karagümrük
Kayıtlı Üye
Şenol Güneş'in gelmesiyle adeta yeniden doğan Trabzonspor, bu sene ipi göğüsleyebilecek mi?
Şenol Güneş’in Uzak Doğu’dan ülkesine taşıdığı disiplin, azim, yardımlaşma ve çok çalışma Trabzonspor’un temel taşları sanki... Giderek bir makine düzenine yaklaşıyorlar ve hep daha fazlası için çabalıyorlar
Trabzonspor geçtiğimiz sezon Şenol Güneş ile yollarını tekrar birleştirirken, bu kadar hızlı bir gelişim göstereceklerini kimse tahmin edemezdi...
Özgüveni kaybolmuş, oyuncularının bir çoğu A takımdan kovulmuş (Galatasaray maçının yıldızı Engin Baytar gibi), olağanüstü kongre sesleri tavana vurmuş bordo-mavili kulübe, sihirli bir el değmedi, Şenol hocanın o yıllarca eleştirilen “karizması” hayat verdi...
Futbol oynarken de, takım çalıştırırken de dedikodudan hep uzak duran, demogoji yapmayan, sözünü sakınmayan bir teknik adamın, birikimleri, iyi niyeti, şehrine duyduğu yoğun sevgiydi Trabzonspor’u önce Türkiye Kupası’na taşıyan, ardından bugün zirveye oturtan...
Yıllarca üç büyüklerle aşık atacağım diye kendi değerlerinden uzaklaşan, yıldızını kendi yaratmak yerine üç büyüklerin yabancı hayranlığına ortak olmaya çalışan, zor kazandığını çarçur etmekte “beş yıldız” alan Trabzonspor artık yok...
Ekmeğini taştan çıkaran, ayağını yorganına göre uzatan, adımlarını belli bir plana göre atan bir anlayışın ürünü vitrinde duran...
Bu yüzden Şenol Güneş’i sadece skor tabelasına bakıp değerlendirmemek gerek... Kaleci Onur’u Türk Futbolu’na kazandıran, Alanzinho ve Engin’e sorumluluk aşılayan, Yattara’yı disipline sokan, Umut Bulut’a yeteneklerini hatırlatan, Burak’ı kazanmak için her türlü eleştiriye duvar olan, Serkan Balcı’yı ülkenin en çok konuşulan futbolcusu yapan bir hoca var karşımızda...
Gerektiğinde yöneticiliğe soyunan, hatta zaman zaman başkanı bile aratmayan bir komutan sanki...
Ancak şunu da unutmamak gerek; bugün liderliğin keyfini yaşasa da, kolbastı ile coşsa da Trabzon’da her şey güllük gülistanlık değil...
Daha birkaç hafta önce “Buraya geldiğimden beri mutlu değilim ama huzurluyum” diyen Teknik Direktör Şenol Güneş de fırtınanın ne zaman kopacağı belli olmayan bir iklimde bulunduğunun farkında...
O yüzden tüm adımlarını dikkatli atmakta... Gelecek adına temkinli konuşmakta...
İşler iyi giderken herkesin bir kale gibi arkasında duracağını ancak bir iki yenilgide ortalığın toza dumana karışacağını bilecek tecrübede... Yıllardır başarıya ulaşamamanın temel nedeni de bu zaten...
Trabzonspor uzun bir aradan sonra ilk kez böylesine pozitif bir hava yakaladı. Yönetimi, taraftarı, muhalefeti; herkesin Güneş ve ekibine destek olma zamanı...
Çünkü bunu fazlasıyla hak ediyorlar. İyi günde de, kötü günde de...
Süper Lig’de en iyi futbolu oynayan, hakikaten iyi bir takım olan Trabzonspor çok kaliteli bir kadroya mı sahip... Kesinlikle hayır...
Rakipleri transfer sezonunda havalimanına dünyaca ünlü yıldızları birer birer indirirken, onlar iç dinamiklerini hareketlendirdiler. Birkaç takviye ile yola koyuldular. Ve her geçen gün üzerine biraz daha ekliyorlar. Topa biraz daha fazla sahip oluyorlar. Sabırla rakiplerinin hata yapmasını bekliyorlar. Şenol Güneş’in uzak doğudan ülkesine taşıdığı disiplin, azim, yardımlaşma ve çok çalışma Trabzonspor’un temel taşları sanki... Giderek bir makine düzenine yaklaşıyorlar ve hep daha fazlası için çabalıyorlar... Ve bu işi başaracak güçteler...
