Bahçeli: Utanç verici diyaloglar

Mastor

Kayıtlı Üye
PKK-MİT görüşmesiyle ilgili konuşan MHP lideri Bahçeli, ''PKK'yla yapılan müzakerelerin iki boyutu var. Birincisi, terör örgütüyle kurulan yoğun temas ve görüşme trafiğidir. İkincisi de konuşmaların muhteviyatı ve beraberindeki utanç verici diyaloglardır.''

devlet-bahceli.jpg


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Kızılcahamam Patalya Otel'de parti kurmayları ve milletvekilleri ile yaptığı 3 günlük toplantıların son gününde, basın toplantısı düzenledi.

Toplantıda son gelişmelerin aldığı boyut ve Türkiye'nin temel sorunlarının detaylı bir şekilde ele alındığını belirten Bahçeli, 12 Haziran'daki genel seçimden bu tarafa geçen 97 günlük sürede Türkiye'nin muhatap kaldığı sosyal, siyasal, ekonomik ve bölücü terör merkezli sorunların masaya yatırıldığını belirtti.

Bahçeli, toplantılarda partinin TBMM'nin açılmasıyla izleyeceği stratejisinin ana hatlarının ortaya konulduğunu kaydetti.

'Başbakan Erdoğan'ın Batı'nın stratejik planları gereğince kullanılan bir figür haline gelmesi, bunun karşılığında ise kendisine Ortadoğu'da hareket alanı açılması büyük bir talihsizlik ve sebep olacağı sonuçları itibarıyla tükenişin ayak sesleridir'' diyen Bahçeli, şunları kaydetti:

''AKP hükümetinin dokuz yıllık iktidar yıllarında karanlık ve kirli niyetler hızla mesafe almış ve Türk devleti tesir alanı gittikçe genişleyen bölücü saldırıların kucağına düşmüştür. Vatanımızı bölmeyi, milletimizi parçalamayı hedefine koyan PKK terör örgütüne AKP hükümetinin hoşgörü ve iyi niyetle yaklaşması Türk tarihinin gördüğü en büyük rezalet olarak karşımızdadır.

En son olarak Norveç'in başkenti Oslo'da kurulan ihanet masalarının ve konuşulanların deşifre olmasıyla AKP'nin PKK'yla yanak yanağa, diz dize olması somut olarak belirginlik kazanmıştır.

Başbakan özel temsilcisinin yanı sıra, dönemin MİT müsteşar yardımcısının da hazır bulunduğu ortamda, PKK militanlarının ve koordinatör sıfatıyla bulunan yabancı bir şahsın yer aldığı anlaşılmıştır. Görüşmelerin reddedilmesine yönelik herhangi bir irade beyanı ortaya çıkmadığından dolayı PKK-AKP ilişkisi kesinleşmiştir. Gizli ses ya da video kayıtlarıyla suç isnat eden, ortam dinleyen, çamur atan ve tuzaklar kuran iktidar partisinin, bu defa da kendisi aynı duruma düşmüştür. Beşinci Oslo görüşmesi olarak tanımı ve tarifi yapılan hıyanet buluşmasının servis edilmesiyle AKP'nin maskesi düşmüş ve inkarcı Başbakanın fotoğrafı netleşmiştir.

MÜZAKERELERİN 2 BOYUTU VAR


PKK'yla yapılan müzakerelerin iki boyutu olduğunu görmek lazımdır. Bunlardan birincisi, müzakerenin bizatihi varlığı ve terör örgütüyle kurulan yoğun temas ve görüşme trafiğidir. İkinci olarak da konuşmaların muhteviyatı ve beraberindeki utanç verici diyaloglardır.''

