meridyen2
Kayıtlı Üye
Bitkilerdeki Akıllı İletişim Sistemleri
Bitkiler arası iletişim, bilim adamlarına hangi konuda ilham kaynağı olmuştur?
Bitkiler ses tireşimleri ve ışık ile nasıl iletişim kurarlar?
Bitkilerin internet şebekesine benzeyen iç mekanizmaları nasıldır?
Bitkiler uçucu kimyasal bileşikleri nasıl üretirler?
Bitkiler üstün güç sahibi Rabbimizin yarattığı sistemleri kullanarak iletişim kurarlar. Bitkilerin kendi aralarında kurduğu bu iletişim sisteminde ses titreşimleri, kablosuz internet şebekesi, uçucu kimyasal bileşikler veya ışıkla haberleşme gibi çeşitli yöntemler kullanılmaktadır.
Ses Titreşimleri ile Kurulan İletişim
Araştırmacılar, bitkilerin ses titreşimleri aracılığıyla iletişim kurduğunu ve çevreleri hakkında bilgi topladıklarını keşfetmişlerdir. Western Australia Üniversitesinden araştırmacılar bitkilerin iyi ve kötü gelişmesine etken olan faktörleri belirlemek için kırmızı biber (Capsicum annum) bitkisi üzerinde gözlemler yapmışlardır. Bu amaçla biber bitkisi tohumlarını diğer biber bitkisi tohumlarıyla gömmüşler, bazı tohumları izole etmişler, bazı biber bitkileri fesleğen (Ocimum basilcum) ile gömmüşlerdir. İncelemeler sonucunda tohumların tek başlarına daha az filizlendiği, yan yana gömülen bitki tohumlarının ise filizlenme oranında ciddi bir artış yaşandığı gözlemlenmiştir. Bitkilerin arasına siyah plastik levha koyarak toz ve sürtünme gibi kimyasal ve fiziksel iletişimlerini kesmelerine rağmen bitkilerin gelişmesini sürdürmeleri kendi aralarında bir iletişim kurduklarını kanıtlamıştır. Bitkiler henüz araştırmacıların mekenizmasını tam anlayamadıkları bir iletişim sistemi aracılığıyla iletişim kurmakta ve bu iletişimi hücreler içindeki nano mekanik salınımlarla ortaya çıkarılan akustik sinyallerle yapmaktadırlar.
Bitkilerin sahip olduğu bu sistem, çiftçi ve bahçıvanların iyi iletişim kuracak bitkileri beraber dikerek bitki örtüsünü güçlendirip geliştirebileceklerini ortaya koymaktadır. Ayrıca fesleğenin biber ve domates gibi ekinlerin yakınına dikilmesi durumunda beyaz sinek ve yaprak biti gibi haşereleri de uzak tutmakta etkili olduğu bu şekilde doğal bir koruma sağladığı da ortaya çıkmıştır. Kuşkusuz ki bitkilerin kurduğu hücreler arası iletişim ağı Rabbimizin bitkiler üzerindeki sonsuz rahmet örneklerinden yalnızca biridir.
Bitkilerin İletişim Sistemleri Teknolojide Yeni Bir Buluşa İlham Kaynağı Olmuştur: Bombaları Algılayan Bitkiler
ABDli araştırmacılar çeşitli şekillerde algılama mekanizmalarına sahip olarak yaratılmış bitkilerin bu üstün yaratılış özellikleri ile bombaları algılayabileceğini düşünmüşlerdir. Bu algılama sisteminin, koku alma özellikleri ve algı sistemi çok üstün olan köpeklerden bile daha hassas olması, bitkilerin evrimcilerin telkin etmeye çalıştığı gibi basit canlılar olmadıklarını, tam aksine Allahın üstün aklının birer tecellisi olduklarını bir kez daha kanıtlamıştır.
Bilindiği gibi Allah bitkilerde kendilerini savunabilmeleri ya da saklayabilmeleri için çevrelerini algılama ve tepki vermek üzere çok gelişmiş sistemler yaratmıştır. Bitki proteinlerinin, ortamda belli kimyasalların varlığı halinde renk değiştirmelerini sağlayan araştırmacılar, bu biçimde patlayıcıların havaalanı veya bunun gibi insanların yoğun olduğu alanlarda bitkiler tarafından tanınmasını hedeflemektedirler. Güvenlik girişleri gibi ortamları kaplayacak olan bitkilerin renk değişimi, bu canlının yaratılışında var olan özelliklerin kullanılmasıyla ortaya çıkar.
Bitki DNA´sındaki alıcı proteinler tehditkar bir uyarıcıya doğal şekilde tepki verir ve yaprak üst zarını koyulaştıran terpenoid adı verilen kimyasallar salgılar. Araştırmacılar, bitkinin bu doğal savunma mekanizmasını yönlendirecek bir bilgisayar programı tasarlamış, bitkinin alıcılarına, havada ve sudaki kirleticilere olduğu gibi patlayıcılara da tepki vermesini öğretmişlerdir. Bu şekilde yeniden tasarlanan alıcılar, bitkilerde işlemek üzere modifiye edilmiş, havadaki ya da yakınlardaki kirleticileri tanıyan hücre duvarının, patlayıcıları da tanıyabilmesi sağlanmıştır.
Sonuç olarak bitkilerin iç mekanizması bu tür patlayıcı maddelerin olduğu ortamlarda harekete geçmiş ve bitki yeşil rengini kaybederek beyaza dönüşmüştür.
Bitkiler Arası Kablosuz İletişim
Radboud Üniversitesinden araştırmacılar ise bitkilerin birbirlerini uyarmak için kendi kablosuz iletişim sistemlerini kullandıklarını ortaya koymuştur.
Birçok bitki bilgisayar şebekelerine çok benzeyen iletişim şebekeleri oluşturur ve etkili bir şekilde bilgi değişiminde bulunabilir. Allah sarmaşık, çilek, yonca, kamış gibi birçok bitkide böyle doğal olarak şebekeler oluşturmuştur. Bu bitkiler birbirleri ile belli bir zaman periyodunda bağlantı kurar ve kanallar aracılığı ile bilgilerini paylaşırlar. Böcekler, ışık, kuşlar ve rüzgar da bitkilerin arasındaki iletişimi kablosuz sağlayan taşıyıcı reseptör görevini üstlenirler. Eğer bitkilerden birine tırtıl saldırırsa, şebekenin diğer üyeleri sinyaller ile uyarır. Bu yöntemi kullanan kızıl ağaçlar uyarıldıklarında, el sürülmemiş, sağlam bitkiler yaklaşan tırtıllara daha az çekici olmak için kimyasal ve mekanik dirençlerini güçlendirir, acıtonel adlı acı bir esans salgılarlar ve rüzgar yardımıyla bunu diğer çevredeki ağaçlara iletirler. Allahın yarattığı bu erken uyarı sistemi sayesinde, bitkiler saldırganların bir adım önünde dururlar ve bitkilerin zarar görmesi önemli ölçüde sınırlanır.
Işık ve Isı Yoluyla Kurulan İletişim
İnsanlar için olduğu gibi bitkiler de en büyük enerjiyi güneşten alır ve en iyi ışık ve ısıyı algılarlar. Bitkiler, ışıktan sadece enerji kaynağı olarak faydalanmazlar. Filizlenme ve büyüme dönemlerindeki hareketlerinde ve tomurcuk oluşturma esnasında ışığın hedef gösterici özelliğinden de faydalanırlar. Bitkilerin siniri olmadığından toprakaltı haberleşmeyi ışık sağlar. Allah tohumların dokularında bulunan ışık tünellerini özellikle bu iletişim sistemi için yaratmıştır. Işık tünelleri en nazik kılcal köklere kadar ışık geçirirler. Yüce Rabbimizin tohum ve bitki dokularında çok ince hesaplarla yarattığı ışık tünellerinin toprak üstü şartlarla bitki kökleri arasındaki haberleşmeyi sağlaması bilime bu konuda yol gösterici bir rol oynamıştır. Nitekim bu üstün yaratılıştan ilham alan bilim adamları nakil maksadıyla geliştirilen cam lifli kablolar sayesinde ışık dalgalarını çok uzaklara arızasız olarak nakledebilmişlerdir.
Bitkiler Uçucu Organik Bileşikleri Kullanarak İletişim Kurarlar
Bitkiler, çevrelerindeki canlılarla algılanmayan koku olarak adlandırılan uçucu organik bileşikler yolu ile iletişim kurarlar. Metabolizmalarında birbirinden farklı binlerce organik bileşik üretebilirler. Bu bileşiklerin çoğu bitkilerin etrafını bir bulut gibi kaplar. Aslında bu uçucu organik bileşikler, bitkilerin bunları üretme konusunda son derece kompleks bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir. Bizim sadece hoşumuza giden bir koku olarak algıladığımız, bazen de hiç hissedemediğimiz bu uçucu organik bileşikler, etraftaki canlılar için yol gösterici birer rehber olma özelliğine sahiptir. Çünkü bitki, bu bileşikleri düşmanlarını caydırmak veya cezbetmek için salgılar.
