Bu bir İstanbul şiiridir

4MinoRMacH1Né

Hard Work Beats Talent
Kayıtlı Üye
Bu bir İstanbul şiiridir
uzaklardan, up, uzaklardan
ta Anadolu’nun bağrından
bir İstanbul özlemiyle yazılan

Çoğu zaman Haydarpaşa tren istasyonudur
şehre ilk inilen yer
nice umutlar, nice zenginlikler
hayali vardır, İstanbul’a ilk gelen
çoğu umut insanının
köyünü, tarlasını, sabanını, eşini,bacısını
bırakıp ta gelmiştir,o insan İstanbul’a

İstanbul umut şehri
İstanbul iş,aş,gelecek şehri
İstanbul sadece Türkiye'nin değil...
her turist ve gezgin tarafından söylenen
Dünyanın en güzel şehri

Yıllar var ki gidip,gelirim bu şehre
İstanbul’a, eski bir adıyla,İslam bola
Müslümanların çokluğu yüzünden
İslam bol demişler ilk önceleri ona
şimdi dillerde döne,dolana
İstanbul olmuş
adı İstanbul,bu vatana

Uzun tren yolculuğun dan sonra
sabah saatlerinde
varırım Haydar paşaya
sonra altın yaldızlı salondan geçerek
hani o,eski Türk filmlerinde izlediğiniz
merdivenli yoldan inerim aşağıya
Vapur gişelerinin yanına
insan kalabalıklarının arasına

Karşımda gözüken
sanki uçsuz bucaksız bir deniz
martılar vapur semalarında
insanlar vapurların üst katlarında
şimdi bir vapur yanaşıyor limana
kalın sireniyle bağıra, bağıra

Bir jeton alıyorum gişeden
karşıya, Sirkeciye giden
ben İstanbul’u pek bilmem ama
dolaştığım yerler Sirkeci ve Beyazıt’tır
birde Mecidiyeköy ve Fatih tarafları

Vapurdayım şimdi
dalgaları yara,yara ilerliyor
arkasında beyaz köpükler,gemi
siz bilmezsiniz ama, deniz tutar beni
karşıda denizde, dev büyük gemiler
kim bilir hangi memleketlerden gelirler

Uzaklarda deniz kenarında
İstanbul'un kurulduğu yedi tepeden
birinin,eteklerinde
surlarıyla ve kale burçlarıyla
yeşillikler arasında uzanan
her yıl konserleriyle ve etkinlikleriyle
adını duyuran,Rumeli Hisarı

Gemi de yaşlısı, genci
her nevi, satıcısı ve çaycısı
ve bin, bir meslek te işe giden
memuru, işçisi ve emekçisi

Sıcak salep ve çay dağıtıyorlar
garsonlar sabahın ilk saatlerinde
ben gemiden şehre,karşıya
Sirkeciye,ilk indiğimde
bir sevinç kaplar içimi
binlerce insanı ve binaları gördüğümde

Biraz dolaşıp
öğlen vakti tekrar
Galata köprüsü yanına geldiğimde
en sevdiğimse...

Galata köprüsü başındaki
denizdeki sandallarda satılan
dörtte bir bütün,acı soğanla birlikte verilen
balık ekmeği yemektir
ve oturup, yer bulabilirsem bir kenara
denizdeki dalgaları seyretmektir

Ve gezmek, binlerce insan arasında
belki farklı lisanlar arasında
gezmek, cadde boyu,deniz boyu
sayısı binleri bulan vitrinlere baka, baka
İstanbul havasını koklaya, koklaya
bazen otobüsle, bazen yaya,gezmek

Gezmek, İstanbul'u eşsiz mimari'li Fatih Camisini
geniş meydanlı, onlarca satıcısıyla
ve muhteşem üniversite kapısıyla Beyazıt'ı
eski, yeni kitaplarla dolu olan, sahaflar çarşısını
içinde ne ararsanız bulunabilen, büyük Kapalı çarşıyı
etrafında bisikletçiler ve içinde elektronik eşya satan
Doğu bank'ın yanını,Tramvay yolu kenarını
kuru üzümünden, fındığına,her şeyin satıldığı,Mısır çarşısını
gezmek İstanbul'u

Belki üzerlerine milyonlarca insan basmış
kaldırım taşları üzerinde, gezmek
İstanbul'u gezmek,bitmeyen adımlarla
ciltlere sığmayan
binlerce eski kültürel ve yeni çağ
yapı ve sokaklarını gezmek
gezmek, görmek İstanbul’u
havasıyla,suyuyla buram,buram
deniz kokusuyla,hissetmek İstanbul’u

Gezmek,İstanbul'u Osmanlıdan kalan
tarihi çeşmelerinden sular içmek
Galata kulesinin yanından geçmek
Dolma bahçe sarayını görmek
deniz dibinden yürümek,gezmek İstanbul'u

Gezmek İstanbul'u,iki karayı birbirine bağlayan
geceleri birer inci gerdanlık gibi parlayan
muhteşem Fatih Sultan Mehmet
ve İstanbul Boğaz köprüsünü görmek
deniz ortasındaki taştan duvarlarla örülmüş
Kız kulesini seyretmek,gezmek istanbul'u

İstanbul bitmez bir şehir
her tarafı insan kalabalıkları
sanki akıyorlar nehir,nehir
İstanbul,on iki milyon nüfusuyla
vatan içinde vatan
onlarca evliyaları da var
türbelerinde yatan

İstanbul bir İslam şehri
Sultanahmetiyle, Süleymaniyesiyle
ve diğer yüzlerce,güzel Camisiyle
her ne yöne baksanız,bir Cami
yüzyıllar öncesinden bugüne kalan
ve içi,dışı her gün
namaz vakitlerinde dolu olan

İstanbul bir İslam şehri
her gün minarelerinden semaya
en güzel sesli müezzinler tarafından
beş vakit ezanlar yankılanan
cadde ve sokaklarında
Allah selamıyla konuşmaya başlanılan

Ah İstanbul, uzun zaman oldu seni görmeyeli
uzunki,ne uzun,bir bahar değil,bir kış değil
ben diyeyim dört mevsim
sen de bana, dört mevsim bir bahar
geçti aradan

Bir yerin değeri uzak kalınca anlaşılırmış
ben senden uzağım şimdi İstanbul
insan aklında hep sevilen, güzel yerler kalırmış
sen aklımdasın, sevilensin İstanbul
ah İstanbul, İslam’ı bol İstanbul.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol
Geri
Üst