ashli
Bayan Üye
...Çam Ağacının Sonu...
Zamanın birinde çok büyük bir orman varmış. Bu ormanda çok güzel bir çam ağacı varmış. Çam ağacı çok küçükmüş. Bahar ve yaz aylarında yanındaki büyük ağaçlar kesilip götürülünce çok üzülürmüş.
-Keşke ben de büyük çam ağacı olsaydım. Beni de alıp götürselerdi, demiş.
Kışın çevresindeki çam ağaçları kesilirken de üzülürmüş. Hep ağaçları nerelere götürüyorlar diye merak edermiş. Onun üzüntülü durumunu gören güneş:
-Neden üzgünsün küçük çam, diye sorarmış.
-Ben de büyük ağaçlar gibi olmak istiyorum. Çabuk büyümek istiyorum, dermiş.
-Üzülme, yaşamadan tat almaya bak. Hava ne kadar güzel. Orman çok tatlı. Böyle güzellikler her zaman karşına çıkmaz, deyip teselli edermiş güneş.
Büyük ağaçların dallarına kuşlar konarmış. Küçük ağacın yanın dan geçen olmazmış. Sadece küçük tavşan üstünden atlayıp geçermiş. Çam ağacı tavşana çok kızarmış.
Bahar geçmiş kış gelmiş. Tüm ağaçlar yapraklarını dökmüş. Küçük çam yemyeşil kalmış. Kış geçmiş. Küçük çam ağacı biraz daha büyümüş. Artık tavşan üstünden atlayamıyormuş.
Başka kışlar ve baharlar geçmiş Çam ağacının yanında ağaçlar kesilip götürülmüş. Her ağaç kesilirken çam ağacı üzülürmüş. Çam ağacı büyümüş. Büyük bir ağaççık olmuş.
Karlı bir kış günü bazı adamlar gelmiş. Küçük çam ağacının et rafını sarmışlar. Çok sevinmiş. Balta köküne inmeye başlayınca acı ile kıvranmış. Küçük çam ağacını kesip büyük bir şatoya götürmüşler. Küçük çam ağacı acı çekiyormuş. Buna karşın sevinçliymiş. Sevincini zaman zaman bedenindeki duyduğu acı gölgeliyormuş.
Küçük çam ağacını şatonun büyük salonuna getirmişler. Büyük bir fıçının içine kum doldurmuşlar. Kumun içine küçük çam ağacının bedeninin bir kısmını gömmüşler. Dallarını yaldızlarla, elma şekerleri ile süslemişler. Işık yerleştirmişler. Bedenine çeşitli armağanlar yerleştirmişler. Küçük çam ağacı pırıl pırıl olmuş. Çok güzel görünüyormuş. Kendisini böyle süslü gören küçük çam ağacı tüm acılarını unutmuş.
Akşam olmuş. Ağacın üzerindeki armağanları almak için izin verilince, çocuklar ağacı çevrelemişler. Kendini zor tutmuş çam ağacı. Salonun ışıkları, çocukların ilgisi küçük çam ağacını mutlu etmiş. Ormandan buraya getirildiği için memnunmuş. Gecenin geç zamanında çocuklar uyumuş. Artık küçük çam ağacı ile kimse ilgilenmiyormuş. 0 da etrafı izlemiş.
Sabah iki hizmetçi küçük çam ağacını salondan alıp tavan ara sına taşımışlar. Artık ne ışık varmış ne de arkadaşları. Hiçbir yeri göremiyormuş. Bir süre orada kalakalmış. Ormanı ve arkadaşlarını özlemeye başlamış. Çok üşüyormuş. Hala yılbaşı gecesini düşünü yormuş. Yaşamının en güzel gecesiymiş o gece. Şimdi soğuktan titriyormuş. Ormanı özlüyormuş. Küçük çam ağacı ne kadar o tavan arasında kaldığını bilememiş. Ama orada yaşamının en kötü günleri geçmiş. Bir gün binleri tavan arasına çıkmış. Küçük çam a oradan alıp bahçeye indirmiş. Küçük çam ağacı bahçeye indiği sevinmiş.
Ancak dallarının kuruduğunu görmüş. Çok üzülmüş. Bir hizmetçi gelip onun dallarını, bedenini parçalara ayırmış. Küçük odun parçacıkları haline getirmiş.
Şimdi küçük çam ağacı sobaya atılmak için sırasını bekliyormuş.