Balıkların Yüksek Verimli Yüzme Teknikleri

meridyen2

Kayıtlı Üye
Balıkların Yüksek Verimli Yüzme Teknikleri


Hemen hemen tüm makineler sabit bir eksen etrafında, sabit bir dönme hızında hareket eden ve şaft denen parçalar aracılığı ile güç üretirler. Hayvanlar da güç üretirler, ancak onların çalışma sistemi makinelerden çok farklıdır. Onlar, makinelerden çok daha mükemmel bir tasarıma sahip olan ve ileri-geri hareket eden manivelaya benzeyen motorlar sayesinde enerji elde ederler. Canlıların motorları, büzülüp esneme özelliğine sahip olan kaslarıdır.

Bu motorların bir örneğine su canlılarında rastlamak mümkündür. Sualtı canlılarındaki her bir manivela birbirine öyle bir biçimde bağlanmıştır ki, hareket tek bir düzlemde gerçekleşir. Bu hareketi balıkların sudaki yüzüşünü düşünerek gözünüzde canlandırabilirsiniz. Balığın omurgası, yerde kıvrılıp giden bir yılan gibi devamlı olarak sağa sola kıvrılır.

Bir balığın yüzebilmesi için kuyruğunu sallaması yeterlidir. Normal şartlar altında kuyruk bir yöne büküldüğünde, balığın ön tarafının, arka tarafın tam tersi yönde ve aynı şiddette savrulması gereklidir. Ancak böyle olmaz. Çünkü balıkların vücutlarının ön tarafı bu etkiyi ortadan kaldıracak biçimde yaratılmıştır. Aynı zamanda su, hareket esnasında baş tarafa dikey bir kuvvetle etki eder. Tüm bunlar baş kısmın su içindeki salınımının, kuyruk kısmındakinden daha küçük olmasına neden olur. İki taraf arasındaki bu farklılık balığın su içindeki hareketini sağlar.

Balığın ileri doğru hareket hızı, yüzgecin balığın omurgasından geçen eksenin sağına ve soluna gidiş geliş hızı ile doğrudan bağlantılıdır. Yüzgeç eksene yaklaştığında hız artar, uzaklaştığında da azalır.

Maksimum Verimli Bir Sistem

Acaba bu sistem ne kadar verimlidir?

Cambridge Üniversitesinden Prof. Richard Bainbridge ve arkadaşları bir sualtı kamerasıyla yaptıkları gözlemlerle bu soruya yanıt aramışlardır.

Gözlemler, sualtında sakin duran bir balığın korkutulduğunda inanılmaz bir hızla harekete geçebildiğini ortaya koymuştur:

Küçük bir tatlı su balığı, durağan haldeyken 1 saniyede 10 vücut boyu kadar ileri fırlayabilir. 20 cm. boyundaki bir balığın ulaşabildiği hız ise saatte 8 km. kadardır. Balık büyüdükçe hızı da artar. Prof. Bainbridge, 32 cm. boyundaki bir balığın uzunca bir süre saatte 13 km. hızla hareket ettiğini görmüştür. Bu hız balığın kuyruk sallama sıklığı ile doğru orantılıdır. Bir balık kısa sürede ne kadar çok kuyruk sallarsa hızı da o kadar artar.

Balıklar, yüzerken oldukça yüksek bir enerji harcarlar. Ancak ani hızlanmanın balıklar için hayati bir anlamı vardır; çünkü hem avlanmak hem de avcılardan kaçabilmek için bu ani atağa ihtiyaçları vardır.

Bazı küçük balıklar, durma noktasından maksimum hızlarına saniyenin 20'de biri kadar kısa bir sürede çıkabilirler. Bu sırada ürettikleri itme kuvveti kendi ağırlıklarının 4 katı kadar olmaktadır.

Bu verilerin ne anlam ifade ettiğini tam olarak anlamak için şöyle bir karşılaştırma yapalım: Spor arabalar sıfır kilometreden 100 kilometreye, 4 ila 6 saniye arasında çıkarlar. Maksimum hızlarına ulaşabilmeleri için daha da fazla zamana ihtiyaçları vardır. Oysa balıklar için bahsettiğimiz süre, tekrar hatırlatmak gerekirse, saniyenin 20'de biridir.

Bütün bunların yanısıra gözardı edilmemesi gereken çok önemli bir nokta vardır. Balıklar bu üstün performanslarını suyun içinde, hatta bazen akıntıya karşı göstermektedirler. Suyun direncinin havadan daha fazla olduğu düşünüldüğünde, balığın küçümsenmeyecek bir performansa sahip olduğu rahatlıkla anlaşılacaktır.

Bu konudaki en güzel örnek hiç kuşkusuz ki somon balıklarıdır.

Açık denizlere açılan somon balıkları, ancak doğdukları nehre varabildikleri takdirde nesillerini devam ettirebilirler. Çünkü burada yumurtalarını bırakmaları gerekmektedir. Bu nedenle somonların yumurtlama yerlerine varabilmeleri için, devamlı olarak nehir yukarı yani akıntıya karşı yüzmeleri gereklidir. Bu arada karşılarına çıkan şelale gibi engelleri de aşmalıdırlar.

Bir somon balığı bulunduğu yerden 4 m. ileriye, su seviyesinden 2 m. yukarı sıçrayarak ulaşabilir. Böyle bir atlayış sırasında somonların sudan çıkış hızları saatte 24 km.'yi bulur. Bu atlayışın sonundaki düşme pek çok canlı için ölüm demektir. Somon balıkları da eğer bu atlayışları yapabilecekleri bir kas ve iskelet yapısına sahip olmasalardı elbette yaşamaları mümkün olmazdı.

Burada, daha önce de dikkat çektiğimiz bir noktayı hatırlatmakta fayda vardır: Kuşkusuz somonlar, küçük bir su birikintisinde yaşamlarını devam ettiren canlılar da olabilirlerdi. Yaşamak ve üremek için pek fazla bir şeye ihtiyaç duymayabilirlerdi. Basit bir sindirim, solunum ve üreme mekanizmasıyla yaşayabilirlerdi. Ancak bu canlılar, müthiş bir ilhamla sadece üreyebilmek için normal şartlarda bir balık için neredeyse imkansız olan bir işe girişirler. Akıntıya ters yüzer, şelaleleri aşar ve terk ettikleri akarsu yatağına ulaşırlar. Çünkü böyle yaratılmışlardır. Böylesine kapsamlı bir yaşam biçimini var eden yüce Allah'tır. Bu yaratılışa şahit olup, Rabbimizin gücünü ve kudretini tanıyan insanlar yalnızca Allah'ın rızasını ve cennetini kazanmak için çalışırlar. Bu gerçeği fark edemeyenler ise, canlılardaki bu gibi mükemmel yaratılış özelliklerine başka açıklamalar getirebilmek için tüm yaşamlarını harcayacak, ahirette ise inkar etmenin zorlu karşılığını alacaklardır.

“Ben gerçekten, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah ' a tevekkül ettim. O ' nun, alnından yakalayıp-denetlemediği hiçbir canlı yoktur. Muhakkak benim Rabbim, dosdoğru bir yol üzerinedir (dosdoğru yolda olanı korumaktadır).” (Hud Suresi, 56)
(makale harun yahya)
 
takipçi satın al
Uwell Elektronik Sigara
instagram takipçi hilesi
takipçi satın al
tiktok takipçi hilesi
Geri
Üst