ADMIRAL
Kayıtlı Üye
![](http://c1211.hizliresim.com/13/s/g6z3t.jpg)
Oyuncumuz Bekir İrtegün, UEFA Avrupa Ligi’ndeki Olimpik Marsilya karşısında attığı golün gerek kendisini, gerekse de takımdaki herkesi çok mutlu ettiğini belirterek, "Çok gol atan bir oyuncu değilim, ama sezon içinde bir ya da iki kez denk geliyor. Kritik goller attığım zaman oluyor. Gol atmak başka bir duygu. Bu başarının sırrı tabi, takım oyunu ve takım arkadaşlarım" dedi.
Fenerbahçe Televizyonu’nda yayınlanan "Günün Röportajı" programına konuk olan Bekir İrtegün, Marsilya’ya karşı attığı röveşata golünden şu anki performansına, saha içinde kendine olan güveninden, Fenerbahçemizin 25 Kasım Pazar günü Gençlerbirliği ile oynayacağı karşılaşmaya kadar birçok konuya değindi.
Taraftarlardan gelen soruları da yanıtlayan Bekir, öncelikle Marsilya karşısında bulduğu golün asistini yapan Oyuncumuz Gökhan Gönülden övgüyle söz ederek, "Gökhan harika asistler yapıyor. Bir bakıma rakiplerin yapacak bir şeyi yok. Zaman zaman başka arkadaşlar da vuruyordu. Golün büyük bir kısmı Gökhan’ın. Önlem alınması zor bir oyuncu. Gökhan iyi bir asist yaptı ve ben de yumuşatarak vurdum" diye konuştu.
"Böyle bir gol atmak çok güzel bir duygu"
Olimpik Marsilya karşısında bulduğu röveşata golünün, o anda karar verilmiş bir pozisyon olduğuna da değinen Bekir, "Çok gol atan bir oyuncu değilim ama senede bir iki kez denk geliyor. Kritik goller denk geliyor. İnşallah devamı olur. Gol atmak başka bir duygu. Şunu söylemek isterim, anlık bir olay. Maçta Gökhan topu çevirdiğinde kararımı vermiştim. Vaslui maçında da denemem oldu ama bu maçta gol attım. 3-4 maçtır performans olarak iyiyim ve golle taçlandırdım kendimden önce ailem için çok istemiştim gol atmayı. Gol atmak çok güzel bir duygu. Ailemle konuştum ve mutlu olduklarını öğrendim. Sevdiğim insanların mutluluğundan mutluluk çıkarırım, güzel bir galibiyette payım oluğu için mutluyum. Herkese bu mutluluğu yaşattığım için mutluyum. Özellikle Moussa Sow, Takımda röveşata anlamında en önemli isim. Gökhan Gönül, Selçuk Şahin ve Volkan da bu anlamda başarılı isimler" ifadelerini kullandı.
"Başarımın sırrı Takım Oyunu ve Takım Arkadaşlarım"
Son haftalardaki başarılı performansı ile büyük beğeni toplayan Bekir İrtegün, bu başarısını; "Sanırım Bursa maçından sonra bir soru geldi: ’Bazen iyisin, bazen de kötüsün’ diye ve benim cevabım da: ’Defans oyuncuları kötü oynadıkları maçta dikkat çekerler, ama bir forvet oyuncuları o günü kurtarır. Defansın iyi gözükmesinin sebebinde takımın rolü önemlidir. Takım arkadaşlarımla üst seviyedeyiz ve ben de ayak uyduruyorum. Bu anlamda performansımdaki artış bireysel kaynaklı değil. Benim yanımdaki arkadaşlarım da iyi oynarsa ben de iyi oynarım. Takım oyunu ve takım arkadaşların performansı’ olmuştu. Yine aynı şeyleri söylemek en doğrusu olacaktır" şeklinde açıkladı.
