Lisa Edwards
Bayan Üye
Şiirlerim.
İNANMAMIŞTIK
Zaman bizleri alıp kendi istediği yere koyana kadar burdaymışız meğer. Istediğin yerde istediklerinle olmak yalanmış...
Ama inanmamıştık bize öğretilenleri.
Kaçımız inanmıştı?
Keşke..
Pamuk şekerden yapsakdık dünyalarımızı..
O zaman daha az acıtırdı başımıza yıkıldığında..Daha tatlı...Daha pembe...belki daha.. Ne bileyim. Herşeyin daha bir ötesinde.
Çocukken kurduklarımız değilmiş dünya, dilediklerimiz, yatağımızda bağdaş kurup; küçük yüreklerimizle Allah Baba'ya seslendiklerimiz değilmiş.
Güçsüz güçlüyü yenemezmişmiş.
Hani kablumbağa varya! Gerçek hayatta tavşanı geçemezmiş.
Zaman bizi nereye götürürse ordayızmışız meğer.
Ne şekerin ne de oyuncak araban kaybolduğu için ağlamazmışsın artık. İşini, arkadaşını, belkide anneni kaybetmişssindir ağlıyorsan.
Ellerin gibi kayıpların da büyürmüş. Bir balon gibi büyürmüş...Büyürmüş... Ama patladığında kimse duymazmış.
Kaçımız inanmıştı beyaz atlı prenslerin varlığına...Burada cadılar... kazanlar var hep.. Birde kazananlar.
Burda güçsüzler çok. 7 tane değil.
Burası Pamuk Şekerden yapılmamış hayal ettiğimiz gibi.
Söylenildiği gibi taştan herşey.
Kaçımız inanmıştı bunlara çocukken?
Lisa Edwards
BEKLİYORUM
Susup beklemek
Herşeye rağmen
Yine, yeniden beklemek..
Bilmediğim bir şeyi,
Sanki ona hasretmiş gibi,
Heycanla beklemek..
Acizim.
Bir ışık bir umut için..
Ama bilmediğim.
Zaten acizliğim herkese aşikar,
Acizliğim herkesinkiyle aynı.
Sizinkine benzer gözlerim doluyken,
Ve dudaklarım.. sizdekilerin aynı.
Bir umut,bir ışık beklediğim...
Bilmediklerimin arasından getireceği..
Bir ışık ne getireceğini bilmediğim, tek umudum aslında.
Çünkü burası zifiri...
Burası ıslak ve kokuyor.
Yinede bekliyorum...
Ve koşup açıyorum sabırsızca,
Boş umutlardan birisi dolu çıkar belki.
Lisa
----------------------------------------------------------------------------------------------
KIRGINIM
Kimseye kızmıyorum artık.
Kızamıyorum.
Bir suçlu aramaktan vazgeçtim.
Kafamda yarattıklarımdan da.
Kimseye cevabı olmayan sorular sormuyorum artık!
''Ölmek nedir anne?'' dediğim günlerin çok ilerisindeyim şimdi,
Cevaplar beklenildiği gibi değilmiş hayatta.
İstemiyorum artık fazla bilmek.
Görmek istemiyorum temiz kalpli insanları,yolsuzlarla.
Duymak istemiyorum seslerinizi sokaklarda
Kendinizin bile bilmediği şeyleri fısıldarken;
Herşeye kulak tıkamış kulaklara.
Gülmek bile istemiyorum artık sizlere!
Zamansız kaybolmak istiyorum aranızdan,
Göz yumamadım ''adaletinize''.
Biraz kırgınım!
Yorgunum!
Lisa
PEMBE
Daha gün doğmadan açmıştın gözlerini bana,
Benimkiler zaten gece boyu sana açık.
Sende mi uyuyamadın?
Dört duvar ...
Şimdi daha iyi göremiyorum!
Oysa ne kadar şaşaalıydı dün gece,
Ne kadar çok şey vardı karanlıktan şeçemediğim,
Bakmak için sabaha ertelediğim.
Boşmuş oysa.
Ne kadar ucuz vaadlere kör olmuş gözlerim.
Ne kadar zamansız ve yanlışmış meğer hayat.
Gözlerim boyanmış..
Daha önce hiç görmediğim renklere
Nerede kırmızı?
Ya nerede pembe?
Hani vaad ettiklerinizin rengi?
Gitti mi?
Oda mı terk etti bu şehri?
Gün doğmadan açtın gözlerini bana.
Benimkiler zaten gece boyu sana açıktı.
Hiç göremediğim ve göremiceğim eşyalarla sarılı dört bir yanım.
Bu benim dört duvar arasında ki yanlız yolculuğum.
Hayat boş sevgilim, her şey zamansız ve yanlış.
Ama senin gözlerin boyalı şimdi..
Ne desem anlamazssın.
Kim bilir ne zaman fark edersin pembe çoktan şehri terk etmiş?
