CaSPeR35
Kayıtlı Üye
Jake Kasdanın yönettiği ve Cameron Diaz, Justin Timberlake, Lucy Punch ile Jason Segelin oynadığı Kötü Öğretmen (Bad Teacher), 09 Eylül 2011de Warner Bros. dağıtımıyla Warner Bros. tarafından vizyona girdi.
Bad Teacher/Kötü Öğretmende eğitimi yeniden tanımlayan bir öğretmeni canlandıran Cameron Diaz, Elizabeth asil bir meslek olduğu için öğretmen değil bu sadece bir iş, bir gereklilik, kirasını ödemek için yapması gereken bir şey diyor ve ekliyor: Aslında, onun esas amacı bir daha asla öğretmenlik yapmak zorunda kalmamanın bir yolunu bulmak.
Bu filmin fikri senarist ortaklar Gene Stupnitsky ve Lee Eisenbergün aklına geldiğinde, son derece ender ve özel bir şey yakaladıklarını biliyorlardı. Eisenberg, Sanki kadınlar için pek fazla komedi rolü yokmuş gibiydi. Saturday Night Liveda pek çok komik kadın sanatçı görüyoruz: Çok komik ve çekiciler. Sonra filmlere gidiyoruz ama bu filmlerde iki erkeğin kanka olması için aksesuar falan gibiler. Biz gerçekten de kadın bir komedyen için bir proje yazmak istedik diyor.
Bu derece akıl almaz ama bir o kadar da iyi yazılmış bir karakteri canlandırma fırsatı Diaza cazip geldi. Sınırları zorlamayı sevdiğini dünya çapında hit olan Theres Something About Maryde kanıtlayan aktris, yine de bu tür rollerin insanın karşısına sık sık çıkmadığını söylüyor: Karşınıza böyle roller çıkmıyor. Olmuyor işte. Özellikle de kadınlar için. Bu senaryo hem çok tahrip edici, hem muhteşem, hem de çok komik. Senaryoyu ilk kez okumayı bitirdiğimde kafamda kuşkuya yer kalmamıştı: Bu rolü canlandıracaktım.
Peki Elizabeth ne derece yoldan çıkmış? Diazin buna yanıtı şöyle: Amacı yeni göğüs yaptırabilmek için para kazanmak. Onu bu hayattan çekip alacak, bir daha asla çalışmasına gerek kalmamasını sağlayacak kadar zengin bir koca peşinde. Bu isteklerini gerçekleştirmenin yolunun da işte o iri göğüslerden geçtiğine ikna olmuş durumda.
Okuduğum en komik senaryolardan biri olduğunu düşündüm diyen yönetmen Jake Kasdan, şöyle devam ediyor: Lee ve Genein tamamen özgün ve çok komik bir tarzları var. Bana kalırsa, en güzel kadın komedi rollerinden birini yazdılar; ve biz de onu canlandıracak mükemmel kişiyi bulduk.
Eisenberg, kendisinin ve ortağının baştan beri projenin iyi ellerde olduğundan emin olduklarını ifade ediyor: Elbette her zaman Jakein çalışmalarına hayrandık: Bana göre, Freaks and Geeks tüm zamanların en iyi dizilerinden biri. Pilot bölümü onun yönetmiş olması kararımızı pekiştirdi. Fakat, yazara göre, Kasdanın bir diğer artısı ise bu senaryoyu farklı kılan şeyi içsel bir şekilde anlamasıydı: Jake çok işbirlikçiydi. Elbette senaryonun gelişimine, Elizabethin gelişimi için kilit öneme sahip küçük değişimlere ilişkin fikirleri vardı. Şimdi filmi izlediğimde Jakein mutfağında yaptığımız değerlendirmeleri hatırlıyorum da onun tüm içgüdülerinin çok zekice olduğunu bir kez daha görüyorum.
Başkasının yazdığı bir senaryoyu yönetirken yazarların yapıma dahil olması benim için önemli diyor Kasdan ve ekliyor: Özellikle de komedilerde bu çok büyük bir artı. Filmi yaparken başka espriler de karşınıza çıkabilir; çekimler sırasında filmi daha da komik yapmaya çalışabilirsiniz.
Kasdana göre, Diazi farklı kılan şey, onun kendini role tamamen vermeye istekli oluşu: Cameronın harika bir özelliği var, bütünüyle korkusuz oluşu. Rolü gereği edepsiz ya da huysuz olmak ona keyif veriyor. Ayrıca, rolü için neyin işe yarayabileceği konusunda son derece açık fikirli. Bu filmin merkezi için mükemmel kişiydi; ve gerek yazarlar için gerek benim için onunla çalışmak gerçek bir ödüldü.