Konuşmasında, ''Yandaş ve işgüzar basının, PKK'yla yapılan kirli görüşmelerin daha çok şekli kısmına odaklanması, devletin terörü bitirmek için her yolu deneyeceğini mazeret olarak ileri sürmesi kepazelikten başka bir anlam taşımamaktadır'' ifadelerini kullanan Bahçeli, şöyle devam etti:

''Bilinmelidir ki artık ihanet mızrağını kimsenin çuvala sığdırması mümkün değildir. Devletimizi ve milletimizi hunhar saldırılarıyla yıkmak ve yok etmek isteyen bölücü terör örgütünü aklamaya ve görüşmeleri masum hale getirmeye kim yelteniyorsa PKK'yla aynı safta görünecektir.

Başbakan Erdoğan zaten malumumuz olan bir konuda suçüstü yakalanmış ve kanlı örgütle nasıl sarmaş dolaş olduğunu somut olarak göstermiştir. Hali hazırda MİT Müsteşarlığı görevini yürüten şahsın, Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı olduğu dönemde, Başbakan Erdoğan'ın özel temsilcisi unvanıyla PKK'lılarla görüştüğü ortaya çıkmıştır. Böylelikle Başbakan Erdoğan ve hükümetinin kandan beslenen teröristlerle gizli pazarlıklar yürüttüğü ve teröre teslim oldukları bir kez daha tescil edilmiştir. Kandil-İmralı-AKP fotoğrafında eksik yan kalmamış, melanet tüm acı ve katlanılmaz haliyle netleşmiştir.''

'İŞİN İÇİNDEN SIYRILMA HESAPLARI'

PKK ile yapılan müzakerelerin geçtiğimiz yılın haziran ayında kendisi tarafından gündeme getirildiğinin altını çizen Bahçeli, ''Başbakan Erdoğan bu durum karşısında öfke nöbetlerine kapılmış, meydanlarda kendini kaybederek bizi şrefsizlikle ve alçaklıkla itham etmiştir'' dedi.

Bahçeli, şöyle konuştu: ''Hakaretlerle şahsıma ve partime saldıran Başbakan ısrarla ve yüzü kızarmadan terör örgütüyle masaya oturmadıklarını ve oturmayacaklarını ilan etmiştir. Ancak daha sonra sözlerinin altında kalacağını anlayan bu yalan abidesi, İmralı'yla görüşmeleri devletin üzerine yıkmış ve işin içinden sıyrılma hesapları yapmıştır. Arkasından devlette devamlılık olduğunu ileri sürerek kendilerinden önce de İmralı'yla irtibat kurulduğunu ifade etmiş ve bunu sık sık tekrar etmekten kaçınmamıştır. Terör örgütü elebaşısıyla görüşme iddialarının kapatılamayacak bir noktaya geldiğini anlayan Başbakan Erdoğan, bu defa da 'iddia sahibi iddiasını ispatla mükelleftir' diyerek hedef şaşırtmaya çalışmıştır.

Bahçeli, Başbakan Erdoğan'a soruları olduğunu belirterek, şunları söyledi:

''Habur girişinde mutabakat sağlanan, ancak PKK'nın uymadığı ve AKP planlarının bozulduğu konular nelerdir? Beşinci Oslo görüşmesinden önceki diğer dört görüşmede neler konuşulmuş ve hangi sözler verilmiştir? İmralı canisi ve terör örgütüyle yüzde doksan-doksanbeş oranında mutabakat sağlanan konular nelerdir? Sağlanan mutabakat çerçevesinde kamuoyunun hazırlanması için yurt içine yönelik yürütülen kampanyaların sınırları nerede ve hangi seviyede tutulmuştur? Kanlı örgütün devlete verdiği ve devletin de yurt dışındaki teröristlerle paylaştığı anlaşılan sözde ''önderlik yol haritası'' neleri içermektedir? Teröristlerin bildiği konuları milletimizden saklamak ahlakla, erdemle, ileri demokrasiyle nasıl bağdaşmaktadır? PKK militanı Sabri Ok hakkında açılmayacağı sözü verilen, ancak daha sonra bazıları açılan davalar neleri ihtiva etmektedir? Bir hukuk devletinde hükümet bir teröriste yasa dışı taahhütte nasıl bulunabilmektedir?