Lisa EdwardsSusup beklemek
Herşeye rağmen
Yine, yeniden beklemek..
Bilmediğim bir şeyi,
Sanki ona hasretmiş gibi,
Heycanla beklemek..
Acizim.
Bir ışık bir umut için..
Ama bilmediğim.
Zaten acizliğim herkese aşikar,
Acizliğim herkesinkiyle aynı.
Sizinkine benzer gözlerim doluyken,
Ve dudaklarım.. sizdekilerin aynı.
Bir umut,bir ışık beklediğim...
Bilmediklerimin arasından getireceği..
Bir ışık ne getireceğini bilmediğim, tek umudum aslında.
Çünkü burası zifiri...
Burası ıslak ve kokuyor.
Yinede bekliyorum...
Ve koşup açıyorum sabırsızca,
Boş umutlardan birisi dolu çıkar belki.
Lisa
----------------------------------------------------------------------------------------------
KIRGINIM
Kimseye kızmıyorum artık.
Kızamıyorum.
Bir suçlu aramaktan vazgeçtim.
Kafamda yarattıklarımdan da.
Kimseye cevabı olmayan sorular sormuyorum artık!
''Ölmek nedir anne?'' dediğim günlerin çok ilerisindeyim şimdi,
Cevaplar beklenildiği gibi değilmiş hayatta.
İstemiyorum artık fazla bilmek.
Görmek istemiyorum temiz kalpli insanları,yolsuzlarla.
Duymak istemiyorum seslerinizi sokaklarda
Kendinizin bile bilmediği şeyleri fısıldarken;
Herşeye kulak tıkamış kulaklara.
Gülmek bile istemiyorum artık sizlere!
Zamansız kaybolmak istiyorum aranızdan,
Göz yumamadım ''adaletinize''.
Biraz kırgınım!
Yorgunum!
Lisa
--------------------------------------------------------
PEMBE
Daha gün doğmadan açmıştın gözlerini bana,
Benimkiler zaten gece boyu sana açık.
Sende mi uyuyamadın?
Dört duvar ...
Şimdi daha iyi göremiyorum!
Oysa ne kadar şaşaalıydı dün gece,
Ne kadar çok şey vardı karanlıktan şeçemediğim,
Bakmak için sabaha ertelediğim.
Boşmuş oysa.
Ne kadar ucuz vaadlere kör olmuş gözlerim.
Ne kadar zamansız ve yanlışmış meğer hayat.
Gözlerim boyanmış..
Daha önce hiç görmediğim renklere
Nerede kırmızı?
Ya nerede pembe?
Hani vaad ettiklerinizin rengi?
Gitti mi?
Oda mı terk etti bu şehri?
Gün doğmadan açtın gözlerini bana.
Benimkiler zaten gece boyu sana açıktı.
Hiç göremediğim ve göremiceğim eşyalarla sarılı dört bir yanım.
Bu benim dört duvar arasında ki yanlız yolculuğum.
Hayat boş sevgilim, her şey zamansız ve yanlış.
Ama senin gözlerin boyalı şimdi..
Ne desem anlamazssın.
Kim bilir ne zaman fark edersin pembe çoktan şehri terk etmiş?
------------------------------------------------------------------------------
İNANMAMIŞTIK
Zaman bizleri alıp kendi istediği yere koyana kadar burdaymışız meğer. Istediğin yerde istediklerinle olmak yalanmış...
Ama inanmamıştık bize öğretilenleri.
Kaçımız inanmıştı?
Keşke..
Pamuk şekerden yapsakdık dünyalarımızı..
O zaman daha az acıtırdı başımıza yıkıldığında..Daha tatlı...Daha pembe...belki daha.. Ne bileyim. Herşeyin daha bir ötesinde.
Çocukken kurduklarımız değilmiş dünya, dilediklerimiz, yatağımızda bağdaş kurup; küçük yüreklerimizle Allah Baba'ya seslendiklerimiz değilmiş.
Güçsüz güçlüyü yenemezmişmiş.
Hani kablumbağa varya! Gerçek hayatta tavşanı geçemezmiş.
Zaman bizi nereye götürürse ordayızmışız meğer.
Ne şekerin ne de oyuncak araban kaybolduğu için ağlamazmışsın artık. İşini, arkadaşını, belkide anneni kaybetmişssindir ağlıyorsan.
Ellerin gibi kayıpların da büyürmüş. Bir balon gibi büyürmüş...Büyürmüş... Ama patladığında kimse duymazmış.
Kaçımız inanmıştı beyaz atlı prenslerin varlığına...Burada cadılar... kazanlar var hep.. Birde kazananlar.
Burda güçsüzler çok. 7 tane değil.
Burası Pamuk Şekerden yapılmamış hayal ettiğimiz gibi.
Söylenildiği gibi taştan herşey.
Kaçımız inanmıştı bunlara çocukken?
Lisa Edwards
Son düzenleme: