ParadokS
Kayıtlı Üye
Öyle Bir Geçer Zaman Ki, sergiledikleriyle öyle bol malzeme sağlıyor ki eleştirilerimi sıralamaya nereden başlayacağımı şaşırıyorum. En iyisi son bölümde olağanüstü performans sergileyen Ali Kaptana odaklanıp diğerlerini de aralara serpiştirmek.
Dönem dizisi etiketiyle yola çıkan ancak dönemi, zaman kavramını unutarak yansıtan Öyle Bir Geçer Zaman Kinin, malum özelliğini hiç büyümeyen Osmanıyla gösterdiğini burada bir kez daha uzun örneklerle tekrarlamaya gerek yok. 6. Filonun gelişine tepkilerle başlayan ve bu noktada 1967 yılını işaret eden yapım, Boğaziçi Köprüsünün açıldığı 1973e eriştiği halde bizim Osmanda büyüme yönünden tık olmayışına alıştık artık. Karolinin hatta Berrinin çocuğu bile büyür, diziye reyting getiren Osman aynı kalır. Maskota çevrilen Osman, daimi faul Yüzüklerin Efendisindeki Hobbit ırkından gelmesi muhtemel Osmanı bir kenara bırakıp geçelim dizinin ikinci olağanüstü yapıdaki karakteri Ali Kaptana
Ev kedisi duruşuyla hiç bağdaşmayan ve gittikçe silikleşen Ali Kaptan, dizinin son bölümünde yine Vahşi kaplana dönüştü. Sergilediği dayanıklılıkla da adeta Biyonik Adam kimliğine büründü! Karcı Holdingteki koltuğunu Karoline kaptırdığını gören Ali Kaptanın Kenana girişmesiyle başlayan boks maçı, araya bodyguardların girmesiyle boks antrenmanına dönüştü. Üçe karşı bir olduğu için etkisiz eleman durumuna gelip kum torbası niyetine kullanılan Ali Kaptan, Kenan ve adamlarının yumruklarını afiyetle yerken ölüm uykusundaki şirket elemanlarından bir tekinin bile kopan gümbürtüyle ilgilenmemesi hayli ilginçti. Bundan daha da ilginci, dosya saklamakta ne derece yeteneksiz olduğunu ispatlayan Ali Kaptanın geminin asıl yükünün silah olduğunu kolayca çözmesiydi. Ali Kaptan, çantasından çıkartıp dolaba koyduğu dosyayı hangi ara incelemişti Biyonik gözlerle bir bakışta içeriğini okumuş bile olsa, Ali Kaptanın silah kaçakçılığını öğrenmesi muamma. Ya boş atıp dolu tuttu ya da belgelerde Gemi silah kaçırıyor beyanı vardı. Belgelerle ilgili bir başka çelişki de, altlarında Ali Kaptanla Cemilenin imzasının bulunduğunun söylenmesine karşın, Kenanın İlle de dosyam diye tutturması Durum buysa Kenan niye geriliyor? Kenan eskiye oranla geri plana çekilirken ufukta Kaçırılan bebek fırtınası beliriyor. Çocuğu için koca evine dönen Berrinin çocuğundan başka her şeyi düşündüğü de dikkatlerden kaçmıyor. Bakıcı bile bebeğe karşı daha ilgili. Süleymanın her görüş gününde hapishanede bitmesi de bir başka anlamsızlık. Tıpkı tüm karakterlerin sürekli karşı karşıya gelmesi gibi. Her neyse gelecek bölümlerde belki düzeltme gelir bu çelişkilere.
Muşta manyağına çevrilen Nihale, hastane yerine hapishane revirindeki bandajı yeterli gören Öyle Bir Geçer Zaman Ki yaratıcılarının asıl hüneri, odadaki dayağa olağanüstü direnç gösteren Ali Kaptana, bahçedeki meydan dayağına da Bana mısın dedirtmemek! Onca yumruğu ve tekmeyi, yüzündeki bir iki küçük yara-bereyle atlatan Ali Kaptanın ne kanaması var ne de kırık-çıkığı. Bu arada Ali Kaptanın bir tarihte kalp krizinden yoğun bakımlarda yattığını da hatırlatmakta fayda var. Darbeler ya havaya savruldu ya da Kaptan, Biyonik Adam! Cemileyi başı dönse hastaneye yollayan dizide, Ali Kaptanın doğrudan eve çıkartılması da onun biyonikliğinin sonucu olsa gerek. Yıkılmadım ayaktayım diyerek dipçik gibi yollara dökülen Ali Kaptanın çatışma hedefi Karolin! Bodoslama dalma alışkanlığını tekneden sonra arabayla sürdüren Biyonik Ali Kaptanın aslanlar gibi arabaya çarpıp kendini bir kez daha ispatlaması değme aksiyon filmlerine taş çıkartacak türden.
Senaryo, Kim tutar seni Ali Kaptan diyor. O da, ağzına lokma koymadan oradan oraya koşturduğu yetmiyormuş gibi, kalp hastalığına da aldırmadan kavgadan kavgaya girişiyor. Kim bilir belki, 3. Antalya Televizyon Ödüllerinde En İyi Erkek Oyuncu dalında aday olan Ali Kaptanın, kalp krizi kandırmacaydı... Belki de, bu aksaklıklar uzun senaryo yazma çabasına düşüp mantığı ve geçmişi unutanların dalgınlığının eseri. Gerekçesi, öyle veya böyle Bana göre bu yılın En İyi Erkek ödülü, Erkan Petekkaya sayesinde fenomen olan Biyonik Kaptan Aliye!