Şimdiye kadar 1000 değişik bileşik saptanmıştır ve muhtemelen henüz keşfedilmemiş niceleri de mevcuttur. Yapılan araştırmalar, bitkiler tarafından üretilen çeşitli özelliklerde ve fonksiyonlarda on binlerce ya da yüz binlerce birincil ve ikincil uçucu organik kimyasal olduğunu göstermektedir.
Bitkiler tarafından üretilen aromatik bileşikler son derece kompleks kimyasal işlemler sonucunda oluşur: Bitkiler tarafından üretilen aromatik bileşiklerin evrimcilerin iddia ettiği gibi rastgele olaylar sonucunda, tesadüfen oluşması mümkün değildir. Çünkü bu bileşikler bir kimyacıyı bile hayrete düşürecek ölçüde teknik işlemler sonucunda oluşur. Bitkiler, organik kimya üzerine çalışan bir laboratuvar gibi, metilleme, açilleme, oksidasyon / redüksiyon gibi kimyasal işlemleri, bu görevler için özel olarak yaratılmış enzimler kullanarak, adım adım, büyük bir hassasiyet içinde gerçekleştirirler. Ayrıca bu mekanizma içinde, üretilen bileşikleri depolayan ve zamanı geldiğinde uçucu gazlar halinde havaya salınmasını organize eden hücreler bulunur. Kısacası gül gibi hoşumuza giden kokuları oluşturan bileşiklerin bir araya gelmesi olağanüstü teknik bir organizasyonu gerektirmektedir.
Bitkiler kendilerine zarar verecek olan canlılar tarafından saldırıya uğradıklarında salgıladıkları uçucu organik bileşikler ile yan komşuları olan diğer bitkileri uyarırlar: Aslında bu uyarma işlemi diğer bitkiler tarafından saldırıya uğrayan ağacın, yaydığı uçucu organik bileşiklerin gizlice dinlenmesidir. Böylece saldırıya uğramadan önce savunma sistemlerini harekete geçirirler. Peki bu dinleme işlemi nasıl gerçekleşir?
Saldırıya uğrayan bitkilerin açığa çıkardıkları uçucu organik bileşikler, komşu bitkiler tarafından kopyalanır ve art arda gelen sinyallerin analizi yapılarak savunma sistemi harekete geçirilir. Burada bir başka gerçek daha ortaya çıkmaktadır: Bitkiler birbirleri ile sadece konuşmakla kalmayıp aynı zamanda birbirlerini dinlemektedirler. Nitekim uzmanların yaptıkları deneyler bazı işlemler vesilesiyle söz konusu sinyallere sağır hale getirilen bitkilerin, tehlikeye maruz kalma riskinin daha fazla olduğunu göstermiştir.
Bitkilerin birbirleri ile iletişim kurmaları, kendilerini savunurken yaydıkları uçucu organik bileşiklerin diğer bitkiler tarafından tehlike habercisi olarak algılanıp savunma sistemlerinin harekete geçmesi, zeka gerektiren davranışlardır. Bitkinin tehlike anını idrak etmesi ve hafızasına bunu yerleştirmesi, kendi bünyesinde çeşitli değişiklikler oluşturup savunma taktiği geliştirmesi, evrimcilerin iddia ettiği gibi tesadüfler sonucunda ortaya çıkamaz. Bitkiler birbirleri ile iletişim kurma özelliğine sahip olarak yaratılmışlardır. Bu, onlara Yüce Allah tarafından özel olarak verilmiş bir savunma sistemidir. Herşeyi en ince ayrıntısına kadar mükemmel yaratan Yüce Allah, yeryüzündeki tüm bitkilerin bulundukları ortamda gereken her türlü ihtiyaçlarını da var etmiştir. Yüce Allah bir Kuran ayetinde bu gerçeği şöyle bildirmektedir: Gökten yere her işi O evirip düzene koyar... (Secde Suresi, 5)
Bitkiler uçucu organik bileşikler yolu ile böceklerle de iletişim kurarlar: Bitkiler böceklerle konuşmalarında iki dil kullanırlar. Bunlardan biri tehditkar bir dildir. Bu tehditkar dil bitkilerin, yapraklarını kemiren böcekleri uzaklaştırmak için kimi zaman zararlı kimyasallar üretmesi, kimi zaman da bu böceklerle beslenen avcı böcekleri çeken kimyasal kokular yaymaları ile ortaya çıkar. Kuşkusuz her iki taktik de son derece mucizevidir. Nitekim tarımsal alanda yapılan faaliyetlerde bu gizli dil, çok etkili bir yöntem olarak taklit edilmeye çalışılmaktadır. Almanyadaki Max Planck Kimyasal Ekoloji Enstitüsünde bitki savunması genetiği alanında çalışmalar yapan Jonathan Gershenzon, bu stratejiyi gereği gibi taklit edebilirlerse, gelecekte tarımsal ilaçlamaların zehirsiz yapılabileceğini düşünmektedir. Bitkilerin böceklerle kurduğu diğer iletişim ise son derece dostanedir.
