Beynin Haritası

meridyen2

Kayıtlı Üye
BEYNİN HARİTASI


23a.jpg

(Şekil 2.3) Beyindeki görme merkezinde iletişimi sağlayan bağlantılar görülüyor.

Brodman adında bir bilim adamı hücreyle ilgili incelemelerine dayanarak beyin kabuğunun bir haritasını çıkartmıştır. Bu harita evrimin ne kadar çürük bir iddia olduğunu bir kere daha kanıtlar. Çünkü bu harita görmenin tesadüflerle oluşamayacak kadar karmaşık bir algı mekanizması olduğunu gösterir.

Brodman haritası beyin fonksiyonlarında esas alınır. Örneğin görme ile ilgili bölgenin birincisi Brodman'ın 17. alanıdır. Bu bölüme optik sinir vasıtası ile son bilgiler ulaşır. Bunun hemen önünde yer alan ve 19. Brodman alanlarında ise görme ile ilgili daha önceki bilgiler bulunur. Birincil görme alanı olan Brodman'ın 17. alanına ulaşan bilgiler 18. ve 19. alanlarda işlenmeye devam eder. Görme alanının sağ üst bölümünden gelen görsel bilgiler sol yarım kürede, soldan gelenler ise sağ yarım kürede işlenir. Bu şekilde uyarılar çaprazlamaya uğradığından, beyin kabuğunun her yanı, karşıt görsel alandan gelen bilgileri işler.

24.jpg


(Şekil 2.4) Beyinin mevcut yapısının ayrıntısıyla gözler önüne serilmesi yaratılmış bir mucizenin daha iyi görülmesi demektir. Yoksa beyni görevlerine göre bölümlere ayırıp karmaşık latince adlar vermek, beynin varlığının sırrını çözmez. Kaldı ki beyin hakkında araştırma yapan bir insan da, bu araştırmayı yaparken Allah'ın kendisine verdiği ve yoktan var ettiği Allah'a ait olan bir beyni kullanmaktadır. Kendi beynine sahip olmak için hiçbir çabası olmamış, doğduğu gün onu yaratılmış bulmuştur.
Olanca yeminleriyle, eğer kendilerine bir ayet (mucize, delil) gelse, kesin olarak ona inanacaklarına dair Allah'a yemin ettiler. De ki: "Ayetler (mucizeler, deliller), ancak Allah katındadır; onlara (mucizeler) gelse de kuşkusuz inanmayacaklarının şuurunda değil misiniz?

Yaratılıştaki mucize, sanat ve harikalıkları gözler önüne seren bu tip gelişmeler kaydedildikçe, evrimci bilim adamları konuyu tam aksine bir yerden ele alırlar. Örneğin yukarıda yapılan açıklamalar, evrimciler tarafından, beynin sırrının çözüldüğü, bilimin beynin varoluşunu açıkladığı şeklinde yorumlanır. İnkar edenlerin Allah'ın böyle apaçık mucizeleri karşısındaki kayıtsız tutumları ve tersine işleyen mantıkları Kuran'da şöyle tarif edilir:


Biz onların kalplerini ve gözlerini, ilkin inanmadıkları gibi tersine çeviririz ve onları tuğyanları içinde şaşkınca dolaşır bir durumda terkederiz. (En'am Suresi, 109-110)

Küfredenlerin bu şekilde gerçekleri ters yüz etme alışkanlıklarından başka ayetlerde de bahsedilir:

Şeytanların kimlere inmekte olduklarını size haber vereyim mi? Onlar, gerçeği ters yüz eden, günaha düşkün olan her yalancıya inerler. Bunlar (şeytanlara) kulak verirler ve çoğu yalan söylemektedirler. (Şuara Suresi, 221-223)

Bilim adamları beyindeki mevcut sistemin yapısını keşfetmiş ve bunu detaylı olarak izah etmişlerdir. Bu sistemin keşfedilmesindeki her aşama o sistemin harikalığını, mükemmelliğini ve kendi başına, rastlantılar sonucu varolamayacağını yani yaratılışı ortaya koyar. Bu da Allah'ın yaratmada hiçbir ortağının olmadığını anlamamızda vesile olur.


KÖR NOKTA VE BEYNİN TAMAMLAYICI İŞLEVİ

Bu yazıya bakıyor ve sayfayı tam olarak gördüğünüzü sanıyorsunuz. Ama hiç de öyle değil, sayfanın küçük bir noktası var ki o noktayı göremiyorsunuz. O noktanın bulunduğu alan düşünüldüğünde, siz o alanı göremeyen bir körsünüz. Bu, deneylerle ispatlanmış bir gerçektir. Kaldı ki bu körlük yalnızca bu sayfa için değil, hayatınız boyu gördüğünüz bütün görüntüler için geçerlidir. Bugüne kadar gördüğünüz görüntülerin her bir karesinde aslında küçük bir noktayı görememiştiniz, çünkü az önce de belirtildiği gibi, gözünüz bir nokta için hep kördü.

Bu körlüğün sebebi, gözü beyne bağlayan sinirlerin gözün bir noktasında bulunmamasıdır. Retinanın bu küçük bölümünde koni ve çubuk hücreleri yoktur. Bu yüzden burası ışığa duyarlı değildir ve retinanın bu bölgesinde görüntü okunmaz.