PKK terör örgütü hangi konularda sözde iyi niyet göstermiştir? Milletimizi manipüle etmek maksadıyla, kanlı terör örgütünden silah bırakması sembolik manada mı istenmiştir? Bölücü terör yandaşlarının lehine kanunsuz işlemler yapılmış mıdır? Terör örgütü propagandasına imkan veren, mesela mevzuat ihlalini göze alarak frekans tahsisi gibi uygulamalar ne hakla ve ne cüretle yerine getirilmiştir? MİT eski müsteşar yardımcısının dile getirdiği, metropollere PKK tarafından yerleştirilen ve vatandaşlarımızı vahşice öldürmeye ayarlı bombalar hangi şehirlerimizdedir? Bu konuda bir tedbir alınmış, failler yakalanmış mıdır?''

Seçimlerden bugüne 64 vatan evladının katledildiğini belirten Bahçeli, ''Başbakan Erdoğan, PKK açılımıyla teröristlerin ümidi ve cesaret kaynağı haline gelmiştir'' iddiasında bulundu.

Kandil'e yönelik kara harekatı yapabilmek için Peşmerge yönetiminin ikna edilemediğini savunan Bahçeli, ''Ayrıca Kandil'e yönelik kara hareketinin yüksek sesle duyurulması, PKK'ya durumunu gözden geçirmesi için ikaz; milletimizin artan beklentilerini yönetmek için ise bir taktiktir'' dedi.

''Başbakan Erdoğan uluslararası çevrelerden aldığı gazla Türk dış politikasının omurgasını zedelemiş; Türkiye;yi değişken, güvenilmez, bir dediği bir dediğini tutmayan, zamana ve şartlara göre kıvrılan, kişilere, başkentlere göre esneyen bağımlı bir ülke durumuna sokmuştur.

'SAHTE İSRAİL DÜŞMANLIĞI'

Türkiye'nin artık gündem belirleyen değil, gündemin peşinden sürüklenen bir ülke görünümüne geldiğini savunan Bahçeli, ''Buna rağmen Başbakan Erdoğan sahte İsrail düşmanlığı ve karşıtlığıyla kişisel imajını korumaya ve kendisini avutmaya çalışmaktadır'' iddiasında bulundu.

Konunun hükümet tarafından Lahey Adalet Divanına taşınma kararlılığının da açmazları ve bazı sorunlu hukuki tarafları olduğunu anlatan Bahçeli, AK Parti hükümetinin İsrail'e karşı uygulayacağı tedbirlerin esasen gecikmiş ve yetersiz olduğunu söyledi.

Bahçeli, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Bir defa ekonomik yaptırımlar pakette yer almamıştır. Doğu Akdeniz;de seyrüsefer serbestisi için gerekli önlemlerin alınma ifadesi de belirsizliklerle ve tehlikelerle doludur. Mavi Marmara;yı korumasız bir şekilde ve göz göre göre İsrail saldırısına maruz bırakan AKP hükümetinin, bugün bu kararı alması son derece düşündürücüdür.

Başbakan tribünlere oynamayı bırakmalı ve şu sorularımıza açıklıkla cevap vermelidir: Yardım gemilerine askeri destek denizde nereye kadar sürecektir? Gazze;ye kadar, uluslararası suların bittiği karasularının başladığı noktaya kadar gidilecek midir? Türk donanması, yabancı ülke karasularına söz konusu amaç çerçevesinde girebilecek midir? Başbakan Erdoğan;ın kendi ağzından çıkanı kulağı duymamakta ve şov uğruna gözü kararmışçasına hamasete başvurmaktadır. Madem muhtemel yardım gemilerine refakat edilmesinde bu kadar isteklidir; o halde ilk yardım seferinde kendisinin başı çekmesi sözünün yere düşmemesi açısından yerinde olacaktır.''
 
bayigram takipçi satın al instagram beğeni satın al instagram takipçi satın al tiktok takipçi satın al Buy Followers bugün haber
vozol puff
Geri
Üst