Derin42
Bayan Üye
Müslümanın gerçek mürşid ve rehberi Kur'an-ı Kerim ve Resul-i Ekrem Aleyhissalatü Vesselamdır. Bir Müslüman bu iki mukaddesi kendisine rehber alıp kılavuz edinirse sırat-ı müstakimi bulmuş, kendisine doğru bir yol çizmiş olur.
Zaten bunları rehber almayan insanın olsa olsa rehberi ve yol göstericisi şeytandır. çünkü, kainatta iyi ve kötülerin temsilcisi vardır. üçüncü bir yol yoktur. Bir insanın rehberi, ya iyi ve iyilerin temsilcisi olan Peygamber Efendimizdir, ya da kötü ve kötülüklerin temsilcisi olan şeytan ve onun fahri yardımcılarıdır.
Bununla birlikte başta sahabiler olmak üzere müçtehidler, veliler İslam uleması da insanlara hak ve hakikatı gösteren, doğru yolu işaret eden rehber ve kılavuzlardır. Bunlar zaten ilim ve irfanlarını Kur'an'dan, Peygamberden (a.s.m.) almaktadırlar. Ve birçokları yüzlerce, binlerce insanın hidayete ermesine vesile olmuş, hizmet etmiş, dünya ve ahiret saadetine ermesine yardımda bulunmuşlardır.
Mesela İmam-ı Azam, İmam-ı Şafii, İmam-ı Gazali, Abdülkadir Gaylani, İmam-ı Rabbani, Şah-ı Nakşıbend, Mevlana ve asrımızda da Bediüzzaman Said Nursi bu mürşid ve rehber şahsiyetlerden bir kısmıdır. Bu mübarek zatların hayatları, hizmetleri incelenirse, büyüklükleri ve İslam tarihindeki yeri kolayca görülecektir.
Evet, bir Müslüman bu zatların sözlerini, kitaplarını, hal ve hareketlerini, devam etmiş oldukları zikir ve evradı okuyabilir, taklid edebilir ve böylece İslami yaşayışını zenginleştirip nurlandırabilir. Böylece bu zatlar insana mürşid olur, rehber olur.
Bu zatları kötü gören, bir peygamber mirasçısı oldukları için imkan nisbetinde taklid etmeyen, tanımayanların da olsa olsa yol göstericisi şeytan ve kötü kimseler olur. çünkü, bir Müslüman onları Kur'an'a ve Peygambere uydukları için sevmekte, kitaplarını okumakta, istifadeye çalışmaktadır.
Zaten bunları rehber almayan insanın olsa olsa rehberi ve yol göstericisi şeytandır. çünkü, kainatta iyi ve kötülerin temsilcisi vardır. üçüncü bir yol yoktur. Bir insanın rehberi, ya iyi ve iyilerin temsilcisi olan Peygamber Efendimizdir, ya da kötü ve kötülüklerin temsilcisi olan şeytan ve onun fahri yardımcılarıdır.
Bununla birlikte başta sahabiler olmak üzere müçtehidler, veliler İslam uleması da insanlara hak ve hakikatı gösteren, doğru yolu işaret eden rehber ve kılavuzlardır. Bunlar zaten ilim ve irfanlarını Kur'an'dan, Peygamberden (a.s.m.) almaktadırlar. Ve birçokları yüzlerce, binlerce insanın hidayete ermesine vesile olmuş, hizmet etmiş, dünya ve ahiret saadetine ermesine yardımda bulunmuşlardır.
Mesela İmam-ı Azam, İmam-ı Şafii, İmam-ı Gazali, Abdülkadir Gaylani, İmam-ı Rabbani, Şah-ı Nakşıbend, Mevlana ve asrımızda da Bediüzzaman Said Nursi bu mürşid ve rehber şahsiyetlerden bir kısmıdır. Bu mübarek zatların hayatları, hizmetleri incelenirse, büyüklükleri ve İslam tarihindeki yeri kolayca görülecektir.
Evet, bir Müslüman bu zatların sözlerini, kitaplarını, hal ve hareketlerini, devam etmiş oldukları zikir ve evradı okuyabilir, taklid edebilir ve böylece İslami yaşayışını zenginleştirip nurlandırabilir. Böylece bu zatlar insana mürşid olur, rehber olur.
Bu zatları kötü gören, bir peygamber mirasçısı oldukları için imkan nisbetinde taklid etmeyen, tanımayanların da olsa olsa yol göstericisi şeytan ve kötü kimseler olur. çünkü, bir Müslüman onları Kur'an'a ve Peygambere uydukları için sevmekte, kitaplarını okumakta, istifadeye çalışmaktadır.