mehmetal
Kayıtlı Üye
***** köhne bir zindanın sessizliğinde çığlıklarım
Kar yığını cehennemlerinin altında kaldı umutlarım
Yansısa da umutlarım bir dokunsam susuzluğumda
İçsem kana, kana umutlarımı sonsuzluğunun ıstırabında
Her gece bir idam
Her gece bir işkence
Prangalarda rüyalarım mahkûm
Bu kaçıncı bahar ve yağan kar
Üşümelerim umutlarımın baharında haykırışlarda seyyah gezer yakar
Gecelerim, gündüzlerim figan serseri gibi bakar
Gözlerim hasret yıldıza aya güneşe akar
Ciğerlerim hasret bir parça sigara dumanına
İçine özlemlerimi katarak özgür bırakacağım dumana
Umutlarım damlasıydı gözlerimden akan
Benden ürkerek kaçan
Sabah gür sesle ve yürekleri delen huşusu
İle okunan ve gecenin sessizliğin delen coşkusu
Ezanın sesine taktım özgürlüğümü ve hayallerimi
Artık ***** köhne zindanım ışık huzmesi ile doldu, duanın hecelerinde geceleri
Özgürlüğüm yırtık gözyaşı ile yıkanmış seccademin ucunda asılı
Hülyalarım secdemin izinde saklı
Kavuşmalarım pürüzsüz dualarımda asılı
Benim için ağlamayın artık
Ağlayın kendi halinize artık
Gözlerim ufkun en ücra köşesinde muştu ile bakan
Bir ışık gördüm muştu ile gelen koşan
Mahşerde gelen bu köhne zindan yok oluyor baştan
Gidiyorum artık o kutlu elin yolcusu ile bu yok oluştan
Tutuyor elimi muştu ile
Gizemli görkemli gidiyorum ben sonsuzluk yoluna huşu ile
Benim için ağlamayın artık
Ağlayın kendi halinize
Özgürüm artık yok artık önümde ıstırabın vadileri
Yok, artık kumsalda yaralı bir deniz gibi hıçkırıklarımın izleri
Akdeniz gözlerimde yakamozlar yansıtıyor gülüşleri
Esir rüyalarımda bekleyen gardiyanım yok artık kin ile süzüşleri
Gözyaşlarımla aşındırdığım soğuk titreyerek her gün yatarak
Cilve yaparak bana sarılan, sarıldığım bana bakarak
Hicret betonuma gömün beni yan yatırarak
Benim için ağlamayın artık
Ağlayın kendi halinize artık
Mehmet Al**