Deathalone
Banned
Borsada ikinci yarıyıl fiyatlanmaya başladı. Birinci çeyrekte gelen güçlü kârların ardından yatırımcılar gözlerini ikinci yarıya çevirdi. Alternatif piyasaların durgun olması hisseye yönelimi artırırken, küresel piyasalarda geçen hafta yaşanan yoğun satışların ardından alımlar öne çıktı.
Aracı kurumlar yıl sonuna ilişkin tahminlerinde endeksin 68.000-70.000 hedeflerini öne çıkarmaya başladı. Hisselere ilişkin biriktir önerileri verilmeye başlandı. Piyasalarda, faiz düşüyor ve faiz artırım beklentileri ertelendi. Dövizde yatay hareket sürüyor. Piyasaların gerilimli dönemlerinde bu seyir çok fazla bozulmadı. Para kazanacak piyasa aracı olarak borsa bu açıdan öne çıkıyor. İç ve dış konjonktürde gündemin uygun olması yani olağandışı siyasi gerilimlerin yaşanmaması halinde borsada kalınması yatırımcısını üzmeyecek.
Fakat hisse senetleriyle yatırımda piyasanın seyrine uygun stratejiyi geliştirmenin önemli olduğuna vurgu yapmadan geçemeyeceğiz. Piyasa yatayda ise daha çok trade (al-sat veya sat-al) ve kısa dönemli pozisyonlar denemek yerinde olacak. Piyasanın güçlendiği ve yeni bir çıkış trendinin başladığını gördüğümüz anda ise hisseleri daha fazla taşımak yerinde olacak.
Kriz traderlara yaradı
Borsalardaki puslu havalarda hızlı hareket kabiliyeti olanlar öne çıktı. Özellikle endekslerin belli marjlar içinde hareket etmeye başladığı dönemde, hareketin olduğu yere yönelen para, trade yapanlara kazandırdı. Çıkamayan borsa düşer anlayışı hâkim olunca al-sat değil, sat-al anlayışı öne çıkıyor. Örneğin, endeks 50.000den 55.000e yükselince kazanç yüzde 10dur. Fakat endeksin 55.000e gidecek gücü yoksa 50.000 seviyesinden sat, 45.000den tekrar al hakim olmaya başlıyor. Kazanç yine yüzde 10.
Piyasaların durgunluk dönemlerinde veya yatay hareket ettiği zamanlarda bu sıkça uygulanan kazançlı bir yöntem.
Spor kulüpleri teknoloji ve ticaret
Spor kulüplerinde Galatasaray ile başlayan hareket diğer hisselere de yansıdı. Galatasaray prim yapınca Fenerbahçe, Trabzonspor ucuz kaldı anlayışıyla bu hisseler de prim yaptı. Teknoloji hisselerinde daha önce hareket başlamıştı. Ticaret sektöründe de hareketlenme var. Bunun iki sebebi var. Birincisi ilk çeyrekte en çok büyüyen sektörün ticaret ve perakende sektörü olması. Diğeri ise yaklaşan ramazan ayı.
Yabancı artık daha hareketli
İMKBde hakim güç yabancılar. Uzun zamandır da böyle. Pazardaki payı yüzde 66 seviyelerinde. Hatırlanırsa 2007 yılında yüzde 72 seviyesine kadar yükselmiş, 2008 yılında kriz şartlarında gerilemiş ve 2009da yüzde 62 seviyesine kadar çekilmişti. Artık yabancılar da piyasanın seyrine göre al-sat veya sat-ala daha meyilli duruyor.
Daha önce yabancılar endeks belli bir seviyeye geldiğinde de kârlarını yeterli gördükleri anda satar ve bir daha da uzun süre Türkiyeye uğramazlardı. Artık onlar da değişti. Artık piyasadaki payları ciddi oranda azalmıyor. Piyasanın durumuna göre pozisyonlarını artırıp azaltıyorlar.
Kura müdahale tartışması iş dünyasını da böldü
Türkiyenin ihracatının yüzde 10unu gerçekleştiren elektrik-elektronik sektörünün önde gelen temsilcileri, kura müdahale tartışmasında bölündü. Bazı iş adamları düşük dolar/TL paritesine müdahaleyi gereksiz bulurken, bazıları liranın değerinin düşürülmesi için yetkililerin devreye girmesini istedi.
Elektrik ve Elektronik Sanayii Strateji Belgesinin masaya yatırıldığı toplantıda gazetecilerin konuyla ilgili solarını yanıtlayan Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Boydak, Dalgalı kur rejiminden memnunuz. Bu sistem hali hazırda Türkiye için en iyi sistem. Sıcak para geliyor, kura baskı yapıyor deniyor ama tersi de oldu dedi. Boydak, ihracatın artmamasında kurdan daha önemli sorunun ara mal ithalatının yüksek seviyede olması olduğunu belirtirken, Eximbankın sağlayacağı kredi maliyetlerinin de daha düşük tutulmasının çözüm olabileceğini söyledi.
Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu ise TLdeki değer artışının ihracatı olumsuz etkileyeceğine ve istihdamı azaltacağına dikkat çekerken, yetkililerin liranın daha fazla değer kazanmaması için tedbir almasını istedi.
Aracı kurumlar yıl sonuna ilişkin tahminlerinde endeksin 68.000-70.000 hedeflerini öne çıkarmaya başladı. Hisselere ilişkin biriktir önerileri verilmeye başlandı. Piyasalarda, faiz düşüyor ve faiz artırım beklentileri ertelendi. Dövizde yatay hareket sürüyor. Piyasaların gerilimli dönemlerinde bu seyir çok fazla bozulmadı. Para kazanacak piyasa aracı olarak borsa bu açıdan öne çıkıyor. İç ve dış konjonktürde gündemin uygun olması yani olağandışı siyasi gerilimlerin yaşanmaması halinde borsada kalınması yatırımcısını üzmeyecek.
Fakat hisse senetleriyle yatırımda piyasanın seyrine uygun stratejiyi geliştirmenin önemli olduğuna vurgu yapmadan geçemeyeceğiz. Piyasa yatayda ise daha çok trade (al-sat veya sat-al) ve kısa dönemli pozisyonlar denemek yerinde olacak. Piyasanın güçlendiği ve yeni bir çıkış trendinin başladığını gördüğümüz anda ise hisseleri daha fazla taşımak yerinde olacak.
Kriz traderlara yaradı
Borsalardaki puslu havalarda hızlı hareket kabiliyeti olanlar öne çıktı. Özellikle endekslerin belli marjlar içinde hareket etmeye başladığı dönemde, hareketin olduğu yere yönelen para, trade yapanlara kazandırdı. Çıkamayan borsa düşer anlayışı hâkim olunca al-sat değil, sat-al anlayışı öne çıkıyor. Örneğin, endeks 50.000den 55.000e yükselince kazanç yüzde 10dur. Fakat endeksin 55.000e gidecek gücü yoksa 50.000 seviyesinden sat, 45.000den tekrar al hakim olmaya başlıyor. Kazanç yine yüzde 10.
Piyasaların durgunluk dönemlerinde veya yatay hareket ettiği zamanlarda bu sıkça uygulanan kazançlı bir yöntem.
Spor kulüpleri teknoloji ve ticaret
Spor kulüplerinde Galatasaray ile başlayan hareket diğer hisselere de yansıdı. Galatasaray prim yapınca Fenerbahçe, Trabzonspor ucuz kaldı anlayışıyla bu hisseler de prim yaptı. Teknoloji hisselerinde daha önce hareket başlamıştı. Ticaret sektöründe de hareketlenme var. Bunun iki sebebi var. Birincisi ilk çeyrekte en çok büyüyen sektörün ticaret ve perakende sektörü olması. Diğeri ise yaklaşan ramazan ayı.
Yabancı artık daha hareketli
İMKBde hakim güç yabancılar. Uzun zamandır da böyle. Pazardaki payı yüzde 66 seviyelerinde. Hatırlanırsa 2007 yılında yüzde 72 seviyesine kadar yükselmiş, 2008 yılında kriz şartlarında gerilemiş ve 2009da yüzde 62 seviyesine kadar çekilmişti. Artık yabancılar da piyasanın seyrine göre al-sat veya sat-ala daha meyilli duruyor.
Daha önce yabancılar endeks belli bir seviyeye geldiğinde de kârlarını yeterli gördükleri anda satar ve bir daha da uzun süre Türkiyeye uğramazlardı. Artık onlar da değişti. Artık piyasadaki payları ciddi oranda azalmıyor. Piyasanın durumuna göre pozisyonlarını artırıp azaltıyorlar.
Kura müdahale tartışması iş dünyasını da böldü
Türkiyenin ihracatının yüzde 10unu gerçekleştiren elektrik-elektronik sektörünün önde gelen temsilcileri, kura müdahale tartışmasında bölündü. Bazı iş adamları düşük dolar/TL paritesine müdahaleyi gereksiz bulurken, bazıları liranın değerinin düşürülmesi için yetkililerin devreye girmesini istedi.
Elektrik ve Elektronik Sanayii Strateji Belgesinin masaya yatırıldığı toplantıda gazetecilerin konuyla ilgili solarını yanıtlayan Boydak Holding Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Boydak, Dalgalı kur rejiminden memnunuz. Bu sistem hali hazırda Türkiye için en iyi sistem. Sıcak para geliyor, kura baskı yapıyor deniyor ama tersi de oldu dedi. Boydak, ihracatın artmamasında kurdan daha önemli sorunun ara mal ithalatının yüksek seviyede olması olduğunu belirtirken, Eximbankın sağlayacağı kredi maliyetlerinin de daha düşük tutulmasının çözüm olabileceğini söyledi.
Zorlu Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Nazif Zorlu ise TLdeki değer artışının ihracatı olumsuz etkileyeceğine ve istihdamı azaltacağına dikkat çekerken, yetkililerin liranın daha fazla değer kazanmaması için tedbir almasını istedi.