Bitkiler birbirleri ile sessiz bir dil geliştirerek iletişim kurarlar. Oysa bitkilerin kendi varlıklarından da, gerçekleştirdikleri mucizevi işlemlerden de haberleri yoktur. Çünkü bitkiler de, kainattaki her şey gibi onları da yaratmış olan ve her an yaratmaya devam eden Yüce Allahın kontrolündedirler. Rabbimiz Kuranda bitkilerin Kendisine boyun eğdiğini bizlere şöyle bildirmektedir:
Bitki ve ağaç (Ona) secde etmektedirler. (Rahman Suresi, 6)
Bitkilerin Böceklerle Kurduğu Dostça İletişim
Üremeleri söz konusu olduğunda, bitkilerin kullandıkları dil son derece sıcak ve dostanedir. Uçucu bileşikler böceklere (çiçekten çiçeğe polenleri taşıyan böcekler) fırsat sinyali verirler. Bu oldukça davetkar bir sinyaldir. Özellikle gece çiçek açan bitkilerdeki kokular böcekleri çekmek için çiçeğin renginden ya da şeklinden daha etkilidir. Kokuyu alan böcek, bu kokunun kaynağında kendisi için lezzetli bir nektarın birikmiş olduğunu fark eder.
Karşılıklı gerçekleşen bu haberleşme ile böcek, duyduğu kokunun kaynağına doğru yol alır. Böcek çiçeğe ulaştığında nektarı almak için uğraşacak ve polenler üzerine yapışacaktır. Aynı böcek, uğradığı başka bir çiçeğe daha önce yapışan polenleri bırakacak ve bu sayede bitkinin üreme işlemi gerçekleşmiş olacaktır. Böceğin, yaptığı bu önemli işten haberi bile yoktur. O yalnızca kokusunu aldığı nektara ulaşmak amacındadır. Bitkinin ise böylesi bir plan yapması, bunu gerçekleştirmek için böcekleri cezbedecek kokuyu salgılaması kendi başına gerçekleştirebileceği olaylar değildir. Çünkü gerçekte böcek de, bitki de, sadece, Yüce Allahın kendilerine ilham ettiği şekilde davranmaktadır.
Evrimciler, bitkilerin oluşumuyla ilgili olarak tek bitkiden yüz binlerce çeşit bitki türünün ortaya çıktığını iddia ederler. Kuşkusuz evrimciler diğer konularda olduğu gibi bu konuda da iddialarını destekleyebilecek herhangi bir bilimsel delil sunamazlar. Çünkü evrimciler hayvanların ve insanların sözde evrimi ile ilgili iddialarında düştükleri çıkmaza, bitkilerin evrimi yalanıyla ilgili ortaya attıkları senaryolarda da düşmektedirler.Bitkilerin sadece dış dünya ile iletişim kurma konusundaki davranışları incelendiğinde bile, insanlar ve tüm canlılar gibi bitkilerin de üstün bir aklın eseri oldukları sonucu ortaya çıkacaktır. Yüce Allah, bitkilerin her birini özel savunma sistemleri, farklı tatlar, kokular, renkler ve faydalı özelliklerle birlikte yaratmıştır:
Yerde sizin için üretip-türettiği çeşitli renklerdekileri de (faydanıza verdi). Şüphesiz bunda, öğüt alıp düşünen bir topluluk için ayetler vardır. (Nahl Suresi, 13)
(harun yahya makale)
Bitkiler arası iletişim, bilim adamlarına hangi konuda ilham kaynağı olmuştur?
