Yi dai zong shi (The Grandmaster – Büyük Usta)
Hala hayatta olan Uzakdoğulu yönetmenler çetelesini tuttuğumuzda zirveye oynayacak isimlerden Wong Kar Wai’nin 2007′de Hollywood’a transfer olarak kariyerindeki en büyük (tek) düşüşü yaşadığı Benim Aşk Pastam’ın ardından çektiği epik Kung Fu eseri Büyük Usta, geçtiğimiz sene Berlin Film Festivali’nin açılış filmi olarak görücüye çıkmıştı. Ülkemizde bir türlü vizyon şansı elde edemeyen film, sonunda !f İstanbul 2014 programı dahilinde bizimle buluştu. Kar Wai’nin en büyük eseri Aşk Zamanı’na (2000) rakip olup olmayacağı merak konusu olan Büyük Usta, yönetmenin daha önceki eserlerinden ayrılan yapısı ve konusu ile dikkat çekse de tek başına değerlendirildiğinde güçlü sayılabilecek şiirsel bir deneme.
Filmin konusu, her yerde yazdığı üzere Uzakdoğu dövüş sporları denince akla gelen ilk isim olan Ip Man’ın hikayesinden ziyade Kung Fu’yu var edenlerin ve bu sanatın efendilerinin yükseliş ve çöküşünün öyküsü. Olaylar tamamen Ip Man’ın etrafında dönüyor gibi gözükse de özellikle büyük usta Gong Yutian’ın kızı Gong Er’in babasının intikamını alma mücadelesini izliyoruz Kar Wai’nin bu filminde. İntikam filmleri kuşağına sokabileceğimiz Büyük Usta, yönetmenin (temayla alakasız) önceki filmlerinden izler taşıyarak çok da uzak olmayan bir döneme, yirminci yüzyılın ilk yarısında Japonların Çin’in doğu kısmını fethederek yüzyıllardır süregelen bir kültürü nasıl gölgelerin içine hapis edişine göz atıyor. Daha çok sosyal ve tarihsel bir deneme olan Büyük Usta’da yönetmenin bu incelemesine yardımcı olan karakterler ise zamanın tanıklık ettiği son Kung Fu ustalarının ta kendisi. Tüm replikleri hem bu sanata, hem de yaşama dair birer öğreti niteliği taşıyan film, -haliyle- metni açısından da oldukça güçlü. Kar Wai’nin kendi eliyle şekillendirdiği senaryo, bu yönlerden karşısında sıradan bir dövüş filmi bekleyenler için hayal kırıklığı yaratabilir. Onun yerine abartıdan uzak duygusallıkla beslenen, tarihsel bir drama yaratmayı seçen yönetmen böylelikle benzerine zor rastlanır bir işe imza atmış oluyor.
Büyük Usta, felsefi boyutu öne çıkan bir film olmasına karşın kökenlerini unutmayarak görsel şölen yaşatmayı da unutmayan bir yapım. Gong Er ve Ma San arasında geçen muazzam dövüş sahnesiyle zirvesini yapan film, benzer nitelikte ve kalitede pek çok sekans barındırarak filme yönelik beklentilerini yüksek tutmayan kesimi de memnun etmeyi başarıyor. Matrix serisi, Kill Bill ikilemesi ve Crouching Tiger Hidden Dragon gibi dövüş sanatlarının önemli yer edindiği filmlerde aksiyon ve dövüş koreografilerini hazırlayan Woo-ping Yuen, Büyük Usta’nın harikulade görüntü yönetiminin inceliklerinden de faydalanarak karakterlerin hareketlerini yönetiyor. Bu filmdeki işiyle Oscar adaylığı da elde eden Philippe Le Sourd’nun yönetmenin epik anlatımına uygun renkleri seçerek, ağır çekimleri yerinde kullanarak oynattığı kamerası da Büyük Usta’yı şiirsel bir anlatıma kavuşturan önemli elementlerden birini oluşturuyor.
Wong Kar Wai’nin Hollywood sonrası özüne dönerek, kendine özgü imgelerle stilize ettiği bu son filmi, festivalin ve son dönemlerde Uzakdoğu sineması adına seyrettiğimiz yapımların en kıymetlilerinden. Bir dövüş filmi olmaktan ziyade kendine has işlenişi olan başarılı bir dönem draması, Kung Fu tarihinin hak ettiği bir saygı duruşu.
-
Burak Hazine -