AySe^^
Bayan Üye
Bel ağrısı modernleşen toplumlarda her geçen gün artan önemli sağlık sorunlarından bir tanesidir. Neredeyse insanlığın varoluşu kadar eski olan bu rahatsızlık binlerce yıldır, tanı ve tedavisi konusunda, tıp dünyasının da en büyük uğraşı alanlarından biri olmuştur.
Bel ağrısı tüm dünya nüfusunun %80’inin hayatında en az 1 kez karşılaştığı bir rahatsızlıktır. 20 yaş üzerindeki nüfusun %14’ü yaşamlarında en az 1 kez, 2 hafta kadar yatmayı gerektirecek şiddette, bel ağrısı geçirmiştir. 50 yaşını aşmış kişilerin %85 kadarının ise hayatında 1 kez mutlaka bel ağrısı çekmiş olduğu tespit edilmiştir.
Bel ağrısı neredeyse herkesin başına gelebilecek bir rahatsızlık olsa da , riski daha yüksek olan gruplar vardır.Bunlar;
• Hareketsiz iş ve yaşam düzeni olanlar (Büro işi vb.)
• Ağır kaldıranlar, eğilme-bükülme hareketini yanlış yapanlar
• Uzun süreli araç kullananlar (Şoförler vb.)
• Doğuştan belinde kayma olanlar
• Fazla kilolular
• Erkeklerde 1.80 cm ; kadınlarda 1.70 cm üzeri boyda olanlar
• Zayıf bel ve karın kasları olanlar
• Vücut mekaniği ve duruşu bozuk olanlar
• Ortası çukurlaşmış yataklarda uyuyanlar
• Hamileliğin son aylarında olanlar
• Yüksek riskli sporlarla uğraşanlar (Halter, Kürek vb.)
• Sigara içenler (Sigara disklerin beslenmesini bozan bir etkendir)
• Ruhsal ve duygusal gerginlik yaşayanlar (Stres, Depresyon)
Bel ağrılarının nedenleri 3 ana başlık altında toplanabilir.Bunlar;
• Omurga Kaynaklı Bel Ağrıları:
o Bel omurlarını tutan romatizmal hastalıklar , brusella / tüberküloz gibi enfeksiyonlar , çeşitli tümörler bel ağrısı nedeni olabilir
o Bel fıtığı, bel kayması, omurga kanalı darlığı gibi nedenlerle omurlar arasındaki disklerin sinir köklerine baskı yapması ağrıya yol açabilir
o Bel omurgası çevresindeki adaleler bazı nedenlerle ağrı oluşturabilir
o Omurgada doğumsal anormallikler , duruş bozuklukları , bacak kısalığı ve bel bölgesini içine alan düşme ve çarpma gibi durumlar ağrıyı tetikleyebilir
o Omurlarda osteoporoz ve omurgamızın faset eklemlerindeki yıpranmalar sonucu belde ağrılar ortaya çıkabilir
• Omurga Dışı Bel Ağrıları:
o Kadın hastalıkları, mide ülseri, böbrek taşı , aort anevrizması, prostatit, safra kesesi taşı , pankreatit gibi hastalıklar bele yansıyan ağrılara yol açabilir
• Diğer Nedenler:
o Stres, gerginlik
o Sigara
o Kötü duruş ve beli kötü kullanma
o Fazla kilo
o Hareketsizlik , egzersiz eksikliği gibi nedenler de bel ağrısına yol açabilmektedir
Bel ağrısı şikayeti ile hekime başvurulduğunda en önemli nokta ayrıntılı olarak bilgi vermektir. Ağrının ne zaman başladığı, hangi sıklıkta tekrar ettiği , şiddeti, oluştuğu bölge, varsa çarpma/düşme hikayesi gibi bilgiler tanı için çok önemlidir. Hekim tarafından gerekli görülen durumlarda bel bölgesinin röntgeni, MR (magnetic resonans) veya CT (bilgisayarlı tomografi) de istenebilir. Ayrıca bel ağrılarında labaratuar analizleri veya EMG gibi tanı yöntemlerine de başvurulabilir. Hastanın yakınmasına, muayene bulgularına ve rapor sonuçlarına gore bir değerlendirme yapılır ve uygun tedavi yöntemi belirlenir.
Tedavide uygulanan yöntemler:
o İstirahat: Bel ağrısının şiddetlendiği dönemlerde yatak istirahati ve kişinin doğru pozisyonunu sağlamak çok önemlidir. Bazen yan veya sırt üstü dizler bükük yatmak en iyi pozisyon olabilir. Yatak istirahati 2-10 gün arasında olur, ancak 4.günden sonra aralıklarla kısa yürüyüşler (3 saate bir , 20 dakika gibi) ve 7.günden sonra da hareketlenmeye başlamak önerilir.
o İlaç Tedavisi: Ağrı kesici ve beraberinde kas gevşeticiler bel ağrısı tedavisinde ciddi yarar sağlar. Akut (ani) ağrı nedeniyle gergin olan hastalara sakinleştirici de verilebilir. Burada önemli olan nokta ilaçların hekim tavsiyesi ile kullanılmasıdır.
o Fizik Tedavi: Bel ağrısının ilaç ve istirahat ile düzelmemesi durumlarında fizik tedavi gerekebilir.
o Bel Korsesi: Akut bel ağrılarında bel korsesi kullanılması istenmeyen hareketleri sınırlayarak iyileşmeyi hızlandırır. Korse
o Beli sıcak tutar
o Emniyet hissi verir
o Hastaya hastalığı hatırlatarak ve bir nevi uyarıcı görevi görerek ani hareketler yapmasını engeller
o Karın için basıncı arttırarak belin yükünü %25-30 azaltır
o Beli stabilize eder, bele binen dikey yükleri azaltır
Ancak uzun süreli kullanımlarda bası yaraları, sırt adaleleri ve bağlarında yetersizlik gibi olumsuz durumlar da oluşabilir. Ayrıca fiziki ve psikolojik bağımlılık yapabilir ve oluşturduğu baskı nedeniyle bacak varislerinin ve hemoroidlerin artmasına neden olabilir. Bu nedenle hekim kontrolünde kullanılması çok önemlidir.
o Belden Yapılan Lokal Enjeksiyonlar: Akut bel ağrılarında bel omurları civarına çeşitli enjeksiyonlar yapılabilir. Böylece ağrının geçici, bazen de kalıcı olarak tedavisi sağlanabilmektedir.Bu enjeksiyonların deneyimli kişilerce yapılmasına dikkat edilmelidir.
o Manipülasyon: Bel omurgasında fıtıklaşan diskin yerine konması veya sıkışan faset eklemlerin kurtarılması amacıyla yapılır. Bu amaçla bele çekme veya bazı eklemleri yerine oturtma hareketleri yapılabilir.Bu işlemin ancak seçilmiş vakalarda ve mutlaka bir hekim tarafından yapılması doğrudur.
o Cerrahi Tedavi: Özellikle bel fıtığında yapılan tedavilere rağmen düzelme sağlanamadığında ameliyat düşünülebilir. Ayrıca bazı nadir ve acil durumlarda beklemeden de ameliyat kararı verilebilir. Bu durumlar genellikle ani belirtilerin olduğu ve iş kaybının gerçekleştiği, kişinin hareket fonksiyonlarında azalmaların görüldüğü durumlardır.
Bel ağrısı tüm dünya nüfusunun %80’inin hayatında en az 1 kez karşılaştığı bir rahatsızlıktır. 20 yaş üzerindeki nüfusun %14’ü yaşamlarında en az 1 kez, 2 hafta kadar yatmayı gerektirecek şiddette, bel ağrısı geçirmiştir. 50 yaşını aşmış kişilerin %85 kadarının ise hayatında 1 kez mutlaka bel ağrısı çekmiş olduğu tespit edilmiştir.
Bel ağrısı neredeyse herkesin başına gelebilecek bir rahatsızlık olsa da , riski daha yüksek olan gruplar vardır.Bunlar;
• Hareketsiz iş ve yaşam düzeni olanlar (Büro işi vb.)
• Ağır kaldıranlar, eğilme-bükülme hareketini yanlış yapanlar
• Uzun süreli araç kullananlar (Şoförler vb.)
• Doğuştan belinde kayma olanlar
• Fazla kilolular
• Erkeklerde 1.80 cm ; kadınlarda 1.70 cm üzeri boyda olanlar
• Zayıf bel ve karın kasları olanlar
• Vücut mekaniği ve duruşu bozuk olanlar
• Ortası çukurlaşmış yataklarda uyuyanlar
• Hamileliğin son aylarında olanlar
• Yüksek riskli sporlarla uğraşanlar (Halter, Kürek vb.)
