KoJiRo
Kayıtlı Üye
Adamın biri satmak için pazara buğday götürmüş. Akşam olmuş, pazar toplanmaya başlamış. Herkes malını satıpsavmış. Bu adamın malına müşteri çıkmamış. Çıkan da pazarlıkta uyuş*mamış. Adam koca çuvalı geri getirmenin sıkıntısıyla düşünürken meşayıhten birinin yolu pazara uğramış:
O zat sormuş:
-Ne o evladım malını satamadın mı? Bak pazar toplanıyor.
Adamcağız boynu bükük:
-Müşteri çıkmadı, Efendi Hazretleri! demiş.
Şeyh efendi yerden avuç avuç kum alıp buğdaya karıştır*maya başlamış ve:
- Şimdi çıkar evlad! demiş.
Adam şeyhinbu hareketine itiraza yel*tenecekmiş ki; hemen yanı başında beliren müşteri mala talip olmuş.
Tebessümle oradan ayrılmak üzere olan şeyhin eteğine yapışıp:
-Bu ne haldir Efendi Hazretleri!" diyen buğdaycıya şeyh şu cevabı vermiş:
-Sus! Para, layık olduğu mala gider.
O zat sormuş:
-Ne o evladım malını satamadın mı? Bak pazar toplanıyor.
Adamcağız boynu bükük:
-Müşteri çıkmadı, Efendi Hazretleri! demiş.
Şeyh efendi yerden avuç avuç kum alıp buğdaya karıştır*maya başlamış ve:
- Şimdi çıkar evlad! demiş.
Adam şeyhinbu hareketine itiraza yel*tenecekmiş ki; hemen yanı başında beliren müşteri mala talip olmuş.
Tebessümle oradan ayrılmak üzere olan şeyhin eteğine yapışıp:
-Bu ne haldir Efendi Hazretleri!" diyen buğdaycıya şeyh şu cevabı vermiş:
-Sus! Para, layık olduğu mala gider.