Kasdan, Diazin karakterini tanımlarken, Elizabeth kötü biri değil; sadece çok ama çok korkunç değerlere sahip diyor.
Saldırgan bir kötülüğü yok, sadece her şeyin üstünde olduğunu düşünüyor diyen Diaz, şöyle devam ediyor: Öğretme konusunda bir tutku, çocukların bir şey öğrenmesi konusunda bir arzu beslemiyor. Çocukların eyalet sınavında başarılı olmaları durumunda yüklü bir ödeme alacak olduğunu öğrenmesi bile onda daha iyi bir öğretmen olma isteği uyandırmıyor; o sadece sonuçları istiyor. Hiç değişmiyor olmasına bayılıyorum.
Aslında, Elizabeth için her şey Elizabethin etrafında dönüyor. Yaptığı her şey artık öğretmenlik yapmama hedefine yönelik; hatta bu, yedinci sınıf öğrencisinin araba yıkama işini çalmak olsa bile. Diaz bu konuda da şunları söylüyor: Elizabeth çalışkan biri değil, ama işini biliyor. Tam bir baş belası. Araba yıkama alanına şort, yüksek topuklar ve önünü düğüm yaptığı bir gömlekle gidip ebeveynlerin arabalarını yıkıyor. Durum ona oldukça basit görünüyor: Araba yıkama işinin başına geçmenin ve sonrada kazançtan payını almanın bir yolunu bulacak.
Kasdan ise, Cameron muhtemelen dünyada bunu başarabilecek tek aktris çünkü o kadar komikken böylesine seksi de görünebilen başka birini düşünemiyorum. O sahnede hakikaten çok komik.
Terk edilmesinin ardından Elizabeth gözünü zengin ve yakışıklı yedek öğretmene diker. Scott Delacorte (Justin Timberlake) adındaki bu öğretmen bir saat krallığının varisidir. Ama Scott, Elizabethin meslektaşı olan ve kendini mükemmel öğretmen olarak tanımlayan Amy Squirrela (Lucy Punch) aşık olmaya başlayınca, Elizabethin kıskançlığı ve kinci yapısı devreye girer.
Diazle başrolü paylaşan Justin Timberlake, Scott kağıt üzerinde çok ama çok hoş biri. Sıradan, zengin, asil ve mülayim biri gibi görünüyor diyor ve ekliyor: Bunu oynamak aslında eğlenceliydi çünkü Lucy ile and Cameronın canlandırdığı karakterler gitgide bayağılaştıkça, Scott da gitgide tuhaflaşıyor diyor.
Timberlake sette yazarların olduğu ve yönetmenin işbirliğini desteklediği bir ortam sunan Bad Teacher/Kötü Öğretmenin muhteşem bir deneyim olduğunu belirtiyor: Rol senaryoda yazılı olduğu şekliyle bile gerçekten komikti. Daha sonra ise, bir sahnenin ortasındayken, Jakein müthiş içgüdüleri devreye giriyor ve her kayıtta role bir katman daha ekleniyordu. Yazarlar üzerine bir şeyler katabileceğiniz replik seçenekleri üretiyorlardı. Tüm bunlar karakteri gitgide daha belirgin ve bence daha da komik hâle getirdi.
Komedinin esprilere değil karaktere dayalı olması tercihim diyen aktör, şöyle devam ediyor: Drama filmlerinde duygusal bir an varsa, bunun nedeni izleyicilerin karakteri serüveni boyunca izlemiş olmalarındandır ve o anın onlar için bir anlamı vardır. Komedi de aynı şey geçerli: Eğer karakterleri izlemişseniz her şey daha da komik olur.
Bu kadar komik oyuncularla çevrili olmanın büyük bir talih olduğunu ifade eden Timberlake, Gerçekten, ben onların bir hayranıyım sadece. Bu muhteşem komedi ustalarıyla aynı kum havuzunda oynamak harikaydı diyor.
Beden eğitimi öğretmeni Russell Gettisi canlandıran Jason Segel de bu iltifata şöyle karşılık veriyor: Sadece tek bir şeyde süper yetenekli olmanız gerekir. Ama Justin süper yetenekli bir şarkıcı, müzisyen ve dansçı; ayrıca gerçekten de komik. Bu adam herkes için moral bozucu. Neyse ki boyu benimkinden kısa; en azından bir konuda avantajlıyım.
