ashli
Bayan Üye
Diyelim ki işinizi daha iyi yapmanızı sağlayacak bir ilaç var, patronunuz da "al" diye baskı yapıyor. Ama sağlığınız için kötü olduğunu bilseniz, ilacı yine de alır mıydınız? Hafızayı veya dikkati güçlendiren ilaçlar uzun zamandır piyasada bulunuyor, ancak bunların yan etkileri tam olarak bilinmiyor. Peki ya bilim adamları, ne yapmayı düşündüğünüzü veya planladığınızı, henüz kendiniz bile bilmeden size söylese, tepkiniz ne olurdu?
Böylesi işlemlerin veya ilaçların düzenlenmesi ya da tümden yasaklanması gerekmez mi? Merkezi Belçika’da olan King Baudouin Vakfı’nın düzenlediği "Akılların Buluşması" toplantılarının da çıkış noktası işte bu soruydu.
Farklı yaş grupları ve alt yapılara sahip 126 Avrupalı, son iki yıldır bir araya gelerek beyin konusundaki araştırmaların sonuçlarını etik anlamda ele alıp tartışıyor. Ocak ayında da aynı grup başkent Brüksel’de bir araya geldi.
Gerileme durdurulabilir mi
Brüksel’deki Free Üniversitesi Bilişsel Bilim Araştırma Bölümü’nün Başkanı olan ve tartışmalarda yer alan Axel Cleeremans, "Hem yasal hem de sosyal açıdan baktığımızda bu konuları ele almalıyız" diyor.
Cleeremans, ocak ayında Avustralya’daki Garvan Tıp Araştırmaları Enstitüsü’nün, kişinin bipolar bozukluğa sahip olup olmadığını anlamak için genetik test yapılacabileceğini açıklamasını örnek gösteriyor.
Diğer yandan da İsrail’deki Weizmann Bilim Enstitüsü de, beyine bağışıklık hücrelerinin enjekte edilmesiyle, ileriki yaşlarda bilişsel gerilemenini durdurulabileceğini iddia etmişti.
Gerçekte Parkinson hastalığının tedavisinde kullanılan, ancak ruh hali ve davranışlar üzerinde yan etkileri olduğu bilinen derin beyin simülasyonlarını da örnek gösteren Cleeremans, "Beyin üzerinde, estetik cerrahisine eşdeğer işlemler yapıyoruz" diyor.
Özel yaşam ne olacak
Uzman, yanıtlanması gereken önemli sorular olduğunu belirtiyor. Örneğin, ameliyat veya ilaç tedavisine başvurarak gerçekten bir bilişsel ilerlemeye imza atmak istiyor muyuz?
Eğer istiyorsak, bunu nasıl düzenleyeceğiz? Bilim şimdiden, birinin yapmak istediklerini veya algılarını, kişi bunun farkında olmasa veya baskılamaya çalışsa bile bulup söyleyebiliyor. Bu durumda, özel yaşam veya sorumluluk konularını nasıl halledeceğiz?
İngiltere’den panele katılan Sue Burne adlı sanatçı, giderek yaşlanmakta olan toplum açısından çok önemli olan bir diğer konuya, bunaklığın, depresyonun ve bazı beyin kanserlerinin giderek artmasına dikkat çekiyor.
New Scientist’te yayımlanan haberde, "Aslında kaydedilen muhteşem ilerlemelerden biz de çok memnunuz. Ancak bizi daha çok bu ilerlemelerin ve beraberindeki bilgilerin adil bir şekilde insanlara ulaştırılması ilgilendiriyor" diyor Burne.
Dikkate alınan konular
"Akılların Buluşması"nda, politikacıların dikkate alması gereken birkaç noktanın altı çizildi.
Mevzuat ve düzenleme: Temel araştırmalara kaynak aktarılması, hasta haklarının ve mevzuat ile düzenlemelerde vatandaşların rolünün güçlendirilmesi.