Bitkiler ses tireşimleri ve ışık ile nasıl iletişim kurarlar?
Bitkilerin internet şebekesine benzeyen iç mekanizmaları nasıldır?
Bitkiler uçucu kimyasal bileşikleri nasıl üretirler?
Bitkiler üstün güç sahibi Rabbimizin yarattığı sistemleri kullanarak iletişim kurarlar. Bitkilerin kendi aralarında kurduğu bu iletişim sisteminde ses titreşimleri, kablosuz internet şebekesi, uçucu kimyasal bileşikler veya ışıkla haberleşme gibi çeşitli yöntemler kullanılmaktadır.
Ses Titreşimleri ile Kurulan İletişim
Araştırmacılar, bitkilerin ses titreşimleri aracılığıyla iletişim kurduğunu ve çevreleri hakkında bilgi topladıklarını keşfetmişlerdir. Western Australia Üniversitesinden araştırmacılar bitkilerin iyi ve kötü gelişmesine etken olan faktörleri belirlemek için kırmızı biber (Capsicum annum) bitkisi üzerinde gözlemler yapmışlardır. Bu amaçla biber bitkisi tohumlarını diğer biber bitkisi tohumlarıyla gömmüşler, bazı tohumları izole etmişler, bazı biber bitkileri fesleğen (Ocimum basilcum) ile gömmüşlerdir. İncelemeler sonucunda tohumların tek başlarına daha az filizlendiği, yan yana gömülen bitki tohumlarının ise filizlenme oranında ciddi bir artış yaşandığı gözlemlenmiştir. Bitkilerin arasına siyah plastik levha koyarak toz ve sürtünme gibi kimyasal ve fiziksel iletişimlerini kesmelerine rağmen bitkilerin gelişmesini sürdürmeleri kendi aralarında bir iletişim kurduklarını kanıtlamıştır. Bitkiler henüz araştırmacıların mekenizmasını tam anlayamadıkları bir iletişim sistemi aracılığıyla iletişim kurmakta ve bu iletişimi hücreler içindeki nano mekanik salınımlarla ortaya çıkarılan akustik sinyallerle yapmaktadırlar.
Bitkilerin sahip olduğu bu sistem, çiftçi ve bahçıvanların iyi iletişim kuracak bitkileri beraber dikerek bitki örtüsünü güçlendirip geliştirebileceklerini ortaya koymaktadır. Ayrıca fesleğenin biber ve domates gibi ekinlerin yakınına dikilmesi durumunda beyaz sinek ve yaprak biti gibi haşereleri de uzak tutmakta etkili olduğu bu şekilde doğal bir koruma sağladığı da ortaya çıkmıştır. Kuşkusuz ki bitkilerin kurduğu hücreler arası iletişim ağı Rabbimizin bitkiler üzerindeki sonsuz rahmet örneklerinden yalnızca biridir.
Bitkilerin İletişim Sistemleri Teknolojide Yeni Bir Buluşa İlham Kaynağı Olmuştur: Bombaları Algılayan Bitkiler
ABDli araştırmacılar çeşitli şekillerde algılama mekanizmalarına sahip olarak yaratılmış bitkilerin bu üstün yaratılış özellikleri ile bombaları algılayabileceğini düşünmüşlerdir. Bu algılama sisteminin, koku alma özellikleri ve algı sistemi çok üstün olan köpeklerden bile daha hassas olması, bitkilerin evrimcilerin telkin etmeye çalıştığı gibi basit canlılar olmadıklarını, tam aksine Allahın üstün aklının birer tecellisi olduklarını bir kez daha kanıtlamıştır.
Bilindiği gibi Allah bitkilerde kendilerini savunabilmeleri ya da saklayabilmeleri için çevrelerini algılama ve tepki vermek üzere çok gelişmiş sistemler yaratmıştır. Bitki proteinlerinin, ortamda belli kimyasalların varlığı halinde renk değiştirmelerini sağlayan araştırmacılar, bu biçimde patlayıcıların havaalanı veya bunun gibi insanların yoğun olduğu alanlarda bitkiler tarafından tanınmasını hedeflemektedirler. Güvenlik girişleri gibi ortamları kaplayacak olan bitkilerin renk değişimi, bu canlının yaratılışında var olan özelliklerin kullanılmasıyla ortaya çıkar.