Anibal GÜLEROĞLU
Dönem dizisi etiketiyle yola çıkan ancak dönemi, zaman kavramını unutarak yansıtan Öyle Bir Geçer Zaman Kinin, malum özelliğini hiç büyümeyen Osmanıyla gösterdiğini burada bir kez daha uzun örneklerle tekrarlamaya gerek yok. 6. Filonun gelişine tepkilerle başlayan ve bu noktada 1967 yılını işaret eden yapım, Boğaziçi Köprüsünün açıldığı 1973e eriştiği halde bizim Osmanda büyüme yönünden tık olmayışına alıştık artık. Karolinin hatta Berrinin çocuğu bile büyür, diziye reyting getiren Osman aynı kalır. Maskota çevrilen Osman, daimi faul Yüzüklerin Efendisindeki Hobbit ırkından gelmesi muhtemel Osmanı bir kenara bırakıp geçelim dizinin ikinci olağanüstü yapıdaki karakteri Ali Kaptana
Ev kedisi duruşuyla hiç bağdaşmayan ve gittikçe silikleşen Ali Kaptan, dizinin son bölümünde yine Vahşi kaplana dönüştü. Sergilediği dayanıklılıkla da adeta Biyonik Adam kimliğine büründü! Karcı Holdingteki koltuğunu Karoline kaptırdığını gören Ali Kaptanın Kenana girişmesiyle başlayan boks maçı, araya bodyguardların girmesiyle boks antrenmanına dönüştü. Üçe karşı bir olduğu için etkisiz eleman durumuna gelip kum torbası niyetine kullanılan Ali Kaptan, Kenan ve adamlarının yumruklarını afiyetle yerken ölüm uykusundaki şirket elemanlarından bir tekinin bile kopan gümbürtüyle ilgilenmemesi hayli ilginçti. Bundan daha da ilginci, dosya saklamakta ne derece yeteneksiz olduğunu ispatlayan Ali Kaptanın geminin asıl yükünün silah olduğunu kolayca çözmesiydi. Ali Kaptan, çantasından çıkartıp dolaba koyduğu dosyayı hangi ara incelemişti Biyonik gözlerle bir bakışta içeriğini okumuş bile olsa, Ali Kaptanın silah kaçakçılığını öğrenmesi muamma. Ya boş atıp dolu tuttu ya da belgelerde Gemi silah kaçırıyor beyanı vardı. Belgelerle ilgili bir başka çelişki de, altlarında Ali Kaptanla Cemilenin imzasının bulunduğunun söylenmesine karşın, Kenanın İlle de dosyam diye tutturması Durum buysa Kenan niye geriliyor? Kenan eskiye oranla geri plana çekilirken ufukta Kaçırılan bebek fırtınası beliriyor. Çocuğu için koca evine dönen Berrinin çocuğundan başka her şeyi düşündüğü de dikkatlerden kaçmıyor. Bakıcı bile bebeğe karşı daha ilgili. Süleymanın her görüş gününde hapishanede bitmesi de bir başka anlamsızlık. Tıpkı tüm karakterlerin sürekli karşı karşıya gelmesi gibi. Her neyse gelecek bölümlerde belki düzeltme gelir bu çelişkilere.
Muşta manyağına çevrilen Nihale, hastane yerine hapishane revirindeki bandajı yeterli gören Öyle Bir Geçer Zaman Ki yaratıcılarının asıl hüneri, odadaki dayağa olağanüstü direnç gösteren Ali Kaptana, bahçedeki meydan dayağına da Bana mısın dedirtmemek! Onca yumruğu ve tekmeyi, yüzündeki bir iki küçük yara-bereyle atlatan Ali Kaptanın ne kanaması var ne de kırık-çıkığı. Bu arada Ali Kaptanın bir tarihte kalp krizinden yoğun bakımlarda yattığını da hatırlatmakta fayda var. Darbeler ya havaya savruldu ya da Kaptan, Biyonik Adam! Cemileyi başı dönse hastaneye yollayan dizide, Ali Kaptanın doğrudan eve çıkartılması da onun biyonikliğinin sonucu olsa gerek. Yıkılmadım ayaktayım diyerek dipçik gibi yollara dökülen Ali Kaptanın çatışma hedefi Karolin! Bodoslama dalma alışkanlığını tekneden sonra arabayla sürdüren Biyonik Ali Kaptanın aslanlar gibi arabaya çarpıp kendini bir kez daha ispatlaması değme aksiyon filmlerine taş çıkartacak türden.
Senaryo, Kim tutar seni Ali Kaptan diyor. O da, ağzına lokma koymadan oradan oraya koşturduğu yetmiyormuş gibi, kalp hastalığına da aldırmadan kavgadan kavgaya girişiyor. Kim bilir belki, 3. Antalya Televizyon Ödüllerinde En İyi Erkek Oyuncu dalında aday olan Ali Kaptanın, kalp krizi kandırmacaydı... Belki de, bu aksaklıklar uzun senaryo yazma çabasına düşüp mantığı ve geçmişi unutanların dalgınlığının eseri. Gerekçesi, öyle veya böyle Bana göre bu yılın En İyi Erkek ödülü, Erkan Petekkaya sayesinde fenomen olan Biyonik Kaptan Aliye!
Anibal GÜLEROĞLU