Bilgi Üniversitesi'nin sendika düşmanlığı işten atmalarla devam ediyor. Ancak, "Bu kampüsün her metrekaresinde bizim emeğimiz, terimiz, kanımız var, burayı biz inşa ettik" diyerek direnen emekçiler sağlık sorunları yaşasalar da işe dönene kadar mücadele etmeye kararlı. BirGün direnen işçilerle konuştu
Sendika düşmanlığı ve işten çıkarmalarla sık sık gündemimizde yer alan Bilgi Üniversitesinde işçilerin mücadelesi de işten atmalar da sürüyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi'nden işten çıkarılan Sosyal-İş üyesi 13 işçi, 4 Eylül'de üniversitenin Santral Kampusu'nda başladığı oturma eylemine aralarına son katılan Ali Özcan'la birlikte devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde de topladıkları 1500 imzayı bir eylemle Bilgi Üniversitesi yönetimine teslim eden emekçilerle BirGün konuştu.
'BU KAMPUSU BİZ YARATTIK'
Mehmet Işık: Ben 2007de işe başladığımda santralistanbul kampüsü inşaat halindeydi. Bu kampüsü biz inşa ettik. Eski santral binasını temizledik, paslı demirleri taşıdık. Bu süreçte Bilgi Üniversitesi bir temizlik elemanını taş motoru kullanmaya zorlamış, arkadaşımız bu yüzden gözünü kaybetmişti. Kısaca bu kampüsün her metrekaresinde bizim emeğimiz, terimiz, kanımız var, burayı biz inşa ettik!
Yıllardır Bilgi Üniversitesinde sendikalı olarak çalışıyordum. 24 Ağustosta işten çıkartıldım. Dolapderedeki eski bina hizmet dışı kalacağı için binadaki malzemeleri Ağustos başında taşımaya başladık.Binayı boşaltma işi biter bitmez bizi işten çıkardılar. 16 kişilik bir grup işçiyi çağırarak binalarımızdan biri kapatıldı, okul küçülmeye gidiyor, bu yüzden sizi işten çıkartıyoruz dediler. Oysa küçülme yok, santralistanbul kampüsünde büyüme var, 3 bin yeni öğrenci alındı. Bu yüzden itiraz ettik, işimize geri dönmek için dava açtık.
Tam okullar açılırken işten çıkartıldığımız için bazı arkadaşlarımız çocuklarını okula gönderemedi, artık sigortası olmadığı için sağlık ihtiyaçlarını karşılayamayan arkadaşlarımız var.
'SİGORTASIZ KALDIM, DOKTORA GİDEMİYORUM'
Vedat Şen: 6 yıldır Bilgi Üniversitesinde çalışıyordum, sendikalıydım. Ben de 24 Ağustosta işten çıkartıldım. Sendikamızın avukatları tarafından dava açıldı ama sonuçlanması uzun sürebilir, en az 6 ay. Mahkemenin işe iade kararı vermesini bekliyoruz.
İşten çıkartıldıktan sonra perişan olduk. Bir yandan çocuklarımızın masrafları var. Ben kalp hastasıyım, 2 tane stent takılı. Yazın bina taşıma sürecinde ağır şeyler taşımamam gerektiği için yıllık izinimi kullanayım dedim kabul etmediler, taşıma süreci biter bitmez işten çıkardılar.
Kalp rahatsızlığım olduğu için sık sık hastaneye, doktora gitmem gerekiyor. Şimdi sigortam olmadan ne yapacağımı bilmiyorum. Henüz doktora gitmem gerekmedi, umarım yakın zamanda da gerekmez.
Sendika düşmanlığı ve işten çıkarmalarla sık sık gündemimizde yer alan Bilgi Üniversitesinde işçilerin mücadelesi de işten atmalar da sürüyor. İstanbul Bilgi Üniversitesi'nden işten çıkarılan Sosyal-İş üyesi 13 işçi, 4 Eylül'de üniversitenin Santral Kampusu'nda başladığı oturma eylemine aralarına son katılan Ali Özcan'la birlikte devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde de topladıkları 1500 imzayı bir eylemle Bilgi Üniversitesi yönetimine teslim eden emekçilerle BirGün konuştu.
'BU KAMPUSU BİZ YARATTIK'
Mehmet Işık: Ben 2007de işe başladığımda santralistanbul kampüsü inşaat halindeydi. Bu kampüsü biz inşa ettik. Eski santral binasını temizledik, paslı demirleri taşıdık. Bu süreçte Bilgi Üniversitesi bir temizlik elemanını taş motoru kullanmaya zorlamış, arkadaşımız bu yüzden gözünü kaybetmişti. Kısaca bu kampüsün her metrekaresinde bizim emeğimiz, terimiz, kanımız var, burayı biz inşa ettik!
Yıllardır Bilgi Üniversitesinde sendikalı olarak çalışıyordum. 24 Ağustosta işten çıkartıldım. Dolapderedeki eski bina hizmet dışı kalacağı için binadaki malzemeleri Ağustos başında taşımaya başladık.Binayı boşaltma işi biter bitmez bizi işten çıkardılar. 16 kişilik bir grup işçiyi çağırarak binalarımızdan biri kapatıldı, okul küçülmeye gidiyor, bu yüzden sizi işten çıkartıyoruz dediler. Oysa küçülme yok, santralistanbul kampüsünde büyüme var, 3 bin yeni öğrenci alındı. Bu yüzden itiraz ettik, işimize geri dönmek için dava açtık.
Tam okullar açılırken işten çıkartıldığımız için bazı arkadaşlarımız çocuklarını okula gönderemedi, artık sigortası olmadığı için sağlık ihtiyaçlarını karşılayamayan arkadaşlarımız var.
'SİGORTASIZ KALDIM, DOKTORA GİDEMİYORUM'
Vedat Şen: 6 yıldır Bilgi Üniversitesinde çalışıyordum, sendikalıydım. Ben de 24 Ağustosta işten çıkartıldım. Sendikamızın avukatları tarafından dava açıldı ama sonuçlanması uzun sürebilir, en az 6 ay. Mahkemenin işe iade kararı vermesini bekliyoruz.
İşten çıkartıldıktan sonra perişan olduk. Bir yandan çocuklarımızın masrafları var. Ben kalp hastasıyım, 2 tane stent takılı. Yazın bina taşıma sürecinde ağır şeyler taşımamam gerektiği için yıllık izinimi kullanayım dedim kabul etmediler, taşıma süreci biter bitmez işten çıkardılar.
Kalp rahatsızlığım olduğu için sık sık hastaneye, doktora gitmem gerekiyor. Şimdi sigortam olmadan ne yapacağımı bilmiyorum. Henüz doktora gitmem gerekmedi, umarım yakın zamanda da gerekmez.