"Futbol doğası gereği eleştiriye açıktır"
Futbolun doğası gereği eleştiriye açık bir iş olduğunu, ancak zaman zaman bu eleştirinin dozajının kaçtığını da belirten başarılı oyuncu, "Ben yapı gereği duygusalım ama inatçıyımdır da. Olumsuz şeylerle birlikte, onları olumlu tarafa çevirmek için uğraşırım. Metanetli bir insanım. Genç bir oyuncu değilim ve yaşadıklarımız var. Görsel bir iş yapmaktayız. Eleştiriye açık bir iş yapıyoruz. Eleştirilerle sıkıntı yok ama sınırı var. Bu sınır aşılınca sıkıntı oluyor. Türkiye’de bu var. Kendi maçımızda, en basitiyle Eskişehirspor maçında Fırat Aydınus hocaya yapılanlar. Evet, kötü bir maç yönetti ama… Eleştiri olacaktır tabi. Aşırı sıkıntılarım olmadı ama kötü oynadığım maçlardan sonra da öz eleştiriyi yapan biriyim" açıklamasında bulundu.
"Eleştirilere, Fenerbahçelilik duruşuyla cevap veriyoruz"
Gerek Fenerbahçe’ye, gerekse de takım içindeki oyunculara yönelik yapılan eleştirilere verilecek en güzel cevabın, Fenerbahçelilik duruşuyla olacağını söyleyen İrtegün, "Yaşadığımız süreç çok konuşulan ve konuşulacak olan bir konu. Unutulmaması gereken bir konu. Biz çok doluyuz.Geçen sezonu her şeye rağmen iyi bitirdik. Belki bu sezona biraz da kötü başladık. Ancak Fenerbahçe takımı biraz kötü gittiğinde hemen aşağıya çekiliyor ve sınırı aşılıyor. Eleştiri olmalı ama sınırı da olmalı. Bizim de saha içinde isyan etmemiz gerekirdi. İstekli ve arzulu bir oyunla bunu yaptık. Takım halinde skorlarla ve Fenerbahçelilik duruşuyla en güzel cevabı vermeye devam edeceğim diyorum" dedi.
"Saha içindeki dayanışmamız arttı"
Takımımızın saha içindeki dayanışmasının arttığına ve bunun skora yansıdığını da dile getiren Bekir İrtegün, "Skor olarak bu ritmi yakalar mıydık bilmiyorum ama skor anlamında sıkıntılar yaşadık. Kendi içimizde de sıkıntılarımız vardı. Maçlara gerektiği kadar motive olmadan çıktık. Örnek; Spartak Moskova maçı ve hepimizi fazlasıyla üzen bir maçtı. Türkiye Ligine bakıldığında varolan oyun şablonunu oynamak zor. Biz pas yapan bir takımız ve pas yavaşladığında futbol keyif vermiyor. Ama diğer takımlara bakıldığında bizim gibi coşkulu oynamıyordu. Kötü oyunları gözükmüyordu. Biz golün sıkıntısını çektiğimiz için kötü oyun olarak değerlendiriliyordu. Bir takımda çok sayıda sakat oyuncuların olması sıkıntı yaratır. Belki 2-3 sakat etkilemez ama daha fazlası sıkıntıdır. Antalya maçından sonra farklı şeyler konuştuk. Herkesin kendini eleştirdiği ve bazı şeylerin değiştiği bir maç oldu. Eskişehirspor maçı da takım halinde iyi oldu. Bunların hepsi, bizi yukarı çeken nedenler. Eskişehirspor maçında karşılaşmanın o şekilde bitmesi, tüm bu yaşananların olması bizi takım halinde savunma yapmamızı gösterdi. Saha içindeki dayanışmamız arttı" ifadelerini kullandı.
"Sorumluluk almayı seven bir oyuncuyum"
Saha içinde sorumluluk almayı seven bir oyuncu olduğuna da değinen Bekir İrtegün, "Pozisyonla ilgili olarak konuşmak gerekirse sezgisel bir şey. Bir hamle yapacaksanız, önceden görmeniz ya da hissetmeniz önemlidir. Zaman zaman saha içinde hamle yaptığında rakip ansızın bir şekilde sizden kurtulabilir. Bunu önlemeni gerek ve bu sezgisel bir şey. Ancak riskli bir özellik. Benim bazı maçlarımda vardır, takımda pas yapılacakken, top bende ise sorumluluk almayı seviyorum. Riski olsa da, hata yapsam da sorumluluk almayı severim. Daum döneminde az süre alıyordum. Devre arasında bunu söyledim. Takım şampiyon olduğunda ben uzaktan keyif alacaktım. Saha içerisinde de zaman zaman risk alıyorum. Belki fazla özgüvenden hata yapıyorum. Defans oyuncuları ne kadar iyi oynarsa oynasın, hata yaparsa akıllarda o kalır" açıklamasında bulundu.
"Benim için önemli olan defansif anlamdaki katkı"
Oynadığı her karşılaşma sonrası, müsabakaların tekrarlarını izleyerek eksik ya da hatalı yerlerini eleştirdiğini söyleyen Bekir, "Maçlardan sonra hep özetleri izlerim. Benim için takımıma defansif anlamda yaptığım katkı çok daha önemli. Gol atmak çok güzel bir duygu. İnşallah diğer defans oyuncuları da bu şekilde gol atar. Ama biz defans olarak amacımız takımdaki savunmayı sağlamak. Esas amaç takımımıza yaptığımız katkıdır. Bir de şunu söylemeliyim: İbrahimoviç’in attığı gol ile benim golüm kıyaslanamaz. Benim gördüğüm en güzel gollerden bir tanesi İbrahimoviç’in golü idi. Yüksekliği, kaleye olan uzaklığı harika bir goldü" dedi.
"Mücadele etmek çok önemli"
Marsilya maçının ardından Hollandalı oyuncumuz Dirk Kuyt’ın yaptığı açıklamalara da değinen İrtegün, "Maçtan sonra otobüse giderken, basın mensupları söyledi. Duygulandım da. Kuyt’ın söylediği şey beni yansıtan bir açıklama. Ben kötü oynayabilirim ama mücadele etmemek daha da kötü. Kendime olan saygım ve aldığım paranın helal olmadığı kısmı, sahada mücadele etmediğim zaman kötü olur. Belki çok yetenekli oyuncular değiliz Alex kadar, işte o zaman yüreğinizi koymalısınız ve Kuyt’ın bunu fark edip söylemesi beni mutlu etti" şeklinde açıkladı.
"Büyük takımın hedefleri ve sorumlulukları da büyüktür"
Büyük takımda oynamanın getirdiği büyük sorumluluklar ve büyük hedefler olduğunu belirten Bekir İrtegün, "Özgüven en önemli şeylerden bir tanesi. Hayat içinde sahip olmanız gereken en önemli şeylerden. Büyük takımda oynamak yetenekle ilgili değildir. Mental gücün de olması demek. Kitlesi de, hedefleri de büyük bir kulüpteyim. Kötü gidince tepkiler de büyük oluyor. Bunları kaldırmak da futbolun karakteri ile ilgili. Stad ta da tepki görünce oyun içinde düşebilirsiniz. Ama bu nasıl düzelir. Adam geçersiniz pas yaparsanız bu özgüveni oyun içinde yakalarsınız. En önemlisi bu dönemde çalışmak ve hatalardan ders çıkarmak. Bir sonraki maçta skor anlamında cevap alırsanız, özgüven yerine gelir" şeklinde ifade etti.
"Futboldan kopmayı düşünmüyorum"
İlerleyen dönemlerde de futbolun içinde yer alacağını dile getiren başarılı oyuncu, "Gelecek ile alakalı, yapabileceğimi düşündüğüm hayaller var. Üniversiteyi 2006 yılında bitirdim ve yüksek lisans yaptım, doktora hayalim var ve inşallah yaparım. İlerleyen dönemde de futbolun içinde kalmayı düşünüyorum. Kimi futbolcu istemez ama şu an ki Bekir olarak böyle bir hayalim var. Harekete geçmeniz gerek. Ben de gözlem yaparak bununla ilgili çalışıyorum. Bu konuda kafa yoruyorum. Dünya futbolunu da takip ediyorum. Bunlar önemli şeyler. Önümde daha zaman var. Kendime yatırım yapmaya çalışıyorum" açıklamasını yaptı.
