sEmih
Kayıtlı Üye
Aile Tarihçesi.
Aile Bıyık Ahmet isimli kişinin liderliğinde tahminen 1750 -1770 tarihleri arasında Paludan Karakoçana oradan da o tarihlerde Kığı Beylerinin yetki alanına giren bu günkü adı Ağaşenlik olan Merho Komuna gelip yerleşir. Bu yerleşim biriminde Bıyık Ahmetten önce Gek Hüseyin isimli şahıs ve ailesi yerleşik bulunmaktadır. Bu aileyle Bıyık Ahmet ailesinin bir yakınlığı olduğu söylenmektedir. Nitekim Bıyık Ahmetin burayı yerleşim alanı olarak seçmesinin, bu yakınlıktan dolayı olduğunu düşünmek mantığa uygundur. Günümüzde dahi yerleşik alandan başka yerlere nakillerde daha önce o yere gitmiş olan yakının yanına gitmek sosyal bir gerçeklik olarak görülmektedir.
Bıyık Ahmet Kığı Beylerinin maiyetinde kaldığı süreçte yararlık gösterip Kığı Beyleriyle ilişkilerini geliştirmiş ve sonucunda Kığı Beyinin kızını almak suretiyle akrabalık kurmuştur. Bu akrabalık yörede Bıyık Ahmete üstünlük sağlamıştır.
Bıyık Ahmetin vefatından sonra aile liderliği oğullarından Allah verdi
(Hüdaverdi) isimli oğluna geçmiş, Allah verdi de Kığı Beylerinden kız almak sureti ile nüfusunu artırmıştır. Hatta Allah verdinin eşi olan Kığı Beyinin kızı oğlunun bey olarak çağrılmasını istediğinden oğluna Beyzade ismini koymuştur.
Allah verdiden sonra aile liderliği Beyzadeye geçmiş, Beyzadenin ölümünden sonra da aile liderliği oğullarından Şah Hüseyin Ağaya geçmiştir. Şah Hüseyin Ağanın liderlik döneminde Osmanlı Devletinin kasıtlı olarak ( Dersimde yerleşik Ermeni nüfusu göçe zorlamak maksadıyla) Güneyden Kürt aşiretlerini Dersime göçe teşvik etmesi neticesinde, buraya akın eden aşiretlerin çekişmesi nedeniyle kargaşa yaşamaktadır. Dersime yerleşen aşiretler arasındaki bu kargaşa nedeniyle Osmanlı Devleti bölgeden vergi ve asker alamamaktadır. Özellikle Dersime yerleşen Şıh Hasan aşiretleri Kuzeydeki diğer Dersim aşiretlerine baskı uygulamaktadırlar. Bu ortamda yöresinde etkinlik ve iyi bir düzen kurmuş olan Şah Hüseyin Ağa ve aşireti de Şıh Hasan aşiretinin baskı ve çapulundan rahatsız durumda bulunmaktadır. Osmanlı Devleti Dersimde otorite kurmakta Şah Hüseyin Ağayla işbirliği yapmanın uygun olacağını düşündüğünden bu olayı gerçekleştirir.
Osmanlı Devletinin verdiği destekle Şah Hüseyin Ağa, Şıh Hasan aşiretinin baskısından rahatsız olan diğer 12 Dersim aşiretini bir araya getirir. Şah Hüseyin Ağa liderliğinde ki 12 Dersim aşireti ile Şıh Hasana bağlı aşiretler Mehpunut Gediği denen yerde savaşırlar. Yöre halkı Kımanca diliyle bu tarihi olaya Qawğa Kerte Mehpunut derler. Savaş neticesinde Şah Hüseyin Ağaya bağlı aşiretler galip gelir, Osmanlı Devleti Dersim yöresini imtiyazını Şah Hüseyin Ağaya verir. Bu imtiyaz nedeni ile Şah Hüseyin Ağa Tuzla İşletmelerinden ve halktan vergi alıp kısmen Osmanlı Devletine verir, karşılığında Osmanlı Devletine asker besler.