Timberlake elbette şarkıcı ve şarkı yazarı olarak büyük başarılara imza attı ama Bad Teacher/Kötü Öğretmende kendi müzisyen kimliğini tiye alıyor. Aktör bunu şöyle açıklıyor: Scotttan öğretmenlerin müzik grubu Period 5a katılması isteniyor. Scott herkesin favorisi; öğretmenlerin öğrencilerinin onun gibi olmasını dilediği biri; dolayısıyla, ondan gruba katılmasını istemeleri doğal. Lee ve Gene bana geldiler çünkü Scottın Amy için bir şarkı yazmasının çok komik olacağını düşünmüşler. Bu şarkıyı ne kadar basit ve kötü yapabileceğimizi görmek istedik.
Amy Squirrel için filizlenmekte olan aşkından ilham alan Scott, Simpatico isimli hakikaten berbat bir aşk şarkısı yazar. Justinin karavanında oturduk ve o gitar çalarken sözleri yazmaya başladık. İnanılmaz bir deneyimdi diyor Eisenberg ve ekliyor: Elbette, Simpatico dünyanın en kötü şarkısı. Justin şarkıyı tuhaf bir tondan söylüyor ve gitarda akortları basarken ellerine bakıyor. Filmde, Justin gerçekten de gitar çalmayı yeni öğrenmiş biri gibi duruyor.
Kasdan ise, Justin Timberlakei kötü şarkı söylemeye çalışırken izlemek beni çok güldürdü diyor.
Diazin filmdeki rakibi koridorda karşı komşusu olan Amy Squirreldır (Lucy Punch). Amy dürüst, iyi niyetli ve kibar, ama aynı zamanda bir baş belası ve çok da sinir bozucu diyor Punch ve ekliyor: Elizabeth gelip kafa tutmaya ve Amynin erkeğine asılmaya başlayınca her şey paramparça oluyor.
Eisenberg gülerek, Karakterlerimize isim düşünmek için çok zaman harcadık dedikten sonra, şöyle devam ediyor: Amy Squirrel (sincap) için, sinir bozucu bir tip olması nedeniyle aptalca bir ismi uygun gördük. Sonunda Squirrel ismini bulunca, ismini açıklamak için küçük bir sincap taklidi yapması fikri hoşumuza gitti.
Sarışın İngiliz aktris, karakterinin görünümü için şunları söylüyor: Gerçekten kızıl olmak istedim. Onun adı Amy Squirrel, kızıl saçlı olması lazım! Ayrıca, bu şekilde Cameronın karakterinden de çok farklı görünecekti; birbirlerinin tam zıttı olmalıydılar. Amy ne giydiğini umursamıyor; rahat ve pratik olması yeterli. Gerçekten acayip çirkin takunyalar giydim! Amy kibirden tamamen uzak ve çoğu durumu aşmak için neşeli kişiliğine bel bağlıyor.
Lucy odaya girdi ve rolü kendi rolü yaptı diyor Kasdan ve ekliyor: Senaryoda yazılı olanı gördü ve tüm bunları yaptı ama bunun yanında çok komple ve gerçek bir kişi yarattı.
Eisenberg ise aktris için şunları söylüyor: Lucy çok komik; kendini işine adıyor. O talihsiz takunyalarla yürüyüş şekli bile bir amaca yönelik.
Aşk dörtlüsünü tamamlayan isim okulun beden eğitimi öğretmeni Russell Gettis (Jason Segel). Russell tam anlamıyla şen şakrak bir adam diyor Segel ve ekliyor: Sadece hayatın tadını çıkarıyor ve beraber takılacağı insanlar arıyor. Bence Elizabethle anlaşabilmesinin nedeni de bu; ah bir de Elizabeth şu gardını indirse.
Elizabeth tarafından nasıl sürekli reddedilebilir ama bir türlü vazgeçmez? Reddedilmek onun keyfini kaçırmıyor diyor Segel ve ekliyor: Aslında, daha en başından asla bir ilişkinizin olamayacağını söyleyen bir kızla flört etmenin güvenli bir yanı var: Risk yok. Kadınlar sürekli olarak hayır diyebilirler; Russellın tek ihtiyacı olan şey bir tanesinin evet demesi.
Eisenberg ise, Jason çok komik ama tüm filmde normal olan tek kişiyi o canlandırıyor. Elizabethin yaptıklarını beğenebiliyor ya da Amy saçma bir şey söylediğinde tepki verebiliyor. Russell filmi gerçekçi kılıyor diyor.
