Bu aşk benim hayatımın resmidir..
özlemeklerimin adresi değişmeyecekler ..
yalnızlıkların üstüme geldikçe geliyor...
bir adımla gidersin sevinçlerimden,bir adım daha ileri..
yorgunluktan baktığım tüm pencereler...
sen hep bir yürekte sessizce çizildin ...
bakışlarımda korku dolu bir an nefes almadan...
ben yoluna, çoktan kendini kaybetmis bir yolcu..
sana tutunmaya çalışan bir bedenin yıkıntısı gibiyim..
gözlerimde büyüyen bu şehir hiç iyi değil..
senden bana kalanlar yetimsiz.. o kadar kayıp dolu ki...
uykularımı emanete alan bakışların,
sert sözlerin içimi delip gecerken,benliklerimi sattım..
yokluğunun karanlıgında,mutluluklarıma yagmurların ıslatıyor ..
ifadelerimin sesleri çalındı,artık ben gibi sana kavuşamıyorlar ..
bir hayatın içinde ikimiz çizildik...
sen bende olmasaydın, yoklugunda bu kadar acı cekebilir miydim...
sen dolu bütün alfabelerim, ne yazsa kalemim aşkının esiri...
bakışlarının işgalinden çıkışsız kalmış sokaklar gibi manzaralarım ...
keman sessinde silinir, rüyalarıma süsleyen sana kavuştuğum anlar ...
yüzünü her gördügümde, devrilen nice aşkının dilsizi...
hayatımdan ne kaldı ki geri...
yüreğimin acısından bütün senliklerim benden kaçıyor...
eyvahlarıma sesler kapalı,istemesem de geliyor..
hüzünlerimin komşuları, dostlarım gözle görülmez...
hatalar tenime dokunuyor, aşkça çoğalıyor kanımda ki aykırılar..
sen hiç gitmedin, bu tenin içinde bir alev olup erittin..
kalbimin en sevdigi çiçeklerdin...
adın; gözbebeklerimin bitkisel hayatı,dünyadan alıp götüren beni..
içimde kor bir aleve sarılmış,yüzünün çizgilerinde vicdanım erir ...
ögretirken seni gecelerim...
biraz sen bir ben kadar bir resim, içimde aşkının devrimi..
ben kalmışım,yoklugunun üzerine..
içim dışım sen dolu kalmış, tualin üzerine fırlatılmış boyalar gibiyim...
hayatının dışında kalmış uzaklıklardım.
kavuşamayan, tutanamayan, dokunamayan,bakamayan,yaşayamayan...
uzun zamanca yaşadıgım hapislerinde mahkumundun...
bütün tercihlerimde ilk öncelikdin..
ne anlatsam,yarısı sen degil misin ki...
öfkene bile hasretim sevgili...
avuclarımda ki yaralar yoklugun gün ve gün tanıkları...
hayatta ki can kayıplarım,tonla yarım kalmış hayaller gibi..
yolum,yoluna düştükçe içimden koşar bir çocuk...
bana üzüntü dolu nice anı kaldın..
kendini bu gidişin içinden şimdi,alabilir misin...
seni, yalan dolu aşk haykırışlarından bulmuştum..
bir aşka öfke duyarken, tüm hamlelerin yüreğimin arazilerine..
bir kelime, bir kelime daha bana...
anlattıklarım baş başa kalmış...
yüreğimin resimleri tebessüm dolu çizilmiş ...
ruhum tövbesi bozulmuş şehirlerin içinden gecerken..
bu kaçıncı dize yalnızlığımı döktüğüm ...
hasretinden koyu karanlık çizilmiş resim...
aşkından tonlarca yanmış gençliğim kültablasında birikmiş..
geride bırakılan, her zaman bir sen kalıyorsun bu matematikte..
bu aşk, benim yanışımın şahididir..
herşeyde bulurken, hayatının yokluklarında kiracıydım...
yürürken adımlarım,kaç kez denk geldik..
nedenlerin tokat gibi vururken yaşarken yazdıgım,yazarken kaybolduğum..
acının okyanuslarında boğuldum...
