'hayaL
Bayan Üye
Allah insana akıl, vicdan, irade ve muhakeme gücü vermiştir. Samimi olan her insana, bu özelliklerin kapısı sonuna kadar açılır. Gönülden iman eden, Allah'tan saygıyla korkan bir insan, yaptığı hatanın ardından, aklı ve vicdanıyla, eksik ve kusurlu olduğu yönlerini tüm detaylarıyla görüp kavrar. Allah korkusundan kaynaklanan güç ve iradeyle bu konuda müthiş bir titizlik gösterir. Karşısına çıkan her olayla elinden gelenin en iyisini yapmaya, Kuran ahlakına en uygun ahlakı uygulamaya çalışır. Allah'ın razı olmayacağı ahlaktan sakınmada çok kararlıdır. Vicdanının uyarılarına hemen kulak verir. Kuran ahlakına uygun olmayacağını gördüğü bir tavırda bulunmaktan hemen Allah'a sığınıp sakınır.
Bu insan yalnızca daha önce yaptığı hatalardan ders almakla kalmaz, aklını ve vicdanını kullanarak yapabileceği muhtemel hataları da düşünüp önceden değerlendirir. Nefsini bu yönde gözden geçirir; eksik olduğu yönlerini tespit eder ve bu konularda kendisini önceden eğitmeye çalışır. Çevresindeki insanların tecrübelerinden, hatalarından, hatırlatmalarından da ders alır. İnsanları iyi, kötü, güzel ve eksik yönleriyle iyi analiz eder; ve gördüğü kusurları, kendisi daha o hataya düşmeden, kendi üzerinde kontrol edip düzeltir. Kuran'da bildirilen ayetler doğrultusunda, her insanın nefsinde bulunan eksiklikleri öğrenir. Bunların Kuran'da bildirilen çözümlerini tespit eder ve kendi nefsini bu şekilde eğitir.
Nefsinde özellikle belirli bir konuda bir sorun tespit ediyorsa; özellikle bir konuda nefsinin azgın olduğunu hissediyorsa, bu durumda da o konu üzerinde 'ihtisas çalışması' yapar. Örneğin tespit ettiği eksiklik gurursa, nefsini iyice ezip eğittiğine samimi kanaati gelene kadar, gururunu ezecek davranışlarda bulunur. Öfkeye karşı bir eğilim hissediyorsa, sürekli olarak alttan almanın, hoşgörülü, ılımlı, affedici olmanın denemelerini yapar. Kıskançlığa yatkın olduğunu düşünüyorsa, nefsini ezip hep önceliği başkalarına veren, onları onore eden, onları ön plana çıkaran tavırlara yönelir.
Eğer bir insan, bu kadar samimi bir gayretle kendini eğitmeye çalışıyorsa, Allah'ın izniyle Rabbimiz ona bu samimiyetinin karşılığını hem dünyada hem de ahirette verecektir. Allah nefsine karşı o kişiye yardım edecek ve umulur ki samimiyetle yaptığı hatalarını inşaAllah bağışlayacaktır. Bir Kuran ayetinde müminlerin her durumda Allah'a yöneldikleri şöyle haber verilmiştir:
"Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez. (Kişinin nefsinin) Kazandığı lehine, kazandırdıkları aleyhinedir. "Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirge, Sen bizim Mevlamızsın. Kafirler topluluğuna karşı bize yardım et."" (Bakara Suresi, 286)
Bu insan yalnızca daha önce yaptığı hatalardan ders almakla kalmaz, aklını ve vicdanını kullanarak yapabileceği muhtemel hataları da düşünüp önceden değerlendirir. Nefsini bu yönde gözden geçirir; eksik olduğu yönlerini tespit eder ve bu konularda kendisini önceden eğitmeye çalışır. Çevresindeki insanların tecrübelerinden, hatalarından, hatırlatmalarından da ders alır. İnsanları iyi, kötü, güzel ve eksik yönleriyle iyi analiz eder; ve gördüğü kusurları, kendisi daha o hataya düşmeden, kendi üzerinde kontrol edip düzeltir. Kuran'da bildirilen ayetler doğrultusunda, her insanın nefsinde bulunan eksiklikleri öğrenir. Bunların Kuran'da bildirilen çözümlerini tespit eder ve kendi nefsini bu şekilde eğitir.
Nefsinde özellikle belirli bir konuda bir sorun tespit ediyorsa; özellikle bir konuda nefsinin azgın olduğunu hissediyorsa, bu durumda da o konu üzerinde 'ihtisas çalışması' yapar. Örneğin tespit ettiği eksiklik gurursa, nefsini iyice ezip eğittiğine samimi kanaati gelene kadar, gururunu ezecek davranışlarda bulunur. Öfkeye karşı bir eğilim hissediyorsa, sürekli olarak alttan almanın, hoşgörülü, ılımlı, affedici olmanın denemelerini yapar. Kıskançlığa yatkın olduğunu düşünüyorsa, nefsini ezip hep önceliği başkalarına veren, onları onore eden, onları ön plana çıkaran tavırlara yönelir.
Eğer bir insan, bu kadar samimi bir gayretle kendini eğitmeye çalışıyorsa, Allah'ın izniyle Rabbimiz ona bu samimiyetinin karşılığını hem dünyada hem de ahirette verecektir. Allah nefsine karşı o kişiye yardım edecek ve umulur ki samimiyetle yaptığı hatalarını inşaAllah bağışlayacaktır. Bir Kuran ayetinde müminlerin her durumda Allah'a yöneldikleri şöyle haber verilmiştir:
"Allah, hiç kimseye güç yetireceğinden başkasını yüklemez. (Kişinin nefsinin) Kazandığı lehine, kazandırdıkları aleyhinedir. "Rabbimiz, unuttuklarımızdan veya yanıldıklarımızdan dolayı bizi sorumlu tutma. Rabbimiz, bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Rabbimiz, kendisine güç yetiremeyeceğimiz şeyi bize taşıtma. Bizi affet. Bizi bağışla. Bizi esirge, Sen bizim Mevlamızsın. Kafirler topluluğuna karşı bize yardım et."" (Bakara Suresi, 286)