Görünmezadam
Kayıtlı Üye
Yazarımız Mehmet Demirkol Fenerbahçe gündemini 4 soru 4 cevapla değerlendirdi.
- Fenerbahçe, Kasımpaşa karşısında nasıl bir kadroyla çıkmalı?
Fenerbahçenin kadro yapılanmasında temel bir eksiklik var. Orta sahada dripling yapabilen, oyunu ileriye sürükleyebilecek oyuncu eksikliği had safhada. Sarı-Lacivertliler bu eksiği Caner ve Gökhanın hücuma verdiği destekle kapadı. Egemenin Alvesle birlikte önde oynadığı ve presi arkadan tamamladığı oyunlarda da kazanmayı bildi ve fark 10a çıktı. Şimdi bu oyunu yaratan oyuncuların büyük çoğunluğu kullanılamaz halde. Ersun Yanalın bir B planı bulması şart. 46 golün 24ünü atan 3 oyuncu sakat, 8 gol atan Kuyt da formsuz... Nasıl bir kadro kurulur diye düşünülecek durum yok. Eldekilerle en iyisi yapılacak. Holmen ve Alperin, Kuyt-Baroni hücumunu desteklediği bir yapı kurulabilir. Emenikeyi riske etmek ne kadar doğru bilmiyorum. Tıp ekibinin minimum riskli bir karar vermesi şart.
- Sarı-Lacivertliler kazanmak için ne yapmalı?
Kasımpaşa Yönetimi, 2-1lik Beşiktaş maçının tekrar edileceğinin açıklanmasından sonra kulübe ilgilerini kaybetmiş gözüküyorlar. Bu takımı etkiliyor. Bir başka olumsuz durum ise Şotanın Kayseride yaşadığına benzer; bir B planı olmayışı sıkıntısına düşmesi. Ancak ne olursa olsun Fenerbahçenin oyun yapısına ters anlayışları var. Burada da becerikli hücumcuları kağıt üzerinde de olsa deplasmanda netice alabilir. Fenerbahçenin Caner, Sow, Weboyu kullanmadan nasıl hücum edeceğini bilmek mümkün değil. Ersun Yanalın önde pres sisteminden vazgeçeceğini zannetmiyorum. Burada anahtar; hem seyirci hem de futbolcuların Sivas maçındaki benzer bir ruh haline girmemeleri. Ne yaparsak yapalım bizi şampiyon yapmayacaklar düşüncesi ortadan kalkmalı. 2003-2004 sezonunda Beşiktaşın içine düştüğü ruh hali Fenerbahçeyi yapabilecekleri dahi yapamaz hale getirir. Dolayısıyla en önemli nokta işin psikolojisi...
- Son dönemdeki sakatlıklar Ersun Yanalın eleştirilmesine sebep oluyor. Hocanın da belirttiği gibi tesadüf olarak değerlendirilebilir mi?
3 santrfor birden darbeye bağlı olmayan kas sakatlıklarından oyun dışı kalıyorsa insanlar bu neden oluyor? diye sorar. Bununla da kalmaz bazı teoriler üretirler. Ersun Yanal bunun fazla yüklemeden olduğunu düşünmüyorsa neden olabileceğine dair bir fikri olmalı. Bu 3 oyuncunun birden sakatlanması tesadüf olabilir. Ama bu kadar da tesadüf çok ender olur. Meireles, Emre gibi oyuncuların sakatlığını anlayabilirim. Çünkü alışık olmadıkları bir oyun oynuyorlar. Sowu da bu kategoride değerlendirebiliriz ancak Webonun standart bildiği oyunu oynaması, Emenikenin de olağanüstü kas gücüne rağmen bu sakatlığa yakalanması doğal olarak herkesin aklına soru işaretleri getiriyor. Ersun Yanalın bu konudaki fikir yürütmelere itirazını anlayabildiğimi söyleyemem. Fenerbahçe 10 puan farkı yaratan hücum hattının tümününü kaybetti, savunmasının da yarısını. Orta sahanın da hemen hemen yarısı sakat. İnsanlar böyle durumda soru sorarlar.
- Taraftarların tutumu nasıl olmalı?
Büyük takım seyircisi, rakibi ve hakemi baskı altına alır. Hatta federasyonu da baskı altına alır. Bunun örneklerini her sene bir başka büyükte gördük. Ancak burada bir hususa dikkat edilmeli. Bu baskının bir eşiği var. Eşik geçildiği anda bir kırılma ortaya çıkıyor. Fenerbahçe Futbol Takımı, geçen hafta bu eşiği geçti. Caner ve Egemenin cezalı duruma gelişleri bunun sonucu. Bu hafta Fenerbahçe seyircisi benzer bir sınav verecek. Baskıyla rakibi, hakemi ve federasyonu etkileyecekler. Yoksa eşiği geçip, bir kırılma ve sonrasında isyan ve yılgınlık mı olacak. Geçen hafta Gökhan Gönülün dudaklarından dökülen, 10 puan da 20 puan da olsa isyanına kapılmamalı. Bu kırılma eşiğini geçmemeye dikkat etmeli. Eğer bu denge sağlanırsa sorun yok. Ancak sağlanamazsa çok büyük bir avantajı kaybetmiş olurlar. 2003-2004 sezonunda İnönü Stadının düştüğü hatayı unutmamak gerekir.