"yazdıklarımda defol git sen diyen,bir ben var artık karşımda...
hasretinden duvarlara küfrettigim,boyanmış yarınlarım..
odamın her santimetresinde yaşadıgım.."
yaşayamadıklarımla mücadelem,yaşadıklarımdan hep az..
kırıntıların içinde kalmış, kirlenenler başıma geldikçe vuruyor..
yüreğime kor alevin düştükçe, selam veriyorum yerine gelen hüzünlerine..
en derine, en dibe, dilim adını söyledikçe..
seni kendime harf harf ekliyorum..
senden bir ben daha yüzümde lekeleniyor...
bakışlarımda ayrılığın gülümsemesi kalmış...
günâhkar dilimden dökülen tövbelerde buldum seni..
"zamana sığmazdı, tarifi yoktu zamansızlığın..
ben içine karıştığım her an sagır olurdu..
alevine düşerken, sersemliklerimi çekerdim..
karşında zaman heyecanına karışırdı..
senlik dolu hayallerimin, vakitler en büyük sırdaşımdı ..
üzerimde kesilen düşler korkularımın korundukları adres gibiydi ..
kemiklerime çarpa çarpa bir sen kalıyorsun bir aşkda...
içim parçalanıyor, uzayından düşmüşüm...
bir savas magdurunun telsiziydim..
kaçıncı kez kendimi kıydıgım..."
ikimizin baktığı pencerede hayat, biraz sen biraz ben kadar degil miydi..
camlara vura vura düşen kaçıncı hayal gibi bu sokaklar..
köşe başlarının nefesi kesildi, ışıklar kelepçelendi..
adım adım biraz sen kadar gitti..
senin sokaklarının mecnunuydum,habersiz..
gördükçe,kaybolduğum..
ararken kendimden geçtiğim..
imkansızın peşinde tükendiğim...
bakışlarının işgali altındayım, hangi sokağında bilmeden..
gözlerim baglı yürüyorum durmadan..
unutamıyorum, dilimden kelimelerimi söktüğünü...
haberin olmadan, tüm renklerim soldu sevgili...
en sevdigin yüzümün tebessümü,silindi..
sen giderken içimden delicesine..
gündüzleri kendine alıp, geceleri bıraktın bana...
yokluğunun fırınına atılmış bir hayal kırıntısıydım..
yüreğimde ey aşk...
dizlerime vura vura yârin kapısına ulaş artık..
mecnun bende olmasa, bu kadar dile gelebilirdi mi kendim..!
yazmadım mı bu kadının ten rengini..
yazdıklarımın anlamı kayboldu..
bütün çıkışlarım, çıkmazlara bölündü...
sana iradeli kalmak nasıldır bilir misin..
hiç kendinde bir aşkda kalabildin mi...
dokunamadığında tutuşurken...
ben koca bir hayatı,sen beni terk ettin...
dile gelmez şairlerin gönül evi izmir..
sustuklarımın, suskunlarında yürüdügüm..
gözüme çok hatıra kaçmış bir yâr gibi..
sokaklarında yağmurların sarılıp..
aşk dolu bir şehire canımı teslim ettiğim ..
konuşamıyorum, kelimelerimi çalmışlar..
bütün gücümle yeniden acı çektiğim..
üzüldükçe üzdüğüm,kafama dayadığım...
mermi üzerine, mermilerce sende kelimeler sıktığım..
sen gibi bu hayat en dipden vurabilir mi
bütün gücünle rüzgarlarını bana gönder..
gizlenen saçlarından daha da tutuşayım ...
benimle büyük sensizlikler öğrenirken..
ellerini çekişin benden kaçıncı vedaydı..
yüreğime her düşüşünde feryat figan ettiğim...
kalbimin dilsiz kalmış alfabesiydin...
biraz sen biraz ben kadar gitmişiz bir aşkın treniyle..
duraklara aldanıp indiğin..
ben cehennemin yolcusu..
bu gidiş, tek başına bir hayalde donmakla alakalı degil mi..
hic sarılamadığın, kollarımı uzaklığın soguklugu kucaklıyor...
yüzünün çizgileri izmirin güneşinde erirken...
ben kış gecelerini demli bir çay gibi içiyorum sevgili...