Bitki DNA´sındaki alıcı proteinler tehditkar bir uyarıcıya doğal şekilde tepki verir ve yaprak üst zarını koyulaştıran terpenoid adı verilen kimyasallar salgılar. Araştırmacılar, bitkinin bu doğal savunma mekanizmasını yönlendirecek bir bilgisayar programı tasarlamış, bitkinin alıcılarına, havada ve sudaki kirleticilere olduğu gibi patlayıcılara da tepki vermesini öğretmişlerdir. Bu şekilde yeniden tasarlanan alıcılar, bitkilerde işlemek üzere modifiye edilmiş, havadaki ya da yakınlardaki kirleticileri tanıyan hücre duvarının, patlayıcıları da tanıyabilmesi sağlanmıştır.
Sonuç olarak bitkilerin iç mekanizması bu tür patlayıcı maddelerin olduğu ortamlarda harekete geçmiş ve bitki yeşil rengini kaybederek beyaza dönüşmüştür.
Bitkiler Arası Kablosuz İletişim
Radboud Üniversitesinden araştırmacılar ise bitkilerin birbirlerini uyarmak için kendi kablosuz iletişim sistemlerini kullandıklarını ortaya koymuştur.
Birçok bitki bilgisayar şebekelerine çok benzeyen iletişim şebekeleri oluşturur ve etkili bir şekilde bilgi değişiminde bulunabilir. Allah sarmaşık, çilek, yonca, kamış gibi birçok bitkide böyle doğal olarak şebekeler oluşturmuştur. Bu bitkiler birbirleri ile belli bir zaman periyodunda bağlantı kurar ve kanallar aracılığı ile bilgilerini paylaşırlar. Böcekler, ışık, kuşlar ve rüzgar da bitkilerin arasındaki iletişimi kablosuz sağlayan taşıyıcı reseptör görevini üstlenirler. Eğer bitkilerden birine tırtıl saldırırsa, şebekenin diğer üyeleri sinyaller ile uyarır. Bu yöntemi kullanan kızıl ağaçlar uyarıldıklarında, el sürülmemiş, sağlam bitkiler yaklaşan tırtıllara daha az çekici olmak için kimyasal ve mekanik dirençlerini güçlendirir, acıtonel adlı acı bir esans salgılarlar ve rüzgar yardımıyla bunu diğer çevredeki ağaçlara iletirler. Allahın yarattığı bu erken uyarı sistemi sayesinde, bitkiler saldırganların bir adım önünde dururlar ve bitkilerin zarar görmesi önemli ölçüde sınırlanır.
Işık ve Isı Yoluyla Kurulan İletişim
İnsanlar için olduğu gibi bitkiler de en büyük enerjiyi güneşten alır ve en iyi ışık ve ısıyı algılarlar. Bitkiler, ışıktan sadece enerji kaynağı olarak faydalanmazlar. Filizlenme ve büyüme dönemlerindeki hareketlerinde ve tomurcuk oluşturma esnasında ışığın hedef gösterici özelliğinden de faydalanırlar. Bitkilerin siniri olmadığından toprakaltı haberleşmeyi ışık sağlar. Allah tohumların dokularında bulunan ışık tünellerini özellikle bu iletişim sistemi için yaratmıştır. Işık tünelleri en nazik kılcal köklere kadar ışık geçirirler. Yüce Rabbimizin tohum ve bitki dokularında çok ince hesaplarla yarattığı ışık tünellerinin toprak üstü şartlarla bitki kökleri arasındaki haberleşmeyi sağlaması bilime bu konuda yol gösterici bir rol oynamıştır. Nitekim bu üstün yaratılıştan ilham alan bilim adamları nakil maksadıyla geliştirilen cam lifli kablolar sayesinde ışık dalgalarını çok uzaklara arızasız olarak nakledebilmişlerdir.
Bitkiler Uçucu Organik Bileşikleri Kullanarak İletişim Kurarlar
Bitkiler, çevrelerindeki canlılarla algılanmayan koku olarak adlandırılan uçucu organik bileşikler yolu ile iletişim kurarlar. Metabolizmalarında birbirinden farklı binlerce organik bileşik üretebilirler. Bu bileşiklerin çoğu bitkilerin etrafını bir bulut gibi kaplar. Aslında bu uçucu organik bileşikler, bitkilerin bunları üretme konusunda son derece kompleks bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir. Bizim sadece hoşumuza giden bir koku olarak algıladığımız, bazen de hiç hissedemediğimiz bu uçucu organik bileşikler, etraftaki canlılar için yol gösterici birer rehber olma özelliğine sahiptir. Çünkü bitki, bu bileşikleri düşmanlarını caydırmak veya cezbetmek için salgılar.
Şimdiye kadar 1000 değişik bileşik saptanmıştır ve muhtemelen henüz keşfedilmemiş niceleri de mevcuttur. Yapılan araştırmalar, bitkiler tarafından üretilen çeşitli özelliklerde ve fonksiyonlarda on binlerce ya da yüz binlerce birincil ve ikincil uçucu organik kimyasal olduğunu göstermektedir.
Bitkiler tarafından üretilen aromatik bileşikler son derece kompleks kimyasal işlemler sonucunda oluşur: Bitkiler tarafından üretilen aromatik bileşiklerin evrimcilerin iddia ettiği gibi rastgele olaylar sonucunda, tesadüfen oluşması mümkün değildir. Çünkü bu bileşikler bir kimyacıyı bile hayrete düşürecek ölçüde teknik işlemler sonucunda oluşur. Bitkiler, organik kimya üzerine çalışan bir laboratuvar gibi, metilleme, açilleme, oksidasyon / redüksiyon gibi kimyasal işlemleri, bu görevler için özel olarak yaratılmış enzimler kullanarak, adım adım, büyük bir hassasiyet içinde gerçekleştirirler. Ayrıca bu mekanizma içinde, üretilen bileşikleri depolayan ve zamanı geldiğinde uçucu gazlar halinde havaya salınmasını organize eden hücreler bulunur. Kısacası gül gibi hoşumuza giden kokuları oluşturan bileşiklerin bir araya gelmesi olağanüstü teknik bir organizasyonu gerektirmektedir.
Bitkiler kendilerine zarar verecek olan canlılar tarafından saldırıya uğradıklarında salgıladıkları uçucu organik bileşikler ile yan komşuları olan diğer bitkileri uyarırlar: Aslında bu uyarma işlemi diğer bitkiler tarafından saldırıya uğrayan ağacın, yaydığı uçucu organik bileşiklerin gizlice dinlenmesidir. Böylece saldırıya uğramadan önce savunma sistemlerini harekete geçirirler. Peki bu dinleme işlemi nasıl gerçekleşir?
Saldırıya uğrayan bitkilerin açığa çıkardıkları uçucu organik bileşikler, komşu bitkiler tarafından kopyalanır ve art arda gelen sinyallerin analizi yapılarak savunma sistemi harekete geçirilir. Burada bir başka gerçek daha ortaya çıkmaktadır: Bitkiler birbirleri ile sadece konuşmakla kalmayıp aynı zamanda birbirlerini dinlemektedirler. Nitekim uzmanların yaptıkları deneyler bazı işlemler vesilesiyle söz konusu sinyallere sağır hale getirilen bitkilerin, tehlikeye maruz kalma riskinin daha fazla olduğunu göstermiştir.
Bitkilerin birbirleri ile iletişim kurmaları, kendilerini savunurken yaydıkları uçucu organik bileşiklerin diğer bitkiler tarafından tehlike habercisi olarak algılanıp savunma sistemlerinin harekete geçmesi, zeka gerektiren davranışlardır. Bitkinin tehlike anını idrak etmesi ve hafızasına bunu yerleştirmesi, kendi bünyesinde çeşitli değişiklikler oluşturup savunma taktiği geliştirmesi, evrimcilerin iddia ettiği gibi tesadüfler sonucunda ortaya çıkamaz. Bitkiler birbirleri ile iletişim kurma özelliğine sahip olarak yaratılmışlardır. Bu, onlara Yüce Allah tarafından özel olarak verilmiş bir savunma sistemidir. Herşeyi en ince ayrıntısına kadar mükemmel yaratan Yüce Allah, yeryüzündeki tüm bitkilerin bulundukları ortamda gereken her türlü ihtiyaçlarını da var etmiştir. Yüce Allah bir Kuran ayetinde bu gerçeği şöyle bildirmektedir: Gökten yere her işi O evirip düzene koyar... (Secde Suresi, 5)
Bitkiler uçucu organik bileşikler yolu ile böceklerle de iletişim kurarlar: Bitkiler böceklerle konuşmalarında iki dil kullanırlar. Bunlardan biri tehditkar bir dildir. Bu tehditkar dil bitkilerin, yapraklarını kemiren böcekleri uzaklaştırmak için kimi zaman zararlı kimyasallar üretmesi, kimi zaman da bu böceklerle beslenen avcı böcekleri çeken kimyasal kokular yaymaları ile ortaya çıkar. Kuşkusuz her iki taktik de son derece mucizevidir. Nitekim tarımsal alanda yapılan faaliyetlerde bu gizli dil, çok etkili bir yöntem olarak taklit edilmeye çalışılmaktadır. Almanyadaki Max Planck Kimyasal Ekoloji Enstitüsünde bitki savunması genetiği alanında çalışmalar yapan Jonathan Gershenzon, bu stratejiyi gereği gibi taklit edebilirlerse, gelecekte tarımsal ilaçlamaların zehirsiz yapılabileceğini düşünmektedir. Bitkilerin böceklerle kurduğu diğer iletişim ise son derece dostanedir.
Bitkiler birbirleri ile sessiz bir dil geliştirerek iletişim kurarlar. Oysa bitkilerin kendi varlıklarından da, gerçekleştirdikleri mucizevi işlemlerden de haberleri yoktur. Çünkü bitkiler de, kainattaki her şey gibi onları da yaratmış olan ve her an yaratmaya devam eden Yüce Allahın kontrolündedirler. Rabbimiz Kuranda bitkilerin Kendisine boyun eğdiğini bizlere şöyle bildirmektedir:
Bitki ve ağaç (Ona) secde etmektedirler. (Rahman Suresi, 6)
Bitkilerin Böceklerle Kurduğu Dostça İletişim
Üremeleri söz konusu olduğunda, bitkilerin kullandıkları dil son derece sıcak ve dostanedir. Uçucu bileşikler böceklere (çiçekten çiçeğe polenleri taşıyan böcekler) fırsat sinyali verirler. Bu oldukça davetkar bir sinyaldir. Özellikle gece çiçek açan bitkilerdeki kokular böcekleri çekmek için çiçeğin renginden ya da şeklinden daha etkilidir. Kokuyu alan böcek, bu kokunun kaynağında kendisi için lezzetli bir nektarın birikmiş olduğunu fark eder.
Karşılıklı gerçekleşen bu haberleşme ile böcek, duyduğu kokunun kaynağına doğru yol alır. Böcek çiçeğe ulaştığında nektarı almak için uğraşacak ve polenler üzerine yapışacaktır. Aynı böcek, uğradığı başka bir çiçeğe daha önce yapışan polenleri bırakacak ve bu sayede bitkinin üreme işlemi gerçekleşmiş olacaktır. Böceğin, yaptığı bu önemli işten haberi bile yoktur. O yalnızca kokusunu aldığı nektara ulaşmak amacındadır. Bitkinin ise böylesi bir plan yapması, bunu gerçekleştirmek için böcekleri cezbedecek kokuyu salgılaması kendi başına gerçekleştirebileceği olaylar değildir. Çünkü gerçekte böcek de, bitki de, sadece, Yüce Allahın kendilerine ilham ettiği şekilde davranmaktadır.
Evrimciler, bitkilerin oluşumuyla ilgili olarak tek bitkiden yüz binlerce çeşit bitki türünün ortaya çıktığını iddia ederler. Kuşkusuz evrimciler diğer konularda olduğu gibi bu konuda da iddialarını destekleyebilecek herhangi bir bilimsel delil sunamazlar. Çünkü evrimciler hayvanların ve insanların sözde evrimi ile ilgili iddialarında düştükleri çıkmaza, bitkilerin evrimi yalanıyla ilgili ortaya attıkları senaryolarda da düşmektedirler.Bitkilerin sadece dış dünya ile iletişim kurma konusundaki davranışları incelendiğinde bile, insanlar ve tüm canlılar gibi bitkilerin de üstün bir aklın eseri oldukları sonucu ortaya çıkacaktır. Yüce Allah, bitkilerin her birini özel savunma sistemleri, farklı tatlar, kokular, renkler ve faydalı özelliklerle birlikte yaratmıştır:
Yerde sizin için üretip-türettiği çeşitli renklerdekileri de (faydanıza verdi). Şüphesiz bunda, öğüt alıp düşünen bir topluluk için ayetler vardır. (Nahl Suresi, 13)
(harun yahya makale)