TSunami_61
Kayıtlı Üye
“ Can çekişiyorum zamanın kıskacında, sancılarım bana unutturuyor kendimi...
Kayboluyorum ağrılarım içinde, etime bıçak gibi saplanıyor sızılarım.
Ne gelecek hayallerim aklımda, ne bitmez telaşlarım…
Bazen sadece bir baş ağrısı yenik düştüğüm, bazen birkaç derece fazlalık ateş…
Bu kadar yeter çok önemli planlarımı (!) alt üst etmeye…
Sonrasını geç !
Kıvranırken, ellerimi sıkıca bağlamışım kendime.
Elim uzanmıyor sevdiklerimin ellerine, onların ellerinde tutunamıyor.
Kendime anlatıyorum dertlerimi. Yalnız kendim anlıyorum kendimi.
Ruhum da el çekmiş, bel bağladıklarından.
Şimdiden devriliyor gibi “sarsılmaz” fikirleri..
Boşuna yük etmişim aklıma bu zifirleri ....
Yeni yeni anlıyorum neden bu denli inlediğimi:
Baş ucunda beklerken hastalığın, farkettim de birkaç şeyi:
Sahi! Nerdeler hayallerim ? Nereye kaçtılar sicim gibi ?
Hele o ! O rutin işlerim. Hani olmazsa olmazlarımdandı.
İtiraf etsin hadi, gitti, gitti işte hepsi !
Umutlarım bile mi ? Ah evet ! Onlar yiteli çok olmuştu zaten.
Ve nihayet yalnızım işte !
Şimdi ne altında ezildiğim o bitmez telaşlarım;
Ne kendisi gelmeden yorulduğum “gelecek hayallerim” yanımda.
Sadece ben varım hayatta.
Pek de yalnızlık değil aslında, ”yalınlaşmak” denir buna.
Ve kendime geliyorum, yakınlaştıkça aslıma.
Kıtlıktan çıkmış ırgat gibi saldırırken tarlaya
Düşünmeliydim, bunların bir sahibi olacaktı aslında.
Gelip el koyacaktı tarlasına. Ki ben kim olduğumu hatırlayayım.
Ve böylece tarladan çıkıp kalakalınca ortada
Aslıma dönüp kendime geldim, haddimi bildim.
Her olayın merkezi sandığım, başrol oynadığıma kandığımdan beri
İşsiz güçsüz bir ırgattan pek de farklı değilmişim meğer.
Gözümde büyütüp kendimi işe yarar bildiğim ben,
O ahmak adamın yaptığını yapmışım yıllarca.
Hani gemiye binmiş yüküyle de yol boyunca sırtından indirmemiş..
Benim yaptıklarım da o kadar ahmakçaymış aslında.
Dert edindiklerim, yük bildiklerim bırakıversem kendi hallerine gideceklermiş.
Sahiplenmeseymiş onları, sadece “emanet bırakıldıklarını” hatırlasaymışım.
Bu kadar yükün altında ezilmeyecekmişim.
Aciz olan benim,
Bir kollayanım olacaktı elbet kendimi dev sanmasaydım.
Emanet ağır yük! Değil ki sahiplik…
Bu yüzden ezildim işte, bir düzine cahillik
Kaldıracağım kadar verildi bana.
Daha fazlasına karışarak kendime eziyet eden benim.
Bunca şeyi anlayınca,”inşaallah”,
Çoktan dilimin en zarif duası oldu bile.
Yeniden kabul edilmenin beklentisiyle “inşallah” derken içten içe
Ne sunulan tarlalara baktım ne de başka bir şeye.
Zaten iyisinden bir tevekkül borçluyum Rabbime
“İnşaallah” dedikten sonra başlayan işe
Ruhum uyanıverdi, hani o yıllardır durmadan kıvranan
Sen de yeter ki onu an, çünkü
İnşallah derse yakaran, inşa eder Yaradan
...Biril
Kayboluyorum ağrılarım içinde, etime bıçak gibi saplanıyor sızılarım.
Ne gelecek hayallerim aklımda, ne bitmez telaşlarım…
Bazen sadece bir baş ağrısı yenik düştüğüm, bazen birkaç derece fazlalık ateş…
Bu kadar yeter çok önemli planlarımı (!) alt üst etmeye…
Sonrasını geç !
Kıvranırken, ellerimi sıkıca bağlamışım kendime.
Elim uzanmıyor sevdiklerimin ellerine, onların ellerinde tutunamıyor.
Kendime anlatıyorum dertlerimi. Yalnız kendim anlıyorum kendimi.
Ruhum da el çekmiş, bel bağladıklarından.
Şimdiden devriliyor gibi “sarsılmaz” fikirleri..
Boşuna yük etmişim aklıma bu zifirleri ....
Yeni yeni anlıyorum neden bu denli inlediğimi:
Baş ucunda beklerken hastalığın, farkettim de birkaç şeyi:
Sahi! Nerdeler hayallerim ? Nereye kaçtılar sicim gibi ?
Hele o ! O rutin işlerim. Hani olmazsa olmazlarımdandı.
İtiraf etsin hadi, gitti, gitti işte hepsi !
Umutlarım bile mi ? Ah evet ! Onlar yiteli çok olmuştu zaten.
Ve nihayet yalnızım işte !
Şimdi ne altında ezildiğim o bitmez telaşlarım;
Ne kendisi gelmeden yorulduğum “gelecek hayallerim” yanımda.
Sadece ben varım hayatta.
Pek de yalnızlık değil aslında, ”yalınlaşmak” denir buna.
Ve kendime geliyorum, yakınlaştıkça aslıma.
Kıtlıktan çıkmış ırgat gibi saldırırken tarlaya
Düşünmeliydim, bunların bir sahibi olacaktı aslında.
Gelip el koyacaktı tarlasına. Ki ben kim olduğumu hatırlayayım.
Ve böylece tarladan çıkıp kalakalınca ortada
Aslıma dönüp kendime geldim, haddimi bildim.
Her olayın merkezi sandığım, başrol oynadığıma kandığımdan beri
İşsiz güçsüz bir ırgattan pek de farklı değilmişim meğer.
Gözümde büyütüp kendimi işe yarar bildiğim ben,
O ahmak adamın yaptığını yapmışım yıllarca.
Hani gemiye binmiş yüküyle de yol boyunca sırtından indirmemiş..
Benim yaptıklarım da o kadar ahmakçaymış aslında.
Dert edindiklerim, yük bildiklerim bırakıversem kendi hallerine gideceklermiş.
Sahiplenmeseymiş onları, sadece “emanet bırakıldıklarını” hatırlasaymışım.
Bu kadar yükün altında ezilmeyecekmişim.
Aciz olan benim,
Bir kollayanım olacaktı elbet kendimi dev sanmasaydım.
Emanet ağır yük! Değil ki sahiplik…
Bu yüzden ezildim işte, bir düzine cahillik
Kaldıracağım kadar verildi bana.
Daha fazlasına karışarak kendime eziyet eden benim.
Bunca şeyi anlayınca,”inşaallah”,
Çoktan dilimin en zarif duası oldu bile.
Yeniden kabul edilmenin beklentisiyle “inşallah” derken içten içe
Ne sunulan tarlalara baktım ne de başka bir şeye.
Zaten iyisinden bir tevekkül borçluyum Rabbime
“İnşaallah” dedikten sonra başlayan işe
Ruhum uyanıverdi, hani o yıllardır durmadan kıvranan
Sen de yeter ki onu an, çünkü
İnşallah derse yakaran, inşa eder Yaradan
...Biril