Néppox
Kayıtlı Üye
Evet arkadaşlar önce gözlerinize sonra okuduklarınıza ve daha sonra bilimum uzuvlariniza inanamayacaksınız Çünkü;
Bir gün uyandı ve bir daha uyumadı.
Hastanelerde yapılan testler, araştırmalar fayda
etmedi. Tam 48 yıldır uyanık olan Mehmet
İnanç, "Uykum gelmiyorsa kendi bilir. Hakkını
helal etsin." diyor. Uykusuzluğu bir nimet
olarak değerlendiren İnanç, 20 yıl boyunca ünlü deyimin gereğini yerine getirip, gece-gündüz çalışmış.
1926 doğumlu Mehmet İnanç hepimiz gibi gece uyuyup gündüz işine giden bir insandı. Uykusu o kadar ağırdı ki gece kendinden geçiyor, sabahları uyandırabilmek için yüzüne soğuk su dökmek gerekiyordu. Ancak bu 34 yaşına kadar devam etti. 1960 yılının başlarında üç-dört ay süren bir uyku düzensizliği yaşadı. Uykusu bazen geç saatlerde, bazen de erkenden geliyordu. Sonra bir gün uykusu gelmedi. O gün bugündür, yani tam 48 yıldır Mehmet İnanç gece gündüz, hiç uyumuyor. Daha da ilginç olanı ise dinlenme ihtiyacı da hissetmiyor. Mehmet amcanın mahalledeki ismi ise "Uykusuz Hacı"
24 SAAT ÇALIŞMIŞ Mehmet İnanç uykusu kaçtığında bunu hiç dert etmemiş, garip de karşılamamış. "Ne yapayım uykum gelmiyor. Zorla uyuyamam ya" diyor İnanç. Uykusuzluğu başladığında Eskişehir'de Devlet Demiryolları'nda çalışıyormuş. Aynı zamanda inşaat ustası olan İnanç, "Madem uyumuyorum, geceleri çalışayım" diyerek kendine bir ekip kurmuş ve başlamış sabaha kadar ev yapmaya. Üstelik yemek ve namaz dışında mola vermeden. Sabaha kadar inşaatta çalışan İnanç, sabah da kahvaltısını yapıp, diğer işine gidiyormuş. Bir süre sonra bu durum çevresinin dikkatini çekince arkadaşları, komşuları toplanıp yanına gelmiş. "Sen nasıl sabaha kadar çalışıyorsun" diye sormuşlar. İnanç hiç uyumadığını söylemiş. Her kafadan bir ses yükselmiş. Biri "Ben üç gün uyumayan gördüm ama sonra 2 gün boyunca uyudu" demiş. Biri "Evet, ben şahidim. Hiç uyumuyor" demiş. Orada olan bir başçavuş "10 gün uyumazsa rütbemi sökerim, silahımı da veririm" demiş. Olay büyümüş ve sonunda iş tüm mahallenin katıldığı 90 günlük bir iddiaya dönüşmüş. Ortaya bir kahvehane, bir silah, bir at arabası ve para koyulmuş. İnanç'ın uyuyup uyumadığını kontrol etmek için 15 kişilik bir ekip oluşturulmuş. Her akşam bir kişi sabaha kadar yanında kalacakmış.
40 GÜNDE PES ETTİLER İddia başlamış. İnanç her gün işten çıkıyor, inşaattaki işinin başına geçiyor, kendisini o gece bekleyenle birlikte sabaha kadar çalışıyor, sabah tekrar işine dönüyormuş. Olaydan haberdar olan Tercüman Gazetesi de iddianın durumunu gün gün aktarıyormuş. Gerisini İnanç şöyle anlatıyor. "15. gün başçavuşun nöbetiydi. Bir inşaatta çalışıyoruz. İş hızlı. Başçavuşu da çalıştırıyoruz. 'Harç getir, sonra biraz uyursun kardeşim. Tuğla getir, sonra biraz uyursun kardeşim' diye çalışırken sabah ezanı okundu. Başçavuş ağlamaya başladı. 'Ben 36 yaşındayım. 36 senedir bu kadar iş yapmadım' dedi. Sabah saat sekiz oldu, ben işe gittim yine. 39. gün Sami diye bir arkadaşımız vardı. Ona geldi nöbet sırası. 10 lira koymuştu. '39 gün uyumayan zaten uyumaz' dedi. Pes etti, iddiayı bıraktı." Bu iddiayı takip edip haberlerini yapan Tercüman Gazetesi muhabiri Rıdvan Uysal, İnanç'ın uyumadığını doğruluyor. "İnanç gerçekten hiç uyumuyordu. Cin gibi adamdı. Onu hastaneye götürdük. Uyumadığına dair rapor verdiler. Ben de bir gece sabaha kadar bekledim. Yemek yiyor, gazete okuyor, kalkıp dolaşıyor ama uyumuyor. Eşi, çocukları da 'uyumuyor, bizi de sabaha kadar uyutmuyor' diye şikayet ediyorlardı"
Tıp yenilgiyi kabul etmiyor İnanç uyumayınca bu sefer de İstanbul Çapa Tıp Fakültesi'nin yolu gözükmüş ona. 1960'lardan bu yana 5 ay 20 gün Çapa'da kalmış. Testler yapılmış. Hipnoz denenmiş. Sonuçta İnanç'ın uyumadığına dair eline bir rapor verilmiş. İnanç doktorlardan dertli. "Diplomalılar inanmak istemiyor. Ben bir şey peşinde değilim. Bir çıkarım
da yok. Uykum gelmediğine göre, beni yıpratmadan yavaş yavaş gittiğine göre bence bu
bir nimet. Namazını kaçırmazsın, otobüsünü kaçırmazsın. Uykuyu hiç özlemiyorum. Uykum gelse uyurum ben de. Uyumayan insan yorulmuyor da. Üç vardiya devamlı hiç durmadan, yemek ve namaz dışında devamlı ayakta senelerce çalıştım. Mecburiyetim yok ki. Uyku gelmediği için bir meşguliyet arıyorum ben. Ama tıp bunu kabul etmiyor. İnsan yorulur uyur diyor, ama ben yorulmuyorum. Şimdi yine götürmek istiyorlar arada bir gelip, gitmiyorum. Çileli oluyor benim için. Tıp yenilgiyi kabul etmiyor." diyor.