The Officete kendi adını taşıyan karakteri canlandıran Phyllis Smith bu filmde de öğretmen rolünde önemli bir yardımcı oyuncu. Smith, Lynni oynamak için üstlendiği ilk rollerden birine kanalize oldu. Lisedeyken, ki bu çok uzun bir süre önceydi, drama kulübünde çok küçük bir rolüm vardı. Tek yaptığım, Bilmiyorum, Sanırım, Madem öyle diyorsun, Öyle sayılır gibi önemsiz replikleri söylemekti. Bu senaryonun kapağını açıp Lynni gördüğümde o günleri hatırladım. Bir şeyler atıştırmak ister misin? dediğimde sesim titremeye başladı ve karakterin çıkış noktası bu oldu diyor.
Smith öğretmenlik vasfına da sahip; gerçek hayatında da öğretmenlik diploması var. İlkokul öğretmenliği diplomam var diyen aktris, sözlerini şöyle sürdürüyor: Bu diplomayı uzun süreli olarak hiç kullanmadım. Fakat anne babam gerçek bir iş bulabilmek için gerçek bir diplomaya ihtiyacım olduğunu söylediler ve bir süreliğine birinci sınıflara öğretmenlik yaptım. Ayrıca, küçük çocuklara dans dersi verme sertifikam da var ama bunu kullanmayalı da uzun zaman oldu.
Eisenberg, The Officein yazımına katkıda bulunmuş olmamıza karşın, bu rol için açık açık Phyllisi düşünmedik. Seçmelere geldiğinde, muhteşem bir performans sergiledi ve etrafımızda olması harikaydı. Repliklerini söylerken korkmuş ya da heyecanlı gibi, sanki konuştuğu için özür dilermiş gibi bir hâli var. Onu sarı mini eteği içindeki Cameronla birlikte yürürken izlemek çok komikti. Hep birkaç adım geride oluşu ve Elizabethe yetişmeye çalışması beni gülmekten kırdı geçirdi.
Bad Teacher/Kötü Öğretmen ayrıca yapımda yer alan bazı kişiler için tekrar bir araya gelme fırsatı sundu. Yönetmen Jake Kasdan daha önce televizyon dizisi Freaks and Geeksin birkaç bölümünü yönetmişti. Bu dizide Jason Segel rol alıyordu ve Phyllis Smith de cast asistanı olarak Segelın rolü almasına yardımcı olmuştu. Freaks and Geekste rehber danışmanı oynayan Dave (Gruber) Allen da Bad Teacher/Kötü Öğretmende de rol alıyor. Smith, Jason herkesin kendini rahat hissetmesini sağlıyor. Odaya girip onun yanına oturmak hoştu. O zamanlar Jakei pek tanımıyordum ama yollarımız kesişti. Seçmeler gittiğimde, Mazimiz var diyerek bu konuda onun damarına bastım. Ne demek istediğimi anlamadı. O dönemde tamamen sahne arkasındaydım. Bütünüyle farklıydım diyor.
Kasdan ise, Phyllis tanıdığım en doğal komik insanlardan biri diyor ve ekliyor: Lee ve Gene tabi onu önerdiler çünkü The Officete birlikte çalışmışlardı. Bu filmde, Cameron ile Phyllis arasındaki dinamik ise benim favorilerimden biri oldu. O harika bir aktris ve Lynn karakterini her açıdan kendi karakteri yaptı.
Oyuncu kadrosunda yer alan diğer isimler ve canlandırdıkları karakterler ise şöyle: John Michael Higgins okul müdürü Wally Snur rolünde; Modern Familyden tanıdığımız ve buradaki performansıyla kısa süre önce Emmy Ödülü kazanan Eric Stonestreet, Elizabethin hijyenden nasibini almamış ev arkadaşı Kirk rolünde; Thomas Lennon ise Elizabethin geleceğinde kilit rol oynayan eyalet idarecisi Carl Halabi rolünde.
Wally işinde çok iyi, meraklı, kibar ve sürekli hor görülen biri. Her şeyi doğru yaptığı halde hiçbir şekilde bunun mükafatını almıyor. Sırf bu da değil; Wally (aptal, boş, işe yaramaz kişi) Snur ismiyle bir hayat yaşadığınızı düşünebiliyor musunuz? diyen Higgins, sorusunun cevabını kendi veriyor: Böyle derin bir çukurdan çıkmak zor. Böyle bir isminizin olması tahtaya tırnak sürtmenin çıkardığı ses kadar sinir bozucu.
Carl Halabiyi canlandıran Thomas Lennon ise şunları söylüyor: Carl standart testlerden sorumlu, katı bir idareci. Dolayısıyla, Elizabethin gözünde, yeni yaptıracağı göğüslerle arasında duran tek kişi Carl. En iyi puanları alan öğrencilerin öğretmenlerine ikramiye dağıtılacağını öğrendiğinde, Elizabetin testin bir kopyasını alıp hileyle o parayı kazanmak için yapmayacağı şey yok gibi.

