Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Erkeklerin buyuk kısmı çok fena, cok zalim, bu muhakkak. Kadınların hepsi iyi, hepsi mazlum, bu da muhakkak. Fakat erkeklerin, sade kalbiyle ve aklıyla yaşayan pek az kısmı var ki, onlardaki gönül temizliğini her kadında bulmak mümkün değil.
Kamran, biz asıl bugün birbirimizden ayrılıyoruz. Ben, asıl bugün dul kalıyorum... Bütün olan, geçen şeylere rağmen, sen yine bir parça benimdin; ben bütün ruhumla senin...
Hangi ümide sarılsam elimde kalıyor, neyi seversem ölüyor. İşte üç sene evvel bir sonbahar akşamıyla beraber ölen genç kızlık rüyalarım, kendi küçüklerim, sonra Munise, onun arkasından belki kalbimin öksüzlüğünü avuturlar diye ümit ettiğim talebelerim. Yavrularını tehlikede gören bir ana kuş hırçınlığıyla üstlerine titrediğim bu şeyler, sonbahar yaprakları gibi birer birer sararıyor, dökülüyor. Daha yirmi üç yaşıma girmedim; yüzümden, vücudumdan çocukluğun izleri silinmedi; halbuki gönlüm, baştan başa bütün sevdiklerimin ölüleriyle dolu.
İnsan yaşadığı yerlerde beraber bulunduğu insanlara görünmez ince tellerle bağlanırmış; ayrılık vaktinde bu bağlar gerilmeye, kopan keman telleri gibi acı sesler çıkarmaya başlar, hep birinin gönlümüzden kopup ayrılması bir ayrı sızı uyandırırmış. Bunu yazan şair ne kadar haklıymış!
'' Ben yapacak başka şey bulamadığım için hâlâ gülmeye devam ediyordum. O, meşhur "karga ile tilki" masalındaki tilki gibi ağacın altında sinsi sinsi dolaşmaya başladı.''
-Şimdi söyle bakalım Kâmran, gülbeşekeri beğendin mi?
Genç adam gülerek cevap verdi:
-Beğendim
-Sevdin mi?
-Sevdim
-Bir daha söyle.
-Sevdim.
-Öyle değil Kâmran, "Ben gülbeşekeri sevdim." de.
-Ben gülbeşekeri sevdim.
"Bahçede kuru bir ağaç vardı, fırsat buldukça oraya tırmandığımı ve tehditlere kulak asmadan teneffüs sonuna kadar daldan atladığımı ve tehditlere kulak asmadan teneffüs sonuna kadar daldan dala atladığımı gören muallim bir gün, Bu çocuk insan değil, çalıkuşu! Diye bağırmıştı. İşte o günden sonra asıl adım unutuldu ve herkes beni Çalıkuşu diye çağırmaya başladı."
İhtimal daha kırk sene, elli sene yaşayacağım. İhtimal daha elli yaş bu hazin muzafferiyetin hazin yıldönümünü görmek lazım gelecek. Hayat, ne uzun, YaRabbi, ne uzun?
Deniz, bu mevsimde çok güzel ve sakin, fakat neşesizdi. Bazen saatler geçe, üzerinde bir yelken, ince bir duman parçası görünmezdi. Hele akşamüstlerine doğru sular, insanı hasta edecek kadar genişliyor ve yalnızlaşıyordu. Bereket versin ben, bu tehlikeyi daha evvelden hissediyor, sahildeki kayaları kahkahalarımla çın çın öttürüyordum.