• Sigara içenler (Sigara disklerin beslenmesini bozan bir etkendir)
• Ruhsal ve duygusal gerginlik yaşayanlar (Stres, Depresyon)
Bel ağrılarının nedenleri 3 ana başlık altında toplanabilir.Bunlar;
• Omurga Kaynaklı Bel Ağrıları:
o Bel omurlarını tutan romatizmal hastalıklar , brusella / tüberküloz gibi enfeksiyonlar , çeşitli tümörler bel ağrısı nedeni olabilir
o Bel fıtığı, bel kayması, omurga kanalı darlığı gibi nedenlerle omurlar arasındaki disklerin sinir köklerine baskı yapması ağrıya yol açabilir
o Bel omurgası çevresindeki adaleler bazı nedenlerle ağrı oluşturabilir
o Omurgada doğumsal anormallikler , duruş bozuklukları , bacak kısalığı ve bel bölgesini içine alan düşme ve çarpma gibi durumlar ağrıyı tetikleyebilir
o Omurlarda osteoporoz ve omurgamızın faset eklemlerindeki yıpranmalar sonucu belde ağrılar ortaya çıkabilir
• Omurga Dışı Bel Ağrıları:
o Kadın hastalıkları, mide ülseri, böbrek taşı , aort anevrizması, prostatit, safra kesesi taşı , pankreatit gibi hastalıklar bele yansıyan ağrılara yol açabilir
• Diğer Nedenler:
o Stres, gerginlik
o Sigara
o Kötü duruş ve beli kötü kullanma
o Fazla kilo
o Hareketsizlik , egzersiz eksikliği gibi nedenler de bel ağrısına yol açabilmektedir
Bel ağrısı şikayeti ile hekime başvurulduğunda en önemli nokta ayrıntılı olarak bilgi vermektir. Ağrının ne zaman başladığı, hangi sıklıkta tekrar ettiği , şiddeti, oluştuğu bölge, varsa çarpma/düşme hikayesi gibi bilgiler tanı için çok önemlidir. Hekim tarafından gerekli görülen durumlarda bel bölgesinin röntgeni, MR (magnetic resonans) veya CT (bilgisayarlı tomografi) de istenebilir. Ayrıca bel ağrılarında labaratuar analizleri veya EMG gibi tanı yöntemlerine de başvurulabilir. Hastanın yakınmasına, muayene bulgularına ve rapor sonuçlarına gore bir değerlendirme yapılır ve uygun tedavi yöntemi belirlenir.
Tedavide uygulanan yöntemler:
o İstirahat: Bel ağrısının şiddetlendiği dönemlerde yatak istirahati ve kişinin doğru pozisyonunu sağlamak çok önemlidir. Bazen yan veya sırt üstü dizler bükük yatmak en iyi pozisyon olabilir. Yatak istirahati 2-10 gün arasında olur, ancak 4.günden sonra aralıklarla kısa yürüyüşler (3 saate bir , 20 dakika gibi) ve 7.günden sonra da hareketlenmeye başlamak önerilir.
o İlaç Tedavisi: Ağrı kesici ve beraberinde kas gevşeticiler bel ağrısı tedavisinde ciddi yarar sağlar. Akut (ani) ağrı nedeniyle gergin olan hastalara sakinleştirici de verilebilir. Burada önemli olan nokta ilaçların hekim tavsiyesi ile kullanılmasıdır.
o Fizik Tedavi: Bel ağrısının ilaç ve istirahat ile düzelmemesi durumlarında fizik tedavi gerekebilir.
o Bel Korsesi: Akut bel ağrılarında bel korsesi kullanılması istenmeyen hareketleri sınırlayarak iyileşmeyi hızlandırır. Korse
o Beli sıcak tutar
o Emniyet hissi verir
o Hastaya hastalığı hatırlatarak ve bir nevi uyarıcı görevi görerek ani hareketler yapmasını engeller
o Karın için basıncı arttırarak belin yükünü %25-30 azaltır
o Beli stabilize eder, bele binen dikey yükleri azaltır
Ancak uzun süreli kullanımlarda bası yaraları, sırt adaleleri ve bağlarında yetersizlik gibi olumsuz durumlar da oluşabilir. Ayrıca fiziki ve psikolojik bağımlılık yapabilir ve oluşturduğu baskı nedeniyle bacak varislerinin ve hemoroidlerin artmasına neden olabilir. Bu nedenle hekim kontrolünde kullanılması çok önemlidir.
o Belden Yapılan Lokal Enjeksiyonlar: Akut bel ağrılarında bel omurları civarına çeşitli enjeksiyonlar yapılabilir. Böylece ağrının geçici, bazen de kalıcı olarak tedavisi sağlanabilmektedir.Bu enjeksiyonların deneyimli kişilerce yapılmasına dikkat edilmelidir.
o Manipülasyon: Bel omurgasında fıtıklaşan diskin yerine konması veya sıkışan faset eklemlerin kurtarılması amacıyla yapılır. Bu amaçla bele çekme veya bazı eklemleri yerine oturtma hareketleri yapılabilir.Bu işlemin ancak seçilmiş vakalarda ve mutlaka bir hekim tarafından yapılması doğrudur.
o Cerrahi Tedavi: Özellikle bel fıtığında yapılan tedavilere rağmen düzelme sağlanamadığında ameliyat düşünülebilir. Ayrıca bazı nadir ve acil durumlarda beklemeden de ameliyat kararı verilebilir. Bu durumlar genellikle ani belirtilerin olduğu ve iş kaybının gerçekleştiği, kişinin hareket fonksiyonlarında azalmaların görüldüğü durumlardır.