 1826'da ölür.
WEBER'İN YAPITLARI
Weber, alımlı melodileri ve zengin orkestra renkleriyle opera tarihine yeni bir boyut getirmiştir. Başta Wagner olmak üzere tüm Alman opera bestecileri, Weber'in etkisini sürdürürler. Yedinci operası Der Freischütz düşler içindeki gizemli ortamıyla örnek bir Erken Romantik operanın özelliklerini taşır: Orman ve av konusu, orman masalı, şeytan ve onun oyununa gelmeyen yiğit yürekli savaşçı... Geniş koro, komik ve garip karakterler, valsler, danslar ve güzel melodileriyle bugün bile ilgi toplayan bir yapıttır.
Der Freischütz'ün Viyana'daki başarısından sonra besteciye benzer özellikte bir opera daha ısmarlanır. Bu kez aynı başarıyı sürdürmeyen Euryanthe (1823) ortaya çıkar. Son operası Oberon, bir İngiliz şarkılı oyunu olarak yazılmıştır. Oberon'da konu, absürd (saçma) ve olağanüstü ayrıntılarla süslenmiştir. Weber'in her üç operasının uvertürü de birbirinden güzel melodileriyle konser programlarının dağarcığında yer alır.
Weber, kendisi de usta bir konser piyanisti olduğundan piyano yapıtlarında virtüozite gözetir. İki piyano konçertosu (1810 ve 1812), piyano ve orkestra için Konser Parçası (Konzcrtstück) (1821) ayrıca, 4 piyano sonatı, dansları ve çeşitlemeleri vardır. Birinci sonatının son bölümü sonsuz hareket (perpetuum mobile) şeklinde bir ivme getirir müziğe. Konzertstück, üçüncü bir piyano konçertosu gibidir ancak yaklaşmakta olan Romantizmin tek bölümlü yapıt özelliği içinde, dört bölüm birbirine bağlı yazılmıştır. Bestecinin bölümleri birleştirmesi, Liszt'in sonatlarını ve piyano konçertolarını da etkilemiştir. Schubert aynı formu Gezgin Fantezisı'nde kullanır.
Weber'in uvertürleri, oda müzikleri, şarkıları ve tiyatro müzikleri de zamanın özelliklerine, Erken Romantizme, uygundur. En sevdiği çalgı klarinet için yazdığı konçerto, bu çalgının dağarcığındaki başyapıtlardandır.
Romantizmin başlangıcı sayılan ilk kuşağın-dandır ve gerçek Alman operasının ilk büyük bestecisidir. Müzisyen bir ailenin çocuğu olarak Kuzey Almanya'da dünyaya gelir. Annesi ve babası gezgin bir opera kumpanyasının sanatçıları olduğundan küçük yaşta çok gezmiş, değişik kentlerde müziği tanımıştır. İlk temel müzik derslerini Joseph Haydn'ın kardeşi, Michael Haydn'dan alır.
Henüz on iki yaşında ilk operasını besteler: Aşkın ve Şarabın Gücü. On dört yaşında yazdığı ikinci operası, Das Waldmadchen, Freiberg'de gösterime girer. On sekiz yaşında Breslau (şimdiki Polonya)'da müzik yönetmeni olarak göreve başlar. 1807'de Stuttgart sarayında iş bulur. Bu arada müzikte yapmak istediği reform tasarılarına karşı çıkılmaktadır. Ardından Heidelberg, Münih, Düsseldorf gibi Almanya'nın pek çok kentinde müzikçilik yapar.
1811'de Münih'te iki klarinet konçertosu, bir fago konçertosu ve Abu Hassan adlı komik operasını besteler. 1813'te Prag Operası'na müzik yönetmeni olduktan sonra yaşamı düzene girer. Tutkulu bir Alman vatandaşı olarak Alman operasında İtalyan etkisinden kurtulmayı özlemektedir. Der Freischütz (1821) operası, Alman dilinde yazılmıştır ve Weber'e büyük bir başarı getirir. Weber Euryanthe operasını bestelediği dönemde verem olduğunu ve fazla uzun bir yaşam süresi kalmadığını öğrenmiştir.
1825'te Londra'dan gelen bir çağrıyı, İngilizler için bir opera bestelemeyi, bir yıllık gecikmeyle kabul eder. Londra'daki sıcak karşılanmaya karşın hastalığı giderek artmaktadır. Metnini İngilizce olarak yazdığı Oberon (Perilerin Kralı) operasını ilk kez 12 Nisan 1826'da Covent Garden'da yönetmesi büyük coşkuyla karşılanır. Ancak sağlığı iyice zayıflayan Weber Londra'da, evinden ve ailesinden uzakta, Haziran 1826'da ölür.
WEBER'İN YAPITLARI
Weber, alımlı melodileri ve zengin orkestra renkleriyle opera tarihine yeni bir boyut getirmiştir. Başta Wagner olmak üzere tüm Alman opera bestecileri, Weber'in etkisini sürdürürler. Yedinci operası Der Freischütz düşler içindeki gizemli ortamıyla örnek bir Erken Romantik operanın özelliklerini taşır: Orman ve av konusu, orman masalı, şeytan ve onun oyununa gelmeyen yiğit yürekli savaşçı... Geniş koro, komik ve garip karakterler, valsler, danslar ve güzel melodileriyle bugün bile ilgi toplayan bir yapıttır.
Der Freischütz'ün Viyana'daki başarısından sonra besteciye benzer özellikte bir opera daha ısmarlanır. Bu kez aynı başarıyı sürdürmeyen Euryanthe (1823) ortaya çıkar. Son operası Oberon, bir İngiliz şarkılı oyunu olarak yazılmıştır. Oberon'da konu, absürd (saçma) ve olağanüstü ayrıntılarla süslenmiştir. Weber'in her üç operasının uvertürü de birbirinden güzel melodileriyle konser programlarının dağarcığında yer alır.
Weber, kendisi de usta bir konser piyanisti olduğundan piyano yapıtlarında virtüozite gözetir. İki piyano konçertosu (1810 ve 1812), piyano ve orkestra için Konser Parçası (Konzcrtstück) (1821) ayrıca, 4 piyano sonatı, dansları ve çeşitlemeleri vardır. Birinci sonatının son bölümü sonsuz hareket (perpetuum mobile) şeklinde bir ivme getirir müziğe. Konzertstück, üçüncü bir piyano konçertosu gibidir ancak yaklaşmakta olan Romantizmin tek bölümlü yapıt özelliği içinde, dört bölüm birbirine bağlı yazılmıştır. Bestecinin bölümleri birleştirmesi, Liszt'in sonatlarını ve piyano konçertolarını da etkilemiştir. Schubert aynı formu Gezgin Fantezisı'nde kullanır.
Weber'in uvertürleri, oda müzikleri, şarkıları ve tiyatro müzikleri de zamanın özelliklerine, Erken Romantizme, uygundur. En sevdiği çalgı klarinet için yazdığı konçerto, bu çalgının dağarcığındaki başyapıtlardandır.