- Fenerbahçe, Kasımpaşa karşısında nasıl bir kadroyla çıkmalı?
Fenerbahçenin kadro yapılanmasında temel bir eksiklik var. Orta sahada dripling yapabilen, oyunu ileriye sürükleyebilecek oyuncu eksikliği had safhada. Sarı-Lacivertliler bu eksiği Caner ve Gökhanın hücuma verdiği destekle kapadı. Egemenin Alvesle birlikte önde oynadığı ve presi arkadan tamamladığı oyunlarda da kazanmayı bildi ve fark 10a çıktı. Şimdi bu oyunu yaratan oyuncuların büyük çoğunluğu kullanılamaz halde. Ersun Yanalın bir B planı bulması şart. 46 golün 24ünü atan 3 oyuncu sakat, 8 gol atan Kuyt da formsuz... Nasıl bir kadro kurulur diye düşünülecek durum yok. Eldekilerle en iyisi yapılacak. Holmen ve Alperin, Kuyt-Baroni hücumunu desteklediği bir yapı kurulabilir. Emenikeyi riske etmek ne kadar doğru bilmiyorum. Tıp ekibinin minimum riskli bir karar vermesi şart.
- Sarı-Lacivertliler kazanmak için ne yapmalı?
Kasımpaşa Yönetimi, 2-1lik Beşiktaş maçının tekrar edileceğinin açıklanmasından sonra kulübe ilgilerini kaybetmiş gözüküyorlar. Bu takımı etkiliyor. Bir başka olumsuz durum ise Şotanın Kayseride yaşadığına benzer; bir B planı olmayışı sıkıntısına düşmesi. Ancak ne olursa olsun Fenerbahçenin oyun yapısına ters anlayışları var. Burada da becerikli hücumcuları kağıt üzerinde de olsa deplasmanda netice alabilir. Fenerbahçenin Caner, Sow, Weboyu kullanmadan nasıl hücum edeceğini bilmek mümkün değil. Ersun Yanalın önde pres sisteminden vazgeçeceğini zannetmiyorum. Burada anahtar; hem seyirci hem de futbolcuların Sivas maçındaki benzer bir ruh haline girmemeleri. Ne yaparsak yapalım bizi şampiyon yapmayacaklar düşüncesi ortadan kalkmalı. 2003-2004 sezonunda Beşiktaşın içine düştüğü ruh hali Fenerbahçeyi yapabilecekleri dahi yapamaz hale getirir. Dolayısıyla en önemli nokta işin psikolojisi...
- Son dönemdeki sakatlıklar Ersun Yanalın eleştirilmesine sebep oluyor. Hocanın da belirttiği gibi tesadüf olarak değerlendirilebilir mi?
3 santrfor birden darbeye bağlı olmayan kas sakatlıklarından oyun dışı kalıyorsa insanlar bu neden oluyor? diye sorar. Bununla da kalmaz bazı teoriler üretirler. Ersun Yanal bunun fazla yüklemeden olduğunu düşünmüyorsa neden olabileceğine dair bir fikri olmalı. Bu 3 oyuncunun birden sakatlanması tesadüf olabilir. Ama bu kadar da tesadüf çok ender olur. Meireles, Emre gibi oyuncuların sakatlığını anlayabilirim. Çünkü alışık olmadıkları bir oyun oynuyorlar. Sowu da bu kategoride değerlendirebiliriz ancak Webonun standart bildiği oyunu oynaması, Emenikenin de olağanüstü kas gücüne rağmen bu sakatlığa yakalanması doğal olarak herkesin aklına soru işaretleri getiriyor. Ersun Yanalın bu konudaki fikir yürütmelere itirazını anlayabildiğimi söyleyemem. Fenerbahçe 10 puan farkı yaratan hücum hattının tümününü kaybetti, savunmasının da yarısını. Orta sahanın da hemen hemen yarısı sakat. İnsanlar böyle durumda soru sorarlar.
- Taraftarların tutumu nasıl olmalı?
Büyük takım seyircisi, rakibi ve hakemi baskı altına alır. Hatta federasyonu da baskı altına alır. Bunun örneklerini her sene bir başka büyükte gördük. Ancak burada bir hususa dikkat edilmeli. Bu baskının bir eşiği var. Eşik geçildiği anda bir kırılma ortaya çıkıyor. Fenerbahçe Futbol Takımı, geçen hafta bu eşiği geçti. Caner ve Egemenin cezalı duruma gelişleri bunun sonucu. Bu hafta Fenerbahçe seyircisi benzer bir sınav verecek. Baskıyla rakibi, hakemi ve federasyonu etkileyecekler. Yoksa eşiği geçip, bir kırılma ve sonrasında isyan ve yılgınlık mı olacak. Geçen hafta Gökhan Gönülün dudaklarından dökülen, 10 puan da 20 puan da olsa isyanına kapılmamalı. Bu kırılma eşiğini geçmemeye dikkat etmeli. Eğer bu denge sağlanırsa sorun yok. Ancak sağlanamazsa çok büyük bir avantajı kaybetmiş olurlar. 2003-2004 sezonunda İnönü Stadının düştüğü hatayı unutmamak gerekir.