özlemeklerimin adresi değişmeyecekler ..
yalnızlıkların üstüme geldikçe geliyor...
bir adımla gidersin sevinçlerimden,bir adım daha ileri..
yorgunluktan baktığım tüm pencereler...
sen hep bir yürekte sessizce çizildin ...
bakışlarımda korku dolu bir an nefes almadan...
ben yoluna, çoktan kendini kaybetmis bir yolcu..
sana tutunmaya çalışan bir bedenin yıkıntısı gibiyim..
gözlerimde büyüyen bu şehir hiç iyi değil..
senden bana kalanlar yetimsiz.. o kadar kayıp dolu ki...
uykularımı emanete alan bakışların,
sert sözlerin içimi delip gecerken,benliklerimi sattım..
yokluğunun karanlıgında,mutluluklarıma yagmurların ıslatıyor ..
ifadelerimin sesleri çalındı,artık ben gibi sana kavuşamıyorlar ..
bir hayatın içinde ikimiz çizildik...
sen bende olmasaydın, yoklugunda bu kadar acı cekebilir miydim...
sen dolu bütün alfabelerim, ne yazsa kalemim aşkının esiri...
bakışlarının işgalinden çıkışsız kalmış sokaklar gibi manzaralarım ...
keman sessinde silinir, rüyalarıma süsleyen sana kavuştuğum anlar ...
yüzünü her gördügümde, devrilen nice aşkının dilsizi...
hayatımdan ne kaldı ki geri...
yüreğimin acısından bütün senliklerim benden kaçıyor...
eyvahlarıma sesler kapalı,istemesem de geliyor..
hüzünlerimin komşuları, dostlarım gözle görülmez...
hatalar tenime dokunuyor, aşkça çoğalıyor kanımda ki aykırılar..
sen hiç gitmedin, bu tenin içinde bir alev olup erittin..
kalbimin en sevdigi çiçeklerdin...
adın; gözbebeklerimin bitkisel hayatı,dünyadan alıp götüren beni..
içimde kor bir aleve sarılmış,yüzünün çizgilerinde vicdanım erir ...
ögretirken seni gecelerim...
biraz sen bir ben kadar bir resim, içimde aşkının devrimi..
ben kalmışım,yoklugunun üzerine..
içim dışım sen dolu kalmış, tualin üzerine fırlatılmış boyalar gibiyim...
hayatının dışında kalmış uzaklıklardım.
kavuşamayan, tutanamayan, dokunamayan,bakamayan,yaşayamayan...
uzun zamanca yaşadıgım hapislerinde mahkumundun...
bütün tercihlerimde ilk öncelikdin..
ne anlatsam,yarısı sen degil misin ki...
öfkene bile hasretim sevgili...
avuclarımda ki yaralar yoklugun gün ve gün tanıkları...
hayatta ki can kayıplarım,tonla yarım kalmış hayaller gibi..
yolum,yoluna düştükçe içimden koşar bir çocuk...
bana üzüntü dolu nice anı kaldın..
kendini bu gidişin içinden şimdi,alabilir misin...
seni, yalan dolu aşk haykırışlarından bulmuştum..
bir aşka öfke duyarken, tüm hamlelerin yüreğimin arazilerine..
bir kelime, bir kelime daha bana...
anlattıklarım baş başa kalmış...
yüreğimin resimleri tebessüm dolu çizilmiş ...
ruhum tövbesi bozulmuş şehirlerin içinden gecerken..
bu kaçıncı dize yalnızlığımı döktüğüm ...
hasretinden koyu karanlık çizilmiş resim...
aşkından tonlarca yanmış gençliğim kültablasında birikmiş..
geride bırakılan, her zaman bir sen kalıyorsun bu matematikte..
bu aşk, benim yanışımın şahididir..
herşeyde bulurken, hayatının yokluklarında kiracıydım...
yürürken adımlarım,kaç kez denk geldik..
nedenlerin tokat gibi vururken yaşarken yazdıgım,yazarken kaybolduğum..
acının okyanuslarında boğuldum...
