Buğra1
Kayıtlı Üye
Bir Hesab
Ömer B. OLCAY
Irmaklar, bunca yıl koşmuş da denize doğru.
Güneş sabahı beklemiş doğmak için,
bunca sene.
Çıkmamış bir gezegen yörüngesinden.
Ne emin yolmuş, çizdiğin çizgi,
Rabbim!
Çağları çekerdi peşinden dedem.
Duada boşalırdı gözleri.
Baraj boşalır gibi...
Bu sevgi, bu aşk, bu toprakta mı biter?
Ne zaman sel basar bu çöl kuraklığını,
Rabbim?
Bir Ferhat işi kaldı bize,
Sağlam bir kazma gerek.
Yazık!
Kayaya değil; kazma kalbe inecek.
Bu taş ve beton, bu alanlar, bu şehir.
Gül devrine kurban, nerede bu çağ, o devir.
Kasaplar kesmiş sana çarpan yürekleri.
Evet.
Bu çağda, bu omuzla, taşımak gerek bana seni.
Bu güneş, başka güneşler ısıtamaz oldu bizi
Bu nur ve bu ışık, anlatır bana seni.
Ne bülbül, ne gül kaldı, bu bahçe harab.
Biz kapında kul kaldık, sense Sultansın ya Rab!..
Ömer B. OLCAY
Irmaklar, bunca yıl koşmuş da denize doğru.
Güneş sabahı beklemiş doğmak için,
bunca sene.
Çıkmamış bir gezegen yörüngesinden.
Ne emin yolmuş, çizdiğin çizgi,
Rabbim!
Çağları çekerdi peşinden dedem.
Duada boşalırdı gözleri.
Baraj boşalır gibi...
Bu sevgi, bu aşk, bu toprakta mı biter?
Ne zaman sel basar bu çöl kuraklığını,
Rabbim?
Bir Ferhat işi kaldı bize,
Sağlam bir kazma gerek.
Yazık!
Kayaya değil; kazma kalbe inecek.
Bu taş ve beton, bu alanlar, bu şehir.
Gül devrine kurban, nerede bu çağ, o devir.
Kasaplar kesmiş sana çarpan yürekleri.
Evet.
Bu çağda, bu omuzla, taşımak gerek bana seni.
Bu güneş, başka güneşler ısıtamaz oldu bizi
Bu nur ve bu ışık, anlatır bana seni.
Ne bülbül, ne gül kaldı, bu bahçe harab.
Biz kapında kul kaldık, sense Sultansın ya Rab!..