pR$ ' DmReex ´
Bayan Üye

/Kendimi ömürden soyunup
Cehennem yangını soğukta kalmışım
Donarak
Yana yana…
Kana kana aşka
Sana kanmışım…
El aman
Zelilim yâr…/
Neşeden değil yüzümdeki anlık tebessüm
Kalbime gelip yerleşen acının
Gözlerime vuran izdüşümü sadece
Cereyana tutuldum sevdanın kapı eşiğinde
İnce bir hastayım beni bağışla
Dokunsan soluklaşacak bakışlarım
Konuşsan yok olup gideceğim…
Galiba yüreğimden üşüttüm…
Biliyorum
Annem yine çok kızacak…
Yaslayacağım omzunu vermeyecek başıma
Dilinde sitem dolusu azar
Azar azar dökülecek sağırlığıma…
Ölümcül marazilerin koynunda
Bu kaçıncı can çekişim
Bilecek…
Ben duyumsamaz aldırışımla
İçimi kanatarak kazıyacağım ‘haklılığını’
Annem bunu bilmeyecek…
Ve ben yine unutacağım
Kara bir sevdanın ayrılık krizinde
Gerçeğin işime gelmezliğiyle…
Çığlık çığlığa bölüyor boğazım gecenin sessizliğini
Ferahlatan yanıyla, ellerini hissediyorum annemin
Ah garibem!
Yine dayanamamış gönül koymaya
Acırken canı; ben sızlıyorum…
Bir anne şefkatinin güven aralığında
Gözlerim, kapaklarını yeni bir çığlığa kadar kâbuslara yumuyor…
‘Sevda bahçelerinin olgunlaşmış darağaçlarından
Filizleri hükümlü salkım salkım ölümler topluyorum ömrüme…
Ölüp ölüp dirilmelerin ardından
Yeniden asıyorlar beni âmâ cellâtlar
Kimi astıklarını bilmeden
Lal kesiliyorum, sesim yetişemiyor vicdanlarına…
Kan pıhtısı adın dökülüyor dudaklarımdan…
Sen gidiyorsun
Ve ben ölerek susuyorum
Uyanıyorum sonra kan ve ter içinde…
Yanı başımda annem,
Yine beni ağlıyor…
Pencerenin pervazına konan bir martı
Gülümsüyor yüzüme
Billahi yalan değil gördüğüm…
‘Anne’ diyorum soluk soluğa
‘Ağlama gülümserken bir martı kuşu’
Düşüyor yastığımın sağ ucuna başım
Hatıralar dolusu hayat
Kare kare geçerken gözlerimin önünden
Tırnak aralarımdan çekiliyor sanki canım
Yaşadıklarım, vuslatlar ve ayrılıklar…
Annemin gözünde biteviye akan gözyaşı
Babamın telaşında suskun metanet…
Sonsuz karanlık iniyor gözlerime…
Sanırım sona geldim
‘Yasin’ diyor babam…
Ve ben Bİ-Tİ-YO-RUM…
/hadi şimdi Leyla çiçekleriyle uğurla beni
aşkın başı sağ olsun,
Ayrılıktan öldü körpe bir mecnun daha…/
ARİF ONUR SOLAK