"yazdıklarımda defol git sen diyen,bir ben var artık karşımda...
hasretinden duvarlara küfrettigim,boyanmış yarınlarım..
odamın her santimetresinde yaşadıgım.."
yaşayamadıklarımla mücadelem,yaşadıklarımdan hep az..
kırıntıların içinde kalmış, kirlenenler başıma geldikçe vuruyor..
yüreğime kor alevin düştükçe, selam veriyorum yerine gelen hüzünlerine..
en derine, en dibe, dilim adını söyledikçe..
seni kendime harf harf ekliyorum..
senden bir ben daha yüzümde lekeleniyor...
bakışlarımda ayrılığın gülümsemesi kalmış...
günâhkar dilimden dökülen tövbelerde buldum seni..
"zamana sığmazdı, tarifi yoktu zamansızlığın..
ben içine karıştığım her an sagır olurdu..
alevine düşerken, sersemliklerimi çekerdim..
karşında zaman heyecanına karışırdı..
senlik dolu hayallerimin, vakitler en büyük sırdaşımdı ..
üzerimde kesilen düşler korkularımın korundukları adres gibiydi ..
kemiklerime çarpa çarpa bir sen kalıyorsun bir aşkda...
içim parçalanıyor, uzayından düşmüşüm...
bir savas magdurunun telsiziydim..
kaçıncı kez kendimi kıydıgım..."
ikimizin baktığı pencerede hayat, biraz sen biraz ben kadar degil miydi..
camlara vura vura düşen kaçıncı hayal gibi bu sokaklar..
köşe başlarının nefesi kesildi, ışıklar kelepçelendi..
adım adım biraz sen kadar gitti..
senin sokaklarının mecnunuydum,habersiz..
gördükçe,kaybolduğum..
ararken kendimden geçtiğim..
imkansızın peşinde tükendiğim...
bakışlarının işgali altındayım, hangi sokağında bilmeden..
gözlerim baglı yürüyorum durmadan..
unutamıyorum, dilimden kelimelerimi söktüğünü...
haberin olmadan, tüm renklerim soldu sevgili...
en sevdigin yüzümün tebessümü,silindi..
sen giderken içimden delicesine..
gündüzleri kendine alıp, geceleri bıraktın bana...
yokluğunun fırınına atılmış bir hayal kırıntısıydım..
yüreğimde ey aşk...
dizlerime vura vura yârin kapısına ulaş artık..
mecnun bende olmasa, bu kadar dile gelebilirdi mi kendim..!
yazmadım mı bu kadının ten rengini..
yazdıklarımın anlamı kayboldu..
bütün çıkışlarım, çıkmazlara bölündü...
sana iradeli kalmak nasıldır bilir misin..
hiç kendinde bir aşkda kalabildin mi...
dokunamadığında tutuşurken...
ben koca bir hayatı,sen beni terk ettin...
dile gelmez şairlerin gönül evi izmir..
sustuklarımın, suskunlarında yürüdügüm..
gözüme çok hatıra kaçmış bir yâr gibi..
sokaklarında yağmurların sarılıp..
aşk dolu bir şehire canımı teslim ettiğim ..
konuşamıyorum, kelimelerimi çalmışlar..
bütün gücümle yeniden acı çektiğim..
üzüldükçe üzdüğüm,kafama dayadığım...
mermi üzerine, mermilerce sende kelimeler sıktığım..
sen gibi bu hayat en dipden vurabilir mi
bütün gücünle rüzgarlarını bana gönder..
gizlenen saçlarından daha da tutuşayım ...
benimle büyük sensizlikler öğrenirken..
ellerini çekişin benden kaçıncı vedaydı..
yüreğime her düşüşünde feryat figan ettiğim...
kalbimin dilsiz kalmış alfabesiydin...
biraz sen biraz ben kadar gitmişiz bir aşkın treniyle..
duraklara aldanıp indiğin..
ben cehennemin yolcusu..
bu gidiş, tek başına bir hayalde donmakla alakalı degil mi..
hic sarılamadığın, kollarımı uzaklığın soguklugu kucaklıyor...
yüzünün çizgileri izmirin güneşinde erirken...
ben kış gecelerini demli bir çay gibi içiyorum sevgili...