Bad Teacher/Kötü Öğretmende eğitimi yeniden tanımlayan bir öğretmeni canlandıran Cameron Diaz, Elizabeth asil bir meslek olduğu için öğretmen değil bu sadece bir iş, bir gereklilik, kirasını ödemek için yapması gereken bir şey diyor ve ekliyor: Aslında, onun esas amacı bir daha asla öğretmenlik yapmak zorunda kalmamanın bir yolunu bulmak.
Bu filmin fikri senarist ortaklar Gene Stupnitsky ve Lee Eisenbergün aklına geldiğinde, son derece ender ve özel bir şey yakaladıklarını biliyorlardı. Eisenberg, Sanki kadınlar için pek fazla komedi rolü yokmuş gibiydi. Saturday Night Liveda pek çok komik kadın sanatçı görüyoruz: Çok komik ve çekiciler. Sonra filmlere gidiyoruz ama bu filmlerde iki erkeğin kanka olması için aksesuar falan gibiler. Biz gerçekten de kadın bir komedyen için bir proje yazmak istedik diyor.
Bu derece akıl almaz ama bir o kadar da iyi yazılmış bir karakteri canlandırma fırsatı Diaza cazip geldi. Sınırları zorlamayı sevdiğini dünya çapında hit olan Theres Something About Maryde kanıtlayan aktris, yine de bu tür rollerin insanın karşısına sık sık çıkmadığını söylüyor: Karşınıza böyle roller çıkmıyor. Olmuyor işte. Özellikle de kadınlar için. Bu senaryo hem çok tahrip edici, hem muhteşem, hem de çok komik. Senaryoyu ilk kez okumayı bitirdiğimde kafamda kuşkuya yer kalmamıştı: Bu rolü canlandıracaktım.
Peki Elizabeth ne derece yoldan çıkmış? Diazin buna yanıtı şöyle: Amacı yeni göğüs yaptırabilmek için para kazanmak. Onu bu hayattan çekip alacak, bir daha asla çalışmasına gerek kalmamasını sağlayacak kadar zengin bir koca peşinde. Bu isteklerini gerçekleştirmenin yolunun da işte o iri göğüslerden geçtiğine ikna olmuş durumda.
Okuduğum en komik senaryolardan biri olduğunu düşündüm diyen yönetmen Jake Kasdan, şöyle devam ediyor: Lee ve Genein tamamen özgün ve çok komik bir tarzları var. Bana kalırsa, en güzel kadın komedi rollerinden birini yazdılar; ve biz de onu canlandıracak mükemmel kişiyi bulduk.
Eisenberg, kendisinin ve ortağının baştan beri projenin iyi ellerde olduğundan emin olduklarını ifade ediyor: Elbette her zaman Jakein çalışmalarına hayrandık: Bana göre, Freaks and Geeks tüm zamanların en iyi dizilerinden biri. Pilot bölümü onun yönetmiş olması kararımızı pekiştirdi. Fakat, yazara göre, Kasdanın bir diğer artısı ise bu senaryoyu farklı kılan şeyi içsel bir şekilde anlamasıydı: Jake çok işbirlikçiydi. Elbette senaryonun gelişimine, Elizabethin gelişimi için kilit öneme sahip küçük değişimlere ilişkin fikirleri vardı. Şimdi filmi izlediğimde Jakein mutfağında yaptığımız değerlendirmeleri hatırlıyorum da onun tüm içgüdülerinin çok zekice olduğunu bir kez daha görüyorum.
Başkasının yazdığı bir senaryoyu yönetirken yazarların yapıma dahil olması benim için önemli diyor Kasdan ve ekliyor: Özellikle de komedilerde bu çok büyük bir artı. Filmi yaparken başka espriler de karşınıza çıkabilir; çekimler sırasında filmi daha da komik yapmaya çalışabilirsiniz.
Kasdana göre, Diazi farklı kılan şey, onun kendini role tamamen vermeye istekli oluşu: Cameronın harika bir özelliği var, bütünüyle korkusuz oluşu. Rolü gereği edepsiz ya da huysuz olmak ona keyif veriyor. Ayrıca, rolü için neyin işe yarayabileceği konusunda son derece açık fikirli. Bu filmin merkezi için mükemmel kişiydi; ve gerek yazarlar için gerek benim için onunla çalışmak gerçek bir ödüldü.
Kasdan, Diazin karakterini tanımlarken, Elizabeth kötü biri değil; sadece çok ama çok korkunç değerlere sahip diyor.
