"Bir kedinin sevgisinden daha değerli ne olabilir?"

ashli

Bayan Üye
b-666116-pretty_cat.jpg


Doğumunun 200. Yılında Charles Dickens ve Kedileri / Tarihin İzleri

Britanya'nın Hampshire kentinde 7 Şubat 1812'de orta sınıfa mensup bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Dickens, büyük yoksulluk içinde büyümüştür. Babası deniz kuvvetlerinde muhasebe memuru iken yaşadığı maddi sorunlar ve parasızlık yüzünden borçlarını ödeyemediği için hapis cezasına mahkum edilmişti. Oğlu Charles Dickens, bu olayın ardından okuduğu okuldan ayrılmış ve hayata erken bir yaşta bir fabrikada çalışarak başlamıştır. Babası hapishaneden çıkana dek çalışan Dickens, babasının çıkışıyla birlikte okul hayatına geri dönmüş ve eğitimini tamamlamasının ardından bir avukatın yanında katip olarak çalışmaya başlamıştır.

Genç yaşında stenografiyi öğrenen Dickens, 1835 yılından itibaren "Boz" takma adıyla "Boz'un Karalamaları" başlığı altında Morning Chronicle gazetesinde stenograf olarak çalışmaya başlamıştır. 1837'de kaleme aldığı "Bay Pickwick'in Maceraları" ve yine aynı yıl yazdığı "Oliver Twist" romanlarıyla birlikte ün kazanmış, aynı sene evlenmiş ve 1840'ta ölen baldızı Mary'e ithaf ettiği "Antikacı Dükkanı" romanını yayımlayarak şöhretini ve ününü pekiştirmiştir. Bu arada 1839'da "Nicholas Nickleby" romanı da toplumda önemli bir yer etmiştir. 1840-1841 tarihlerinde Amerika Birleşik Devletlerine çeşitli seyahatlerde bulunan Dickens, Amerika hakkında eleştirel görüşlerini açıklayan notlarını yayımladığında Amerikalıların tepkisini çekmiştir. Seyahatlerinde ünlü yazarlarla tanışma imkanı bulan Dickens, ünlü Daily News gazetesini ve Household dergisini çıkartmıştır.

Bu dönemden itibaren Avrupa'nın bir çok yerinde konferanslar vermiş, küçük bir çocuğun dramatik ve maceralı serüvenlerini anlattığı 1850 tarihli "David Copperfield" ve 1861'de kaleme aldığı "Büyük Umutlar" isimli eserleri dünya klasikler arasına girmiş ve 20.yüzyılda üzerlerine çok sayıda tiyatro eseri ve sinema filmi yapılmıştır. Fransız Devrimi'ni konu alan "İki Kentin Öyküsü" eseriyle de devrimci kimliğini göstermiştir.

Romanlarını ve yazılarını gerçekçi bir görüşle ve eşsiz bir mizah anlayışı ile insanların davranış ve hareketleri üzerine eğilmesini iyi bilen ve eserlerinde bunu başarıyla yansıtan bir yazardır. Eserlerinde sosyal yaşama hiç bir şekilde uzak kalmamış aksine yönetimleri eleştirmiştir. "Oliver Twist" eserinde yoksullarla zenginler arasındaki eşitsizliği ve Londra'nın arka mahallelerinde kalmış ve unutulmuş yetimhanelerin durumu ve şartlarını eleştirmiştir. "Nicholas Nickleby" eserinde de taşra semtlerde yoksul çocukların okudukları okullardaki katı disiplini ve öğrencileri ruhsal ve fiziksel şiddet uygulayan öğretmenleri eleştirmiştir. İngiliz edebiyatında gerçekçilik akımını yaratan Dickens, hikayelerindeki karakterleri gözlemlere ve toplumsal koşullara dayalı olarak yaratmış ve mümkün olduğunca gerçekçi bir dille anlatmıştır.

Charles Dickens'ın bilinmeyen en önemli özelliği kedilerle olan ilişkisidir. Kendisi hakkında anlatılan en önemli ve ilgi çekici anı kızı tarafından evine getirilen kedilerle ilgili olan anısıdır. Dickens'ın kızı bir kedi sevmiş ve babasının da yaşadığı ve bir çalışma odasının bulunduğu eve getirmiştir. Dickens, kedileri çok sevmediği için kızı bir süre söylemekte güçlük çekmiş ancak kendisinden bu kediye bakabilmek için izin istediğinde babası tarafından önce tepkiyle karşılanmış ardından "benim odama girmesinler, ne yaparsa yapsınlar" diyerek şartını ortaya koyarak kediyi kabul etmiştir.

Çok geçmeden dişi kedi pek çok yavru doğurmuş, Dickens'ın odası hariç evin her yerinde sevimli birer yavru kedi dolanmaya başlamıştır. Günün birinde kızının uzun süre evde olmadığı bir zamanda anne kedi Dickens'ın odasına girer ve masasının üzerindeki kağıtları dağıtır. Çalışma odasındaki manzarayı gören Dickens, çok sinirlenir ve kediyi kovalar. Ertesi gün mum ışığında yazı yazarken, bacaklarının altında bir şey hisseder. Anne kedi yavrularını taşıyarak bir bir Dickens'ın ayağına getirmiştir. Dickens, çaresiz yavruları kovalayamaz, haz etmediği halde onları ayağının dibinden önce uzaklaştırır sonra onları besler. Ama yine de onları sevmeye yeltenmez ve mümkün olduğunca dokunmaz. Ve o gün geldiğinde mum ışığında önemli yazılarından birini yazarken masada kağıtlarının üzerinde oturan anne kedinin patisiyle mumu söndürmesi üzerine bir anda karanlıkta kalır. Bu olay Dickens'ı o kadar etkilemiştir ki, sonunda "kedinin kendisinin sevgisini kazanmaya çalışarak kendisi tarafından yavrularıyla birlikte kabul edilmek istediği" mesajını almıştır.

Ünlü yazarın kızı eve geldiğinde babasının kucağında yavru kedileri severken görür ve çok mutlu olur. Dickens'ın tabiriyle kediler sevgisini kazanmış ve kendilerini kabul ettirmişlerdir. Bu anının ardından Dickens'ın kedi besleyen ve kedilere özel bir hayranlığı olan Mark Twain ve Ernst Hemingway gibi özel yazarlardan biri olmuştur. Dickens başından geçen bu olayın ardından kediler hakkında ünlü olmuş olan şu sözü söylemiştir:

"Bir kedinin sevgisinden daha değerli ne olabilir?"

Kendisi gibi kedileri çok seven bazı önemli yazar ve bilimadamlarının da tek cümleyle kedi davranışları ve karakteri üzerindeki analizleri şu şekildedir:

"Tanrı'nın yarattığı tüm hayvanlar arasında köle yapılamayan tek hayvan kedidir" (Mark Twain)

"Kediler duyguları konusunda dürüsttürler, insanlar ise duygularını gizlerler" (Ernest Hemingway)

"Bir kediyle geçirilmiş zaman asla vakit kaybı değildir" (Sigmund Freud)

"Minicik bir kedi yavrusu bir sanat şaheseridir" (Leonardo da Vinci)

"Bir kedi sizin dostunuz olur ama köleniz asla" (Theophille Gautier)

İngiliz yazar Charles Dickens 9 Haziran 1870 tarihinde hayata gözlerini yummuş ardından sayısız insanın hayatında bir pencere açmış ve edebiyatta kendinden sonra gelen çok sayıda yazara ilham kaynağı olmuştur.
 
---> "Bir kedinin sevgisinden daha değerli ne olabilir?"

Kedi edeb ve sabır timsalidir.
Kediye HAKK’ın bir mahlûku olarak bakarsanız, onun nankör olmadığını anlar, çok şeyler öğrenirsiniz.

Sahabeden bir hanım anlatır:
Eshab-ı kiramdan Ebu Katade;nin abdest alması için bir kaba su koymuştum. Bir de, kedi gelip bu kaptan su içiverince Ebu Katâde biraz daha su içmesi için, kabı kedinin önüne uzattı. Benim kendisine hayretle baktığımı görünce: niye hayret ettin ey kardeşimin kızı, Resulullah efendimiz, (Kedi pis değildir, etrafınızda dolaşır) buyurdu. (Tirmizi)

Hz. Ebu Hureyre ( Kedilerin Babası demek) anlatır:
Bir gün elbisemin içinde küçük bir kedi taşıyordum. Resulullah efendimiz beni görünce, Nedir bu?; buyurdu. Ben de;Kedicik! dedim. Bunun üzerine Resulullah, Ey Ebu Hureyre; buyurdu. Yani kediyi seven, onlara ana babalık eden kimse buyurdu.


Sevilmcek gibi degil..
 
---> "Bir kedinin sevgisinden daha değerli ne olabilir?"

Kedi edeb ve sabır timsalidir.
Kediye HAKK’ın bir mahlûku olarak bakarsanız, onun nankör olmadığını anlar, çok şeyler öğrenirsiniz.

Sahabeden bir hanım anlatır:
Eshab-ı kiramdan Ebu Katade;nin abdest alması için bir kaba su koymuştum. Bir de, kedi gelip bu kaptan su içiverince Ebu Katâde biraz daha su içmesi için, kabı kedinin önüne uzattı. Benim kendisine hayretle baktığımı görünce: niye hayret ettin ey kardeşimin kızı, Resulullah efendimiz, (Kedi pis değildir, etrafınızda dolaşır) buyurdu. (Tirmizi)

Hz. Ebu Hureyre ( Kedilerin Babası demek) anlatır:
Bir gün elbisemin içinde küçük bir kedi taşıyordum. Resulullah efendimiz beni görünce, Nedir bu?; buyurdu. Ben de;Kedicik! dedim. Bunun üzerine Resulullah, Ey Ebu Hureyre; buyurdu. Yani kediyi seven, onlara ana babalık eden kimse buyurdu.


Sevilmcek gibi degil..
Güzel misaller :)
 
takipçi satın al
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
vozol
antalya havalimanı transfer
Geri
Üst