Peki göz içinde böyle kör bir nokta bulunduğu halde nasıl olur da etrafımızdaki herşeyi eksiksiz görürüz. Bunun sebebi beynin tamamlayıcı özelliğidir. Kör nokta yüzünden eksik kalan nokta, çevresindeki fona uygun olarak tamamlanır. Yani beyin, bu noktayı olabilecek en uygun renge boyayarak kamufle eder.(1)

Kör noktanın varlığının farkına varılmaması ve görmede bir eksiklik olmamasının nedeni budur.

113.jpg


Konuyu daha iyi kavrayabilmek için şekil 2.5'teki testi yapabilirsiniz.

Sağ gözünüzü kapayın ve kitabı 50 cm.'lik mesafeden gözünüze doğru yakınlaştırın. Baştan itibaren gözünüzü sadece artıya odaklayın. Yakınlaştıkça belirli bir süre için soldaki kırmızı noktanın yok olduğunu ve yerinin fondaki desenle doldurulduğunu göreceksiniz. İşte o noktada siz bir körsünüz fakat bunu hissetmezsiniz. Çünkü beyin kör noktayı, orada olması gerektiğini düşündüğü en iyi tahminle, yani arkadaki fon ile doldurur. Bu tahminin nasıl oluşturulduğu ise psikologların ve nörologlarının çözmeye çalıştığı başlıca sorulardan biridir. Bazı çevreler kör noktanın varlığını şöyle açıklarlar: Her iki gözde de kör leke, görme eksenine göre farklı yerde bulunduğundan, iki gözle görmede, bir noktadan gelen ışınlar, bir gözde kör noktaya düşerken, diğer gözde duyarlı tabakada toplanırlar. Bunu savunanlar yeterli açıklamayı yapamadıkları gibi; tek gözle baktığımızda nasıl eksiksiz görüyoruz sorusuna da net bir cevap verememişlerdir.(2)

Buradan ulaşılan sonuç gördüğünüz görüntülerin tamamiyle gerçek olmadığı, beynin sizi var olduğuna inandırdığı bir illüzyon olduklarıdır. Yani gerçek olduğuna inandığınız bir görüntü aslında gerçek olmayabilir. Tıpkı rüyanızda, gerçek sandığınız olayların ve içinde bulunduğunuz ortamın gerçek olmadığı, beyninizde yaratılmış bir illüzyon olduğu gibi. Bir sonraki deneyi yaparak konuyu daha iyi anlayabiliriz (şekil 2.6).

Soldaki artı işaretine bir dakika boyunca gözünüzü ayırmadan bakın. Daha sonra gözünüzü sağdaki artıya odaklayın ve bir süre bekleyin. Sağdaki şemanın da renklendiğini göreceksiniz. Evet ortada renk yoktur ama beyniniz sizi aldatır. Yani gerçekte olmayan birşeyleri var zannedersiniz.


PARÇALANAN GÖRÜNTÜ

Retina üzerinde oluşan görüntünün her parçası, kafatası içerisinde elektriksel şifreler olarak dolaşır. Görme siniri boyunca giden elektriksel uyarıların yorumu beynin arka tarafında bulunan oksipital lobdaki görme korteksi tarafından gerçekleştirilir.

Başlangıçta çok açık seçik olan "ağ tabaka bilgileri", anlaşılmaz elektrik sinyalleri olarak görme merkezine ulaşır. Oradaki sinir hücreleri bu karmaşıklığı çözecek, bunlardan bir anlam çıkaracak ve her birimiz için belirgin üç boyutlu görüntüler haline getirecektir. Beynin görme alanı çok karmaşık şifreler çözen son derece gelişmiş bir bilgisayar gibi çalışır. Milyarlarca elektrik sinyali anında okunarak yorumlanır.

A.jpg

(Şekil 2.5)

Beyin iki bölümlü bir organdır. Her bölümdeki oksipital lob, gözlerden sadece birinden bilgi alır. Görüş alanının sağ yanındaki bilgiler sol oksipital loba, sol yanındaki bilgiler de sağ oksipital loba gider.

Colin Blakemore adlı bilim adamı çalışma sistemi tam olarak anlaşılamamış bu sistem için şöyle demiştir: "Beyin görsel bilgiyi aldıktan sonra parçalayıp ne yapar? Eğer daha sonra yeniden bunları biraraya getirip görüntüyü oluşturacaksa, hangi amaçla parçalar?"(3)

Gözün içindeki mekanizmalar, göz-beyin bağlantısı, sinir hücreleri ve elektrik sinyallerinden meydana gelen bu sistem insan aklının alamayacağı bir karmaşıklığa sahip olmasına rağmen herşey son derece düzenli işler, hiçbir kargaşa ve kaos yaşanmaz.

(4) Çünkü vücudumuzda en basitinden en akılalmaz karmaşıklıktaki işleme kadar gereken herşeyin en kusursuz şekilde yapılmasını sağlayan bir tasarım vardır. Sonsuz bir kudret sahibi olan Allah tarafından yaratılmış olan bu sistem sayesinde yaşamımızı -hastalık durumları dışında- hiçbir sıkıntı çekmeden sürdürürüz.
(alıntı harun yahya gözdeki mucize)


1. Meliha Terzioğlu, Fizyoloji Ders Kitabı, Cilt 1, İstanbul: Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Yayınları, s. 437; Jillyn Smith, Sense and Sensebilities, Wiley Science Edition, s. 57.
2. Meliha Terzioğlu, Fizyoloji Ders Kitabı, Cilt 1, İstanbul: Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Yayınları, s. 437.
3. Anthony Smith, İnsan Beyni ve Yaşamı, İstanbul: İnkılap Kitabevi, s. 227.
4. A.g.e,, s. 224.
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst