ParadokS
Kayıtlı Üye
Hatay'ın Dörtyol ilçesinde 5 yıldan bu yana epilepsi hastalığıyla mücadele eden 11 yaşındaki Gözde Nur Bölükbaşı'nın hayatı, tedavi sürecinde kendine ek olarak verilen ilacı kullanmasıyla adeta karardı. İlaç alımından 13 gün sonra alerji olarak değerlendirilen kızarıklık ve ayrıca ateş belirtisi görülen küçük kızın durumu giderek kötüleşti. Vücudu içten yanan ve bu durum dışa da vuran küçük kız, bugün Adana'da yatırıldığı hastanenin 'Yanık Ünitesi'nde yaşam savaşı veriyor.
DOĞUMUNDAN BU YANA HASTALIKLARLA BOĞUŞUYOR
Doğumundan bu yana hastalıklarla boğuşan 11 yaşındaki Gözde Nur Bölükbaşı, son 5 yıldır epilepsi hastalığıyla savaşıyordu. Hatay'ın İskenderun ilçesinde faaliyet gösteren özel bir hastanede tedavi gören Bölükbaşı, hastalığının tedavisi sürecinde kullandığı ilaca ek olarak, kendisine yeni bir ilaç verilmesinden tam 13 gün sonra durumu kötüleşmeye başladı. Alerji olarak değerlendirilen kızarıklık ve ayrıca ateş belirtisi görülen Bölükbaşı'na alerji ilaçları verilmesine rağmen sonuç alınamadı. Durumu giderek kötüleşen, vücudu içten yanan ve bu durumun dışa da yansıması sonucu Bölükbaşı, Adana Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edildi. Burada 'ciltte döküntü' şikayetiyle kabul edilen Bölükbaşı'na, yapılan tetkiklerin ardından 'Steven Janhson Sendromu' teşhisi konularak tedavi altına alındı. Damar yolu açılan ve yapılan tıbbi müdahalenin ardından yapılan cildiye konsültasyonu sonrasında Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi'ne sevk edilen Gözde Nur Bölükbaşı, 'Yanık Ünitesi'ne yatırıldı.
"İLACI KULLANDIKTAN 13 GÜN SONRA KIZIMIN DURUMU KÖTÜLEŞTİ"
Baba Erhan Bölükbaşı (43), kızının tedavisinde ilk aldığı ilacın olumlu etkileri olduğunu ve ilacı kullandıktan sonraki 6 ay içinde nöbet geçirmediği gibi herhangi bir sağlık sorunuyla da karşılaşmadığını, bu durumu doktorunun da onayladığını anlattı. Bölükbaşı, "İlaca bir süre daha devam ettikten sonra kızımın doktoru bizi arayarak, beyinde ufak bir dalgalanma görüldüğünü ve yeni bir ilacın daha kullanılması gerektiğini söyledi. Bu yeni ilacı kullandıktan 13 gün sonra kızımın durumu kötüleşti ve vücudunun çeşitli bölgelerinde yanıklar oluştu. Kızımı alıp, en yakın Sağlık Ocağı'na götürdüm, burada kendisine 'alerji' teşhisi koydu ve doktorun yazdığı alerji ilaçlarını kızıma vermeye başladık, ancak durumu iyileşeceğine aksine daha da kötüleşti. Sonra aldık Devlet Hastanesi'ne gittik. Burada kızımı muayene eden doktor, 3 ayrı ilaç verdi. Hangi ilacı kullanırsak kullanalım herhangi bir faydası olmadığı gibi götürdüğümüz bir başka doktorsa 'kızamık' teşhisi koydu. O da 3 ilaç yazdı. Bu ilaçları bir gün içirdik ve kızım fenalaştı, ağzını bile açamaz hale geldi, gözleriyse tamamen kapandı. Hastaneye kaldırdık, burada 'Çocuk Yoğun Bakım'a kaldırıldı. Vücudunu sargılarla tamamen sardılar. Şimdi de 'Yanık Ünitesi'nde tedavi altında tutuluyor" dedi.
"BİR İLAÇ BİZİM VE KIZIMIZIN HAYATINI TAMAMEN KARARTTI"
Kızı Gözde Nur Bölükbaşı'nın, yaklaşık 16 günden bu yana da 'Yanık Ünitesi'nde tutulduğunu kaydeden Erhan Bölükbaşı, ne yazık ki kızımın durumu çok kötü ve doktorlarsa onun yaşama şansı da çok az olduğunu dile getiriyor. Bölükbaşı, "Ben tüm bunlara 'yanlış ilaç kullanımı'ndan kaynaklandığını düşünüyorum. Görüştüğümüz doktorlar da bize aynı şeyi söylüyorlar. Kızıma sonradan verilen ilacın, hastalığın tedavi sürecinde hiç verilmemesi gerekiyordu. Her ne kadar ilacın günde 5 miligram kullanılması gerektiği belirtilse de, kızımın doktoru bazen günde 25 miligram ilaç verdiği oluyordu. Bu konuda bilgimiz olmadığı için herhangi bir müdahale etmedik. Kızım gözleri ve ciğerleri şuanda tamamen yanmış durumda. Konuyu yargıya taşıyacağım. Kızımı bu hale getirenlerin adalete hesap vermesini istiyorum" ifadesini kullandı. Kızının özel bir rehabilitasyon merkezine gittiği bilgisini veren Bölükbaşı, şöyle konuştu; "Bir baba olarak, kızımın her geçen gün gözlerimin önünde erimesi beni mahvediyor. Çok zor bir durum bu. Onca tedaviye rağmen hala bir sonuç alamadık, durumu günden güne kötüleşiyor. Bir ilaç hayatımızı tamamen kararttı."
"ÇOCUĞUMUN ELİMDEN KAYIP GİTMESİNE DAYANAMIYORUM"
"Bu acıya dayanmak zor ama kızım için her şeye katlanıyorum" diyen anne Rabia Bölükbaşı ise, kızının yaşayacağına olan inancını hiç kaybetmediğini ve hiçbir annenin çocuğunun ölümüne göz yummayacağının altını çizdi. Bölükbaşı, "Doktorlar bize; 'Her şeye karşı hazırlıklı olun' diyorlar ama ben yine de dimdik ayakta durmaya çalışıyorum. Umudumu hiçbir zaman yitirmedim, çocuğumun yaşayacağına inanıyorum. Allah o doktorun belasını versin. Elime gelse onu parçalarım. Ne yapabilirim, çaresizlik işte insanı böyle eli kolu bağlı bir şekilde oturtturuyor. Kızımın bu durumu, diğer çocuklarımı olumsuz etkiledi ancak kardeşlerinin durumunun ağır olduğunu ve ölebileceğini bilmiyorlar. Yıllardır kızımın hastalıklarıyla uğraşıyorum. Doğumundan bu yana hastalıklar peşini bırakmadı. Tam her şey bitti derken şimdi de bu durum çıktı. Yanlış ilaç kullanımı sonucunda çocuğumun elimden kayıp gitmesine dayanamıyorum. Ne yapacağımı da bilmiyorum" diye konuştu.
"YANLIŞ İLAÇ KULLANILDIĞI YÖNÜNDEKİ İDDİALARA KATILMIYORUM"
ÇÜ Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Dinçer Yıldızdaş ise, kullanılan ilaca bağlı olarak Gözde Nur Bölükbaşı'nın sadece cildinde değil, hemen hemen vücudunun her bölgesinde çeşitli komplikasyonlar olduğunu anlattı. İlacın küçük çocuğun vücudunda ağır etkiler bıraktığını kaydeden Prof. Dr. Yıldızdaş, 'Yanık Ünitesi'nde tutulan Bölükbaşı'nın solunum cihazına bağlı olduğunu, durumunun da sürekli kontrol edildiği gibi ciltteki yaralarınsa tedavi edildiği bilgisini verdi. Bölükbaşı'nın durumunun ağır olduğunu ifade eden Yıldızdaş, hayati tehlikesininse çok yüksek olduğunu, vücudunun da tedaviye çok fazla yanıt vermediğinin altını çizdi. Gözde Nur'un yeniden eski sağlığına kavuşması gibi bir durumun çok zor olduğunu vurgulayan Yıldızdaş, tedavinin iyiye mi yoksa kötüye mi gideceğini zaman belirleyeceğini söyledi. Dinçer Yıldızdaş, "Hastada kullanılan ilaçların, mutlaka alınması gereken ilaçlar olduğu için bazı hastalarda nadiren de olsa bu tür bulgulara ulaşılabiliyor. 'Yanlış ilaç' kullanıldığı iddialarına katılmıyorum" dedi.
DOĞUMUNDAN BU YANA HASTALIKLARLA BOĞUŞUYOR
Doğumundan bu yana hastalıklarla boğuşan 11 yaşındaki Gözde Nur Bölükbaşı, son 5 yıldır epilepsi hastalığıyla savaşıyordu. Hatay'ın İskenderun ilçesinde faaliyet gösteren özel bir hastanede tedavi gören Bölükbaşı, hastalığının tedavisi sürecinde kullandığı ilaca ek olarak, kendisine yeni bir ilaç verilmesinden tam 13 gün sonra durumu kötüleşmeye başladı. Alerji olarak değerlendirilen kızarıklık ve ayrıca ateş belirtisi görülen Bölükbaşı'na alerji ilaçları verilmesine rağmen sonuç alınamadı. Durumu giderek kötüleşen, vücudu içten yanan ve bu durumun dışa da yansıması sonucu Bölükbaşı, Adana Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'ne sevk edildi. Burada 'ciltte döküntü' şikayetiyle kabul edilen Bölükbaşı'na, yapılan tetkiklerin ardından 'Steven Janhson Sendromu' teşhisi konularak tedavi altına alındı. Damar yolu açılan ve yapılan tıbbi müdahalenin ardından yapılan cildiye konsültasyonu sonrasında Çukurova Üniversitesi (ÇÜ) Tıp Fakültesi Balcalı Hastanesi'ne sevk edilen Gözde Nur Bölükbaşı, 'Yanık Ünitesi'ne yatırıldı.
"İLACI KULLANDIKTAN 13 GÜN SONRA KIZIMIN DURUMU KÖTÜLEŞTİ"
Baba Erhan Bölükbaşı (43), kızının tedavisinde ilk aldığı ilacın olumlu etkileri olduğunu ve ilacı kullandıktan sonraki 6 ay içinde nöbet geçirmediği gibi herhangi bir sağlık sorunuyla da karşılaşmadığını, bu durumu doktorunun da onayladığını anlattı. Bölükbaşı, "İlaca bir süre daha devam ettikten sonra kızımın doktoru bizi arayarak, beyinde ufak bir dalgalanma görüldüğünü ve yeni bir ilacın daha kullanılması gerektiğini söyledi. Bu yeni ilacı kullandıktan 13 gün sonra kızımın durumu kötüleşti ve vücudunun çeşitli bölgelerinde yanıklar oluştu. Kızımı alıp, en yakın Sağlık Ocağı'na götürdüm, burada kendisine 'alerji' teşhisi koydu ve doktorun yazdığı alerji ilaçlarını kızıma vermeye başladık, ancak durumu iyileşeceğine aksine daha da kötüleşti. Sonra aldık Devlet Hastanesi'ne gittik. Burada kızımı muayene eden doktor, 3 ayrı ilaç verdi. Hangi ilacı kullanırsak kullanalım herhangi bir faydası olmadığı gibi götürdüğümüz bir başka doktorsa 'kızamık' teşhisi koydu. O da 3 ilaç yazdı. Bu ilaçları bir gün içirdik ve kızım fenalaştı, ağzını bile açamaz hale geldi, gözleriyse tamamen kapandı. Hastaneye kaldırdık, burada 'Çocuk Yoğun Bakım'a kaldırıldı. Vücudunu sargılarla tamamen sardılar. Şimdi de 'Yanık Ünitesi'nde tedavi altında tutuluyor" dedi.
"BİR İLAÇ BİZİM VE KIZIMIZIN HAYATINI TAMAMEN KARARTTI"
Kızı Gözde Nur Bölükbaşı'nın, yaklaşık 16 günden bu yana da 'Yanık Ünitesi'nde tutulduğunu kaydeden Erhan Bölükbaşı, ne yazık ki kızımın durumu çok kötü ve doktorlarsa onun yaşama şansı da çok az olduğunu dile getiriyor. Bölükbaşı, "Ben tüm bunlara 'yanlış ilaç kullanımı'ndan kaynaklandığını düşünüyorum. Görüştüğümüz doktorlar da bize aynı şeyi söylüyorlar. Kızıma sonradan verilen ilacın, hastalığın tedavi sürecinde hiç verilmemesi gerekiyordu. Her ne kadar ilacın günde 5 miligram kullanılması gerektiği belirtilse de, kızımın doktoru bazen günde 25 miligram ilaç verdiği oluyordu. Bu konuda bilgimiz olmadığı için herhangi bir müdahale etmedik. Kızım gözleri ve ciğerleri şuanda tamamen yanmış durumda. Konuyu yargıya taşıyacağım. Kızımı bu hale getirenlerin adalete hesap vermesini istiyorum" ifadesini kullandı. Kızının özel bir rehabilitasyon merkezine gittiği bilgisini veren Bölükbaşı, şöyle konuştu; "Bir baba olarak, kızımın her geçen gün gözlerimin önünde erimesi beni mahvediyor. Çok zor bir durum bu. Onca tedaviye rağmen hala bir sonuç alamadık, durumu günden güne kötüleşiyor. Bir ilaç hayatımızı tamamen kararttı."
"ÇOCUĞUMUN ELİMDEN KAYIP GİTMESİNE DAYANAMIYORUM"
"Bu acıya dayanmak zor ama kızım için her şeye katlanıyorum" diyen anne Rabia Bölükbaşı ise, kızının yaşayacağına olan inancını hiç kaybetmediğini ve hiçbir annenin çocuğunun ölümüne göz yummayacağının altını çizdi. Bölükbaşı, "Doktorlar bize; 'Her şeye karşı hazırlıklı olun' diyorlar ama ben yine de dimdik ayakta durmaya çalışıyorum. Umudumu hiçbir zaman yitirmedim, çocuğumun yaşayacağına inanıyorum. Allah o doktorun belasını versin. Elime gelse onu parçalarım. Ne yapabilirim, çaresizlik işte insanı böyle eli kolu bağlı bir şekilde oturtturuyor. Kızımın bu durumu, diğer çocuklarımı olumsuz etkiledi ancak kardeşlerinin durumunun ağır olduğunu ve ölebileceğini bilmiyorlar. Yıllardır kızımın hastalıklarıyla uğraşıyorum. Doğumundan bu yana hastalıklar peşini bırakmadı. Tam her şey bitti derken şimdi de bu durum çıktı. Yanlış ilaç kullanımı sonucunda çocuğumun elimden kayıp gitmesine dayanamıyorum. Ne yapacağımı da bilmiyorum" diye konuştu.
"YANLIŞ İLAÇ KULLANILDIĞI YÖNÜNDEKİ İDDİALARA KATILMIYORUM"
ÇÜ Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Dinçer Yıldızdaş ise, kullanılan ilaca bağlı olarak Gözde Nur Bölükbaşı'nın sadece cildinde değil, hemen hemen vücudunun her bölgesinde çeşitli komplikasyonlar olduğunu anlattı. İlacın küçük çocuğun vücudunda ağır etkiler bıraktığını kaydeden Prof. Dr. Yıldızdaş, 'Yanık Ünitesi'nde tutulan Bölükbaşı'nın solunum cihazına bağlı olduğunu, durumunun da sürekli kontrol edildiği gibi ciltteki yaralarınsa tedavi edildiği bilgisini verdi. Bölükbaşı'nın durumunun ağır olduğunu ifade eden Yıldızdaş, hayati tehlikesininse çok yüksek olduğunu, vücudunun da tedaviye çok fazla yanıt vermediğinin altını çizdi. Gözde Nur'un yeniden eski sağlığına kavuşması gibi bir durumun çok zor olduğunu vurgulayan Yıldızdaş, tedavinin iyiye mi yoksa kötüye mi gideceğini zaman belirleyeceğini söyledi. Dinçer Yıldızdaş, "Hastada kullanılan ilaçların, mutlaka alınması gereken ilaçlar olduğu için bazı hastalarda nadiren de olsa bu tür bulgulara ulaşılabiliyor. 'Yanlış ilaç' kullanıldığı iddialarına katılmıyorum" dedi.