"Hayırhah Evren" metafiziğinin tersi, "Bedhah Evren" metafiziğidir. Bu metafizik, insanın tabiatı itibariyle çaresiz ve güçsüz olduğunu; insanın başarı göstermesinin, mutlu olmasının ve amaçlarına ulaşmasının imkansız olduğunu; olağanüstülüklerin, felaketlerin ve afetlerin hayatının normal tarzı olduğunu, temel gayesinin bunlarla savaşmak olduğunu kabul eder.
Bu metafiziğin yanlışlığının en basit delili olarak, (yani, felaketlerin bir istisna olduğunun küçük bir delili olarak) sigorta şirketlerinin yaptığı muazzam servetler gösterilebilir.
"Bedhah Evren" metafiziği, bir boşluğun yerine geçer: temel felsefi meselelerde yanlış fikirlere sahip olmak, hayırhah evren metafiziğinin köklerini keserek onu tahrip eder ve ortaya çıkan boşluk, bedhah evren metafiziğince doldurulur. Mesela; içinde yaşadığımız bu dünyanın, tam, nihai, mutlak realite olduğu görüşünden en küçük bir sapma: insanın dünyayla alışverişte olma gücüne olan güvenini sarsacak ve bedhah evren prensibine yol açacaktır. Keza; epistemolojide, aklın realiteyi kavramakta tek yol olduğu prensibinden en küçük bir sapma: insanı, akli kapasitesini tam kullanma imkanından (yani, yaşamak için gerekli değerleri elde etmek için gerekli en önemli aletinden) yoksun bırakacak; yenilgi ve trajedi kaçınılmaz olacaktır. Aynı şey, ahlak için de geçerlidir. Eğer insanlar, yaşamakla çelişen değerlere sahip olurlarsa; yaşadıkları sürece o değerleri elde edemeyecekler; kötülüğün güçlü olduğuna ve kendilerinin, sefalete, cefa ve başarısızlığa mahkum olduğu inancına varacaklardır. İnsanlarda bedhah evren inancını doğuran en önemli şey, irrasyonel bir ahlaka sahip olmaktır.
Schopenhauer'in şu sözleri, bedhah evren metafiziğine tipik bir örnektir: "Kim ne derse desin, mutlu insanın en mutlu anı, uykuya daldığı andır ve mutsuz bir insanın en mutsuz anı, uykudan uyandığı andır. İnsan hayatı, bir tür hata olmalı."
Elbette burada "bir tür hata" vardır; fakat, bu hata, "insan hayatı" değildir. Hata, insanı hurdaya çeviren (onu yaşayamaz hale getiren) felsefelerindir. Hata, Schopenhauer'inkiler gibi fikirleri barındıran felsefelerindir.
ALINTIDIR !
Bu metafiziğin yanlışlığının en basit delili olarak, (yani, felaketlerin bir istisna olduğunun küçük bir delili olarak) sigorta şirketlerinin yaptığı muazzam servetler gösterilebilir.
"Bedhah Evren" metafiziği, bir boşluğun yerine geçer: temel felsefi meselelerde yanlış fikirlere sahip olmak, hayırhah evren metafiziğinin köklerini keserek onu tahrip eder ve ortaya çıkan boşluk, bedhah evren metafiziğince doldurulur. Mesela; içinde yaşadığımız bu dünyanın, tam, nihai, mutlak realite olduğu görüşünden en küçük bir sapma: insanın dünyayla alışverişte olma gücüne olan güvenini sarsacak ve bedhah evren prensibine yol açacaktır. Keza; epistemolojide, aklın realiteyi kavramakta tek yol olduğu prensibinden en küçük bir sapma: insanı, akli kapasitesini tam kullanma imkanından (yani, yaşamak için gerekli değerleri elde etmek için gerekli en önemli aletinden) yoksun bırakacak; yenilgi ve trajedi kaçınılmaz olacaktır. Aynı şey, ahlak için de geçerlidir. Eğer insanlar, yaşamakla çelişen değerlere sahip olurlarsa; yaşadıkları sürece o değerleri elde edemeyecekler; kötülüğün güçlü olduğuna ve kendilerinin, sefalete, cefa ve başarısızlığa mahkum olduğu inancına varacaklardır. İnsanlarda bedhah evren inancını doğuran en önemli şey, irrasyonel bir ahlaka sahip olmaktır.
Schopenhauer'in şu sözleri, bedhah evren metafiziğine tipik bir örnektir: "Kim ne derse desin, mutlu insanın en mutlu anı, uykuya daldığı andır ve mutsuz bir insanın en mutsuz anı, uykudan uyandığı andır. İnsan hayatı, bir tür hata olmalı."
Elbette burada "bir tür hata" vardır; fakat, bu hata, "insan hayatı" değildir. Hata, insanı hurdaya çeviren (onu yaşayamaz hale getiren) felsefelerindir. Hata, Schopenhauer'inkiler gibi fikirleri barındıran felsefelerindir.
ALINTIDIR !