Bu emeğe saygısızlık etmeyelim, Güneş’in doğuşunu keyifle izleyelim...
Milliyet
Şenol Güneş’in Uzak Doğu’dan ülkesine taşıdığı disiplin, azim, yardımlaşma ve çok çalışma Trabzonspor’un temel taşları sanki... Giderek bir makine düzenine yaklaşıyorlar ve hep daha fazlası için çabalıyorlar
Trabzonspor geçtiğimiz sezon Şenol Güneş ile yollarını tekrar birleştirirken, bu kadar hızlı bir gelişim göstereceklerini kimse tahmin edemezdi...
Özgüveni kaybolmuş, oyuncularının bir çoğu A takımdan kovulmuş (Galatasaray maçının yıldızı Engin Baytar gibi), olağanüstü kongre sesleri tavana vurmuş bordo-mavili kulübe, sihirli bir el değmedi, Şenol hocanın o yıllarca eleştirilen “karizması” hayat verdi...
Futbol oynarken de, takım çalıştırırken de dedikodudan hep uzak duran, demogoji yapmayan, sözünü sakınmayan bir teknik adamın, birikimleri, iyi niyeti, şehrine duyduğu yoğun sevgiydi Trabzonspor’u önce Türkiye Kupası’na taşıyan, ardından bugün zirveye oturtan...
Yıllarca üç büyüklerle aşık atacağım diye kendi değerlerinden uzaklaşan, yıldızını kendi yaratmak yerine üç büyüklerin yabancı hayranlığına ortak olmaya çalışan, zor kazandığını çarçur etmekte “beş yıldız” alan Trabzonspor artık yok...
Ekmeğini taştan çıkaran, ayağını yorganına göre uzatan, adımlarını belli bir plana göre atan bir anlayışın ürünü vitrinde duran...
Bu yüzden Şenol Güneş’i sadece skor tabelasına bakıp değerlendirmemek gerek... Kaleci Onur’u Türk Futbolu’na kazandıran, Alanzinho ve Engin’e sorumluluk aşılayan, Yattara’yı disipline sokan, Umut Bulut’a yeteneklerini hatırlatan, Burak’ı kazanmak için her türlü eleştiriye duvar olan, Serkan Balcı’yı ülkenin en çok konuşulan futbolcusu yapan bir hoca var karşımızda...
Gerektiğinde yöneticiliğe soyunan, hatta zaman zaman başkanı bile aratmayan bir komutan sanki...
Ancak şunu da unutmamak gerek; bugün liderliğin keyfini yaşasa da, kolbastı ile coşsa da Trabzon’da her şey güllük gülistanlık değil...
Daha birkaç hafta önce “Buraya geldiğimden beri mutlu değilim ama huzurluyum” diyen Teknik Direktör Şenol Güneş de fırtınanın ne zaman kopacağı belli olmayan bir iklimde bulunduğunun farkında...
O yüzden tüm adımlarını dikkatli atmakta... Gelecek adına temkinli konuşmakta...
İşler iyi giderken herkesin bir kale gibi arkasında duracağını ancak bir iki yenilgide ortalığın toza dumana karışacağını bilecek tecrübede... Yıllardır başarıya ulaşamamanın temel nedeni de bu zaten...
Trabzonspor uzun bir aradan sonra ilk kez böylesine pozitif bir hava yakaladı. Yönetimi, taraftarı, muhalefeti; herkesin Güneş ve ekibine destek olma zamanı...
Çünkü bunu fazlasıyla hak ediyorlar. İyi günde de, kötü günde de...
Süper Lig’de en iyi futbolu oynayan, hakikaten iyi bir takım olan Trabzonspor çok kaliteli bir kadroya mı sahip... Kesinlikle hayır...
Rakipleri transfer sezonunda havalimanına dünyaca ünlü yıldızları birer birer indirirken, onlar iç dinamiklerini hareketlendirdiler. Birkaç takviye ile yola koyuldular. Ve her geçen gün üzerine biraz daha ekliyorlar. Topa biraz daha fazla sahip oluyorlar. Sabırla rakiplerinin hata yapmasını bekliyorlar. Şenol Güneş’in uzak doğudan ülkesine taşıdığı disiplin, azim, yardımlaşma ve çok çalışma Trabzonspor’un temel taşları sanki... Giderek bir makine düzenine yaklaşıyorlar ve hep daha fazlası için çabalıyorlar... Ve bu işi başaracak güçteler...
Bu emeğe saygısızlık etmeyelim, Güneş’in doğuşunu keyifle izleyelim...
Milliyet