Saldırgan bir kötülüğü yok, sadece her şeyin üstünde olduğunu düşünüyor diyen Diaz, şöyle devam ediyor: Öğretme konusunda bir tutku, çocukların bir şey öğrenmesi konusunda bir arzu beslemiyor. Çocukların eyalet sınavında başarılı olmaları durumunda yüklü bir ödeme alacak olduğunu öğrenmesi bile onda daha iyi bir öğretmen olma isteği uyandırmıyor; o sadece sonuçları istiyor. Hiç değişmiyor olmasına bayılıyorum.
Aslında, Elizabeth için her şey Elizabethin etrafında dönüyor. Yaptığı her şey artık öğretmenlik yapmama hedefine yönelik; hatta bu, yedinci sınıf öğrencisinin araba yıkama işini çalmak olsa bile. Diaz bu konuda da şunları söylüyor: Elizabeth çalışkan biri değil, ama işini biliyor. Tam bir baş belası. Araba yıkama alanına şort, yüksek topuklar ve önünü düğüm yaptığı bir gömlekle gidip ebeveynlerin arabalarını yıkıyor. Durum ona oldukça basit görünüyor: Araba yıkama işinin başına geçmenin ve sonrada kazançtan payını almanın bir yolunu bulacak.
Kasdan ise, Cameron muhtemelen dünyada bunu başarabilecek tek aktris çünkü o kadar komikken böylesine seksi de görünebilen başka birini düşünemiyorum. O sahnede hakikaten çok komik.
Terk edilmesinin ardından Elizabeth gözünü zengin ve yakışıklı yedek öğretmene diker. Scott Delacorte (Justin Timberlake) adındaki bu öğretmen bir saat krallığının varisidir. Ama Scott, Elizabethin meslektaşı olan ve kendini mükemmel öğretmen olarak tanımlayan Amy Squirrela (Lucy Punch) aşık olmaya başlayınca, Elizabethin kıskançlığı ve kinci yapısı devreye girer.
Diazle başrolü paylaşan Justin Timberlake, Scott kağıt üzerinde çok ama çok hoş biri. Sıradan, zengin, asil ve mülayim biri gibi görünüyor diyor ve ekliyor: Bunu oynamak aslında eğlenceliydi çünkü Lucy ile and Cameronın canlandırdığı karakterler gitgide bayağılaştıkça, Scott da gitgide tuhaflaşıyor diyor.
Timberlake sette yazarların olduğu ve yönetmenin işbirliğini desteklediği bir ortam sunan Bad Teacher/Kötü Öğretmenin muhteşem bir deneyim olduğunu belirtiyor: Rol senaryoda yazılı olduğu şekliyle bile gerçekten komikti. Daha sonra ise, bir sahnenin ortasındayken, Jakein müthiş içgüdüleri devreye giriyor ve her kayıtta role bir katman daha ekleniyordu. Yazarlar üzerine bir şeyler katabileceğiniz replik seçenekleri üretiyorlardı. Tüm bunlar karakteri gitgide daha belirgin ve bence daha da komik hâle getirdi.
Komedinin esprilere değil karaktere dayalı olması tercihim diyen aktör, şöyle devam ediyor: Drama filmlerinde duygusal bir an varsa, bunun nedeni izleyicilerin karakteri serüveni boyunca izlemiş olmalarındandır ve o anın onlar için bir anlamı vardır. Komedi de aynı şey geçerli: Eğer karakterleri izlemişseniz her şey daha da komik olur.
Bu kadar komik oyuncularla çevrili olmanın büyük bir talih olduğunu ifade eden Timberlake, Gerçekten, ben onların bir hayranıyım sadece. Bu muhteşem komedi ustalarıyla aynı kum havuzunda oynamak harikaydı diyor.
Beden eğitimi öğretmeni Russell Gettisi canlandıran Jason Segel de bu iltifata şöyle karşılık veriyor: Sadece tek bir şeyde süper yetenekli olmanız gerekir. Ama Justin süper yetenekli bir şarkıcı, müzisyen ve dansçı; ayrıca gerçekten de komik. Bu adam herkes için moral bozucu. Neyse ki boyu benimkinden kısa; en azından bir konuda avantajlıyım.
