meridyen2
Kayıtlı Üye
Yaratılış Hakikatleri: Beyinlerini Nöbetleşe Kullanan Yunuslar
Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün art arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah'ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır. (Bakara Suresi, 164)
Nefes alma işlemi, insanda bir refleks olarak gerçekleşir. Bazı canlıların ise refleks olarak nefes almaya ihtiyaçları yoktur. Örneğin yunuslar için bu, bilinçli bir harekettir. Bizim yürümeye karar vermemiz gibi, onlar da nefes almaya karar verirler. Nefes almak için yüzeye çıktıklarında ciğerlerinin %80-90'ını hava ile doldururlar. Bu miktar, uzun süre ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Uyurken havaya ihtiyaç duymaları ise onlar için bir sorun değildir. Yunuslar, beyinlerinin sağ ve sol loblarını 15 dakikalık periyodlar olarak alternatifli kullanırlar. Loblardan bir tanesi uyurken, yüzeye çıkıp hava alabilmek için beyinlerinin diğer lobu görev başındadır. (evrimmasali.com)
İnsan yeryüzünde kompleks özelliklere sahip tek canlı değildir. Araştırıp incelediğiniz hemen her yer, gökte uçan veya denizin derinliklerinde yaşayan, birbirinden kompleks ve farklı canlılarla doludur. Bunların, bizlerden ve birbirlerinden farklı yaratılmaları, farklı alemlerde, farklı güzellikler ve eserler yaratan Allah'ın hikmetidir.
İnsan, bir canlıyı suda nefes alabilme yeteneği ile donatamaz, havayı ciğerlerine belirli bir oranda almasını sağlayamaz. Gece uyurken ona beyin loblarını kontrol etme kabiliyetini veremez. Uyurken ölmemesi için kullanması gereken sistemi ona öğretemez. Yeryüzündeki hiçbir canlıya, yaşadığı ortama en uygun yaşama imkanlarını ve özelliklerini veremez. İnsan bunu, kendisi için bile yapamaz.
Bilinçli bir varlık olarak insanın gerçekleştiremediklerini ise bilinçsiz tesadüflerin gerçekleştirmesi kuşkusuz imkansızdır. Tesadüfleri ilahlaştıran, tüm varlıkların rastgele meydana geldiğini savunan evrim teorisi, her geçen gün ortaya çıkan kompleks yapılar karşısında tamamen çökmüş bir teoridir.
İnsana ve yeryüzündeki tüm varlıklara can veren, her birine yaşamaları için türlü olanakları nimet olarak sunan ve bunun için gerekli donanımları var eden Yüce Allah'tır. Bu nimetlerle sürekli karşılaşan insanın yapması gereken ise, Rabbimiz'in üzerimizdeki rahmetini ve nimetini düşünüp O'na yönelmektir.
(makale harun yahya)
Şüphesiz, göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün art arda gelişinde, insanlara yararlı şeyler ile denizde yüzen gemilerde, Allah'ın yağdırdığı ve kendisiyle yeryüzünü ölümünden sonra dirilttiği suda, her canlıyı orada üretip-yaymasında, rüzgarları estirmesinde, gökle yer arasında boyun eğdirilmiş bulutları evirip çevirmesinde düşünen bir topluluk için gerçekten ayetler vardır. (Bakara Suresi, 164)
Nefes alma işlemi, insanda bir refleks olarak gerçekleşir. Bazı canlıların ise refleks olarak nefes almaya ihtiyaçları yoktur. Örneğin yunuslar için bu, bilinçli bir harekettir. Bizim yürümeye karar vermemiz gibi, onlar da nefes almaya karar verirler. Nefes almak için yüzeye çıktıklarında ciğerlerinin %80-90'ını hava ile doldururlar. Bu miktar, uzun süre ihtiyaçlarını karşılamaktadır. Uyurken havaya ihtiyaç duymaları ise onlar için bir sorun değildir. Yunuslar, beyinlerinin sağ ve sol loblarını 15 dakikalık periyodlar olarak alternatifli kullanırlar. Loblardan bir tanesi uyurken, yüzeye çıkıp hava alabilmek için beyinlerinin diğer lobu görev başındadır. (evrimmasali.com)
İnsan yeryüzünde kompleks özelliklere sahip tek canlı değildir. Araştırıp incelediğiniz hemen her yer, gökte uçan veya denizin derinliklerinde yaşayan, birbirinden kompleks ve farklı canlılarla doludur. Bunların, bizlerden ve birbirlerinden farklı yaratılmaları, farklı alemlerde, farklı güzellikler ve eserler yaratan Allah'ın hikmetidir.
İnsan, bir canlıyı suda nefes alabilme yeteneği ile donatamaz, havayı ciğerlerine belirli bir oranda almasını sağlayamaz. Gece uyurken ona beyin loblarını kontrol etme kabiliyetini veremez. Uyurken ölmemesi için kullanması gereken sistemi ona öğretemez. Yeryüzündeki hiçbir canlıya, yaşadığı ortama en uygun yaşama imkanlarını ve özelliklerini veremez. İnsan bunu, kendisi için bile yapamaz.
Bilinçli bir varlık olarak insanın gerçekleştiremediklerini ise bilinçsiz tesadüflerin gerçekleştirmesi kuşkusuz imkansızdır. Tesadüfleri ilahlaştıran, tüm varlıkların rastgele meydana geldiğini savunan evrim teorisi, her geçen gün ortaya çıkan kompleks yapılar karşısında tamamen çökmüş bir teoridir.
İnsana ve yeryüzündeki tüm varlıklara can veren, her birine yaşamaları için türlü olanakları nimet olarak sunan ve bunun için gerekli donanımları var eden Yüce Allah'tır. Bu nimetlerle sürekli karşılaşan insanın yapması gereken ise, Rabbimiz'in üzerimizdeki rahmetini ve nimetini düşünüp O'na yönelmektir.
(makale harun yahya)