Şah Hüseyin Ağa güçlenmesi sonucunda Kuzeyde komşu olduğu Pun Beyi ile aralarında çekişme meydana gelir. Bunun neticesinde Pun Beyi Şah Hüseyin Ağayı zehirletmek suretiyle ölümüne neden olur. Şah Hüseyin Ağanın kardeşlerinden Yusuf Ağa Pun Beyini öldürmek suretiyle buna karşılık verir ve Pun Beyliğinin etkinliğine son verir. Şah Hüseyin Ağanın aile liderliği ve Dersim yönetimini ele geçirmesi 18101840 yılları arasına denk gelmektedir.
Şah Hüseyin Ağanın bu etkinliği kurması sonucunda aileye Çe Savsen Ağay ismi verilmiş, aynı şekilde halk tarafından Çe Savsen Ağay Balişna Desudı Aşirana tanımlaması uygun görülmüştür.
Şah Hüseyin Ağanın ölümünden sonra aile ve aşiret liderliği oğlu Ali Beye geçmiş, Ali Bey Osmanlı Devletine verdiği haraç ağır geldiğinden Osmanlı Devletine 1852 veya 1863 tarihlerinde isyan etmiş, neticede Kurt İsmail Paşa liderliğinde ki Osmanlı Ordusu tarafından esir alınıp o zaman Osmanlı toprağı olan Bulgaristanın Vidin kalesine sürgüne yollanmıştır.
Bu yenilgiden sonra Osmanlı Devleti aileye verdiği tüm imtiyazları geri almış mal varlığına el koymuştur. Ali Beyin oğulları Şah Hüseyin, İbrahim ve Timur Beyler Gek Hüseyin ailesinin yanında barınmışlar, belirli bir süreçten sonra Osmanlı Devleti yörede otorite kuramadığından Ali Beyin oğullarından Şah Hüseyin Beyin Qutiçan ( Xuzucan - Kuzuçan) birimine Mutasarrıf olarak atanmıştır. Şah Hüseyin Bey aileyi ve aşireti tekrar toparlamış özellikle imtiyazı kendisine verilen tuzlalardan edindiği gelir ile aile ekonomisini güçlendirmiştir.
Şah Hüseyin Beyin vefatından sonra aile liderliği büyük oğlu Haydar Beye geçmiş, ancak genç olduğundan dolayı Çarek aşiretinin ileri gelenlerinden Femli Halil Ağayla aralarında liderlik mücadelesi başlamış, bu mücadele sonunda Haydar Bey Halil Ağayı pusuya düşürmek suretiyle öldürtmüştür. Haydar Bey meşrutiyete karşı çıktığından dolayı da Harputa sürgüne yollanmış, sürgün dönüşü Şiri Pençe hastalığına yakalanıp vefat etmiştir.
Haydar Beyin vefatından sonra eniştesi İlyas Memed Ağa ailenin tüm servetini talan etmiş, bu süreçte Haydar Beyin kardeşi Mustafa Beyle aralarında aile ve aşiret liderliği için çekişme başlamış, bu çekişmede kardeşi Hasan Bey, İlyas Memed Ağayla ittifak kurup Mustafa Beye karşı gelmiştir. Yine bu dönemde yöre Rus işgaline uğradığından Şah Hüseyin Beyin oğullarından Mustafa ve Hasan Beyler tüm mal varlıklarını terk edip Dersim içlerine çekilmeye mecbur kalmışlar, Mustafa Bey bu dönemde Pülümür Kaymakamlığına ve Milis Alay Kuvvetlerine komutan olarak atanmış, Ruslara karşı mücadele vermiş, bu sayede aile ve aşiretin etkinliğini tekrar toparlayıp kendisiyle aile ve aşiret liderliği için çekişen İlyas Memed Ağayı öldürtmüştür. Mustafa Bey Şeyh Sait İsyanında çekimser kalıp Şeyh Sait üzerine asker yollamadığından Cumhuriyet İdaresi tarafından Kastamonuya sürgüne yollanmıştır.
Mustafa Bey aşiretlerin seçimiyle aile ve aşiret liderliğine gelen son aile ve aşiret lideridir. Sürgün sürecinde Şeh Sayid üzerine asker toplayıp gitmeye kardeşi Hasan Bey talip olduğundan Milis Komutanlığına Hasan Bey atanmış, topladığı Dersim aşiretleriyle Şeyh Sait üzerine gittiğinden ve kendiside Çarek aşiretinden olduğundan Şeyh Sait taraftarları Çarek aşiretiyle birlikte tüm diğer alevi Kırmanc aşiretlerine de Çarek demektedirler.
Mustafa Bey sürgün dönüşünde 1936 yılında vefat etmiş, bu sırada Dersim isyanı patlak vermiş aile devlete karşı unsurlardan sayıldığından batıya sürgün edilmiş , tüm mal varlığına el konulmuştur. 10 yıllık sürgün sürecinden sonra aile tekrar geri dönmüş, Şah Hüseyin ailesinin Mustafa Bey kanadı Hüseyin Güven tarafından, Hasan Bey tarafı Alişan Şahin ve Hüseyin Şahin tarafından temsil edilmiş, günümüzde de ekonomik, siyasi etkinlikleri kalmamıştır.
Palu tarihi incelemelerimizde Bıyıklı lakabı Palu Çermik beylerinden Bıyıklı Memed Bey dede görülmektedir. Aşiretin Çarek olarak söylenmesi ve yine Bıyıklı Memedin kardeşinin isminin Hüdaverdi oluşu, bir ilişki olup olmadığı konusunda incelenmesi gereken hususlardır. Ailenin Suni kökenli oluşu yöresel telaffuz farklılıkları nazara alındığında Çarek lakabının Çermikten kaynaklanmış olabileceği, Çermikin Çermoki, Çarek şekline dönüşebileceği gözden uzak tutulmamalıdır. Yine ailenin Sünni kökenli olduğunu Sünni bir aile olan Kiği Beylerinden kız alıp verme olayı da doğrulamaktadır. Diğer yönden ailenin Çarek olarak tanımlanması, Sünni kökenli oluşu Zazaca (Kırmanca) Çarek (Türkçesi Dönme) tabirinden de kaynaklanabilir. Çünkü bizim konuştuğumuz Kırmanca dilinde kelimeler, isimler gramer olarak çok kısaltılır. Misal olarak Hüseyine Uso denilir. Bu gramer yapısı karşısında Çarek lakabının Dönme olayından ileri gelebileceği de düşünülebilir. Diğer yönden Çermikten türediğini de düşünebiliriz. Diğer bir hususta Bıyıklı Memed Bey ailesinin hikâyesiyle bizim Bıyık Ahmed kardeşler ve oğullar hikâyesiyle çok benzeşmektedir. Bunu araştırılması gereken bir husus olarak not düşüyoruz.
Ali Beyin sürgün dönüşü, Haydar Bey Halil Ağa mücadelesi Mustafa Bey, İlyas Memed mücadelesi çok teferruatı olan olaylardır. Sürece bakıldığında aile Şah Hüseyin Bey dönemine kadar devlet ve diğer aşiretlerle mücadele ve ya işbirliği yapmıştır. Şah Hüseyin Bey sonrasında ise aile ve aşiret içi çekişmeler devletle mücadeleden ve ya işbirliğinden daha bir ön plana çıkmıştır.
Ben olayları kısa olarak anlattım. Teferruatlar araştırılıp detaylandırılabilir. Bıyıklı Ahmed dönemi öncesine ulaşmak için Palu tarihini ve Kığı Beyleriyle ilişkilerin çok sağlıklı şekilde incelenmesinde yarar vardır. Bıyıklı Ahmetin Kığı Beyleriyle yakınlık kurabilmesi Çermik Beyleriyle ilişkiden kaynaklanabilir.17.01.2007.