NaturaL17
Kayıtlı Üye
Kanuni Sultan Süleyman'ın kızı Mihrimah Sultan 17sine geldiğinde iki kişi onunla evlenmek ister (MihriMah farsçada güneş ve ay anLamına geLir) Kızla evlenmek isteyenLerden biri Diyarbakır valisi Rüstem Paşa diğeriyse Mimar Sinan'dır. Padişah kızını Rüstem Paşa'ya verir çünkü Mimar Sinan evlidir ellisindedir ve Mihrimah Sultana deliler gibi aşıktır! Gerçi sevdiğine kavuşamamıştır ama aşkını olanca güzelliğiyle sanatına yansıtmıştır. Üsküdar'a Saray'ın izniyle elbet 1540 yılında Mihrimah Sultan Camii'nin temelini atar ve 1548 de bitirir. Camiyi yaparken eserine sanki "etekleri yerleri süpüren bir kadının dış çizgileri"ni verir. Derken ilk kez Padişah fermanı olmaksızın Edirnekapı'da pek kimselerin uğramadığı ıssız ama İstanbul'un en yüksek tepelerinden birine ikinci bir eser yapmaya koyulur Mihrimah Sultan'a. Camii küçücüktür. Minaresi 38 metredir 1 adet incecik kubbesi üzerindeyse 161 pencere caminin iç güzelliğini aydınlatır. İçerdeki sarkıtlar ve minare kenarlarında ki işlemeler Mihrimah Sultanın topuklarını döven saçlarını anımsatır insana. İşte aşka adanmış 2 eser. Şimdi gidin Edirnekapı ve Üsküdarda ki camileri aynı anda görebileceğiniz bir yer seçin ve 21 Mart'ta gece ile gündüzün eşit olduğu günde seyreyleyin. Unutmadan 21 Mart Mihrimah Sultan'ın doğum günüdür. Göreceğiniz manzara ise şudur ; Edirnekapı camiinin tek minaresi ardından tepsi gibi kıpkırmızı güneş batarken Üsküdarda ki camii'nin ardından ay doğar! Mihrimah = güneş ve ay. Bu nasıl akıllara ziyan bir hesaplamadır , nasıl bir güzellik anlayışıdır..