' Kontes..
Bayan Üye
Bebeklerin ahlakı var mıdır?-Özdemir İnce
Bebeklerin ahlakı var mıdır?
3 MAYIS 2010 tarihli The New York Times Magazine’de bebekler üzerinde yapılmış bir araştırmayla ilgili bir yazı yayımlandı.
Yazıyı Yale Üniversitesi psikoloji profesörü Paul Bloom kaleme almış, bebeklerin bilişsel yetilerinin araştırıldığı merkezde yapılan deneyleri ve sonuçlarını anlatıyor. Yazı şu cümleyle başlıyor: “Geçenlerde araştırmacılar 1 yaşındaki bir erkek bebeğin kendi eliyle adaleti yerine getirişine tanık oldular.”
YARAMAZA TOKAT
Efendim, hikâye şu. Bebeklerin iyiyi kötüden ayırıp ayıramadığını ölçmek için şöyle bir deney yapıyorlar. 5-6 aylık bebeklere bir video seyrettiriyorlar. O videoda üç cisim kullanılıyor, biri mavi bir küp, biri kırmızı bir top, biri de sarı bir üçgen. Üçünün de üzerine insan yüzü çizilmiş. Güya bunlar birer insan. Kırmızı top bir yokuşa tırmanmaya çalışıyor, bir türlü tepeye ulaşamıyor. Bunun üzerine sarı üçgen gelip onu arkasından yokuş yukarı itiyor ve top yokuşun tepesine tırmanmayı başarıyor ama tepedeki mavi küp kırmızı topu itip aşağıya düşürüyor. Araştırmacılar bebeğe bunu birkaç kez seyrettirdikten sonra mavi küp ile sarı üçgeni bir tepsinin üzerine koyup bebeğe uzatıyorlar ve bütün bebekler, istisnasız hepsi muzır mavi küpü değil, yardımsever sarı üçgeni seçiyor.
Yukarıda sözünü ettiğim adalet duygusu güçlü bebeğin hikâyesi daha da hoş. Ona bir kukla gösterisi seyrettiriliyor. Üç kukla var, ortadaki kukla sağında oturan kuklaya bir top yuvarlıyor, o kukla da topu geri gönderiyor. Ortadaki kukla bu kez topu solundaki kuklaya yuvarlıyor, soldaki kukla topu geri yuvarlamıyor, alıp kaçıyor. Araştırmacılar daha sonra sağdaki cici kuklayla soldaki muzır kuklayı getirip bebeğin önüne koyuyorlar ve kuklaların önüne şeker yığıyorlar. Bebeği de o şekerlerden almaya çağırıyorlar. Bebek yaramaz kuklanın önündeki şekerlerden alıyor ve bununla da yetinmeyip uzanarak kuklaya bir tokat atıyor. Böylece hak yerini buluyor.
DOĞUŞTAN ADALETLİ
Freud’dan Piaget’ye kadar bebeklerin ahlakının olmadığını söyleyen pek çok psikoloğun yanıldığı anlaşılıyor. Bu deneyler ilkel düzeyde de olsa bebeklerde iyiyle kötü fikrinin, adalet duygusunun doğuştan var olduğunu açıkça gösteriyor. Evrimle kazanılmış bir bilgi olduğunu. Bugüne kadar bunları çocukların ana-babalarından ve toplumdan öğrendikleri düşünülürdü. Daha doğrusu bebeklerin zihinlerinin doğdukları anda boş levha (tabula rasa) olduğu ve yıllar içinde bu boş levhanın gelenek ve görenekler, ahlak ve dinlerin ilkeleri tarafından doldurulduğu kabul edilirdi.
Dahası, Ali Bulaç’ın (Zaman, 07.07.10) aktardığı hadis gibi: “Her çocuk İslam fıtratı üzerine doğar. Sonra ebeveyni onu Yahudileştirir, Hıristiyanlaştırır ve Mecusileştirir” (Buhari, Cenaiz, 92). Demek ki çocuklar dinsiz doğmazlarmış, Müslüman doğarlarmış. Gel de inanma(!) Sonra Ali Bulaç ekliyor: “Özetle, iyi dediğimiz ‘insani veya evrensel değerler’ eğer gerçekten ‘iyi’ iseler, İslam’a aittirler.” Demek ki Müslümanlar iyi, ötekiler kötü!
İşe bak. Şimdi desem ki çocuklar iyi ve kötü gibi değerleri ananın dölyatağında edinirler. Genlerden geçer, DNA’larında vardır. Bunun için de Kuran’a bir ayet bulurlar!
İnsanı sıkboğaz etmeyin, bırakın yeni ve özgür bir dünyayı mümkün kılsınlar!
