AySe^^
Bayan Üye
Maurice Utrillo (geb. Parijs 1883 - overl. Dax 1955)
Utrillo için, "doğuştan alkolik" derlerdi. Oysa o, henüz sekiz yaşındayken, bir gün okul dönüşü annesini, daha sonra üvey babası olacak genç Utter’le sevişirken gördüğü gün içmeye başladı. Merdivenleri koşarcasına indi, Madam Guerin’in bistrosuna sığındı, yaprak gibi titreyerek. Öylesine sararmış ve perişandı ki, anaç Guerin bir kadeh "hayat suyu" tutuşturdu eline. Utrillo, alkolün yaşamı hafiflettiğini anladı ve önce kadehlere sığındı, ardından şişelere. Ölünceye kadar.
Utrillo’ya resim yapmayı ressam Quizet öğretti. Çocuk on dört yaşına geldiğinde, annesi resimlerini yırtmasın diye Monmartre tepesinde, terkedilmiş bir kümese yerleşti! Her yerde, her koşulda, bazen bir kadeh içki karşılığında resim yapıyor ve yaptığı yerde bırakırdı. Suzanne Valadon, sokaktaki çocukları çağırıp sorardı: "Maurice’i gördünüz mü?" Çocuklar, bilmem ne sokağında gördük, deyince: "Gidip bakın bakalım, resim bırakmış mı bir köşeye!" Ve bu yöntemle, altın yumurtlayan tavuk arkasında yumurta toplar gibi, topluyordu resimleri. Çoğunu yok etti. Yok etmedikleriyle de karı koca zengin oldular. Üvey baba Utter: "Utrillo mu? Yüzyılın en karlı yatırımı!" derdi.
Utrillo, her şeye rağmen büyüdü. Annesinin, pencereden kafasına boşalttığı oturaklara, Utter’in kıskançlığı ve yediği dayaklara rağmen. Paris’i resimledi. Paris deyince tüm dünya, Utrillo’nun resimlerini düşünüyordu artık. Kazandığı olağanüstü servet umurunda değildi. Evlendikten sonra Lucie Valore’nin "velayeti"ne geçti ve çıkması yasaklanan atölyesinde, resim bitmeden içki şişesini vermeyen karısının denetiminde, çalıştı, çalıştı. Soylu babasının adını bile anmadı, ama Puvis de Chavannes’ın oğlu olmak, karısı Lucie Valore’nin kartvizitine bir "kontes" tacı kondurmasına yaradı. Ve Utrillo, olağanüstü varlığına kör bakan sevgi yoksunluğunu boğduğu içki şişesinde, 72 yaşına kadar yaşadı.
Utrillo için, "doğuştan alkolik" derlerdi. Oysa o, henüz sekiz yaşındayken, bir gün okul dönüşü annesini, daha sonra üvey babası olacak genç Utter’le sevişirken gördüğü gün içmeye başladı. Merdivenleri koşarcasına indi, Madam Guerin’in bistrosuna sığındı, yaprak gibi titreyerek. Öylesine sararmış ve perişandı ki, anaç Guerin bir kadeh "hayat suyu" tutuşturdu eline. Utrillo, alkolün yaşamı hafiflettiğini anladı ve önce kadehlere sığındı, ardından şişelere. Ölünceye kadar.
Utrillo’ya resim yapmayı ressam Quizet öğretti. Çocuk on dört yaşına geldiğinde, annesi resimlerini yırtmasın diye Monmartre tepesinde, terkedilmiş bir kümese yerleşti! Her yerde, her koşulda, bazen bir kadeh içki karşılığında resim yapıyor ve yaptığı yerde bırakırdı. Suzanne Valadon, sokaktaki çocukları çağırıp sorardı: "Maurice’i gördünüz mü?" Çocuklar, bilmem ne sokağında gördük, deyince: "Gidip bakın bakalım, resim bırakmış mı bir köşeye!" Ve bu yöntemle, altın yumurtlayan tavuk arkasında yumurta toplar gibi, topluyordu resimleri. Çoğunu yok etti. Yok etmedikleriyle de karı koca zengin oldular. Üvey baba Utter: "Utrillo mu? Yüzyılın en karlı yatırımı!" derdi.
Utrillo, her şeye rağmen büyüdü. Annesinin, pencereden kafasına boşalttığı oturaklara, Utter’in kıskançlığı ve yediği dayaklara rağmen. Paris’i resimledi. Paris deyince tüm dünya, Utrillo’nun resimlerini düşünüyordu artık. Kazandığı olağanüstü servet umurunda değildi. Evlendikten sonra Lucie Valore’nin "velayeti"ne geçti ve çıkması yasaklanan atölyesinde, resim bitmeden içki şişesini vermeyen karısının denetiminde, çalıştı, çalıştı. Soylu babasının adını bile anmadı, ama Puvis de Chavannes’ın oğlu olmak, karısı Lucie Valore’nin kartvizitine bir "kontes" tacı kondurmasına yaradı. Ve Utrillo, olağanüstü varlığına kör bakan sevgi yoksunluğunu boğduğu içki şişesinde, 72 yaşına kadar yaşadı.