Büyüme ile Gelişim Arasındaki İlişki, Özellikleri

Efsunkar

Bayan Üye
Büyüme:

Vücut kitlesinin artmasıdır. Bu artış yeni hücrelerin oluşması ya da bölünmesiyle ilgilidir, diğer bir ifadeyle yapısal artış denebilir. Büyüme vücutta meydana gerçekleşen değişmelerin sayısal olarak kontrol edilebilmesi anlamına gelir. Vücut sadece dış görünüşüyle değil iç yapısal olarak da büyüme gösterir.

Büyüme kendi yapısında boy ve ağırlık olarak da değerlendirmelere gider.

Örneğin: yeni doğan bir bebeğin 3-4 gün içerisinde su kaybı nedeniyle doğum ağırlığının %10’nunu yitirmektedir. bu ağırlığını gelecek 10 gün içerisinde tekrar kazanır. Yeni doğmuş bebekler 3200gr. İle 3400gr. ağırlığındadır. En hızlı büyüme doğum öncesinde doğum sonrası ilk bir yıl içerisinde bundan sonra yavaşlamaya başlar ve ergenlik döneminde 13-20 yaşları arasında tekrar bir hız kazanır. bu ağırlık kriterleri 3’er aylık dönemlere ayrılmıştır.

1- 1. 3. ayda 22-25gr.

2- 2. 3. ayda 20-22gr.

3- 3. 3. ayda 15-18gr.

4- 4. 3. ayda 12-15gr.

Bu ağırlı kriterleri kız ve erkeklerde farklılık gösterir. Çocuklarda boy hesaplamaları aylık olarak çıkarmak çok zordur.

Boy ağırlık gibi ilk bir yıl içerisinde hızlı ikinci yaş döneminin sonlarına doğru yavaşlamaya başlar. Çocuklarda boy artışı aşağıdaki gibi çıkarılmıştır.

0+12 aylar 50cm.

1. 3. ayda erkeklerde 10, kızlarda 9cm.

2. 3. ayda erkeklerde 6, kızlarda 6cm.

3. 3. ayda erkeklerde 5, kızlarda 5cm.

4. 3. ayda erkeklerde 4, kızlarda 4cm.

Bunun yanında baş, göğüs, mide, karaciğer, diş, kemik ve baş-vücut, baş-ayak, oturma uzunluğu-boy uzunluğu artışlarını da kontrol eder.

Büyümeye etki eden faktörler büyüme sorunları:

1- ırk

2- iklim

3- sosyo-ekonomik statü

4- psikoloji

5- kalıtsal etkenler

6- yapısal gecikmeler

7- interauterin büyüme geriliği

8- kronik hastalıklar

9- endokrin bozukluklar

10- kromozom anomalileri

11- iskelet sistemi bozukları


Gelişim:

Sadece sayısal verileri ve ölçümlerle açıklanamayan birçok yapı ve işlevi bütünleştiren ileriye doğru karmaşık bir olgudur. Bu bütünleşme nedeniyle gelişimdeki bir evre kendinden sonra gelen evreyi doğrudan ya da dolaylı olarak etkilemektedir. Büyüme de gelişimin bir alt araştırma bölümünü oluşturmaktadır. Çocuklarda belli gelişim dönemlerinde ortak olan eğilim ve davranış kalıpları bulunmaktadır. Bu nedenle gelişim belli dönemlere ve belli ana başlıklara ayrılmıştır. Bunun nedeni gelişimi daha iyi tanımlamak ve daha rahat inceleyebilmektir.

Son yıllara kadar doğum öncesi pek dikkate alınmamaktaydı fakat yapılan araştırmalar sonucu doğum öncesi dönemlerin doğrudan ya da dolaylı olarak doğum sonrası dönemleri etkilediği görülmüştür.

Bütün davranışlar temel biyolojik yapı içerisinde gerçekleşir. Bu nedenle biyolojik yapı hakkında ne kadar çok bilgi sahibi olursak davranışları anlamamız ve yorumlamamız o derece kolay olur.

Çocukta bu biyolojik yapıda meydana gelen değişmeler davranışlarına direkt etkilenir. Bu biyolojik değişimler kalıtım ve cevre faktörünün etkisi altındandır.

Gelişimde bütün çocuklar aynı sırayı izlerler fakat süresi ve hızı çocuktan çocuğa değişmektedir. Bir çocuk bu evrelerden birine erken girmiş diğer çocuklara göre becerileri daha fazla gelişmişse bunu diğer evrelerde süre ve beceri bakımından sürdürür ve diğer çocuklara oranla daha hızlı bu evreleri geçer.


Gelişimi 5 temel kavramla özetlenebilir:

1- Gelişim dinamik bir olgudur.

2- Gelişim genetik bireyselliğin bir sonucudur.

3- Gelişim giderek artan bir özelleşme sürecidir.

4- Gelişimde denge vardır.

5- Gelişim art arda görülen düzenli bir süreçtir.