Bebeklerin ahlakı var mıdır?
3 MAYIS 2010 tarihli The New York Times Magazine’de bebekler üzerinde yapılmış bir araştırmayla ilgili bir yazı yayımlandı.
Yazıyı Yale Üniversitesi psikoloji profesörü Paul Bloom kaleme almış, bebeklerin bilişsel yetilerinin araştırıldığı merkezde yapılan deneyleri ve sonuçlarını anlatıyor. Yazı şu cümleyle başlıyor: “Geçenlerde araştırmacılar 1 yaşındaki bir erkek bebeğin kendi eliyle adaleti yerine getirişine tanık oldular.”
YARAMAZA TOKAT
Efendim, hikâye şu. Bebeklerin iyiyi kötüden ayırıp ayıramadığını ölçmek için şöyle bir deney yapıyorlar. 5-6 aylık bebeklere bir video seyrettiriyorlar. O videoda üç cisim kullanılıyor, biri mavi bir küp, biri kırmızı bir top, biri de sarı bir üçgen. Üçünün de üzerine insan yüzü çizilmiş. Güya bunlar birer insan. Kırmızı top bir yokuşa tırmanmaya çalışıyor, bir türlü tepeye ulaşamıyor. Bunun üzerine sarı üçgen gelip onu arkasından yokuş yukarı itiyor ve top yokuşun tepesine tırmanmayı başarıyor ama tepedeki mavi küp kırmızı topu itip aşağıya düşürüyor. Araştırmacılar bebeğe bunu birkaç kez seyrettirdikten sonra mavi küp ile sarı üçgeni bir tepsinin üzerine koyup bebeğe uzatıyorlar ve bütün bebekler, istisnasız hepsi muzır mavi küpü değil, yardımsever sarı üçgeni seçiyor.
Yukarıda sözünü ettiğim adalet duygusu güçlü bebeğin hikâyesi daha da hoş. Ona bir kukla gösterisi seyrettiriliyor. Üç kukla var, ortadaki kukla sağında oturan kuklaya bir top yuvarlıyor, o kukla da topu geri gönderiyor. Ortadaki kukla bu kez topu solundaki kuklaya yuvarlıyor, soldaki kukla topu geri yuvarlamıyor, alıp kaçıyor. Araştırmacılar daha sonra sağdaki cici kuklayla soldaki muzır kuklayı getirip bebeğin önüne koyuyorlar ve kuklaların önüne şeker yığıyorlar. Bebeği de o şekerlerden almaya çağırıyorlar. Bebek yaramaz kuklanın önündeki şekerlerden alıyor ve bununla da yetinmeyip uzanarak kuklaya bir tokat atıyor. Böylece hak yerini buluyor.
DOĞUŞTAN ADALETLİ
Freud’dan Piaget’ye kadar bebeklerin ahlakının olmadığını söyleyen pek çok psikoloğun yanıldığı anlaşılıyor. Bu deneyler ilkel düzeyde de olsa bebeklerde iyiyle kötü fikrinin, adalet duygusunun doğuştan var olduğunu açıkça gösteriyor. Evrimle kazanılmış bir bilgi olduğunu. Bugüne kadar bunları çocukların ana-babalarından ve toplumdan öğrendikleri düşünülürdü. Daha doğrusu bebeklerin zihinlerinin doğdukları anda boş levha (tabula rasa) olduğu ve yıllar içinde bu boş levhanın gelenek ve görenekler, ahlak ve dinlerin ilkeleri tarafından doldurulduğu kabul edilirdi.
Dahası, Ali Bulaç’ın (Zaman, 07.07.10) aktardığı hadis gibi: “Her çocuk İslam fıtratı üzerine doğar. Sonra ebeveyni onu Yahudileştirir, Hıristiyanlaştırır ve Mecusileştirir” (Buhari, Cenaiz, 92). Demek ki çocuklar dinsiz doğmazlarmış, Müslüman doğarlarmış. Gel de inanma(!) Sonra Ali Bulaç ekliyor: “Özetle, iyi dediğimiz ‘insani veya evrensel değerler’ eğer gerçekten ‘iyi’ iseler, İslam’a aittirler.” Demek ki Müslümanlar iyi, ötekiler kötü!
İşe bak. Şimdi desem ki çocuklar iyi ve kötü gibi değerleri ananın dölyatağında edinirler. Genlerden geçer, DNA’larında vardır. Bunun için de Kuran’a bir ayet bulurlar!
İnsanı sıkboğaz etmeyin, bırakın yeni ve özgür bir dünyayı mümkün kılsınlar!