~Okyanus~
Bayan Üye
Güzel olan kelimeler mi, Yoksa gecenin bir yarısında beni uykumdan eden içimdeki yazma isteği mi henüz bilmiyorum.
Yaşam karmaşık bir olgu. Çözmek imkansız gibi görünüyor. Fakat değil aslında. Bir kuşun gagasındaki dal da gizli kimi zaman,
Kİmi zaman bir ihtiyarın gözünde, ama en çok da bekleyişlerde...
Beklemek... Kelimeleri belki de benim için bu kadar özel yapan da bu. Gözlerini yatırıp ıraklara sevdiğinin yolunu gözlemek.
Bir gün olsun görebilmek için saniyeleri dakikaları saatleri seneleri harmanlamak. Doğacak güneşe inat, hiç doğmayacakmış gibi.
Bir ceylanın ormandaki dansı misali, ne yöne gideceğini bilmeden, avcıdan kaçarcasına hızlı koşmak.. Bütün tehlikeleri bertaraf
etmeye çalışırken yine de beklemek...
Kimi zaman buğulu camların ardında, kimi zaman paslı basamaklarda.. Ama en güzeli sabaha karşı. Martılar henüz uyanmadan,
camdan dışarıya baktığın anlarda.... Duygularına gem vurmadan haykırabildiğin, demir parmaklıkları yırtarcasına bir kudret...
Işığın karanlıkla dansını seyrederek, bazen bir sigara yakmak, yanında mutlaka demli çay ile.
Peşinden koşmayarak güvercinlerin, gözlerinden tek damla yaş gelmeden, özlemenin nasıl bir duygu olduğunu anlayarak
ve daha bir değer vererek tüm sevdiklerine, beklemek...
Hep kaybedince anlarız değerini, gerçek aşkın sevginin... Kaybetmeden anlamak meziyettir aslında. İşte bu yüzdendir bekleyişim,
İsyanlarım yakarışlarım hep bu yüzden.. Umutla beklemek.. Yarının asla gelmeyeceğini düşünerek, kimi zaman çok yakında olduğunu
iliklerine kadar hissederek beklemek.
Denizin mavisini üzerinde, bulutların beyazını kalbinde taşıyarak , alışarak acınası yanlarına ve üstün taraflarına...
Kendini daha bir iyi tanıyarak, görerek kayboluşların ardındaki gizemleri, karışarak toplum yalanlarına, önsezilerine güvenerek çoğu
zaman, bazen ulaşarak gökteki yıldızlara, bazen güneşi tutacak cesareti ellerinde hissederek beklemek...
bütün bunların ötesinde sevdiğin için beklemek..
sevildiğin için beklemek..
özlemenin ne kadar anlamlı olduğunu bildiğin için beklemek..
Seni çok özledim boncugum.. çook çoooooook..
Yaşam karmaşık bir olgu. Çözmek imkansız gibi görünüyor. Fakat değil aslında. Bir kuşun gagasındaki dal da gizli kimi zaman,
Kİmi zaman bir ihtiyarın gözünde, ama en çok da bekleyişlerde...
Beklemek... Kelimeleri belki de benim için bu kadar özel yapan da bu. Gözlerini yatırıp ıraklara sevdiğinin yolunu gözlemek.
Bir gün olsun görebilmek için saniyeleri dakikaları saatleri seneleri harmanlamak. Doğacak güneşe inat, hiç doğmayacakmış gibi.
Bir ceylanın ormandaki dansı misali, ne yöne gideceğini bilmeden, avcıdan kaçarcasına hızlı koşmak.. Bütün tehlikeleri bertaraf
etmeye çalışırken yine de beklemek...
Kimi zaman buğulu camların ardında, kimi zaman paslı basamaklarda.. Ama en güzeli sabaha karşı. Martılar henüz uyanmadan,
camdan dışarıya baktığın anlarda.... Duygularına gem vurmadan haykırabildiğin, demir parmaklıkları yırtarcasına bir kudret...
Işığın karanlıkla dansını seyrederek, bazen bir sigara yakmak, yanında mutlaka demli çay ile.
Peşinden koşmayarak güvercinlerin, gözlerinden tek damla yaş gelmeden, özlemenin nasıl bir duygu olduğunu anlayarak
ve daha bir değer vererek tüm sevdiklerine, beklemek...
Hep kaybedince anlarız değerini, gerçek aşkın sevginin... Kaybetmeden anlamak meziyettir aslında. İşte bu yüzdendir bekleyişim,
İsyanlarım yakarışlarım hep bu yüzden.. Umutla beklemek.. Yarının asla gelmeyeceğini düşünerek, kimi zaman çok yakında olduğunu
iliklerine kadar hissederek beklemek.
Denizin mavisini üzerinde, bulutların beyazını kalbinde taşıyarak , alışarak acınası yanlarına ve üstün taraflarına...
Kendini daha bir iyi tanıyarak, görerek kayboluşların ardındaki gizemleri, karışarak toplum yalanlarına, önsezilerine güvenerek çoğu
zaman, bazen ulaşarak gökteki yıldızlara, bazen güneşi tutacak cesareti ellerinde hissederek beklemek...
bütün bunların ötesinde sevdiğin için beklemek..
sevildiğin için beklemek..
özlemenin ne kadar anlamlı olduğunu bildiğin için beklemek..
Seni çok özledim boncugum.. çook çoooooook..