Timberlake elbette şarkıcı ve şarkı yazarı olarak büyük başarılara imza attı ama Bad Teacher/Kötü Öğretmende kendi müzisyen kimliğini tiye alıyor. Aktör bunu şöyle açıklıyor: Scotttan öğretmenlerin müzik grubu Period 5a katılması isteniyor. Scott herkesin favorisi; öğretmenlerin öğrencilerinin onun gibi olmasını dilediği biri; dolayısıyla, ondan gruba katılmasını istemeleri doğal. Lee ve Gene bana geldiler çünkü Scottın Amy için bir şarkı yazmasının çok komik olacağını düşünmüşler. Bu şarkıyı ne kadar basit ve kötü yapabileceğimizi görmek istedik.
Amy Squirrel için filizlenmekte olan aşkından ilham alan Scott, Simpatico isimli hakikaten berbat bir aşk şarkısı yazar. Justinin karavanında oturduk ve o gitar çalarken sözleri yazmaya başladık. İnanılmaz bir deneyimdi diyor Eisenberg ve ekliyor: Elbette, Simpatico dünyanın en kötü şarkısı. Justin şarkıyı tuhaf bir tondan söylüyor ve gitarda akortları basarken ellerine bakıyor. Filmde, Justin gerçekten de gitar çalmayı yeni öğrenmiş biri gibi duruyor.
Kasdan ise, Justin Timberlakei kötü şarkı söylemeye çalışırken izlemek beni çok güldürdü diyor.
Diazin filmdeki rakibi koridorda karşı komşusu olan Amy Squirreldır (Lucy Punch). Amy dürüst, iyi niyetli ve kibar, ama aynı zamanda bir baş belası ve çok da sinir bozucu diyor Punch ve ekliyor: Elizabeth gelip kafa tutmaya ve Amynin erkeğine asılmaya başlayınca her şey paramparça oluyor.
Eisenberg gülerek, Karakterlerimize isim düşünmek için çok zaman harcadık dedikten sonra, şöyle devam ediyor: Amy Squirrel (sincap) için, sinir bozucu bir tip olması nedeniyle aptalca bir ismi uygun gördük. Sonunda Squirrel ismini bulunca, ismini açıklamak için küçük bir sincap taklidi yapması fikri hoşumuza gitti.
Sarışın İngiliz aktris, karakterinin görünümü için şunları söylüyor: Gerçekten kızıl olmak istedim. Onun adı Amy Squirrel, kızıl saçlı olması lazım! Ayrıca, bu şekilde Cameronın karakterinden de çok farklı görünecekti; birbirlerinin tam zıttı olmalıydılar. Amy ne giydiğini umursamıyor; rahat ve pratik olması yeterli. Gerçekten acayip çirkin takunyalar giydim! Amy kibirden tamamen uzak ve çoğu durumu aşmak için neşeli kişiliğine bel bağlıyor.
Lucy odaya girdi ve rolü kendi rolü yaptı diyor Kasdan ve ekliyor: Senaryoda yazılı olanı gördü ve tüm bunları yaptı ama bunun yanında çok komple ve gerçek bir kişi yarattı.
Eisenberg ise aktris için şunları söylüyor: Lucy çok komik; kendini işine adıyor. O talihsiz takunyalarla yürüyüş şekli bile bir amaca yönelik.
Aşk dörtlüsünü tamamlayan isim okulun beden eğitimi öğretmeni Russell Gettis (Jason Segel). Russell tam anlamıyla şen şakrak bir adam diyor Segel ve ekliyor: Sadece hayatın tadını çıkarıyor ve beraber takılacağı insanlar arıyor. Bence Elizabethle anlaşabilmesinin nedeni de bu; ah bir de Elizabeth şu gardını indirse.
Elizabeth tarafından nasıl sürekli reddedilebilir ama bir türlü vazgeçmez? Reddedilmek onun keyfini kaçırmıyor diyor Segel ve ekliyor: Aslında, daha en başından asla bir ilişkinizin olamayacağını söyleyen bir kızla flört etmenin güvenli bir yanı var: Risk yok. Kadınlar sürekli olarak hayır diyebilirler; Russellın tek ihtiyacı olan şey bir tanesinin evet demesi.
Eisenberg ise, Jason çok komik ama tüm filmde normal olan tek kişiyi o canlandırıyor. Elizabethin yaptıklarını beğenebiliyor ya da Amy saçma bir şey söylediğinde tepki verebiliyor. Russell filmi gerçekçi kılıyor diyor.
The Officete kendi adını taşıyan karakteri canlandıran Phyllis Smith bu filmde de öğretmen rolünde önemli bir yardımcı oyuncu. Smith, Lynni oynamak için üstlendiği ilk rollerden birine kanalize oldu. Lisedeyken, ki bu çok uzun bir süre önceydi, drama kulübünde çok küçük bir rolüm vardı. Tek yaptığım, Bilmiyorum, Sanırım, Madem öyle diyorsun, Öyle sayılır gibi önemsiz replikleri söylemekti. Bu senaryonun kapağını açıp Lynni gördüğümde o günleri hatırladım. Bir şeyler atıştırmak ister misin? dediğimde sesim titremeye başladı ve karakterin çıkış noktası bu oldu diyor.
