Sabah gazetesi yazarlarından Sami Tosun'un yazısı..
http://www.sabah.com.tr/Cumartesi/Yazarlar/tosun/2012/02/04/bir-kufur-ettim-ki-donemem
Bir küfür ettim ki dönemem!
Efendim, hep derim, bizdeki yaratıcılığı birtakım hijyenik cam şişelerde depolayıp insanlık yararına kullanabilseydik, cümle alem aya fezaya nasıl gidilir, görürdü. Evet, kıymetli okur, geçen hafta oynanan ve tartışması hâlâ süren 'İzmir derbisi'nde, yani Karşıyaka - Göztepe maçında Karşıyakalı taraftarların açtığı pankarttan söz ediyorum. Konuya geçmeden evvel, iki takım taraftarının izah edilemez bir rekabet içinde olduğunu ve görebildiğim kadarıyla Süper Lig'deki maçlarda bile böyle bir heyecan yaşanmadığını belirtmeliyim. Taraftarın birbirine üstün gelme hırsı o kadar büyük ki, aralarındaki her maç olay oluyor. Zaten 'dünya ikinci lig seyirci rekoru' da Karşıyaka-Göztepe maçına ait: 16 Mayıs 1981'de oynadıkları maçta 80 bin kişilik İzmir Atatürk Stadı hınca hınç doluymuş! Konu anlaşıldıysa, şimdi, geçen pazar günkü maçta yaşanan pankart vakasına dönebiliriz... Karşıyakalı taraftarların, stada soktukları kare şeklinde büyük pankartta 3G teknolojisine sahip telefonların okuyabildiği QR Code adı verilen bir kod yer alıyordu. Efendim, benim gibi teknoloji cahili olanlara hemen izah edeyim, bu gibi kodlar, marketlerdeki barkod okuyucuları gibi, 3G teknolojisine sahip telefonlara okutulduğunda üzerinde yazanlar çözülebiliyor. Tabii ki Karşıyakalı yaratıcı kardeşlerimiz pankarta, "Dünya barışı istiyoruz!" gibi bir güzellik yarışması mesajı yazmamıştı. Pankartta Göztepelilere dünyanın belli başlı dillerinde küfür ediliyordu! Ayıptır söylemesi, Yunanca, Çince, hatta Farsça bile!..
ŞİFRELİ KÜFÜR OPERASYONU
'Yaratıcı' Karşıyakalı taraftarlar statlara küfürlü pankart sokulması yasağını böyle teknolojik teknolojik delince, hem medyanın hem de polisin ilgisini çektiler haliyle. Pek çok acayip 'suç' kovuşturması gibi, dünyanın ilk 'şifreli küfür operasyonu'nu başlatmak da, bizim polisimize nasip oldu böylece. Eh, küfür 'enternasyonal' olunca, sadece bizim medyamız değil, dünyanın dört bir tarafındaki spor ve taraftar medyası da konuyla ilgilenmeye başladı. Hatta konuya yer veren ünlü İngiliz web sitesi offthepost'ta, "Liverpool ve Manchester United taraftarları, bunu notlarınız arasına alın. Orijinalliğe tam not!" diye yorumlar bile yapıldı. Pankart bir anda Avrupa'dan Latin Amerika'ya kadar pek çok taraftar forumunun gözdesi haline geldi... Halbuki, yasak olmasına rağmen stada artık nasıl oluyorsa bir kamyon çatapatla giren ve İzmir'in plaka numarasına atfen 35. dakikada bunları yakıp patlatarak büyük gürültü çıkaran Göztepeli taraftarlar, hem Karşıyaka'nın benimsediği 35 ½ 'fahri plaka'sına nazire yapacaklarını, hem de medyada kendilerinden çok söz edileceğini düşünüyordu. Fakat Karşıyakalı taraftarlar, son derece 'gürültüsüz' bir biçimde, hem de bu kez dünya çapında kendilerinden söz ettirmeyi becerdiler. Üstelik, tabelaysa tabela, 1912 yılında kurulan Karşıyaka, geçen pazar günü, yani 100. yılında, ezeli rakibini saat 19:12'de atılan golle yenmişti! Ha, ben bunları nereden mi öğreniyorum? Bu maç için ta ABD'den kalkıp gelen rahatsız bir Karşıyakalı arkadaşımdan! Allah bilir, QR kodlu pankart yapmak da bu tür kardeşlerimizden birinin sivri zekasının ürünüydü. Beyin göçü böyle bir şey işte. Adamlar gidip ABD'de NASA'ya Ay-feza projesi üretiyor, bir maç sevdasına bu taraflara geldiklerinde ise şifreli muzır neşriyata başlıyorlar!
YENİ DÜZENLEME ZARURİ
Ha, bu arada, polis pankartı hazırlayıp stada sokanların peşine düşmüş... Lakin 'şifreli küfür' konusunda bir yasa maddesi var mı, bundan pek emin değilim. Yasa, "Spor alanlarında veya çevresinde taraftarların gruplar halinde veya münferiden belirli bir kişiyi hedef veya muhatap alıp almadığına bakılmaksızın, duyan veya gören kişiler tarafından hakaret olarak algılanacak tarzda aleni olarak söz ve davranışlarda bulunmaları halinde..." diye gidiyor. Ortada 'aleniyet' değil, 'şifre' var. Dolayısıyla, Karşıyakalı 'pankartçılar'ı cezalandırabilmek için, şifreye dair yeni düzenleme zaruri yani... Of!.. Yüce Meclis'in işi yok sanki, şimdi bir de bununla mı uğraşacak?!
http://www.sabah.com.tr/Cumartesi/Yazarlar/tosun/2012/02/04/bir-kufur-ettim-ki-donemem
Bir küfür ettim ki dönemem!
Efendim, hep derim, bizdeki yaratıcılığı birtakım hijyenik cam şişelerde depolayıp insanlık yararına kullanabilseydik, cümle alem aya fezaya nasıl gidilir, görürdü. Evet, kıymetli okur, geçen hafta oynanan ve tartışması hâlâ süren 'İzmir derbisi'nde, yani Karşıyaka - Göztepe maçında Karşıyakalı taraftarların açtığı pankarttan söz ediyorum. Konuya geçmeden evvel, iki takım taraftarının izah edilemez bir rekabet içinde olduğunu ve görebildiğim kadarıyla Süper Lig'deki maçlarda bile böyle bir heyecan yaşanmadığını belirtmeliyim. Taraftarın birbirine üstün gelme hırsı o kadar büyük ki, aralarındaki her maç olay oluyor. Zaten 'dünya ikinci lig seyirci rekoru' da Karşıyaka-Göztepe maçına ait: 16 Mayıs 1981'de oynadıkları maçta 80 bin kişilik İzmir Atatürk Stadı hınca hınç doluymuş! Konu anlaşıldıysa, şimdi, geçen pazar günkü maçta yaşanan pankart vakasına dönebiliriz... Karşıyakalı taraftarların, stada soktukları kare şeklinde büyük pankartta 3G teknolojisine sahip telefonların okuyabildiği QR Code adı verilen bir kod yer alıyordu. Efendim, benim gibi teknoloji cahili olanlara hemen izah edeyim, bu gibi kodlar, marketlerdeki barkod okuyucuları gibi, 3G teknolojisine sahip telefonlara okutulduğunda üzerinde yazanlar çözülebiliyor. Tabii ki Karşıyakalı yaratıcı kardeşlerimiz pankarta, "Dünya barışı istiyoruz!" gibi bir güzellik yarışması mesajı yazmamıştı. Pankartta Göztepelilere dünyanın belli başlı dillerinde küfür ediliyordu! Ayıptır söylemesi, Yunanca, Çince, hatta Farsça bile!..
ŞİFRELİ KÜFÜR OPERASYONU
'Yaratıcı' Karşıyakalı taraftarlar statlara küfürlü pankart sokulması yasağını böyle teknolojik teknolojik delince, hem medyanın hem de polisin ilgisini çektiler haliyle. Pek çok acayip 'suç' kovuşturması gibi, dünyanın ilk 'şifreli küfür operasyonu'nu başlatmak da, bizim polisimize nasip oldu böylece. Eh, küfür 'enternasyonal' olunca, sadece bizim medyamız değil, dünyanın dört bir tarafındaki spor ve taraftar medyası da konuyla ilgilenmeye başladı. Hatta konuya yer veren ünlü İngiliz web sitesi offthepost'ta, "Liverpool ve Manchester United taraftarları, bunu notlarınız arasına alın. Orijinalliğe tam not!" diye yorumlar bile yapıldı. Pankart bir anda Avrupa'dan Latin Amerika'ya kadar pek çok taraftar forumunun gözdesi haline geldi... Halbuki, yasak olmasına rağmen stada artık nasıl oluyorsa bir kamyon çatapatla giren ve İzmir'in plaka numarasına atfen 35. dakikada bunları yakıp patlatarak büyük gürültü çıkaran Göztepeli taraftarlar, hem Karşıyaka'nın benimsediği 35 ½ 'fahri plaka'sına nazire yapacaklarını, hem de medyada kendilerinden çok söz edileceğini düşünüyordu. Fakat Karşıyakalı taraftarlar, son derece 'gürültüsüz' bir biçimde, hem de bu kez dünya çapında kendilerinden söz ettirmeyi becerdiler. Üstelik, tabelaysa tabela, 1912 yılında kurulan Karşıyaka, geçen pazar günü, yani 100. yılında, ezeli rakibini saat 19:12'de atılan golle yenmişti! Ha, ben bunları nereden mi öğreniyorum? Bu maç için ta ABD'den kalkıp gelen rahatsız bir Karşıyakalı arkadaşımdan! Allah bilir, QR kodlu pankart yapmak da bu tür kardeşlerimizden birinin sivri zekasının ürünüydü. Beyin göçü böyle bir şey işte. Adamlar gidip ABD'de NASA'ya Ay-feza projesi üretiyor, bir maç sevdasına bu taraflara geldiklerinde ise şifreli muzır neşriyata başlıyorlar!
YENİ DÜZENLEME ZARURİ
Ha, bu arada, polis pankartı hazırlayıp stada sokanların peşine düşmüş... Lakin 'şifreli küfür' konusunda bir yasa maddesi var mı, bundan pek emin değilim. Yasa, "Spor alanlarında veya çevresinde taraftarların gruplar halinde veya münferiden belirli bir kişiyi hedef veya muhatap alıp almadığına bakılmaksızın, duyan veya gören kişiler tarafından hakaret olarak algılanacak tarzda aleni olarak söz ve davranışlarda bulunmaları halinde..." diye gidiyor. Ortada 'aleniyet' değil, 'şifre' var. Dolayısıyla, Karşıyakalı 'pankartçılar'ı cezalandırabilmek için, şifreye dair yeni düzenleme zaruri yani... Of!.. Yüce Meclis'in işi yok sanki, şimdi bir de bununla mı uğraşacak?!