Sibel1
Bayan Üye
"Hazreti Musa bir gün bir başına dağları dolanırken,uzaktan yoksul ve yanlız bir çoban görmüş.Çoban dizüstü çökmüş,ellerini semaya açıp dua etmekteymiş.Bu durum Musa''nın çok hoşuna gitmiş ama yaklaşım da çobanın duasını duyunca afallamış.
*Kurban olduğum Allah''ım.Seni ne kadar severim,bir bilsen.Ne istersen yaparım,yeter ki Sen iste.Sürüdeki en yağlı koyunu kes desen,gözümü kırpmadan keserim Senin için .Koyun kavurması güzeldir Allah''ım kuyruk yağını da alır pilavına katarsın,tadından yenmez olur.*
Musa duaya kulak kabartarak çobana yaklaşır.
"Yeter kiSen dinle,ayaklarını yıkarım.Kulaklarını temizler,bitlerini ayıklarım.Ne kadar çok severim ben Seni.Sana çok hayranım!"
Duydukları karşısında Musa öfkenden küplere binmiş.Bağıra çağıra kesmiş çobanın duasını: "Sus,seni cahil adam! Ne yaptığını sanırsın.Allah hiç pilav yer mi? Allah''ınayakları var mı ki yıkayasın? Böyle dua mı olurmuş? Külliyen gnaha giriyorsun.Derhal tövbe et!"
Çoban,Musa''dan azar işitince kulaklarına kadar kızarmış,utancından yerin dibine geçmiş.Özür üstüne özür dilemiş,bir daha böyle kendi kafasına göre dua etmeyeceğine yeminler etmiş.O gün akşama kadar Musa çabanın tanında durup ona temel duaları ezberletmiş.Sonra "Allah bendenrazı olur,iyi bir iş yaptım" diye düşünüp yoluna devam etmiş.
Ama o gece bir ses işitmiş.Seslenen Rab imiş.
"Ey,Musa, sen bugün ne yaptın? Sen ayırmaya mı geldin buluşturmaya mı? Şu garip çobanı azarladın.Onun Bana ne kadar yakın olduğunu anlayamadın.Ağzından çıkan lafı bilmese de, o çoban inancında samimiydi.Kalbi temiz,niyeti halisti.Biz kelimelere bakmayız.Niyete bakarız..Kelimelere bakacak olsak yer yüzünde insan kalmazdı! Biz çobandan razıydık.Başkasına medih olan söz sana zemdir.Ona bal olan sana zehirdir.Sen işittiklerini inkar ve küfür saydın ama bilsen ki bir kabahati varsa bile,ne tatli kabahattir onunki."
Musa hatasını anlamış.Ertesi gün güneş doğar doğmaz çobanı görmek için tekrar dağa çıkmış.Çoban yine duaya durmuşmuş.Ama dünkü heyecanından,samimiyetnden eser yokmuş artık.Öğrettiği gibi yakarmaya gayret gösterdiğinden,aman yanlış bir laf etmeyeyim diye takılıyor,kekeliyor,terliyormuş.Musa,çobana ettiğinden pişman olup sırtını okşamış ve demiş ki: "Ey dost,ben hatalıyım,ne olur afet,Bildiğin gibi dua et.Allah''ın nazarında böylesi daha kıymetlidir. Çoban,Musa''dan bunları işitince hayrete düşmüş ama bir o kadar da rahatlamış.Ne var ki o artık bir üst aşamaya vasıl olmuş olduğundan,masum,inkarına,tatlı günahına dönmeyip,Musa''nın öğrettiği ezbercilik de kalmayıp,tüm bunların ötesine geçmiş.Rabb''ine yakın mutlu mesut,mübarek bir hayat sürmüş.
Elif ŞAFAK'ın Aşk adlı kitabından...
*Kurban olduğum Allah''ım.Seni ne kadar severim,bir bilsen.Ne istersen yaparım,yeter ki Sen iste.Sürüdeki en yağlı koyunu kes desen,gözümü kırpmadan keserim Senin için .Koyun kavurması güzeldir Allah''ım kuyruk yağını da alır pilavına katarsın,tadından yenmez olur.*
Musa duaya kulak kabartarak çobana yaklaşır.
"Yeter kiSen dinle,ayaklarını yıkarım.Kulaklarını temizler,bitlerini ayıklarım.Ne kadar çok severim ben Seni.Sana çok hayranım!"
Duydukları karşısında Musa öfkenden küplere binmiş.Bağıra çağıra kesmiş çobanın duasını: "Sus,seni cahil adam! Ne yaptığını sanırsın.Allah hiç pilav yer mi? Allah''ınayakları var mı ki yıkayasın? Böyle dua mı olurmuş? Külliyen gnaha giriyorsun.Derhal tövbe et!"
Çoban,Musa''dan azar işitince kulaklarına kadar kızarmış,utancından yerin dibine geçmiş.Özür üstüne özür dilemiş,bir daha böyle kendi kafasına göre dua etmeyeceğine yeminler etmiş.O gün akşama kadar Musa çabanın tanında durup ona temel duaları ezberletmiş.Sonra "Allah bendenrazı olur,iyi bir iş yaptım" diye düşünüp yoluna devam etmiş.
Ama o gece bir ses işitmiş.Seslenen Rab imiş.
"Ey,Musa, sen bugün ne yaptın? Sen ayırmaya mı geldin buluşturmaya mı? Şu garip çobanı azarladın.Onun Bana ne kadar yakın olduğunu anlayamadın.Ağzından çıkan lafı bilmese de, o çoban inancında samimiydi.Kalbi temiz,niyeti halisti.Biz kelimelere bakmayız.Niyete bakarız..Kelimelere bakacak olsak yer yüzünde insan kalmazdı! Biz çobandan razıydık.Başkasına medih olan söz sana zemdir.Ona bal olan sana zehirdir.Sen işittiklerini inkar ve küfür saydın ama bilsen ki bir kabahati varsa bile,ne tatli kabahattir onunki."
Musa hatasını anlamış.Ertesi gün güneş doğar doğmaz çobanı görmek için tekrar dağa çıkmış.Çoban yine duaya durmuşmuş.Ama dünkü heyecanından,samimiyetnden eser yokmuş artık.Öğrettiği gibi yakarmaya gayret gösterdiğinden,aman yanlış bir laf etmeyeyim diye takılıyor,kekeliyor,terliyormuş.Musa,çobana ettiğinden pişman olup sırtını okşamış ve demiş ki: "Ey dost,ben hatalıyım,ne olur afet,Bildiğin gibi dua et.Allah''ın nazarında böylesi daha kıymetlidir. Çoban,Musa''dan bunları işitince hayrete düşmüş ama bir o kadar da rahatlamış.Ne var ki o artık bir üst aşamaya vasıl olmuş olduğundan,masum,inkarına,tatlı günahına dönmeyip,Musa''nın öğrettiği ezbercilik de kalmayıp,tüm bunların ötesine geçmiş.Rabb''ine yakın mutlu mesut,mübarek bir hayat sürmüş.
Elif ŞAFAK'ın Aşk adlı kitabından...