Smith öğretmenlik vasfına da sahip; gerçek hayatında da öğretmenlik diploması var. İlkokul öğretmenliği diplomam var diyen aktris, sözlerini şöyle sürdürüyor: Bu diplomayı uzun süreli olarak hiç kullanmadım. Fakat anne babam gerçek bir iş bulabilmek için gerçek bir diplomaya ihtiyacım olduğunu söylediler ve bir süreliğine birinci sınıflara öğretmenlik yaptım. Ayrıca, küçük çocuklara dans dersi verme sertifikam da var ama bunu kullanmayalı da uzun zaman oldu.
Eisenberg, The Officein yazımına katkıda bulunmuş olmamıza karşın, bu rol için açık açık Phyllisi düşünmedik. Seçmelere geldiğinde, muhteşem bir performans sergiledi ve etrafımızda olması harikaydı. Repliklerini söylerken korkmuş ya da heyecanlı gibi, sanki konuştuğu için özür dilermiş gibi bir hâli var. Onu sarı mini eteği içindeki Cameronla birlikte yürürken izlemek çok komikti. Hep birkaç adım geride oluşu ve Elizabethe yetişmeye çalışması beni gülmekten kırdı geçirdi.
Bad Teacher/Kötü Öğretmen ayrıca yapımda yer alan bazı kişiler için tekrar bir araya gelme fırsatı sundu. Yönetmen Jake Kasdan daha önce televizyon dizisi Freaks and Geeksin birkaç bölümünü yönetmişti. Bu dizide Jason Segel rol alıyordu ve Phyllis Smith de cast asistanı olarak Segelın rolü almasına yardımcı olmuştu. Freaks and Geekste rehber danışmanı oynayan Dave (Gruber) Allen da Bad Teacher/Kötü Öğretmende de rol alıyor. Smith, Jason herkesin kendini rahat hissetmesini sağlıyor. Odaya girip onun yanına oturmak hoştu. O zamanlar Jakei pek tanımıyordum ama yollarımız kesişti. Seçmeler gittiğimde, Mazimiz var diyerek bu konuda onun damarına bastım. Ne demek istediğimi anlamadı. O dönemde tamamen sahne arkasındaydım. Bütünüyle farklıydım diyor.
Kasdan ise, Phyllis tanıdığım en doğal komik insanlardan biri diyor ve ekliyor: Lee ve Gene tabi onu önerdiler çünkü The Officete birlikte çalışmışlardı. Bu filmde, Cameron ile Phyllis arasındaki dinamik ise benim favorilerimden biri oldu. O harika bir aktris ve Lynn karakterini her açıdan kendi karakteri yaptı.
Oyuncu kadrosunda yer alan diğer isimler ve canlandırdıkları karakterler ise şöyle: John Michael Higgins okul müdürü Wally Snur rolünde; Modern Familyden tanıdığımız ve buradaki performansıyla kısa süre önce Emmy Ödülü kazanan Eric Stonestreet, Elizabethin hijyenden nasibini almamış ev arkadaşı Kirk rolünde; Thomas Lennon ise Elizabethin geleceğinde kilit rol oynayan eyalet idarecisi Carl Halabi rolünde.
Wally işinde çok iyi, meraklı, kibar ve sürekli hor görülen biri. Her şeyi doğru yaptığı halde hiçbir şekilde bunun mükafatını almıyor. Sırf bu da değil; Wally (aptal, boş, işe yaramaz kişi) Snur ismiyle bir hayat yaşadığınızı düşünebiliyor musunuz? diyen Higgins, sorusunun cevabını kendi veriyor: Böyle derin bir çukurdan çıkmak zor. Böyle bir isminizin olması tahtaya tırnak sürtmenin çıkardığı ses kadar sinir bozucu.
Carl Halabiyi canlandıran Thomas Lennon ise şunları söylüyor: Carl standart testlerden sorumlu, katı bir idareci. Dolayısıyla, Elizabethin gözünde, yeni yaptıracağı göğüslerle arasında duran tek kişi Carl. En iyi puanları alan öğrencilerin öğretmenlerine ikramiye dağıtılacağını öğrendiğinde, Elizabetin testin bir kopyasını alıp hileyle o parayı kazanmak için yapmayacağı şey yok gibi.