Çok eski bir web tarayıcısı kullanıyorsunuz. Bu veya diğer siteleri görüntülemekte sorunlar yaşayabilirsiniz.. Tarayıcınızı güncellemeli veya alternatif bir tarayıcı kullanmalısınız.
Dönemem terk ettiğim hiç bir yere
Dolaşıp duruyorum sokaklarda
Dilimde o son duam
Ben hiç kimseyi bu kadar sevmedim ki
Sonsuzluk gibi çıkıyordu
Bu söz içimden
Umutsuz bir yakarış gibi
Hiç bitmeyecek bir hasret gibi Ben hiç kimseyi bu kadar sevmedim ki
Size güvenmemem için ne kadar da çok neden var..
Neden olayları menfaatinize göre değerlendirirsiniz?
Neden duyduklarınızı olduğu gibi akatarmazsınız?
Söz üstüne söz söylemek ne işe yaradı ki?
Beni yanıltmaktan başka..
Doğan güneş ısıtmıyor
İçimi…
Açamıyorum yeni sayfalar...
Yağmur ıslatmıyor
Silmiyor geçmişimi...
Rüzgar esmiyor
Sürüklemiyor benliğimi…
Gecenin karanlığı
Kapatmıyor eksiklerimi...
Sen olmayınca
Şimdi gitmem gerek bu diyardan…
Değil mi ki sen Yusuf güzelisin,
Gömleğin çoktan yırtık senin.
Ve değil mi ki ben tecelli etmesem eksik kalır sana dair kader.
"Senin kaderin benim tecellim."
Kaderimde zindan varsa, Yusuf'luğum su götürmez benim.
herkesin bir Feride'si vardır ben bilmez miyim,
herkesin bir ayakkabısı gibi bir de şarkısı,
herkesin bir kimsesi vardır ben bilmez miyim..
bir de kimsesizliği...
Kuru bir ot gibi yaşıyorum, gözlerden uzak patika bir yolun kıyısında.
Tek suçum sap olamamak baltanın kanlı oyunlarına.
Ama yine de umut dolu kalbim; "belki bir dişi kuş taşır beni"
diye daldaki yuvasına.
Boş bir sinema salonunda oynuyor
Tek başına çektiğim siyah beyaz, sessiz son film.
Ne kuşları seyreden kedi kadar heyecanlıyım artık,
Ne de o kuşlar kadar ***** ve kendine hakim..