Ekonomik baskılar: Çok fazla kár amacı gütmeden araştırmaları desteklenmesinin sağlanması. Tıbbi tedavilere alternatifler getirilmesi.
Tedaviye erişim: Beyin ve akıl hastalıklarının gelecekteki yükünün farkına varmak.
HürriyetBilim
Böylesi işlemlerin veya ilaçların düzenlenmesi ya da tümden yasaklanması gerekmez mi? Merkezi Belçika’da olan King Baudouin Vakfı’nın düzenlediği "Akılların Buluşması" toplantılarının da çıkış noktası işte bu soruydu.
Farklı yaş grupları ve alt yapılara sahip 126 Avrupalı, son iki yıldır bir araya gelerek beyin konusundaki araştırmaların sonuçlarını etik anlamda ele alıp tartışıyor. Ocak ayında da aynı grup başkent Brüksel’de bir araya geldi.
Gerileme durdurulabilir mi
Brüksel’deki Free Üniversitesi Bilişsel Bilim Araştırma Bölümü’nün Başkanı olan ve tartışmalarda yer alan Axel Cleeremans, "Hem yasal hem de sosyal açıdan baktığımızda bu konuları ele almalıyız" diyor.
Cleeremans, ocak ayında Avustralya’daki Garvan Tıp Araştırmaları Enstitüsü’nün, kişinin bipolar bozukluğa sahip olup olmadığını anlamak için genetik test yapılacabileceğini açıklamasını örnek gösteriyor.
Diğer yandan da İsrail’deki Weizmann Bilim Enstitüsü de, beyine bağışıklık hücrelerinin enjekte edilmesiyle, ileriki yaşlarda bilişsel gerilemenini durdurulabileceğini iddia etmişti.
Gerçekte Parkinson hastalığının tedavisinde kullanılan, ancak ruh hali ve davranışlar üzerinde yan etkileri olduğu bilinen derin beyin simülasyonlarını da örnek gösteren Cleeremans, "Beyin üzerinde, estetik cerrahisine eşdeğer işlemler yapıyoruz" diyor.
Özel yaşam ne olacak
Uzman, yanıtlanması gereken önemli sorular olduğunu belirtiyor. Örneğin, ameliyat veya ilaç tedavisine başvurarak gerçekten bir bilişsel ilerlemeye imza atmak istiyor muyuz?
Eğer istiyorsak, bunu nasıl düzenleyeceğiz? Bilim şimdiden, birinin yapmak istediklerini veya algılarını, kişi bunun farkında olmasa veya baskılamaya çalışsa bile bulup söyleyebiliyor. Bu durumda, özel yaşam veya sorumluluk konularını nasıl halledeceğiz?
İngiltere’den panele katılan Sue Burne adlı sanatçı, giderek yaşlanmakta olan toplum açısından çok önemli olan bir diğer konuya, bunaklığın, depresyonun ve bazı beyin kanserlerinin giderek artmasına dikkat çekiyor.
New Scientist’te yayımlanan haberde, "Aslında kaydedilen muhteşem ilerlemelerden biz de çok memnunuz. Ancak bizi daha çok bu ilerlemelerin ve beraberindeki bilgilerin adil bir şekilde insanlara ulaştırılması ilgilendiriyor" diyor Burne.
Dikkate alınan konular
"Akılların Buluşması"nda, politikacıların dikkate alması gereken birkaç noktanın altı çizildi.
Mevzuat ve düzenleme: Temel araştırmalara kaynak aktarılması, hasta haklarının ve mevzuat ile düzenlemelerde vatandaşların rolünün güçlendirilmesi.
Ekonomik baskılar: Çok fazla kár amacı gütmeden araştırmaları desteklenmesinin sağlanması. Tıbbi tedavilere alternatifler getirilmesi.
Tedaviye erişim: Beyin ve akıl hastalıklarının gelecekteki yükünün farkına varmak.
HürriyetBilim