Gelişimde görülen evreler:

1- Doğum öncesi (prenatal) dönem: döllenmeden sonra 9 ay 10 gün sürer. Üç evreye ayrılır.

a) Ovum evresi: döllenmeden 2. hafta sonuna kadar

b) Embriyo evresi: 2. hafta sonundan 8. haftaya kadar

c) Fetus evresi: 3. aydan doğuma kadar

2- Doğum sonrası (postnatal) dönem:

a) Yeni doğan bebek: 0-4 hafta

b) Bebeklik: 4. hafta-2. yıl

c) İlk çocukluk: 2-6 yıl

d) Son çocukluk: 6-11 yıl (kızlarda 6-11), (erkeklerde 6-13)

e) Ergenlik: 11-20 (kızlarda 11-20), (erkeklerde 13-20)

Not: Unesco değerleri yukarıdaki değerlerden farklıdır.

Bebek ve çocuktaki gelişimi daha iyi izleyebilmek ve anlayabilmek için yukarıdaki dönem ve evreleri aşağıdaki alt yapılarla incelenmektedir.

Bedensel gelişim: Bedensel yani fizyolojik yapının gösterdiği değişim ve ilerlemeleri inceler. Bedensel gelişim çocuğun büyümesiyle doğrudan ilişkilidir.

Bilişsel gelişim: Doğan bir bebek devamlı bir ilerleme gösterir. Bedenen gösterdiği gelişme sayesinde çocuk dünyayı ve çevresini anlamaya ve algılamaya başlar ve bu sayede zihinsel faaliyetlere başlamış olur. Bu zihinsel faaliyetleri bilişsel gelişim içerisinde alıyoruz.

Motor gelişim: Hareket anlamına gelmektedir. Bedensel, zihinsel gelişimle meydana gelen gelişmiş motor hareketlere başlayan çocuğun beden ve zihinsel faaliyetin bağıntısını ortaya koyar.

Dil gelişim: Fizyolojik ve zihinsel olarak gelişen bebek dünyayı anlamaya ve algılamaya başladığından tepki vermeye başlar. Dünya ile iletişimini ağlama aşamasından dile döner.

Sosyal gelişim: Her yönüyle gelişen bebek bir çevre içerisinde yer alır ve bulunduğu ortama ayak uydurmaya çalışır. Bu çabasını sosyal gelişim olarak incelenir.

Her ne kadar gelişim ve büyüme farklıda olsa da bir birinden bağımsız değildir ve benzer özellikler taşır.

1- Büyüme ve gelişim belirli dönemlerde hızlanır ya da yavaşlar.

2- Büyüme ve gelişim de belirli bir sıra vardır.

3- Büyüme ve gelişimde ileriye dönüktür.


Alıntı
 
---> Büyüme ile Gelişim Arasındaki İlişki, Özellikleri

Büyümenin değerlendirilmesi, çocuk sağlığı ile ilgili çalışmaların en önemli unsurudur. Fizyolojik, psikolojik, sosyal problemler büyümeyi negatif yönde etkiler. Büyümenin değerlendirilmesinde en çok kullanılan araç, büyüme grafikleridir.

1963 ten 1975 e kadar 0-18 yas arasındaki 20000 Amerikalı çocuktan USA NCHS (National Center for Health Statistics) bürosu tarafından toplanan bilgilerden oluşturulan Standart Büyüme Grafikleri, Dünya Sağlık Örgütü tarafından ilk 5 yas için Internasyonal Büyüme Standart olarak kabul edilmiştir. İyi beslenmiş ve sağlıklı Amerikalı çocuklardan derlenmiş olan bu bilgiler, dünyanın geri kalan kısmındaki popülasyona benzemezse de gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerdeki büyüme farklılıklarının genetik farklılıktan çok, nutrisyonel durumu aksettirdiği kabul edilmektedir. NCHS standartları, kısa boylu göçmen ebeveynlerin ilk jenerasyon Amerikalı çocukları için kullanılmıştır. Bu çocuklarda, daha iyi beslenme ile ebeveynlerinden daha iyi büyüme ve gelişme sağlanmıştır. 4 standart büyüme grafiği yaygın olarak kullanılmaktadır.

1) Yasa göre ağırlık,

2) Yasa göre boy,

3) Yasa göre bas çevresi,

4) Boya göre ağırlık.

Her grafik 7 persentil eğrisinden oluşur. Bu eğriler 0-18 yas arasındaki çocukların ağırlık, uzunluk (boy) ve bas çevresi değerlerinin dağılımını gösterir. Boy veya ağırlık olarak ölçülen antropometrik sayılar, popülasyon içinde normal olarak dağılırlar. Yeteri kadar büyük örnek verildiğinde X ekseni üzerine boy veya ağırlık değeri, Y ekseni üzerine de frekansı (ayni boy veya ağırlıkta olan çocukların şayisi) konularak grafik çizildiğinde çan eğrisi oluşur.

Bu çan eğrisi normal veya Gaussian dağılımı gösterir. İdeal çan eğrisinde eğrinin tepesi örnek değerlerinin aritmetik ortalamasına uyar. Eğrinin tepesi medyan (Standart) değeri gösterir. medyan değer, observe edilen değerlerin %50 sinin üzerinde, %50 sinin altındadır.

Mediandan uzaklaşan normal değerler, çan eğrisinin genişliğini oluştururlar. Bu değerlere matematiksel olarak Standart Deviasyon (SD) adi verilir. SD, normal sınırlar kavramına işaret eder. Ortalama değerin 1 SD altı (küçüğü) (-) ile 1 SD üstü (büyüğü) (+) arasında bulunan değerler tüm örneklerin takriben %68 ini içerir. (-) 2 SD ile (+) 2 SD laf arasında bulunan değerler ise tüm örneklerin %95 ini içerir. Tek ölçüm yapıldığında bu örneğin, medyandan ne kadar uzaklaştığı ± SD lafla ifade edilir. Bu şekilde bir sayısal örneğin tüm popülasyonun üyesi olup olmadığı ihtimali hesaplanmış olur. Normal Olarak

Dağılmış Sayıların Normal Sınırları ve SD ile ilişkisi

Normal sınırlar Sayının Normal sınırlar İçine Girme İhtimali

SD % SD % ± 1 68. 3 >, = 1 16 ± 2 95. 4 >, = 2 2. 3 ± 3 99. 7 >, = 3 0. 13

Sağlıklı erkek çocukların ölçümü ile oluşmuş bir popülasyonda bir çocuğun boyu 2 SD üzerinde bulunuyorsa, bu çocuğun bu popülasyona ait olma ihtimali % 2. 3 ten daha azdır. Bu çocuk, erken pubertesi olan erkek çocukların bulunduğu başka bir popülasyona ait olabilir. Bir bireyin, bir popülasyonla ilişkisini gösteren bir başka yöntem, persentillerin kullanılmasıdır. Persentil, bir popülasyonda ayni ölçüye sahip olan bireylerin oluşturduğu "yüzde bir " dilimidir. Persentilin lügat anlamı; ayni ölçüdeki bireylerin frekans toplamlarının oluşturduğu yüzde bir dilimine tekabül eden "X" kıymetidir. örneğin, boyu 96 cm olan 3 yasındaki erkek çocuk popülasyonunum (frekans toplamının) oluşturduğu %1 dilimine tekabül eden "X" kıymeti 50 inci persentil dir.

3 yasındaki çocuğun 50 inci persentil deki boy değeri 96 Cem’dir. 50 inci persentil değeri medyan (orta) değerdir. Çocuklara ait boy değerlerinin %50 si bu değerin üzerinde, %50 si bu değerin altındadır. Örneklerin çoğu 50 inci persentil de toplanır. Bu değere "standart değer " adi verilir. Yukarıdaki örneğe göre 3 yasındaki erkek çocuğunun standart boyu 96 cm dir. Bu bilgilere göre standart büyüme grafiklerinin yorumlanması, aşağıdaki örneklerde verildiği gibidir.

Örnek 1: 9 aylık bebeğin ağırlığı 8, 5 kg ise, bu değer "yasa göre ağırlık" grafiğinde 25 inci persentil eğrisini keser. bebeğin ağırlığı 25 inci persentil de olup, 9 aylık bebeklerin boy değerlerinin %25 inden daha ağır, %75 inden daha hafiftir. Örnek 2: 9 aylık bir bebek 11 kg ise o zaman bu değer, 95 inci persentil eğrisini keser. Bu değer, bebeğin ağırlığının, akranlarına ait ağırlık değerlerinin %95 inden daha fazla olduğunu gösterir.

Boya göre ağırlık grafikleri ayni şekilde hazırlanmıştır. Bu eğriye göre 125 cm olan bir kız çocuğunun standart ağırlığı (50p) 24 kg dir. NCHS grafikleri, adolesanlar için uygun değildir. Çünkü, pubertenin başlangıç yası geniş varyasyonlar gösterir. Bu grafikler, pubertesi gecikmiş bir genç için yasına göre düşük persentil değeri verebilir. Halbuki bu gencin uzama potansiyeli fazladır. Ayni eğriler, pubertesi ilerlemiş bir genç için yasına göre yüksek persentil değeri verir. Bu değer bu genç için yanıltıcı olabilir. Çünkü uzama potansiyeli azalmıştır. Bu eğrilerin nümerik değerleri, tablolarda verilmiştir. Ancak eğriler daha pratiktir. Çünkü geçen zaman içerisinde büyüme daha kolay değerlendirilir.
Değişik tipte büyüme bozukluğu (Don, Turnem, Klinefelter sendromlari ve Akondroplazi gibi) olan Amerikali çocuklar için özel grafikler geliştirilmiştir.


Alıntı
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst