PureLove6
Kayıtlı Üye
Delikanlı yanları ile en anlamlı hediye olarak tarihe bir iz bırakmış olan çiftin aşk hikayesi.
bizim kültürümüzde hedıyeleşmek çok önem taşır
herkes ekonomisine ve kendi şartlarına uyun hediye alır.
hediyedeki incelik ne kadar pahalı oldugundan ziyade ne kadar düşünülmüş olduğunda ortaya çıkar
bayılacak tam ona göre alınan hediye iyi düşünülmüş bır hedıyedir.
zamanın birinde birbirini çok seven bir delikanlıyla bir genç kız vardır
bir birlerini o kadar cok severler ki nişanlanmaya karar verirler.
aileler girer araya konuşulur gidilir gelinir ve nihayetinde nişan yapma kararı alınır.
Alınır alınmasına ama adettendir
kızın delikanlıya delıkanlınında kıza bir hediye alması gerekmektedir
ikiside bir birinden yoksuldur ve hiç paraları yoktur.
delikanlı düşünür taşınır ve en son aklına dedesinden yadigar kalan köstekli saat gelir
sahip olduğu tek zenginlikte zaten budur.
hiç düşünmez ve çarşıya iner ve saati satar. Alacağı hedıyede zaten aklındadır.
sevdiğinin çok güzel ve bir o kadarda uzun saçları vardır.
hemen gider üzerine şimşir ağacından üzeri gümüş işlemeli olan o tarağı alır
nişan günü içinde tarifsiz bir mutluluk vardır hele hediyeyi gördüğünde nasıl mutlu olucağını bildiğinden hemen
hediyeyi uzatır ve açmasını sabırsızlıkla bekler.
kız paketi actığında zaten hayalini kurduğu o güzelim şimşir tarağı alır ve bağrına bastırır.
sessiz iç çekişleri hıçkırıklara karışmaya başlar
delikanlı çok doğru bir karar verdiğini düşünerek mutlu olur
kız terlemiş elinin ıslattığı kendı hedıyesini uzatır delikanlıya
delikanlıda o anda paketi acar ve gözleri buğulanır ağlamamak için kendisini toparlar
çevresındekiler o sahneden etkilenmiş ve onlarında gözleri buğulanmıştır.
genç kızından sevdiği erkekeğe nişanlılık hediyesi alacak parası olmadığından
kız saçalarını kestirmiş ve yaşadığı yerin en buyuk tuccarına giderek satmıstır.
saçlarını satarak eline geçen paraylada dededen kalma köstekli saatine gümüş işlemeli çok güzel bir kılıf almıstır
hediyeleri kullanma imkanı kalmamıstır artık ne şimşir tarakla taranacak bir saç nede kılıfa konulacak bır saat vardır
ama o an özel tarihlarine unutulmayacak bir an olan olarak kazınmıs ve temiz niyet ve fedakarlık öykülerı bu güne bizlere kadar gelebilmiştir.
bi gün cok zengın olsalarda hiçbir hediye o tarak ve kılıfın yerini tutmayacaktır.
Bedirhan GÖKÇE’nin "Delikanlı" kitabından.
bizim kültürümüzde hedıyeleşmek çok önem taşır
herkes ekonomisine ve kendi şartlarına uyun hediye alır.
hediyedeki incelik ne kadar pahalı oldugundan ziyade ne kadar düşünülmüş olduğunda ortaya çıkar
bayılacak tam ona göre alınan hediye iyi düşünülmüş bır hedıyedir.
zamanın birinde birbirini çok seven bir delikanlıyla bir genç kız vardır
bir birlerini o kadar cok severler ki nişanlanmaya karar verirler.
aileler girer araya konuşulur gidilir gelinir ve nihayetinde nişan yapma kararı alınır.
Alınır alınmasına ama adettendir
kızın delikanlıya delıkanlınında kıza bir hediye alması gerekmektedir
ikiside bir birinden yoksuldur ve hiç paraları yoktur.
delikanlı düşünür taşınır ve en son aklına dedesinden yadigar kalan köstekli saat gelir
sahip olduğu tek zenginlikte zaten budur.
hiç düşünmez ve çarşıya iner ve saati satar. Alacağı hedıyede zaten aklındadır.
sevdiğinin çok güzel ve bir o kadarda uzun saçları vardır.
hemen gider üzerine şimşir ağacından üzeri gümüş işlemeli olan o tarağı alır
nişan günü içinde tarifsiz bir mutluluk vardır hele hediyeyi gördüğünde nasıl mutlu olucağını bildiğinden hemen
hediyeyi uzatır ve açmasını sabırsızlıkla bekler.
kız paketi actığında zaten hayalini kurduğu o güzelim şimşir tarağı alır ve bağrına bastırır.
sessiz iç çekişleri hıçkırıklara karışmaya başlar
delikanlı çok doğru bir karar verdiğini düşünerek mutlu olur
kız terlemiş elinin ıslattığı kendı hedıyesini uzatır delikanlıya
delikanlıda o anda paketi acar ve gözleri buğulanır ağlamamak için kendisini toparlar
çevresındekiler o sahneden etkilenmiş ve onlarında gözleri buğulanmıştır.
genç kızından sevdiği erkekeğe nişanlılık hediyesi alacak parası olmadığından
kız saçalarını kestirmiş ve yaşadığı yerin en buyuk tuccarına giderek satmıstır.
saçlarını satarak eline geçen paraylada dededen kalma köstekli saatine gümüş işlemeli çok güzel bir kılıf almıstır
hediyeleri kullanma imkanı kalmamıstır artık ne şimşir tarakla taranacak bir saç nede kılıfa konulacak bır saat vardır
ama o an özel tarihlarine unutulmayacak bir an olan olarak kazınmıs ve temiz niyet ve fedakarlık öykülerı bu güne bizlere kadar gelebilmiştir.
bi gün cok zengın olsalarda hiçbir hediye o tarak ve kılıfın yerini tutmayacaktır.
Bedirhan GÖKÇE’nin "Delikanlı" kitabından.