Salvo
Kayıtlı Üye
Bizans İmparatorluğu İçindeki Şiddetli Hristiyanlık İhtilafları
Daha önce 313'te I. Konstantin tarafından, anlayış gösterilmesi gereken kanuni bir din olarak tanınan (Milano Bildirisi) Hristiyanlık, 381'de imparator I. Teodosius tarafından devletin resmi dini haline getirildi.
Fakat İznik Konseyi'nden beri (325) Hz. İsa'nın Tanrı mı, insan mı olduğu sorunu ile ilgili tartışmalardan doğan şiddetli ihtilaflar vardı. Şiddetli münakaşalar Kiliseyi böldü ve hizipleşme başladı. Bunlardan ikisi, Nasturiler ve Yakubiler, taban tabana zıt görüşlerle tartışıyorlardı. Nasturiler, Hz. İsa'nın insan tarafını abarttılar ve 420 yılında Hz. Meryem'in insan İsa'nın annesi olduğunu iddia ederek O'nun tanrının annesi olabileceğini reddettiler. Diğer aşırı uç, Hz. İsa'nın sadece tek tabiatlı-ilahi oluğuna inanan Yakubilerdi (Konophysite=“tek tabiatlı”). Her iki mezheb de Kilise Konseyi tarafından mürted kabul edilerek lanetlendi. Efes Konseyi Nasturileri 431'de mürted olarak ilan ettikten sonra, bunların takibi başladı ve bunlardan pek çoğu, mezheblerini Araplar arasında yaydıkları, İran (Zerdüşt) kontrolündaki Irak'a iltica ettiler. Monophysite doktrini 451'de Kadıköy Konseyi tarafından reddedildi. O zamanlarda mensupları, daha çok Mısır, Habeşistan ve Suriye'de yoğunlaşmışlardı.
629'da Bizanslılar Mısır'ı İranlılardan kurtardığından beri, İmparator Herakîiyus (h. 610-41) azimle Monophysite Kiptiler ile Ortodoks İmparatorluk Kilise'sinin arasını bulmaya çalışıyordu. İhtişamının zirvesinde iken, Hz. İsa'nın tabiatı veya tabiatları sorusundan bahsetmediği fakat kendi görüşünü, “ilahi karar”ı, vurguladığı dini bir beyanat yazdı. 631'de, (bir Rum olan ve Araplar arasında Mukavkıs olarak bilenen) Cyrus'u, Kafkaslardaki Phasis Piskoposu, İskenderiye Patriği ve Mısır Valisi olarak atadı ve O'na, bölge halkı olan Kıptileri, yeni mezhebi kabul etme konusunda ikna etmek gibi güç bir görev verdi. Fakat Monophysite'lara yapılan vahşice zulümlerden sonra bile bu amaca ulaşılmadı, teşebbüs sadece Bizans'a karşı kızgınlığı doğurdu. Bu yeni dini formülü kabul eden Hristiyan azınlığa, ('karar' anlamına gelen thelma kelimesinden dolayı) Monothelites adı verildi. Hristiyanlar arasındaki bu ihtilaflara ilaveten, İranlılar 616'da Kutsal Haç'ı Ctesiphan'a götürürlerken onlara yardım ettikleri iddia edilen Filistinli Yahudiler'e de zulmedilmekteydi. Bu da umumi mücadelelere eklenmiş ve halkı bölmüştü. İmparatorluk idaresinin sadece Mısır'daki Kıptilerin değil, Suriye'deki Yakubilerin de gözünden düşmesi, ilerlemekte olan İslam Ordularının şiddetli saldırılarına karşı koymayı imkansızlaştırmıştı.
Daha önce 313'te I. Konstantin tarafından, anlayış gösterilmesi gereken kanuni bir din olarak tanınan (Milano Bildirisi) Hristiyanlık, 381'de imparator I. Teodosius tarafından devletin resmi dini haline getirildi.
Fakat İznik Konseyi'nden beri (325) Hz. İsa'nın Tanrı mı, insan mı olduğu sorunu ile ilgili tartışmalardan doğan şiddetli ihtilaflar vardı. Şiddetli münakaşalar Kiliseyi böldü ve hizipleşme başladı. Bunlardan ikisi, Nasturiler ve Yakubiler, taban tabana zıt görüşlerle tartışıyorlardı. Nasturiler, Hz. İsa'nın insan tarafını abarttılar ve 420 yılında Hz. Meryem'in insan İsa'nın annesi olduğunu iddia ederek O'nun tanrının annesi olabileceğini reddettiler. Diğer aşırı uç, Hz. İsa'nın sadece tek tabiatlı-ilahi oluğuna inanan Yakubilerdi (Konophysite=“tek tabiatlı”). Her iki mezheb de Kilise Konseyi tarafından mürted kabul edilerek lanetlendi. Efes Konseyi Nasturileri 431'de mürted olarak ilan ettikten sonra, bunların takibi başladı ve bunlardan pek çoğu, mezheblerini Araplar arasında yaydıkları, İran (Zerdüşt) kontrolündaki Irak'a iltica ettiler. Monophysite doktrini 451'de Kadıköy Konseyi tarafından reddedildi. O zamanlarda mensupları, daha çok Mısır, Habeşistan ve Suriye'de yoğunlaşmışlardı.
629'da Bizanslılar Mısır'ı İranlılardan kurtardığından beri, İmparator Herakîiyus (h. 610-41) azimle Monophysite Kiptiler ile Ortodoks İmparatorluk Kilise'sinin arasını bulmaya çalışıyordu. İhtişamının zirvesinde iken, Hz. İsa'nın tabiatı veya tabiatları sorusundan bahsetmediği fakat kendi görüşünü, “ilahi karar”ı, vurguladığı dini bir beyanat yazdı. 631'de, (bir Rum olan ve Araplar arasında Mukavkıs olarak bilenen) Cyrus'u, Kafkaslardaki Phasis Piskoposu, İskenderiye Patriği ve Mısır Valisi olarak atadı ve O'na, bölge halkı olan Kıptileri, yeni mezhebi kabul etme konusunda ikna etmek gibi güç bir görev verdi. Fakat Monophysite'lara yapılan vahşice zulümlerden sonra bile bu amaca ulaşılmadı, teşebbüs sadece Bizans'a karşı kızgınlığı doğurdu. Bu yeni dini formülü kabul eden Hristiyan azınlığa, ('karar' anlamına gelen thelma kelimesinden dolayı) Monothelites adı verildi. Hristiyanlar arasındaki bu ihtilaflara ilaveten, İranlılar 616'da Kutsal Haç'ı Ctesiphan'a götürürlerken onlara yardım ettikleri iddia edilen Filistinli Yahudiler'e de zulmedilmekteydi. Bu da umumi mücadelelere eklenmiş ve halkı bölmüştü. İmparatorluk idaresinin sadece Mısır'daki Kıptilerin değil, Suriye'deki Yakubilerin de gözünden düşmesi, ilerlemekte olan İslam Ordularının şiddetli saldırılarına karşı koymayı imkansızlaştırmıştı.