"Üst üste maçlar oynadık"
Mental yorgunluktan ziyade üst üste maç oynamanın fiziksel anlamda yorgunluk yaratabileceğine de dikkat çeken İrtegün, "Öncelikle ben sahada panik olduğumuzu düşünmüyorum. Bu futbolcu yapısıyla ilgili. Eskişehirspor gibi tempolu takıma karşı, 10 kişi oynayan bir takımız. Öncelikle şunu söylemeliyim. Milli maç vardı ve ardından Eskişehirspor maçı ve ardından Marsilya maçı. Fiziksel olarak insanlara bir şey gelmeyebilir ama gerçek anlamda insanı etkiliyor. Biraz daha baskı anlamında pozisyon üretirsek daha da iyi olacaktır" diye konuştu.
"Emeğimizin karşılığını aldık"
Marsilya maçının ardından Takım içinde yapılan kutlamaya ilişkin de bir açıklama yapan Bekir İrtegün, "Eğlenme hakkı bizde de var. Bunlar güzel şeyler ve Takımın hakkettiğini düşünüyorum. Bazen maçlara stresli çıkıyoruz. Motivasyon, beyni yoruyor. Emeğin karşılığını alında insan mutlu oluyor" ifadelerine yer verdi.
"Erken yaşta kaptan olmak olgunlaştırdı"
Gaziantepspor forması giydiği dönemde erken yaşta kaptanlık pazı bandını taktığını ve bunun kendisine olgunluk kazandırdığını açıklayan Bekir, "21-22 yaşındaydım. Çok şey kattı. Şu anlamda: Gaziantepspor o dönemde zor şartlar altında idi. O dönemde karakterli arkadaşlarımız vardı. Yükün altından kalkmaya çalışırken beni olgunlaştırdı" diye konuştu.
"Önemli bir Gençlerbirliği maçımız var"
Sözlerine Spor Toto Süper Lig’in 13.haftasında Gençlerbirliği ile oynayacağımız karşılaşmaya yönelik açıklama yaparak son veren başarılı oyuncu, "Bu sene ve geçen seneye bakıldığında Türkiye Ligi’nde insanlar şunu istiyor; bu takım kazansın ve bu makas dardı. Bugün ise Ligimize bakıldığında, puan durumuna bakıldığında zorlu bir ligdeyiz. Yabancı oyuncular da gelince; ya kültüre alışamıyorlar ya da Türkiye Ligi’ni kolay görüyorlar. Türkiye Ligi zor bir lig. Anadolu takımları ile bazı takımlar arasında camia farkı vardır ama sahada çok fark olduğunu düşünmüyorum. Mücadele etmeyen takımın kazanacağını düşünmüyorum. Bizim takım mücadele ediyor. Başarı da başarısızlıklar da var. Başarıyı da hazmetmenin önemli bir özellikle olduğunu düşünüyorum. Sevinci yaşamak futbolcunun tamamen hakkıdır. Ama futbol güncel bir oyun ve yeni maçlar oluyor. Marsilya ’da güzel bir an yaşadık. Fenerbahçe armasını en iyi şekilde temsil ettik. Sevincimizi bugün de yaşayacağız. Ama önümüzdeki Gençlerbirliği maçı bizim için önemli. Mental anlamda mutluyuz. Fizik anlamında yıprandığımızı düşünüyorum. Taraftarımızdan bizi desteklemesini her zaman olduğu gibi yine istiyorum. Gençlerbirliği iyi ve başarılı bir ekip. Kendi sahamızda puan kaybı yaşamak istemiyoruz. Hata yapmak istemiyoruz. Taraftarımızdan çok şey bekliyoruz, iyi bir takımla oynayacağız. Saygı duyduğumuz bir ekip. İlk yarıyı güzel bir noktada bitireceğiz" şeklinde konuştu.